LONDRA (AA) - Birleşik Krallık’taki havayolları şirketleri yönetim zafiyetleri, grevler ve mali sıkıntılar nedeniyle zorlu bir dönemden geçiyor.
Bu ay başında Birleşik Krallık’ın 50 yıllık havayolu şirketi Monarch’ın iflas bayrağını çekmesinin ardından gözler ülkenin havacılık sektöründeki sorunlara çevrildi. Özellikle Birleşik Krallık’tan sıcak tatil destinasyonlarına doğrudan uçuş yapan Monarch bu ay başında önce 860 bin uçuş rezervasyonun iptal edildiğini açıkladı, ardından resmi web sitesi rezervasyona kapatmak zorunda kaldı. Monarch’ın yönetimi kayyuma devredilirken, ülke dışında seyahatte olan 110 bin kişi ancak Birleşik Krallık hükümeti ve Sivil Havacılık Otoritesi’nin (CAA) devreye girmesi ile evlerine dönebildi.
Geçen yıl ekim ayında 291 milyon sterlin zarar ettiğini açıklayan Monarch’ı sonunda iflas bayrağını çekmek zorunda bırakan ise uzun yıllardır devam eden yönetim zafiyeti. İflas ilanının ardından değerlendirmede bulunan Monarch’ın Üst Yöneticisi Andrew Swaffield daha önce şirketin Mısır ve Tunus’da yaşanan terör saldırılarından etkilendiğini savunmuştu. Fakat benzer şekilde jeopolitik risklerin yüksek olduğu destinasyonlara uçuşlarını devam ettiren çok sayıda havayolu şirketi bugün hala ayakta. Kısacası riskleri ve fırsatları iyi yönetemeyen şirket yönetimi iflas sorumluluğunu üstlenmekten kaçınıyor. Yaklaşık 2 bin 100 kişiye istihdam sağlayan Monarch ise artık satış sürecinin ardından yeni sahibini bekliyor.
Öte yandan ülkede sektörün sorunları sadece Monarch’ın iflası ile bitmiyor. Küresel operasyon merkezleri İrlanda’nın başkenti Dublin ve Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’da bulunan Ryanair geçen ay sonunda Kasım 2017-Mart 2018 arasındaki dönemde 18 bin uçuşu iptal ettiğini duyurdu. Havayolu şirketinden yapılan açıklamada iptallerden 400 bin kişinin etkileneceği belirtilirken, gerekçe olarak pilotların izinlerindeki karışıklıklar gösterildi. Pilotların izin rotasyonunu bile yönetemeyen şirketin bilet iptalleri kamuoyunda tepkiyle karşılandı.
Öte yandan Birleşik Krallık basınında, uçuş iptallerine asıl gerekçe olarak şirketin yeterli sayıda pilota sahip olmaması gösterilmişti. Sektör uzmanlarına ve İngiliz basınına göre uçuş iptallerinin neticesinde şirketin yaklaşık 20-25 milyon avro tazminat ödemek zorunda kaldığı tahmin ediliyor.
80 milyon sterlinlik zararÜlkenin en büyük havayolu British Airways ise bu yıl grevler ve teknik aksaklıklar nedeniyle zor günler geçirdi. Havayolu şirketi mayıs ayında bilgisayar sistemlerindeki arıza nedeniyle başkent Londra’daki Heathrow ve Gatwick havaalanlarından 670 uçuşu iptal etti. Seyahat etmek için havaalanlarına giden binlerce yolcu uzun saatler boyunca havalanında beklemek zorunda kaldı. Bilgisayar sisteminin çökmesi sonucunda üç gün boyunca 75 bin yolcunun yolculuğu kaosa dönüştü.
British Airlines’ın bağlı olduğu IAG şirketinden daha önce yapılan açıklamada bilgisayar sisteminde yaşanan sorunun şirkete toplam maliyetinin 80 milyon sterlin olduğu belirtildi. Citigroup’a göre ise şirket 40 milyon avro gelir kaybına uğrarken, yolcuların tazminatı için de 60 milyon sterlin ödemek zorunda kaldı. Şirketin bu yıl yaşadığı bir diğer sorun ise ağustos ayındaki grev kararları oldu. Yaklaşık bin 500 kabin görevlisi şirketin düşük ücret politikasını protesto ederek 19 Temmuz’da 11 günlük grev kararı aldı.
Çalışanların işverenle anlaşamamasının ardından kabin görevlilerini bağlı olduğu ülkenin en güçlü sendikalarından Unite grevin 15 Temmuz’a kadar devam ettirileceğini duyurdu. Unite’ın Ulusal Sorumlusu Oliver Richardson “Bugün duyurduğumuz grev kararı üyelerimizin daha iyi maaş talebi konusundaki kararlılığının bir göstergesi. Bu grev British Airways’in zorbaca tavrına karşı.” ifadelerini kullanmıştı. Sendika ve şirket arasında henüz bir anlaşma sağlanamış olmasından dolayı kabin görevlilerinin seyahatlerin en yoğun olduğu Noel ve yeni yıl döneminde yeniden greve gitme kararı almasından endişe ediliyor.
