DENİZLİ
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "(Anayasa) Değişiklikle birlikte bir daha asla koalisyon olmayacak. Cumhurbaşkanını halk seçecek. Hükümetini kuracak, 5 yıl boyunca durmak yok, yola devam diyecek ve bir daha dönüp bakmayacak. Bakanları, milletvekillerinden olmayacak. Milletvekilleri, bakanlardan ve hükümetten hesap sorabilir olacak. Hesap veren, hesap sorulan bir cumhurbaşkanı olacak." dedi.
Zeybekci, çeşitli temaslarda bulunmak için geldiği Denizle'de AK Parti Baklan İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı binasının açılışını gerçekleştirdi.
İlçe meydanında halka seslenen Bakan Zeybekci, vatan, bayrak, din için canını feda etmiş bütün şehitlere ve 15 Temmuz’daki işgal girişiminde tanklara, uçaklara, makineli helikopterlere karşı tereddüt etmeden göğsünü siper eden şehitlere rahmet diledi.
Türkiye ve dünyanın çok önemli dönemden geçtiğini, birilerinin dünya haritasını yeniden çizdiğini, hamurun yeniden karıldığını belirten Zeybekci, Amerika’dan Kanada’ya, Avrupa Birliği’nden Rusya’ya, Japonya’dan Çin’e, Ortadoğudan Balkanlara kadar yeniden şekillendirilen dünyanın merkezinde Türkiye’nin bulunduğunu bildirdi.
"Her ne oluyorsa, bizim etrafımızda oluyor, yapılıyor" diyen Zeybekci, şöyle devam etti:
"Bunu yapan ellere baktığımızda da, kuklalarıyla birlikte Türkiye için de bir harita çizmeye çalışıyordu. 15 Temmuz’da gördük. 15 Temmuz bir darbe girişimi değil, bir işgal girişimiydi. Irak, Suriye’ye baktığımızda 15 Temmuz'u daha iyi anlarız. DAEŞ melanetini de İslamiyet'in başına bunlar sardı. Şimdi başka bir terör örgütüyle bu belayı def ettiklerini söyleyeceklerdi, 'DAEŞ melanetinden kurtardık' deyip, oraları bu hainlere vereceklerdi. 15 Temmuz ile de, sonu bilmem ne İslam ile anası babası belirsiz bir devletçik yaratacaklardı. Onun için 15 Temmuz, İzmir’e çıkan Yunan, Maraş’a giren Fransızlar, Çanakkale’yi, İstanbul’u işgal etmeye çalışan yedi düvel gibi bir işgal girişimiydi. Bu işgal girişimine millet topyekün, her şeyiyle, AK Parti'lisi, CHP’lisi, MHP’lisiyle, doğusu, batısı, kuzeyi, güneyiyle, Sunni'si, Alevi'siyle beraber hainlerin karşısına gitti, dimdik durdu."
15 Temmuz’un dünya tarihine "demokrasi devrimi ve zaferi" olarak yazılacağını, Fransızların çok övündükleri Fransız devrimlerinden bin kat önemli olduğunu vurgulayan Zeybekci, “Dünyada hiçbir millet tankın karşısına varıp da göğsünü dayayamaz. Helikopterle insanlar taranırken, ak sakallı bir ağabeyimiz gibi, kemerini sallayarak ‘erkeksen gel aşağıya’ diye karşı koyamaz. Boğaz köprüsünde yarısı şehit olurken, diğer yarısı bir milim bile geri çekilmeden duramaz." dedi.
Zeybekci, milletin tarihinde bir kere dahi diz çökmediğini, teslim olmadığını, aksi durumun milletin kanına, genetiğine aykırı olduğunu belirtti. Zeybekci, "Vatan işgal edilirken yan gelip yatmak, minarelerden ezanlar susturulurken kulaklarımızı kapatmak bizim fıtratımıza aykırı. Bu yüzden 15 Temmuz muhteşem bir destandı. 15 Temmuz’da bu millet kendi oylarıyla seçtiği Cumhurbaşkanımızın bir sözüyle o meydanları doldurdu." ifadesini kullandı.
15 Temmuz gecesi Denizli’nin de destan yazdığını, Denizlililerin ihanet için Ankara’ya gidecek olan askeri birliği Çardak Havaalanı girişinde engellediğini, havaalanının elektriğini kestiklerini, pisti kamyonlarıyla doldurduklarını anımsatan Zeybekci, "İki hanım kardeşim o havaalanına giden askeri birliğin önündeki askerin elinden anahtarı aldı, birliği durdurdu. Kadriye ve Elif kardeşimiz. Ardından da diğer kardeşlerimiz destek verdi." diye konuştu.
