Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, biyoçeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla yoğun çalışmalar yürüttüklerini belirterek, “Tabiat anaya karşı gelerek bir yere varamayız” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile akademisyenler tarafından hazırlanan ‘Türkiye’de Biyoçeşitlilik’ kitabının tanıtımı İzmir’de gerçekleştirildi. Etkinliğe Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Azerbaycan Tarım Bakanı İmam Karimov ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi ve Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü Dr. Viorel Gutu da katıldı.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, kitaba katkı sağlayanlara plaket takdim etti. Türkiye’nin biyoçeşitlilik bakımından çok zengin olduğunu söyleyen Bakan Pakdemirli, "Gıda ve tarım için önem taşıyan canlı kaynaklar, bir ülkenin sahip olabileceği en önemli avantajlardandır. Bu nedenle sahip olunan biyoçeşitlilik zenginlikleri, ülkeleri özellikle genetik kaynaklar anlamında büyük bir güç durumuna getiriyor. Ülkemizin de biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın şanslı ülkeleri arasında olduğunu ifade etmekten mutluluk duyuyorum. Bu önemli zenginlikten kaynaklanan sorumluluklarımızın bilinciyle biyolojik zenginliğimizi gelecek nesillere aktarmak için Bakanlık olarak yoğun çaba sarf ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Doğayı korumanın önemine değinen Bakan Pakdemirli, “Bütün ağaçlar kesildiğinde, bütün hayvanlar avlandığında, bütün sular kirlendiğinde, hava solunamaz hâle geldiğinde, işte o zaman, paranın yenilebilir bir şey olmadığını anlayacağız. Tabiat anaya karşı gelerek bir yere varılamayacağını bizler artık anlamış olmalıyız. Doğaya rağmen değil, doğa ile birlikte yaşamımızı şekillendirmek durumundayız. Kırsal kalkınmamızı, tarımımızı, ormancılığımızı ve hayvancılığımızı bu bilinçle geliştiriyoruz. Ülkemizde her türlü kaynak mevcut; yeter ki bunları iyi bir planlamayla faydaya dönüştürebilelim. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz. Her birimizin sağlığı kadar ekonomimizin de güçlü ve sağlıklı bir yapıda olması ekolojik hizmetlerin kesintiye uğramadan varlığını sürdürmesine bağlıdır. Her ne yaparsak yapalım, yaşayan canlıların doğal ortamda uyguladıkları zararlılarla mücadeleyi insan eliyle sağlayamayız” dedi.
"BİYOÇEŞİTLİLİK BİTERSE HAYAT BİTER”
Türkiye’nin Avrupa’nın en az kirletilmiş toprakları arasında yer aldığının altını çizen Bakan Pakdemirli, “Biyoçeşitliliğin yok olması hayatın yok olmasıdır. Bunun için düzenlediğimiz bu etkinlikte sloganımızı ’Biyoçeşitlilik Hayattır’ olarak belirledik. Dünya çapında, biyolojik çeşitlilikte endişe verici bir düşüş gözlenmesine rağmen Ne mutludur ki Türkiye’nin karasal ve sucul sistemleri, Avrupa’nın en az kirli habitatları arasında yer alıyor. Avrupa kıtasının tamamında bulunan tür sayısı 12 bin 500 civarındayken ülkemizde tanımlanmış tohumlu bitki türü sayısı 9 binin üzerinde, tür ve tür altı takson sayısı ise 11 bin civarındadır. Sahip olduğu bitki türlerinin üçte biri endemik olan Anadolu coğrafyası, fauna açısından da bulunduğumuz kuşak itibarıyla oldukça zengin” şeklinde konuştu.
ISLAH VE KORUMA PROGRAMLARI SÜRÜYOR
Tarım ve Orman Bakanlığı olarak biyoçeşitliliğin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmaya devam edeceklerini belirten Bekir Pakdemirli, “Tüm birimlerimizle ülkemiz biyoçeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Bunun yanı sıra ülkemiz tarihindeki en geniş işbirliği ile yerli ırklarımızın performanslarını geliştiren ıslah programlarını yürütüyoruz. Bu sayede pek çok ırkımızın koruma altına alındığını memnuniyetle ifade edebiliyorum. Türlere ait tehditler ve öneriler ile türlerin kullanım amaçlarını belirlediğimiz Cumhuriyet tarihimizde bir ilk olacak olan ulusal biyolojik envanter çalışmamızı bu yıl tamamlıyoruz. Korunması ve izlenmesi gereken hassas tür ve alanları tespit ederek izlemeye aldık. Nesli tehlike altındaki 79 türü koruma altına aldık. Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 7’si korunan alan statüsünde” diye konuştu.
“KİTAP REHBER OLACAK”
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi ve Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü Dr. Viorel Gutu, Anadolu coğrafyasının zenginlerinin altını çizdi. Gutu, "Türkiye’nin iklimi, gıdası ve doğası da oldukça zengin. Göbeklitepe’deki son bulgular, 12 bin yıl önce başlayan insan uygarlığının ve tarımsal gelişmenin erken belirtilerini gösteriyor. Ayrıca, pek çok bilimsel makale Güneydoğu Anadolu’daki Karacadağ Dağı’nın bugün dünyayı besleyen buğday, mercimek ve nohut gibi temel bitkileri sunduğunu bildirmektedir. FAO ve Türkiye bu kaynakların sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek ve korumak için uzun zamandır el ele çalışıyor. Bu kitapla, bu çabalara yalnızca bilinçlendirme yoluyla değil, aynı zamanda biyoçeşitliliğimizin korunması ve sürdürülebilir yönetimi için karar vericiler, yetkililer ve eğitimciler için de bir rehber oluşturarak bir katkı sağlamayı umuyoruz” dedi.
İKİ KARDEŞ ÜLKE TARIMDA DA BİRLİKTE
Lansmana katılan Azerbaycan Tarım Bakanı İmam Karimov, iki ülke arasında işbirliğinin tarımda da devam edeceğini söyledi. Karimov, “Tarım her iki kardeş ülkenin en büyük mirasıdır. Tarımsal kalkınma siyasetimizi korumalıyız. Zengin ekosistemden faydalanarak toprağa vurulan ziyanı azaltmamız gerekiyor. En yeni sistemlerden faydalanarak ekosistemi korumalıyız. Azerbaycan olarak asıl hedeflerimiz kaynakları doğru kullanıp bu kaynakları ilerleyen nesillere aktarmayı hedefliyoruz. Türkiye-FAO-Azerbaycan olarak ilişkilerimizi daha da geliştirmeyi istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Etkinliğin ardından Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve katılımcılar fidan dikimi gerçekleştirdi.
(Sinan Yeniçeri - Tolga Tahçı /İHA)