Siyaset

'Biz onlara hep oyla sandıkla cevap verdik'

İçişleri Bakanı Soylu, "Hayır diyenler hiç merak etmeyin, biz onların hepsini biliyoruz, biz onların hepsini tanıyoruz. Biz onlara hep oyla sandıkla cevap verdik." dedi. - Anadolu Ajansı

'Biz onlara hep oyla sandıkla cevap verdik'
07-03-2017 20:52

TRABZON

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Hayır diyenler hiç merak etmeyin, biz onların hepsini biliyoruz, biz onların hepsini tanıyoruz. Tarihin en önemli fırsatı bizim elimizdedir bugün. Son 3-4 yıldır başımıza ne işler getirdiler. 3 bin dolardan 11 bin dolara çıktık ve bizim daha ileri gitmemizi istemiyorlar. Biz onlara hep oyla sandıkla cevap verdik." dedi.

Çeşitli programlara katılmak üzere Trabzon'a gelen Bakan Soylu, 15 Temmuz Atatürk Hürriyet ve Demokrasi Meydan Parkı'nda parti otobüsünden vatandaşlara hitap etti.

Sefer halinde olduklarını belirten Soylu, "Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın verdiği görevler var ama içimi de saklayamam ki Trabzon'u çok özlemişim." ifadesini kullandı.

Soylu, çok önemli bir süreçten geçildiğine işaret ederek, "Çok önemli bir döneme doğru adım atıyoruz hep birlikte ve bu önemli dönem artık bizim geriye bakmaya ve önümüzü sürekli engellerle tehditlerle endişelerle kaplamaya çalışanlara karşı bizim en son fırsatımızdır." diye konuştu.

FETÖ'nün darbe girişimine değinen Soylu, "15 Temmuz akşamı saat 8'de hiçbirimiz, 15 Temmuz saat 21.30'da bu ülkede hainlerin F16'larla tanklarla ve helikopterlerle masum vatandaşlarımızı bir şekilde katletmeye çalışacakları, 280'nin üzerinde evladımızı şehit edeceklerini, 2 bine yakın insanımızı gazi edeceklerini hiçbir şekilde düşünmüyorduk ve bu sistem içerisinde bu büyük millet büyük badirelerle karşılaştı. Daha ne verelim?" değerlendirmesinde bulundu.

Milletin çok şeyler gördüğünü anlatan Soylu, "Bu millet rey verdi, oy verdi, Menderes'i, Özal'ı, Erbakan'ı, Recep Tayyip Erdoğan'ı Başbakan, kıymetli Cumhurbaşkanı yaptı. Dediler ki 'sizin oyunuz değil, bizim yazdığımız anayasa geçerlidir.' Biz de şimdi Trabzon meydanından diyoruz ki geçti o günler bundan sonra milletin borusu ötecek milletin." dedi.

Soylu, milletin çok sıkıntılarla badirelerle karşı karşıya kaldığını ve hep sabrettiğini ifade ederek, sandığın, reyin halkın hep çözüm yolu olduğunu, bundan hiç vazgeçmediğini belirtti.

Bakan Soylu, 15 Temmuz akşamı bu ülkede hain bir girişim olacağını kimsenin düşünmediğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Yine Gezi olaylarından bir gün önce bu ülkede 5 ağaç yüzünden, bu ülkenin insanının birbirine düşürülebileceğini kimse bilmiyordu. Belki de 27 Nisan'da 'Siz cumhurbaşkanı seçemezsiniz, cumhurbaşkanını size seçtirmeyiz' dedikleri günden bir gün önce bu ülkede yeniden bir bildiri, yeniden bir darbe girişimi olabileceğini hiç kimse düşünmüyordu. 28 Şubat'tan bir gün önce 27 Şubat günü bu ülkede yeniden kazanımlarımızı bir günde kaybedeceğimizi, 20 yıl geriye gideceğimizi, IMF'nin boyunduruğu altına gireceğimizi, ayaklarımızın üzerinde durmamıza müsaade etmeyeceklerini düşünmüyorlardı. Bugün itiraz ediyorlar. Dün birinci boğaz köprüsüne 'hayır' diyenler itiraz ediyorlar, ikinci boğaz köprüsüne 'hayır' diyenler itiraz ediyorlar. Üçüncü Boğaz Köprüsü'ne 'hayır' diyenler itiraz ediyorlar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 'Yüksekova'ya havalimanı yaptırıp oraya da ay yıldızlı bayrağı asarım' dediklerinde PKK'nın ona müsaade etmeyen anlayışı gibi bugün 'hayır' diyorlar."