Kabin görevlilerinin düzenli olarak greve gitmesinin altında uzun yıllardır devam eden ücret anlaşmazlığı yatıyor. Sendika, British Airways’in kabin görevlilerinin yıllık kazancının 21 bin ila 25 bin sterlin arasında olduğunu duyurmasına karşın çalışanların eline yaklaşık 12 bin sterlin geçtiği öne sürmüştü.
Brexit sonrası hava trafiği durabilirEvening Standard gazetesinin haberine göre merkezi Birleşik Krallık’ta bulunan havayolu şirketleri şimdiden ülkenin Avrupa Birliği’nden (AB) çıkış sürecine (Brexit) ilişkin acil durum planlarının uygulamaya sokmaya hazırlanıyor. Habere gören ülkenin AB’den ayılmasının ardından AB yasaları tarafından garanti altına alınan uçuş tazminat hakkı ise tamamen ortada kalkabilir. Bu durumda havayolu şirketlerinin uçuş iptalleri için yolculara biletlerinin karşılığını ödemeye devam edeceği, fakat konaklama ve yemek gibi diğer masraflarının karşılamayacağı anlamına geliyor.
Birleşik Krallık havayolu şirketleri için bir diğer problem ise ülkenin Avrupa Birliği’nde ayrılırken Avrupa Adalet Divanı’ndan da ayrılacak olması. Bu durum sektör uzmanları arasında Birleşik Krallık ve AB arasında havayolu şirketlerini ilgilendiren anlaşmazlıkların mahkemeler tarafından çözüme bağlanmasında sorun olarak görülüyor. Örneğin The Guardian gazetesine konuşan Air France–KLM Üst Yöneticisi Jean-Marc Janaillac, Birleşik Krallık merkezli havayolu şirketlerinin ancak Avrupa Adalet Divanı’nın kararlarına tabi olmaları halinde AB ülkelerine uçuş yapabileceklerini söyledi. Janaillac, “Britanya merkezli havayollarının Avrupa’da diğer Avrupalı havayolu şirketleri gibi uçmasını ancak bizimle aynı şartlar ve sorumluluklar altında olmaları halinde kabul ederiz.” ifadesini kullandı.
Birleşik Krallık parlamentosunda 11 Ekim’de vekillerin sorularını yanıtlayan Maliye Bakanı Philip Hammond ise 2019 yılının mart ayına kadar AB ile bir anlaşma sağlanamaması durumunda havacılık sektörünün ciddi sorunlarla karşılaşabileceği uyarısında bulunmuştu. Hammond, “Teoride anlaşma sağlanamaması halinde Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği arasında 29 Mart 2019 tarihinde hava trafiği durabilir.” ifadesini kullanmıştı.
Birleşik Krallık için “hayal kırıklığı”ABD Ticaret Bakanlığı geçen ay, Bombardier şirketinin C serisi jetlerin ithalatına yüzde 220 ek ithalat vergisi getirilmesine karar vermiş, ABD ile serbest ticaret anlaşması imzalamayı hedefleyen Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May ise hayal kırıklığına uğradığını açıklamıştı.
ABD’nin vergi artırma kararı Birleşik Krallık’taki havacılık sektörünü yakından ilgilendiriyor. Bombardier, halihazırda Birleşik Krallık’a bağlı Kuzey İrlanda’daki tesislerinde toplam 4 bin 100 kişiyi istihdam ediyor. Çalışanların yaklaşık bin kadarı C serisi jet üretiminde faaliyet gösteriyor.
Söz konusu jetlerin kanat kısımları, şirketin, Kuzey İrlanda’nın Queen Adasında 520 milyon sterline inşa ettiği tesiste üretiliyor.Tesis, 2013 yılında dönemin Başbakanı David Cameron tarafından açılmıştı. Kuzey İrlanda’da ayrıca Bombardier’e yedek parça üreten 15 küçük ölçekli havacılık şirketi mevcut.
ABD Ticaret Bakanlığının ek ithalat vergisi getirilmesi yönündeki kararının ardından şirketin, Kanada ve Kuzey İrlanda’daki üretiminde zorluk yaşamasından, yatırımlarını başka ülkelere kaydırmak zorunda kalmasından endişe ediliyor. Birleşik Krallık’ın Savunma Bakanı Michael Fallon, ABD’nin Bombardier şirketinin ürettiği C serisi jetlerin ithalatına ek vergi getirmesinin Birleşik Krallık’ın Boeing ile yaptığı satış anlaşmalarını tehlikeye sokabileceği uyarısında bulunmuştu.