Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, “Bugüne kadar 5 adadan toplam 386 düzensiz göçmen Türkiye’ye alındı. Bu alınan göçmenlerin 14’ü Suriye vatandaşıdır. 125 Suriyeli vatandaş Almanya, Hollanda, Finlandiya, İsveç ve Litvanya’ya gönderilmiştir” dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. PYD’nin Almanya’da temsilcilik açması ve Almanya Federal Meclisi’nde 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlayan açıklamaların yapılmasına ilişkin Bilgiç şunları söyledi:
“Bu hazırlıkları bizde yakından takip ediyoruz. Bizim için üçüncü ülke parlamentolarının tarihi siyasetleştirme çabaları hiçbir anlam taşımıyor. Tarihi meselelerin çözümünü bunlar daha da geciktiriyor. Soykırım siyasi amaçlar ile istismar edilebilecek bir şey değildir. Hukuki bir kavramdır. Türkiye zaten 1915’de yaşananların etraflıca incelenmesi için 2005 yılında ortak tarih komisyonunun kurulmasını önermişti. Biz bu konudaki görüş ve uyarılarımızı Alman makamlarına ilettik. Almanya’da 1915 olayları konusunda son zamanlarda tarafsız bir tutum izlemediğini ve sadece Ermeni görüşlerini yansıtan tek taraflı propagandanın desteklendiğini, Türk ve Türk asıllı Alman vatandaşlarının rencide edildiğini, tek yanlı görüşleri okul müfredatına sokma girişimlerine göz yumulduğunu esefle görüyoruz. Almanya Federal Meclisi’nin aslında 15 Ekim 2015 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Perinçek-İsviçre davasında aldığı kararı incelemesi gerektiğini düşünüyoruz.”
PYD’NİN ALMANYA’DA TEMSİLCİLİK AÇMASI
PKK, PYD ve YPG’nin aynı örgüt olduğuna dikkat çeken Bilgiç, “Bir terör örgütüyle bağlantılı oluşumların, hayır amaçlı kuruluş, kültürel dernek gibi maskelere bürünerek faaliyet göstermesine izin verilmesi terörle mücadelede uluslararası işbirliğine sekte vuran ve ilkesellikten uzak bir tutumun tezahürüdür. Biz PKK terör örgütünün çeşitli ülkelerdeki paravan destek kuruluşlarına ve şimdi PYD ile YPG’nin eklenmesine izin verilmemesi girişimlerimizi tüm ülkeler nezdinde sürdürüyoruz. Bizim özellikle müttefiklerimizden beklentimiz, terörle mücadelede Türkiye’ye destek vermeleridir” diye konuştu.
AB İLE GERİ KABUL ANLAŞMASI
Avrupa Birliği ile varılan mutabakat çerçevesinde Türkiye’ye gelen düzensiz göçmenler ile ilgili bilgi veren Bilgiç, “Bugüne kadar 5 adadan toplam 386 düzensiz göçmen Türkiye’ye alındı. Bu alınan göçmenlerin 14’ü Suriye vatandaşıdır. Büyük bir çoğunluğu ise diğer ülke vatandaşlarıdır. 125 Suriyeli ise Almanya, Hollanda, Finlandiya, İsveç ve Litvanya’ya gönderilmiştir” ifadelerini kullandı.
Suriye’de Cenevre’de devam eden görüşmelerin 3. turunun da ertelendiğini kaydeden Bilgiç, şöyle devam etti:
“Bu çerçevede özellikle Suriye’de Lazkiye, Doğu Guta ve Halep’te çatışmaların durdurulması mutabakatı Rusya-ABD tarafından yenilendiğine ilişkin olarak Rusya’ya ABD tarafından bir duyuru yapıldı. Biz Suriye’de en başından beri bu şiddetin durması konusunda her türlü katkıyı sağlamaya devam ediyoruz. Suriye’de can kaybı artık inanılmaz boyutlara ulaştı. Biz maalesef bu mutabakatların kağıt üzerinde kaldığını gözlemliyoruz. Rusya saldırılarına devam ediyor, sivilleri katletmeye devam ediyor. Bu konuya ilişkin de zaten geçtiğimiz haftalarda bir hastaneye ve ayrıca mülteci kamplarına yapılan saldırılara ilişkin olarak bir basın açıklaması yaptık ve bunları kınadık. Bu tarz saldırıların insanlıkta yeri olamaz. Bizim temel hedefimiz, gerçek anlamda tam bir ateşkesin hayata geçirilmesidir. Rejim, siyasi geçişi tartışmaya dahi açmaya yanaşmıyor. Rusya Federasyonu da rejimi bu konuda var gücüyle desteklemeye devam ediyor. Bu durumda gerçekleşen özellikle çatışmaların durdurulması mutabakatının ihlali, kuşatmalar altındaki halkın aç bırakılması, özellikle sivillere yönelik saldırılar oldukça fazla sayıda artıyor. Bizim temel hedefimiz siyasi dönüşümün sağlanması. Bunun için de rejimin siyasi dönüşümü tartışmaya başlaması lazım. Rusya Federasyonu’nun da bu yönde adım atması lazım. Rusya, açık bir şekilde PYD’nin ve YPG’nin de bu müzakerelere dahil olması gerektiğini söylüyor. Aslında Rusya’nın bu tavrı bir terör örgütüne destektir. Kürtleri, PYD’nin, YPG’nin ve PKK’nın temsil etmediğini herkes biliyor. Böyle bir düşünceyi savunmak bile orada Kürtlerin temsiliyetini azaltmak demek. Bu çerçevede Türkiye olarak PYD’nin bu masada olmaması gerektiğini her fırsatta söylüyoruz.”
