İDLİB - Mohamad Misto,Ayşe Aktaş
Suriye'de Esed rejiminin Han Şeyhun kimyasal katliamında yaralılara müdahale eden doktorlar, zehirli gazdan etkilenenlere müdahalede çaresiz, yetersiz kaldıklarını anlattı.
Esed rejiminin geçen hafta İdlib'e bağlı Han Şeyhun'da düzenlediği kimyasal silah katliamında yaralanan sivilleri, İdlib'in güney kırsalındaki hastanelerde tedavi eden sağlık görevlileri, AA'ya konuştu.
Saldırının hemen ardından hastaların taşındığı bir hastanenin tecrübeli doktorlarından Cemal Hizbor, ilk müdahale sırasında yaşadıklarını, 6 yıldır süren iç savaşta yaşadığı en zor anlar olarak tabir etti.
"Hamile bir kadının, yaşlı bir adamın titrediğini, zor nefes aldığını gördüm"
Hizbor, çok fazla yaralı olduğunu ancak yeterli sayıda doktor ve ekipmanları bulunmadığı belirterek, "Çok acı bir duygu. Önümde bir çocuğun, hamile bir kadının, yaşlı bir adamın titrediğini, zor nefes aldığını ve ağzından köpük çıktığını gördüm. Tam bir trajediydi. Bazıları titriyor. Bazıları boğuluyor. Göz bebekleri daralıyor. Bağırmalar, feryatlar, hem ailelerden hem yaralılardan. Durum çok kötüydü. Dayanılacak gibi değildi." dedi.
Hastanedeki sağlık görevlilerinin "bir kişi daha kurtarmak için" elinden geleni yaptığını vurgulayan Hizbor, "Hastaları tedavi ederken, tıbbi kadro da bu zehirli gazlardan etkilendi. Ayağa kalkıp işlerine devam etsinler diye bu sağlık görevlilerini de tedavi etmeye çalıştık." dedi.
Hizbor, "Ne kadar konuşsam faydasız. Anlamanız için o anlara şahit olmanız gerek. Bize gelen çocuk cesetlerinin üstünde pijamaları vardı. Uyurken ölmüşler. Çok acı verici manzaralardı." diye konuştu.
Tekrar bir saldırı olması halinde, sağlık merkezinde çok fazla ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Hizbor, "Koruyucu kıyafet, maskeler, tıbbi kadro için gazın sızmasını engelleyen eldivenler ve özel nitelikli ilaçlara ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü biz geçici ilaçlar kullandık. Hatta bizdekiler yetmedi. Etraftan istedik." ifadelerini kullandı.
"Pijamalarıyla son nefeslerini veren çok çocuk geldi"
İdlib'in güney kırsalındaki başka bir hastanede görev yapan doktor Abdulmünim Şardub da kullanılan gazın çeşidini bilmemelerinin ilk etapta karşılaştıkları en büyük zorluk olduğunu söyledi.
Şardub, "Yeterli yatak olmadığından, hastalar yerde yatıyordu. 'Atropine' gibi bu tür saldırılarda ilk müdahalede kullanılan temel ilaçlarımız bile yoktu. Hatta oksijen tüpünü bile sırayla kullanıyorduk." dedi.
Hastaların ağızdan köpük çıktığını, gözbebeklerinin daraldığını, ciltlerinin kızardığını, titrediklerini ve kasıldıklarını belirten Şardup, sağlık görevlilerinin olası kimyasal saldırıda gazın çeşidini anlamak ve kendilerini korumak için eğitim almaları gerektiğinin altını çizdi.
Dr. Şardub, "Bir çocuğun kollarında ölmesi çok zor bir durum. Bize pijamalarıyla son nefeslerini veren çok çocuk geldi. Biz elimizden geleni yaptık ama musibet çok büyüktü." ifadelerini kullandı.
Doktorlarla birlikte hastalara ilk müdahaleyi yapan sağlık görevlilerinden İsmail el-Mebruk da "Saatlerce aralıksız çalıştık, hiç durmadan. Küçük bir sağlık ekibinin önünde yaklaşık 100 kişi yerlerde yatıyordu." dedi.
Mebruk, sağlık görevlileri olarak en büyük ihtiyaçlarının koruyucu kıyafet ve maske olduğunu vurguladı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com