"Hayır" diyenlerin belli olduğunu kaydeden Soylu, "Hayır diyenler hiç merak etmeyin, biz onların hepsini biliyoruz, biz onların hepsini tanıyoruz. Tarihin en önemli fırsatı bizim elimizdedir bugün. Son 3-4 yıldır başımıza ne işler getirdiler. 3 bin dolardan 11 bin dolara çıktık ve bizim daha ileri gitmemizi istemiyorlar. Biz onlara hep oyla sandıkla cevap verdik." diye konuştu.

"Hadi şimdi özerklik ilan et de görelim seni"

Soylu, 7 Haziran seçimlerini anımsatarak, şunları söyledi:

"7 Haziran seçimlerini hatırlıyorsunuz değil mi? Bu HDP'nin afrasını, tafrasını hatırlıyor musunuz? Ne diyorlardı, özerklik ilan edeceğiz. 7 Haziran seçimlerinde biraz oy aldılar ya, yani yüzde 10'un üzerinde bir oy aldılar ya 'tamam' dediler, 'Türkiye'yi şimdi büktük, istediğimiz gibi bir oy aldık. Türkiye'yi daha rahat oynatacağız, istediğimiz gibi çizeceğiz, Türkiye'nin ileri gitmesini engelleyeceğiz. Türkiye'de turizmin büyümesini engelleyeceğiz. Türkiye'de işsizliğin ortadan kalkmasını engelleyeceğiz. Meclis'te istediğimiz gibi aşık atacağız' dediler. Sonra ne dediler, 'Cizre'ye özerklik ilan ettik', sonra ne dediler 'Varto'yu özerk ilan ettik', sonra ne dediler 'Nusaybin'i özerk ilan ettik.' Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Binali Yıldırım, bir şey söylemek istiyorum, bizler hep beraber şimdi bir soru soruyoruz. Hadi şimdi özerklik ilan et de görelim seni."

"Hiç merak etmeyin, evlatlarımız bir taraftan mücadele ediyorlar ama bir taraftan milletimizin asil ve kararlı bir duruşu var." ifadesini kullanan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onlar diyorlar ki Türkiye gene bir dalgalanma içerisine girsin. Biz bunların hepsini yaşadık, hepsini siz gördünüz ve hepsi bu sistemin içerisinde oluyor. 1960 darbesi bu sistemin içerisinde oldu. 1970 muhtırası bu sistemin içerisinde oldu. 1980 darbesi bu sistemin içerisinde oldu. 28 Şubat bu sistemin içinde oldu, 27 Nisan bu sistemin içinde oldu, Gezi olayları bu sistemin içinde oldu, 17-25 bu sistemin içinde oldu ve 15 Temmuz bu sistemin içinde oldu. 6-7 Ekim bu sistemin içinde oldu. Şimdi hep beraber bir karar vereceğiz ve önemli bir karar vereceğiz ya bu adamların ortaya koymuş olduğu tahakküme devam diyeceğiz ya da bize diyorlar ki 'bu ülkeyi siz yönetemezsiniz, isterseniz havalimanı yapın, oylarınızı ters çeviririz, onları yarın başkasına peşkeş çekeriz. İsterseniz bölünmüş yol, baraj yapın, sizi yarına esenlikle çıkarmayız.' diyenlere 16 Nisan'da güçlü bir cevap vermek zorundayız."

"Türkiye 21. yüzyıla yükselerek başladı"

Soylu, Türkiye'nin 21. yüzyıla yükselerek başladığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Öyle yükselerek başladık ki 10 yıllardan beri bize çektirdiklerine inat bir şekilde birbirimizle birlik, beraberlik içerisinde başladık ve Türkiye 3 bin dolardan 11 bin dolara yükseldi. Türkiye'yi çekemediler, durdurmak istediler. İstediler ki etrafındaki mağdurlara ve mazlumlara yardım yapmasın. İstediler ki genç insan kaynağı, yarına ait güçlü bir insan kaynağı, güçlü bir gelecek ortaya koymasın. İstediler ki modern İpekyolu'nu inşa etmesin. İstediler ki dünyanın en önemli geçiş güzergahı olmasın. İstediler ki bu ülke hep boynu bükük, boyunduruk altında kalsın. Bunu yapmak içinde ellerinden gelen bütün fırsatı ortaya koydular."

