Çevre-Hayat

'Biz kalpten doğan çocuklarız'

Yaklaşık 14 yıldır koruyucu ailesiyle birlikte yaşamını sürdüren Merve (16), koruyucu aile olmaktan korkulmaması gerektiğini belirterek, "Biz kalpten doğan çocuklarız. Önemli olan kimin doğurduğu değil kimin büyüttüğü." dedi.

'Biz kalpten doğan çocuklarız'
20-03-2018 15:32

ANKARA - Burcu Çalık

Ankara'da yaşayan ve iki oğulları bulunan Ethem-Selma Tunalı çifti, yaklaşık 15 yıl önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kuruluşlarda bakılan bir çocuğun da koruyucu ailesi olmaya karar verdi. Kuruluşa yaptıkları ziyarette o dönem henüz 3 yaşında olan Merve'yle tanışan Tunalı ailesi, ilk görüşte bağlandıkları kızlarından 14 yıldır bir an olsun ayrılmadı.

Tunalı ailesi, yaşamlarında bambaşka bir dönemi başlatan koruyucu ailelik süreçlerini AA muhabirine anlattı.

Koruyucu aile olmaya daha evlenmeden karar verdiğini ve hatta eşiyle de bu şartla evlendiğini dile getiren anne Selma Tunalı, "Çocuklarım doğduktan sonra, emekliliğime yakın Merve'yle tanıştık. O bizim kızımız oldu, çok da iyi oldu." dedi.

Yeniden koruyucu aile olmaya hazırlanıyorlar

Tunalı, Merve'nin evlerine ilk gelişinde unutulmaz bir anı yaşadıklarını belirterek, "İlk önce bizimle olan uyumuna bakmak için geçici olarak vermişlerdi Merve'yi. O kadar çabuk uyum sağladı ki... Hatta 'Baba geldi' dediğimizde oradan erkek terliklerini alıp hemen babasının ayağına vermişti, inanamazsınız. Nasıl bildi bunu, bu nasıl bir duyguydu anlamayamadım. Hepimiz şoke olduk. Demek ki çocuklarda içgüdüsel olarak aile, baba, anne özlemi var." ifadelerini kullandı.

Merve'yi 3 yaşındayken aldıklarında konuşamadığını aktaran Tunalı, sadece birkaç ay içerisinde kızlarının konuşmaya hatta şarkı söylemeye başladığını, boyunun iki ayda 8 santimetre uzadığını dile getirdi.

Selma Tunalı, koruyucu aileliğin bir "yürek" işi olduğunu vurgulayarak, "Bu çocuklar kalpte doğuyor ve kalbinde büyütüyorsun. Bambaşka bir şey. Doğurmuyorsun belki ama doğurduğunun aynısı. Çünkü ben doğurmanın da koruyucu aile olmanın da ne olduğunu biliyorum. İkisini de yaşadım çok şükür. İkisi de Allah'ın emanetleri. Onlara iyi bakıp, büyüteceğiz." diye konuştu.

Yeniden koruyucu aile olmak için 1,5 yıl önce yeniden başvuru yaptıklarını anlatan Tunalı, şu anda beklediklerini ifade etti. Tunalı, yürütülen tanıtım çalışmaları sayesinde her geçen gün koruyucu ailelerin sayısının arttığına dikkati çekti.

İki oğlunun üniversitede okuduğunu, Merve'nin de şu an lisede eğitim gördüğünü söyleyen Tunalı, kızlarının özel okulda okuyabilmesi için destek olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile Aile ve Sosyal Politikalar Ankara İl Müdürü Bestami Erkoç'a teşekkürlerini iletti.

Tunalı, Merve'nin okul başarısının çok arttığını kaydetti.

"Merve benim bir tanecik kızım"

Baba Ethem Tunalı ise koruyucu ailelik konusunda önceleri endişeleri bulunduğunu anlatarak, "Merve'yi gördükten sonra fikirlerim tamamen değişti. Kelimelerle anlatması çok zor. Şu an bir kızım var, oğlanlar belki kıskanacak ama çoğu zaman oğullarımdan daha üstün. Her zaman benimle birlikte, bana destek. İyi ki olmuş. Eşime bu konuda ısrarcı olduğu için çok teşekkür ediyorum." dedi.

Koruyucu aileliğin çok özel bir duygu olduğunun altını çizen Tunalı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İlla biyolojik olması gerekmiyor. Merve benim bir tanecik kızım. Bir çocuğu topluma kazandırmak, sevgi vermek o kadar güzel bir şey ki. Karşılığını da kat kat fazlasıyla alıyorsunuz. Bazen baba-kız olarak tartıştığımız da olur ama Merve her zaman yanımda olmuştur, beni hep sevmiştir, saymıştır. Yani sevgi verdiğiniz zaman kat kat karşılığını alıyorsunuz. Muhteşem bir duygu."

Tunalı, koruyucu ailelik konusunda farkındalığın artmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Bakan Kaya ve ondan önceki bakanların çok önemli katkıları olduğuna işaret ederek onlara teşekkürlerini iletti.

"Kimin yanında büyürsen ona benziyorsun"

Haziran ayında 17 yaşına girecek Merve ise en büyük hayalinin üniversitede psikolojik rehberlik ve danışmanlık okuyarak yuvada bulunan çocuklar için çalışmak olduğunu dile getirdi.

Merve, özellikle ergenlik döneminde kendini çok fazla sorguladığını ama birkaç yıl sonra her şeyin yerli yerine oturduğunu belirterek, "Bu, benim şanssızlıktan doğan şansım gibi oldu. Eğer yuvada olsaydım, istediğim her şeyim olacaktı ama manevi bir sevgim olmayacaktı belki de. Bu yüzden çok şanslıyım. İyi ki böyle bir aileye gelmişim diye Allah'a her zaman şükrettim. Annem yeri geldiğinde arkadaşım, ablam, her şeyim oldu." diye konuştu.

Normal bir aile nasılsa kendilerinin de öyle olduğunu vurgulayan Merve, "Bazı insanlar koruyucu aile olmak için korkup endişelenebiliyorlar, 'Genler farklı' diyorlar. Fakat bir insanı kimin doğurduğu önemli değil, önemli olan büyütmek. Yani kimin yanında büyürsen ona benziyorsun, onun karakterini alıyorsun." ifadelerini kullandı.

Merve, kuruluş bakımında bulunan tüm çocuklar için de şu çağrıda bulundu:

"Büyüdüğümde ben de yuvadan bir çocuk almak isterim. Çünkü yuvalardaki çocukların her şeyi olabilir ama gerçekten manevi olarak hiçbir şeyleri yok. Her insan gibi onların da bir değere, sevgiye, bir aileye ihtiyaçları var. Ev ortamı bambaşka bir şey. Annenin, babanın, abinin, ablanın olduğunu bilmen fark etmez, arkanda birisinin durduğunu görmek, hissetmek gerçekten çok güzel bir şey. Kimsenin bu yüzden korkmaması, endişe etmemesi gerekiyor."

Hiç tanımadığı biyolojik babası gelse yanında bu kadar rahat olamayacağını vurgulayan Merve, "Sonuçta burada büyüdüm ben, hiç tanımadığım bir insana nasıl yakın olabilirim. Biz kalpten doğan çocuklarız. Önemli kimin doğurduğu değil kimin büyüttüğü. Onlar nasıl büyütürse öyle devam eder." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER