İSTANBUL
Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesindeki etkinliğe ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) Müdürü ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan, sanat kurumlarının yaz tatiline girdiği bir dönemde prömiyer gerçekleştirdiklerinin altını çizerek, aynı etkinlikte iki farklı eseri bir araya getirdiklerini söyledi.
Sahnede birçok ilkin yaşandığını vurgulayan Arıkan, "Hem opera hem bale seyircisini aynı etkinlikte buluşturduk. Burada daha sonra devleşecek bir bestecinin, Georg Friedrich Handel'in opera değil, kantat formunda yazdığı eseri sahneledik. Yine genç ve daha sonra birçok opera yazmış olan bir bestecinin, Çetin Işıközlü'nün gençlik bestesi olan bir bale eserini sahneledik." ifadelerini kullandı.
Dünya repertuarına giren ilk ve tek Türk balesi olan ve 45 yıl sonra İstanbul'da sahnelen Judith'in koreografisini Deniz Özaydın hazırladı, orkestra şefliğini ise Zdravko Lazarov üstlendi.
Eseri hazırlayan Özaydın, esere ilişkin yaptığı açıklamada, Judith'in Eski Ahit'e kadar uzanan bir kadın kahramanın öyküsü olduğunu belirterek, "Tarih boyunca, değişik zamanlarda çeşitli sanat dallarında ele alınmış olması da önemli bir figür olduğunun göstergesidir.Araştırmalarım sırasında en çok (Michelangelo Merisi da) Caravaggio'nun tablosundan etkilendim. Tablo, benim hem esin kaynağım, hem de koreografime yön veren öge oldu. Diğer sanat yapılarında Judith çoğu zaman güçlü, soğukkanlı ve kararlı olarak işlenmişti. Oysa ben Judith'i duygusal, kırılgan ve insani yönüyle düşündüm ve Çetin Işıközlü'nün müzikleri de bana bu anlatıda destek verdi." ifadelerine yer verdi.
Berfu Elmas'ın "Judith"i, Batur Büklü'nün "Holofernes"i, Melike Koper'in ise "Abra"yı canlandırdığı eserin konusu şöyle:
"Kuşatılmış Bethulia şehrinin surları dışında, genç fatih Holofernes ve askerleri, şehrin muhtemel düşüşünü kutlamaya başlamışlardır. Şehir halkı, kentlerini yağma edilmekten kurtarmak üzere, Holofernes'in aklını çelmek için genç dul Judith'i seçmiştir. Judith, Holofernes'in tarafında olduğuna onu ikna ederek güvenini kazanır. Bir yandan Holofernes'e aşık olan Judith, ulusu için görevini yerine getirmekle, Holofernes'e hissettikleri arasında kararsız kalır. Judith'in yardımcısı Abra devreye girerek, ona ısrarla görevini hatırlatır. Holofernes'e sarılan Judith, Abra'nın yardımıyla, aşkının başını keser. Kumandansız kalan Holofernes'in askerleri, halk tarafından kenti terk etmeye zorlanır. Şehir halkı zaferi kutlarken, Judith sevdiği adamın yasını tutar."
"Apollo ve Dafne" kantatı, Türkiye'de ilk kez sahnelendiTürkiye'de ilk kez İDOB ve İstanbul Barok işbirliğinde sahnelenen Handel'in "Apollo ve Dafne" kantatında "Apollo"yu Cengiz Arslan, "Dafne"yi ise Ayşe Sinem Eksioğlu canlandırdı.
Turan Manafzade'nin müzik sorumlusu olarak görev aldığı eserin yönetmenliğini üstlenen Doğan Çelik eserin konser olarak icra edildiğine işaret ederek, "Ancak biz İDOB olarak bu eseri Türkiye'de ilk kez dekorlu ve kostümlü bir opera eseri olarak sahneledik." dedi.
Çelik, hikayenin geçtiği yerin bugünkü Hatay'ın Çağlayanlar bölgesi Harbiye olduğunu kaydederek, "Dafne'nin göz yaşlarının ise bugün hala Harbiye'deki şelaleleri meydana getirdiğine inanılmıştır." değerlendirmesini yaptı.
Eserin konusu şöyle:
"Zalim ejderha Python'u öldürerek Yunanistan'ı zorbalıktan kurtaran Apollo, kendini beğenmiş bir tavır içindedir. 'Cupid'in okçuluğu bile benim ok ve yayım ile boy ölçüşemez' diye böbürlenir. Ancak bu kibirli hali, güzeller güzeli Dafne'yi görünce değişir. Apollo, Dafne'yi görür görmez ona aşık olur ve onun kalbini kazanmak için tüm etkileyici özelliklerini ortaya koyar. Şüpheci bir yapıya sahip olan Dafne, onurunu kaybetmektense ölmeyi tercih edeceğini söyleyerek Apollo'yu geri çevirir. Apollo, bunun üzerine, aşkına karşılık vermesi için Dafne'yi fiziksel ve ruhsal olarak daha da zorlamaya başlar. Çaresiz kalan Dafne onun bu baskısından kurtulmak için kendisini bir defne ağacına dönüştürür. Apollo sevdiğini kaybetmenin acısıyla gözyaşlarına boğulur ve bu gözyaşlarıyla defne ağacının yeşil yapraklarını sulayacağını belirtir. Ağacın görkemli dalları, ileride büyük kahramanların başına taç olacaktır."
Eserler, 1 ve 2 Haziran'da yeniden sanatseverlerle buluşacak.
Muhabir: Hilal Uştuk
Kaynak: AA
dikGAZETE.com