"Ne zaman ki 21 yüzyıla başladık, ne zaman ki kuvvetli bir liderimiz geldi, ne zaman ki güçlü bir liderimiz geldi ve ne zaman dedi ki 'ben sadece Allah'ın önünde eğilirim, ben sadece milletimle beraberim.' işte o gün her şey değişti." ifadesini kullanan Soylu, o günden itibaren Türkiye'nin güçlü adımlar atmak olduğunu, ilk kez böyle bir fırsat yakaladıklarını kaydetti.

"Sizin borunuz ötmüyor, artık milletin borusu ötüyor"

Soylu, AK Parti'ye yönelik eleştirilere ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunlar diyorlar ki 'AK Parti siyaseti kutuplaştırıyor.' Peki AK Parti yüzde kaçla başladı siyasi hayata. 2002'de yüzde 34'le başladı. Bugün 50'nin üzerinde 51, 52. Şimdi 34'ten 51'e çıkarken şiddetle mi çıktı? 34'ten 51'e çıkarken neyle çıktı biliyor musunuz? Bu milletin gözüne, bu milletin cebine göz dikmişlerdi. Her 100 liralık bütçesinde 65 lirası, 70 lirası faize gidiyordu. Bu millet yarını ne olacak diye endişe içerisindeydi. Peki ne oldu? Tayyip Erdoğan iktidara geldi, dedi ki 'bu parayı faizciye vermeyeceğim. Çocuklarıma anaokulu yapacağım, bu parayla evlatlarımıza hastane yapacağım. Bu parayı evlerinde durup Allah'ım bize kimse sahip çıkmayacak mı diyen engellilerimize vereceğim. Bu parayı yaşlılarımıza, bu ülkede üniversite okumak isteyen çocuklara, bu parayı onların sıralarının üzerindeki kitaplara vereceğiz. Biz yarınımızı insanımızla gencimizle ülkemizin kalkınması ve gelişmesiyle yakalayacağız.'"

"AK Parti bütün bunları yaparken Cumhuriyet Halk Partisi ne yaptı?" sorusunu yönelten Soylu, şöyle konuştu:

"24, 25 neden, millete ihtiyacı yok. O 34'ten 50'ye giderken, her kapıya giderken 2023'ü, 2053'ü ortaya koyarken, 2071'i ortaya koyarken be kardeşim sen de 2030 de. Diyemedin 2053, 2060 de, 2071 Alpaslan'dan çekindin belki, Fatih Sultan Mehmet Han'dan çekindin belki diyemedin, 2080 de. 'AK Parti şehir hastanesi yaptı, ben daha büyüğünü yapacağım' de. 'AK Parti uydu fırlattı, ben 5 tane fırlatacağım' de. AK Parti uçak yaptı, sen 'bin tane uçak yapacağım' de. Biz insansız hava uçağı yaptık, sen 'daha fazla yapacağım' de ama onların öyle bir derdi yok. Onların hiç öyle bir derdi olmadı ama neden? Bir gün patronumuzu Anayasa Mahkemesi yaptılar, bir gün patronumuzu Yargıtay yaptılar, bir gün patronumuzu Danıştay yaptılar. Bir gün patronumuzu IMF'nin orta dereceli memuru yaptılar, bir gün patronumuzu medyanın patronu yaptılar. Bir gün patronumuzu sermaye yaptılar çünkü onlar diyorlardı ki 'bu ülkede bizim borumuz öter, millete ne gerek var gitmeye. Ne olacak millete, ne olacak insanların ayağına gitmeye.' O günler geçti biliyor musunuz? Onlar dediler ki biz bir anayasa yaptık, bizim borumuz öter. Ben de diyorum ki sizin borunuz ötmüyor, artık milletin borusu ötüyor."

Muhabir. Meltem Yılmaz


dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER