Şampiyonluk sürecinde çok yorulan Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, şimdi hem bunun keyfini sürüyor hem de yeni hedefler için çalışıyor.
İşte Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'ın ağzından yaptıkları ve yapacakları:
"Bir taraftan stat inşaatı, bir taraftan 3 yıl boyunca mahrum kaldığınız gelirler nedeniyle her sene üzerimize yıllık 70-80 milyonu bulan faiz yükü bindi. Çok sıkıntılar çektik. Yönetim olarak CEFA'yı da VEDA'yı da yaşadık. Bu yüzden yeni yönetimi kurarken VEFA gösterdim.
Yeni yüzler, yeni güçler alabilirdim ancak yakışanı, doğru olanı yaptım. Borç rakamları ortada. 4 yılda Beşiktaş olarak çifte kavrulduk. 1 milyar TL'nin üzerine çıkmış borçlarımız var. Yatırımlarımız devam ediyor. Amatör branşlarda başarı isteniyor ve ihtiyacı var. Bu yüzden diyorum ki yoklukta çifte kavrulduk varlıkla savrulmayız. Hem büyümeye hem de borçları yapılandırmaya ve azaltmaya devam edeceğiz.
Tedbirli ve akıllı davranacağız... 3-4 yıldır takımı bu günlere hazırladık. Yavaş yavaş futbol takımını daha üst seviyeye çıkarıp Avrupa'da kupa kaldırmak istiyoruz. UEFA Kupası'nı Beşiktaş'ın müzesine, bu stada getirmek istiyorum. "Şampiyonlar Ligi Kupası'nı almak istiyoruz" desem. "Bütçen kadar konuş" diyen çıkar. Futbolda imkansız diye bir şey yok. Dün bizim hayal gibi görünen hedeflerimiz bugün gerçekleşti.
2000'de Galatasaray kazandı, ülke olarak gururlandık. Sevilla kazanıp duruyor. Biz de bunun için çalışıp, savaşacağız. Biz niye yapmayalım."
"HAYATI BEŞİKTAŞ'TA, TİCARETİ SİRKECİ'DE ÖĞRENDİK"
Gözümü Beşiktaş'ta açtım. Babam Abdulkadir Orman'dan yöneticiliği onun ötesinde Beşiktaş aşkını öğrendim. Bir söz var, "Beşiktaşlılık bize babadan miras, çocuklarımıza bırakacağımız emanet" diye. Küçükken babamın elinden tutarak gittiğim kapalıda, Köyiçi'nde her duyguyu yaşadım. Baba dostu Baba Hakkı, Gazi Akınal, Süleyman Seba'ların etrafında büyüdük. Babam sert adamdı. Biz ondan korkardık, o da Baba Hakkı'dan çok çekinirdi korkardı! Babamın Sirkeci'deki yerine kulübün ihtiyaçları için çok gelirlerdi. Bir dönem başkanlık da teklif edildi. Hayatı Beşiktaş'ta, ticareti Sirkeci'de öğrendik.
GÖKHAN GÖNÜL ÖZEL BİR OYUNCU
Gökhan Gönül'le ilgili fikrilerimi daha önce de söyledim. Türkiye'nin en iyi sağ beki. Çok karakterli ve tecrübeli bir isim. Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağız. Çok iyi bir savunma hattı kurmamız lazım. Ben takımımda görmek isterim. Şenol Hoca da istediğini açıkladı. Ancak süreci birlikte izleyip göreceğiz. Çok tecrübeli bir isim kendisiyle ilgili kararları en iyi kendisi verecektir.
ROBBEN TARZIMIZ DEĞİL
Beşiktaş zaten çilek tarlası... 4-5 kişi alacağız
Robben gibi transferler ne tarzımız ne hedefimiz. Bonservisini bedelsiz alsak bile yıllık maliyeti 10 milyon Euro. Yıldız opsiyonu vardır ama ben bu maaşlara oyuncu almam. Takımın bir dengesi var. İlla çilek mi istiyorlar, Beşiktaş takımı zaten çilek tarlası. 10'a yakın oyuncumuza teklif var. Ancak Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olma hedefi var. Bu takımı geliştirmeye devam edeceğiz. Satmaktan yana değil almaktan, daha da güçlenmekten yanayız. Gökhan Töre bu sene değerini bulmazsa deriz ki, "Şampiyonlar Ligi arenasında kendini göster, seneye daha çok isteyenin olur." Gökhan'ı almak isteyen, çok istekli olmalı. Gomez'le görüşüp, "Seninle devam etmek istiyoruz" dedim. Karar vermek için süre istedi. Ona da söyledim. Bir süre seni bekleyeceğiz, ancak bu Euro 2016 sonu değil. Beşiktaş araç değil amaç olmalı. Beşiktaş'tan 4-5 kişi gidecek. Onların yerine yeni transferler gelecek.
