Çevre-Hayat

Beyrut'taki patlamada cep telefonu ışığında doğan bebek umut oldu

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta şiddetli patlamanın etkisiyle hasar gören hastanede cep telefonu ışığı altında dünyaya gelen George Hunaysir isimli bebek, ailesine umut oldu.

Beyrut'taki patlamada cep telefonu ışığında doğan bebek umut oldu
22-08-2020 18:06

Beyrut

Orta Doğu'nun küçük ülkesi Lübnan'ın can damarı Beyrut Limanı, 4 Ağustos'ta 2 bin 750 ton amonyum nitrat maddesinin infilak etmesi sonucu kentte büyük bir yıkıma yol açtı.

Binlerce bina ve aracın kullanılamaz hale geldiği korkunç patlamada, Beyrut Limanı'na yakın 330 yataklı Eşrefiyye Rum Hastanesi'nin de aralarında bulunduğu 4 hastane, oluşan devre dışı kaldı.

Rum Hastanesi yöneticilerilerinden Dr. Ayd Azar, "Rum Hastanesi'inde patlama nedeniyle 4'ü hemşire, 5'i ziyaretçi ve 13'ü hasta olmak üzere toplam 22 kişi yaşamını yitirdi. Dolayısıyla Beyrut Limanı'ndaki patlamada hayatını kaybedenlerin neredeyse yüzde 10'u bu binadan." dedi.

Babasının cep telefonu ışığında dünyaya geldi

Rum Hastanesi, korkunç patlamanın şiddetiyle sarsılırken Emmanuel Hunaysir isimli genç kadın doğumhanede anne olmayı bekliyordu.

Emmanuel Hunaysir ve eşi Eddie Hunaysir, ilk bebeklerine kavuşmanın heyecanını yaşadıkları sırada deprem şiddetiyle sarsıldıkları o anları anlattı.

Doğumhane kapısında bir taraftan içerideki eşi ve karnındaki bebekleri, diğer taraftan da hastane içinde bekleyen yakınları için endişe etmeye başladığını belirten baba Hunaysir, o anların hiçbir zaman unutulmayacağını söyledi.

"Asma tavan olduğu gibi yere indi"

Patlamanın meydana geldiği sırada ne olduğunu anlamadığını söyleyen Hunaysir, "18.00'de eşim doktorlar eşliğinde doğumhaneye girdi. Ben de baba olmanın ilk anlarının fotoğrafını çekmek için dışarıdan izliyordum. Tam da bu sırada hiç beklenmeyen bir şey oldu." dedi.

Doğumhaneye girdiğini ancak bir şey göremediğini dile getiren Hunaysir, "Eşim de enkazların altında kalmıştı. Yanına koştum ve bebeğin daha gelmediğini fark ettim. Üzerinde cam, pencere çerçevesi ve diğer bazı şeyler vardı. Kaldırdım. Daha sonra yerde yatan Meryan isimli doktorun üzerine düşen parçaları da kaldırdım.

Doktorla eşimi kaldırmaya çalıştık. Hala ne olduğunu bilmiyorduk. İkinci bir patlama oldu ve tüm bunlar saniyeler içinde oldu." ifadelerini kullandı.

Doğumhaneye girişten sonra yaşananların tümünün 1,5 saat sürdüğü ancak kendilerine çok daha uzun sürmüş gibi geldiğini ifade eden Hunaysir, "Asma tavan tümüyle yere indi ve elektrik kabloları da onunla indi." diye konuştu.

Eşi Emmanuel'in oldukça bitkin olduğundan doğumun bir an önce gerçekleşmesi gerektiğinin altını çizen Hunaysir, "Elektrikler kesik olmasına rağmen bebeği kurtarmak için doktor, cep telefonu ışığı altında doğumu gerçekleştirmekte ısrar etti." değerlendirmesini yaptı.

Hunaysir, doğumdan sonra bebeklerini enkaza dönüşmüş hastaneden çıkartarak güvenli bir yere taşıdığını söyleyerek, dışarı çıktıktan sonra taksiyle gittikleri diğer bir hastanede doğum sonrası yapılması gerekenleri tamamladıklarını kaydetti.

Görevlerini o zor anlarda bile en iyi şekilde yerine getiren sağlık çalışanlarına teşekkür eden Hunaysir, "Ölüm ve korkuya rağmen hayata olan umutlar vardır. Karanlıklar her zaman yeni günlerin doğuşunu beraberlerinde getirirler." şeklinde konuştu.

Kendilerinin ve bebeklerinin sağlığın çok iyi olduğunu aktaran Hunaysir, bu şartlarda dünyaya gelen oğullarını bir mucize olarak gördüklerine işaret etti.

Hunaysir, oğulları için bir sosyal medya hesabı açtıkları ve onu takip edenler için fotoğraflarını paylaştıklarını aktardı.

"Bebeğimi dünyaya getirmeyi başarmak istedim"

Anne Emmanuel Hunaysir ise doğum sırasında yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı:

"O anda bir sorumluluk hissine kapıldım ve olayın zorluğuna rağmen bebeğimi dünyaya getirmeyi başarmak istedim. Elektrik kesintisi ve hastanede meydana gelen yıkımın oluşturduğu korkuya rağmen bunu yapmak istedim."

Emmanuel, "Eşim bana, bebeğimiz ve ailemiz için güçlü olmalısın diyordu." dedi.

Beyrut Limanı'ndaki patlama

Beyrut, 4 Ağustos'ta 182 kişinin hayatını kaybetmesine, 6 binden fazla kişinin yaralanmasına ve 300 bin kişinin yerinden olmasına yol açan korkunç bir patlamayla sarsılmıştı.

Barındırdığı Suriyeli ve Filistinli mültecilerle nüfusu yaklaşık 6 milyona ulaşan Lübnan, sahip olduğu tek tahıl silolarını da söz konusu patlamada kaybetmişti.

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Beyrut'ta meydana gelen büyük patlamanın yol açtığı maddi hasarın 15 milyar doları aştığını ifade etmişti.

Ülkeyi sarsan şiddetli patlamanın ardından ilan edilen olağanüstü hal son olarak 18 Eylül'e kadar uzatılmıştı.

Yaşanan felaketten sonra Türkiye başta olmak üzere dünyanın farklı ülkeleri harekete geçerek Lübnan'ı yardımlarıyla ayakta tutmaya çalıştı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER