Kırklareli
Geçmiş ile gelecek arasında köprü olan yaşlılar en çok gençlik yılları ile öğrencilerini, köyünü, arkadaşlarını ve ailesini özlüyor.
Yaşamlarında birçok acıya, mutluluğa, hüzne ve zorluğa tanıklık eden, yaşları 62 ile 95 arasında değişen 35 yaşlının yolları Kırklareli Huzurevi'nde kesişti.
Öğretmenlik, çiftçilik, terzilik, futbolculuk gibi meslek dallarında uzun yıllar çalışarak aileleri ile mutlu bir yaşam sürdükten sonra yaşlanan huzurevi sakinleri, eşlerinin hayatlarını kaybetmesinin ardından kimseye yük olmamak için huzurevine gelmeye karar verdi.
Huzurevinde güzel dostluklar kurarak yaşamlarının geri kalan kısmını kader arkadaşlarıyla geçiren yaşlıların en büyük özlemleri gençlik yılları.
"Öğrencilerimi çok özlüyorum"
Emekli öğretmen 73 yaşındaki Hüseyin Atkoşan, AA muhabirine, arkasına baktığında çok güzel yılları geride bıraktığını gördüğünü söyledi.
Atkoşan, 30 yıl köylerde öğretmenlik yaptığını, yalnızlığın çok zor olduğunu ifade etti.
Eşinin vefatının ardından huzurevine yerleştiğini anlatan Atkoşan, "Yalnızlık tabii ki zor, eşim vefat etti yıllar önce. Ama öğrencilerimi çok özlüyorum. 30 yıl onlara öğrettik kimisi mühendis, kimisi hemşire oldu." dedi.
Huzurevinde kalmanın gayet rahat olduğunu dile getiren Atkoşan, "Zamanında yemek yiyoruz, gezdiriyorlar da bizi. Arkadaş ortamı iyi her şey gayet güzel. Memnunuz, Allah razı olsun. Böyle bir imkan sağlandığı için Valiliğimize, büyüklerimize teşekkür ediyoruz. Köyümü, görev yaptığım yerleri, öğrencilerimi özlüyorum." diye konuştu.
75 yaşındaki Mümine İnce ise yaşamının büyük bir bölümünü İstanbul'da geçirdiğini, şimdi gençlik yıllarını özlediğini ifade etti.
Çocuğunun olmadığını ve eşinin yaşlı olmasından dolayı huzurevine gelmeyi tercih ettiğini vurgulayan İnce, şöyle devam etti:
"Burada olmaktan mutluyum, çok şükür. Eşimle ayrıyım onu özlüyorum. Eşim düşkün olmasa, oda yaşlı bakanımız olmayınca mecbur kaldım huzurevine gelmeye. Arkadaşlarımızın hepsinden Allah razı olsun bir akraba gibi olduk burada. Yaşlılık satılsa satalım gitsin ama olmuyor annem. Yaşlılık çok kötü bir şey, yalnız olana daha kötü. Şimdi evladın olsa, yanında bir canın olsa daha başka olur ama işte yalnız olunca çok zor. Ama ne yapalım herkes yaşlanıyor. Geri gelsem tabii ki gençlik aranır. İnsan zıp zıp oluyor. Evvelki halim nerde şimdiki halim nerede. Gençken hiç durmazdım ama bak şimdi zor geliyor aşağı inip çıkmak bile."
"Gençlik yıllarım çok güzel geçti"
82 yaşındaki Embiye Güner de gençlik yıllarının çok güzel geçtiğini belirtti.
Çok güzel ve mutlu bir yaşam sürdüğünü, eski yaşantısına, gençlik yıllarına büyük özlem duyduğunu aktaran Güner, "Kardeşim öldükten sonra huzurevine geldim. Bilseydim kardeşim sağken gelirdik. Huzurevinde eski hayatımı özlüyorum yine. Çünkü aileydik. Gençlik yıllarım çok güzel geçti. İş hayatımdan, kendimden memnundum. Güzel para kazanıyorduk hiç bir şeye ihtiyacımız yoktu. Tekrar genç olmayı isterdim ama yaşlılık da çok iyi. Her yaşın kendine özgü güzelliği var." ifadelerini kullandı.
77 yaşındaki Lütfü Erkuş da yaşlılıkta sağlığın çok önemli olduğunu belirtti.
Çok güzel insanlarla tanışarak yaşamını sürdüğünü anlatan Erkuş, "Buraya geleli 4 ay oldu. Herkesin kendine göre bir derdi var. Bizim burası çok iyi. Hizmet, temizlik, bakım, yemek…" dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com