(İHA)
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. PYD’nin Almanya’da temsilcilik açması ve Almanya Federal Meclisi’nde 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlayan açıklamaların yapılmasına ilişkin Bilgiç şunları söyledi:
“Bu hazırlıkları bizde yakından takip ediyoruz. Bizim için üçüncü ülke parlamentolarının tarihi siyasetleştirme çabaları hiçbir anlam taşımıyor. Tarihi meselelerin çözümünü bunlar daha da geciktiriyor. Soykırım siyasi amaçlar ile istismar edilebilecek bir şey değildir. Hukuki bir kavramdır. Türkiye zaten 1915’de yaşananların etraflıca incelenmesi için 2005 yılında ortak tarih komisyonunun kurulmasını önermişti. Biz bu konudaki görüş ve uyarılarımızı Alman makamlarına ilettik. Almanya’da 1915 olayları konusunda son zamanlarda tarafsız bir tutum izlemediğini ve sadece Ermeni görüşlerini yansıtan tek taraflı propagandanın desteklendiğini, Türk ve Türk asıllı Alman vatandaşlarının rencide edildiğini, tek yanlı görüşleri okul müfredatına sokma girişimlerine göz yumulduğunu esefle görüyoruz. Almanya Federal Meclisi’nin aslında 15 Ekim 2015 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Perinçek-İsviçre davasında aldığı kararı incelemesi gerektiğini düşünüyoruz.”
PYD’NİN ALMANYA’DA TEMSİLCİLİK AÇMASI
PKK, PYD ve YPG’nin aynı örgüt olduğuna dikkat çeken Bilgiç, “Bir terör örgütüyle bağlantılı oluşumların, hayır amaçlı kuruluş, kültürel dernek gibi maskelere bürünerek faaliyet göstermesine izin verilmesi terörle mücadelede uluslararası işbirliğine sekte vuran ve ilkesellikten uzak bir tutumun tezahürüdür. Biz PKK terör örgütünün çeşitli ülkelerdeki paravan destek kuruluşlarına ve şimdi PYD ile YPG’nin eklenmesine izin verilmemesi girişimlerimizi tüm ülkeler nezdinde sürdürüyoruz. Bizim özellikle müttefiklerimizden beklentimiz, terörle mücadelede Türkiye’ye destek vermeleridir” diye konuştu.
AB İLE GERİ KABUL ANLAŞMASI
Avrupa Birliği ile varılan mutabakat çerçevesinde Türkiye’ye gelen düzensiz göçmenler ile ilgili bilgi veren Bilgiç, “Bugüne kadar 5 adadan toplam 386 düzensiz göçmen Türkiye’ye alındı. Bu alınan göçmenlerin 14’ü Suriye vatandaşıdır. Büyük bir çoğunluğu ise diğer ülke vatandaşlarıdır. 125 Suriyeli ise Almanya, Hollanda, Finlandiya, İsveç ve Litvanya’ya gönderilmiştir” ifadelerini kullandı.
Suriye’de Cenevre’de devam eden görüşmelerin 3. turunun da ertelendiğini kaydeden Bilgiç, şöyle devam etti:
“Bu çerçevede özellikle Suriye’de Lazkiye, Doğu Guta ve Halep’te çatışmaların durdurulması mutabakatı Rusya-ABD tarafından yenilendiğine ilişkin olarak Rusya’ya ABD tarafından bir duyuru yapıldı. Biz Suriye’de en başından beri bu şiddetin durması konusunda her türlü katkıyı sağlamaya devam ediyoruz. Suriye’de can kaybı artık inanılmaz boyutlara ulaştı. Biz maalesef bu mutabakatların kağıt üzerinde kaldığını gözlemliyoruz. Rusya saldırılarına devam ediyor, sivilleri katletmeye devam ediyor. Bu konuya ilişkin de zaten geçtiğimiz haftalarda bir hastaneye ve ayrıca mülteci kamplarına yapılan saldırılara ilişkin olarak bir basın açıklaması yaptık ve bunları kınadık. Bu tarz saldırıların insanlıkta yeri olamaz. Bizim temel hedefimiz, gerçek anlamda tam bir ateşkesin hayata geçirilmesidir. Rejim, siyasi geçişi tartışmaya dahi açmaya yanaşmıyor. Rusya Federasyonu da rejimi bu konuda var gücüyle desteklemeye devam ediyor. Bu durumda gerçekleşen özellikle çatışmaların durdurulması mutabakatının ihlali, kuşatmalar altındaki halkın aç bırakılması, özellikle sivillere yönelik saldırılar oldukça fazla sayıda artıyor. Bizim temel hedefimiz siyasi dönüşümün sağlanması. Bunun için de rejimin siyasi dönüşümü tartışmaya başlaması lazım. Rusya Federasyonu’nun da bu yönde adım atması lazım. Rusya, açık bir şekilde PYD’nin ve YPG’nin de bu müzakerelere dahil olması gerektiğini söylüyor. Aslında Rusya’nın bu tavrı bir terör örgütüne destektir. Kürtleri, PYD’nin, YPG’nin ve PKK’nın temsil etmediğini herkes biliyor. Böyle bir düşünceyi savunmak bile orada Kürtlerin temsiliyetini azaltmak demek. Bu çerçevede Türkiye olarak PYD’nin bu masada olmaması gerektiğini her fırsatta söylüyoruz.”
(İHA)