STADI YIKTIĞIMDA İKİSİ DE TEDİRGİNDİ
İnönü'yü yıktığımda kulüpte hacizler, alacaklılar birçok kriz vardı. Babam da Süleyman abi de sevinçli ama tedirgindi. Yeni stadı görsünler isterdim. Onların gurur duymasını sağladığım için çok huzurluyum. Bu stat, milat çünkü rakiplerimiz Fenerbahçe ve Galatasaray ile stat gelirleri ile büyük fark oluşmuştu. Şimdi stat gelirleri aşağı yukarı eşitlendi. Rakiplerimizde olmayan yıllık 15 milyon dolar olan sabit gayrimenkul kira gelirimiz var. Ayrıca sponsorlukta açık ara öndeyiz. Bu yönetimin pazarlama başarısıdır. Üniversitelerde doktora tezi olarak incelenmelidir. Bu stadı Beşiktaş'ın ismini dünya kulüpleri arasına yazdırabilmek için yaptık...
HEM NEFESİM HEM AYAKLARIM KESİLDİ
Şenol Güneş, babamın yöneticilik yıllarından beri tanıdığım, sevdiğim inandığım bir isimdi. İhtiyacımız olan tecrübe, bilgi ve hırs onda vardı. Karadenizli olduğumuz için birbirimizin dilini iyi anlıyoruz. Oyuncularım demeçlerinde diyorlar ki, "Şampiyonluklar 3-5 yıl ambargolu." Hoşuma gidiyor. Şampiyonlukta unutamadığımız an değil de unuttuğunuz an var mı diye sormanız lazım? 33 final yaşadık. Hepsi birbirinden kıymetliydi. 2.5 yıllık Vodafone Arena nöbetinin ardından açılışını yaptığımız Bursaspor maçı tarihi dönüm maçıydı. O gün hem nefesim hem de ayaklarım yerden kesildi. TT Arena'da oynadığımız Galatasaray maçı kırılma anıydı. O maç ilk kez koridora kadar indim ama soyunma odasına girmeden, hocadan izin alarak birkaç futbolcuya "Siz Beşiktaşsınız, sakin olun dedim." O gün psikolojik olarak şampiyon olduk.
DUA ETMEKTEN DİLİM DAMAĞIM ŞİŞTİ
Anne Nurhan Orman, Beşiktaş'ın şampiyonluğu kadar oğlunun başarısıyla da gururlu… Bunu da gizlemiyor. "Yaşasaydı babası da gurur duyardı" diyor ve ekliyor: "Bizim yaşamımız Abdulkadir Bey'den dolayı Beşiktaş'la geçti. Bugün bakıyorum da bir ömür geçmiş. Ümit, Kısmet ve Fikret benim gözümün nurları. Onları Beşiktaş'la büyüttüm. Babaları Beşiktaş'ta yönetici olduğu için Fikret, küçük yaşlardan itibaren camianın içinde büyüdü. Oğlunun Vodafone Arena'yı bitirdiğini ve yeni statta takımın şampiyon olduğunu görmesini çok isterdim. Kader, kısmet değilmiş. Fikret için çok dua ettim hala da ediyorum. Öyle ki bu yıl dua etmekten dudaklarımın, dilimin şiştiği maçlar, anlar çok oldu. Allah onu mahcup ve emeklerini zayi etmedi. Çok şükür."
LİDERLİK KARAKTERİNDE VAR
Dayı Ömer Alibeyoğlu, "Fikret elimde büyüdü. Lider karakteri küçük yaşlarından itibaren vardı. Allah başarılarını daim etsin" dedi.
PAZARLIK ETMEYİ BABAMDAN ÖĞRENDİ
Orman ailesinin en büyük çocuğu abla Ümit Orman kardeş ve başkan Fikret Orman için şunları söyledi: "Fikret iyi bir Beşiktaşlı ve başkan. Babam bizi iyi şartlarda büyüttü ama para harcama konusunda hep tutumlu davranırdı. Fikret Başkan'ın tutumlu hali ve pazarlığı iyi yapması, oradan geliyor. Beşiktaş'ı daha da iyi yerlere getirecek."
