ANKARA
Uzmanlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) envanterinde kimyasal silah olmamasına karşın bir fotoğraf üzerinden "Türk Ordusu Beyaz Fosfor bombası kullanıyor" yalanını bilimsel analizlerle boşa çıkardı.
TSK'nin Barış Pınarı Harekatı'nda sivillerin zarar görmemesi için hem harekat sırasında hem planlama safhasında hiçbir ülkenin göstermediği hassasiyetin gösterildiğini vurgulayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, iftira, bühtan ve yalan haberlere dikkati çekti.
Doğru olmayan, alçakça haberlerle kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların yayımlandığına dikkati çeken Akar, "Yalan haberlerle kimyasaldan bahsediyorlar. Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir gram kimyasal silah yok. Ne bunun atma vasıtası ne mühimmatı var. Envanterimizde yok." açıklamasında bulunmuştu.
Milli Savunma Bakanlığınca, Türk Silahlı Kuvvetlerinin başarısına gölge düşürmek isteyen çevrelerce özellikle dış basında gündeme getirilen iddiaların tamamen gerçek dışı olduğu vurgulandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından uluslararası hukuk ve anlaşmalar tarafından yasaklanmış mühimmat kullanılmadığına vurgu yapılarak, "Bu tür mühimmat Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunmamaktadır." açıklaması yapıldı. Ancak, bazı dış basın ve internet siteleri, TSK'nın envanterinde kimyasal silah olmamasına karşın bir fotoğraf üzerinden "Türk Ordusu Beyaz Fosfor bombası kullanıyor." yalanını ortaya attı.
Türkiye'de konunun uzmanı akademisyenler, maksatlı olarak ortaya atılan bu yalanları bilimsel analizlerle boşa çıkardı.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer (KBRN) Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Kenar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Barış Pınarı Harekatı'nda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin sosyal medyada paylaşılan fotoğrafları AA muhabirine değerlendirdi.
Bazı internet sitelerinde yer alan fotoğrafın kimyasal bir silah kullanıldığını yansıtmadığını belirten Kenar, "Kimyasal silahlar aynı zamanda kitle imha silahlarıdır. Sadece tek bir kişiyi etkilemesi mümkün değildir. Fotoğrafta sadece tek bir çocuk görünüyor. Sadece gövdede bir yanık gibi etkilenme var, yüzünde herhangi bir etkilenme yok." diye konuştu.
Dış basının çocuğun gövdesindeki etkilenmeyi "beyaz fosfor bombası" olarak adlandırdığını aktaran Kenar, "Çocuğun vücudundaki bu etkilenmenin beyaz fosfor bombasına bağlı olması gerçekten uzaktır.
Çocuğun cilt yaralarının bulunduğu bu fotoğrafın nerede ve ne zaman çekildiği belli değil ancak eski bir yanığa benziyor. Yeni bir yanık gibi durmuyor. Ayrıca, çocuğun gövdesinde yanık izleri bulunurken yüzünde ve alt bölümünde herhangi bir yanık bulgusuna rastlanmamaktadır ki, bu tür yanıkların yaygın bir şekilde bulunması beklenmektedir." dedi.
Kimyasal bir silah atağında sağlık personelinin tıbbi müdahale sırasında koruyucu kıyafetler giymesi gerektiğine dikkati çeken Kenar, "Fotoğrafta görünen sağlık personeli herhangi bir koruyucu tedbir almamış, bırakın maskeyi ya da C tipi kıyafeti basit bir koruyucu eldiven bile takmamış. Bu tür bulgular, beyaz fosforun ya da kimyasal bir silahın kullanılmış olduğunu bize göstermiyor." dedi.
"Türkiye'yi karalamak için yapılmış bir girişim"
Türkiye'nin, Kimyasal Silahların Geliştirilmesi, Üretilmesi, Depolanması ve Kullanımının Yasaklanması ile İmhasına İlişkin Sözleşme'ye (KSS) 1997 yılından beri taraf olduğunu hatırlatan Kenar, şöyle konuştu:
"Sözleşmedeki maddelerin dışına çıkılması mümkün değil. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, envanterinde herhangi bir kimyasal silah stoğu da bulunmuyor. O yüzden kimyasal silah kullanımı söz konusu değil."
Kenar, "Tüm bu veriler ışığında fotoğrafta gösterilen olayın kimyasal silah kullanımına bağlı olmayacağı açıktır. Bilimsel veriler, bizi bu sonuca götürüyor. Kimyasal silah olsaydı tek bir vaka ile sınırlı olmazdı, onlarca, yüzlerce vaka olurdu.
Aynı semptomların 2013 yılında Şam yakınlarında gerçekleşen kimyasal sinir gazı saldırısında olduğu gibi onlarca, yüzlerce kişide görülmesi gerekirdi. Gördüğünüz gibi ortada tek bir fotoğraf var, başka bir görsel de yok.
Bazen tatbikatlarda ya da filmlerde kişiyi yaralı göstermek için mulaj kitleri kullanılır. Fotoğraftaki görüntü, öyle bir durumu bile andırıyor olabilir." şeklinde konuştu.
"Kimyasal silah kullanıldı" iddiasının bir dezenformasyon olduğunu vurgulayan Kenar, şöyle konuştu:
"Vücuttaki yanık izleriyle kimyasal silah kullanılmasına ilişkin bir teşhis konulamaz. Böyle iddianın kanıtı için kan testleri ve çevresel örnekler alınması ve referans laboratuvarlarda incelenmesi lazım. Bunların tamamı bilimsel gerçekler." ifadesini kullandı.
"Türkiye'de kimyasal silah üretimi anlayışı yok"
Moleküler Biyoloji, Genetik ve KBRN Uzmanı Prof. Dr. Uygar Halis Tazebay ise TSK'nin envanterinde kimyasal ve bu tip silahların üretilmesine ait bir anlayış bulunmadığına değindi.
Kimyasal silahların kullanıldığı zaman sadece bunların teşhisine yönelik sistemlerin geliştirilmesinin istenildiğini anlatan Tazebay, şu değerlendirmede bulundu:
"Ülkemizin biyolojik ve kimyasal silah üretimimiz söz konusu bile olmaz. Böyle şeyler akıllardan bile geçirilmiyor. Sadece kimyasal silah kullanımının teşhisine yönelik yani savunma amaçlı sistemler geliştirilmek isteniyor.
Yani bir bölgeye, toprağa veya tarlaya kimyasal atılırsa, burası kirli midir değil midir onu teşhis edebilmek için veya insanların üzerinde kullanıldıysa bunların teşhisi için sistemler geliştirilmesi söz konusu veya planlanıyor."
TSK'nin Barış Pınarı Harekatı'nda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin sosyal medyada paylaşılan fotoğrafları değerlendiren Tazebay, fotoğrafların manipüle amaçlı kullanıldığını vurguladı.
Tazebay, kimyasal saldırıya uğrayan kişiden kan, idrar tahlilleri ve sürüntünün alınması gerektiğine dikkati çekerek, "Fotoğraf, dünyanın en kolay manipüle edilebilir unsurlarından biri. Fotoğrafla kimyasal silah iddiası gündeme getirilemez, laboratuvar analizleri gerekir. Fotoğrafı her türlü manipüle edebilirler" dedi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com