“100 liranın 87 lirası faize gidiyordu, şimdi 11 lirası gidiyor”
Bakan Zeybekci, tütün saran bir ailenin çocuğu olarak Ekonomi Bakanlığına geldiyse, bunu Denizli halkının sağladığını vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi:
"Onların istediği Türkiye’de toplanan 100 liranın 87 lirası faize gitsin, kendi gönderdikleri ekonomi bakanı da vergi tahsilatı yapsın. Ama siz dediğiniz ki, 'Dur bir hele, bu milletin evlatları var, yiğitleri var. Onların neler yapabildiklerini biliyoruz. Onlar her yerde bizimle beraber.' 2002 yılında 100 liranın 87 lirası faize gidiyordu, şimdi 11 lirası faize gidiyor. Çünkü birilerinin gönderdikleriyle ekonomi yönetilmiyor. Başta Cumhurbaşkanımız, başta Başbakanımız, bu milletin evlatları, bu milletin kuruşunun kıymetini biliyor. Üç altın kuralımız var. Diyoruz ki hep, biz söz verdik mi canımız pahasına tutarız. Söz söyledik mi asla yalan bilmeyiz. Milletin emanetini canımızdan aziz biliriz, ihanet etmeyiz, ettirmeyiz.”
Türkiye'de sulanmadık tarla kalmayacağını belirten Bakan Zeybekci, ama yağmurun ve karların da yağması gerektiğini vurgulayarak, yağmur duası okudu.
7 Haziran seçimleri öncesi ve sonrası
Dünyanın ve Türkiye'nin çok önemli dönemden geçtiğini belirten Bakan Zeybekci, geçen sene 7 Haziran seçimlerinde, milletin "AK Parti’ye tek başına iktidarı vermek için biraz aklının karıştığını" söylediğini, sonrasında Türkiye’de dengelerin bozulduğunu, terörün, çukurcuların hortladığını, özyönetimcilerin çıktığını bildirdi.
Bakan Zeybekci, seçim öncesi elindeki sazla “Türkiye partisiyiz” diyen, nostaljik takılan solcuların da oyunu alan HDP’nin 80 milletvekili çıkardığına değindi.
Zeybekci, "Bunlara 7 Haziran’da kuklacılardan emir geldi. Kulaklarından tuttular, 'Sizi var eden bizleriz, Türkiye partisi olacakmışsınız da mecliste demokratik takılacakmışsınız da hadi ordan.' Temmuz’dan itibaren o çukur siyaseti başladı, birçok insanımızın canını yakan, şehirleri yok eden o görüntüler ortaya çıktı. Millet değilsen, milliyetin yoksa, bu işler bunlara kolay göründü. Birileri, ‘anası babası belirsiz şu devletçiği kuralım’ dediler bunlara. Ama bu milletin çelik yumruğu altında yok olup gittiler. Sonuna kadar da gideceğiz. Bundan artık dönüş yok. Temas, diyalog falan yok artık. Ya insan gibi tek vatan, tek millet, tek bayrak düsturuyla eğilecekler. Neredelerse inlerine çökeceğiz. Ta ki yok olana kadar." diye konuştu.
Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi
7 Haziran’da Türk Lirasının dolar karşısında avrodan, Japon Yeni’nden daha iyi konumda bulunduğunu, 7 Haziran’la dengelerin, ezberlerin bozulduğunu belirten Zeybekci, şunları ifade etti:
“1 Kasım’da toparlandık, ama bu sefer dünyadaki, bölgedeki dengeler bozuldu. Türkiye olarak bizim bir daha etkilenmemek için, o anayasanın fırlatılmasıyla Türkiye’nin yarı yarıya fakirlediği günlere dönmemek için, ocak ayında mecliste acaba koalisyon mu çıkar gibi milletin yüreğini ağzına getiren o kaygıları ortadan kaldıracak bir düzenleme gelecek. Mecliste, tamamen milletin iradesiyle seçilen icracı bir cumhurbaşkanı olsun diye AK Parti ve MHP birlikte hareket edecek gibi görünüyor. Gönlüm istiyor ki CHP de olsun. Ama 'ne olursa olsun, hayır de' gibi bir şey duymuştum. Oysa bu parti değil, ülkenin meselesi, milli bir mesele. Eğer Meclisten bu anayasa değişikliği geçerse, oyunuzu kime veriyorsunuz diye sorulmayacak. Bir daha koalisyon gibi, her seçimde milletin yüreği ağzını gelsin mi, gelmesin mi? Değişiklikle birlikte bir daha asla koalisyon olmayacak. Cumhurbaşkanını halk seçecek. Hükümetini kuracak, 5 yıl boyunca 'durmak yok, yola devam' diyecek ve bir daha dönüp bakmayacak. Bakanları, milletvekillerinden olmayacak. Milletvekilleri bakanlardan ve hükümetten hesap sorabilir olacak. Hesap veren, hesap sorulan bir cumhurbaşkanı olacak. Bu değişiklikle, bu dönemde, AK Parti ve MHP ile mutlak bu çözüme kavuşacak. Bu referandum geçecek."
Denizli’de "Türkiye ortalamasının üzerinde bir oran çıkarabilecek mi?” durumuna bakılacağını belirten Zeybekci, "Ortalamanın üstünde olanlar farklı yürüyecek, altında olanlar süklüm püklüm yürüyecek. Denizliler de horoz gibi yürür mü, yürür.” dedi.
AK Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan da anayasa reformu ve başkanlık sisteminin önemli bir milat olacağını, ülkemizi büyük dünya ülkesi haline getireceğini kaydetti.
Muhabir: Gülcan Kaplan
dikGAZETE.com