KÜÇÜKKEN "BEŞİKTAŞ'A BAŞKAN OLACAĞIM" DERDİ
Kısmet Orman ağabeyini şöyle anlattı: "Babam sert mizaçlı bir babaydı. Ama en hoşgörülü ve iltimaslı bana davranırdı. Fikret kulübe, maçlara gide gele ortaokulda 'Ben Beşiktaş'a başkan olacağım" derdi. Şu 4 yılda beraber ağladık, beraber güldük. Şimdi beraber şampiyonluğu kutluyoruz. En güzeli de bu."
İşte Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'ın ağzından yaptıkları ve yapacakları:
"Bir taraftan stat inşaatı, bir taraftan 3 yıl boyunca mahrum kaldığınız gelirler nedeniyle her sene üzerimize yıllık 70-80 milyonu bulan faiz yükü bindi. Çok sıkıntılar çektik. Yönetim olarak CEFA'yı da VEDA'yı da yaşadık. Bu yüzden yeni yönetimi kurarken VEFA gösterdim.
Yeni yüzler, yeni güçler alabilirdim ancak yakışanı, doğru olanı yaptım. Borç rakamları ortada. 4 yılda Beşiktaş olarak çifte kavrulduk. 1 milyar TL'nin üzerine çıkmış borçlarımız var. Yatırımlarımız devam ediyor. Amatör branşlarda başarı isteniyor ve ihtiyacı var. Bu yüzden diyorum ki yoklukta çifte kavrulduk varlıkla savrulmayız. Hem büyümeye hem de borçları yapılandırmaya ve azaltmaya devam edeceğiz.
Tedbirli ve akıllı davranacağız... 3-4 yıldır takımı bu günlere hazırladık. Yavaş yavaş futbol takımını daha üst seviyeye çıkarıp Avrupa'da kupa kaldırmak istiyoruz. UEFA Kupası'nı Beşiktaş'ın müzesine, bu stada getirmek istiyorum. "Şampiyonlar Ligi Kupası'nı almak istiyoruz" desem. "Bütçen kadar konuş" diyen çıkar. Futbolda imkansız diye bir şey yok. Dün bizim hayal gibi görünen hedeflerimiz bugün gerçekleşti.
2000'de Galatasaray kazandı, ülke olarak gururlandık. Sevilla kazanıp duruyor. Biz de bunun için çalışıp, savaşacağız. Biz niye yapmayalım."
"HAYATI BEŞİKTAŞ'TA, TİCARETİ SİRKECİ'DE ÖĞRENDİK"
Gözümü Beşiktaş'ta açtım. Babam Abdulkadir Orman'dan yöneticiliği onun ötesinde Beşiktaş aşkını öğrendim. Bir söz var, "Beşiktaşlılık bize babadan miras, çocuklarımıza bırakacağımız emanet" diye. Küçükken babamın elinden tutarak gittiğim kapalıda, Köyiçi'nde her duyguyu yaşadım. Baba dostu Baba Hakkı, Gazi Akınal, Süleyman Seba'ların etrafında büyüdük. Babam sert adamdı. Biz ondan korkardık, o da Baba Hakkı'dan çok çekinirdi korkardı! Babamın Sirkeci'deki yerine kulübün ihtiyaçları için çok gelirlerdi. Bir dönem başkanlık da teklif edildi. Hayatı Beşiktaş'ta, ticareti Sirkeci'de öğrendik.
GÖKHAN GÖNÜL ÖZEL BİR OYUNCU
Gökhan Gönül'le ilgili fikrilerimi daha önce de söyledim. Türkiye'nin en iyi sağ beki. Çok karakterli ve tecrübeli bir isim. Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağız. Çok iyi bir savunma hattı kurmamız lazım. Ben takımımda görmek isterim. Şenol Hoca da istediğini açıkladı. Ancak süreci birlikte izleyip göreceğiz. Çok tecrübeli bir isim kendisiyle ilgili kararları en iyi kendisi verecektir.
ROBBEN TARZIMIZ DEĞİL
Beşiktaş zaten çilek tarlası... 4-5 kişi alacağız
Robben gibi transferler ne tarzımız ne hedefimiz. Bonservisini bedelsiz alsak bile yıllık maliyeti 10 milyon Euro. Yıldız opsiyonu vardır ama ben bu maaşlara oyuncu almam. Takımın bir dengesi var. İlla çilek mi istiyorlar, Beşiktaş takımı zaten çilek tarlası. 10'a yakın oyuncumuza teklif var. Ancak Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olma hedefi var. Bu takımı geliştirmeye devam edeceğiz. Satmaktan yana değil almaktan, daha da güçlenmekten yanayız. Gökhan Töre bu sene değerini bulmazsa deriz ki, "Şampiyonlar Ligi arenasında kendini göster, seneye daha çok isteyenin olur." Gökhan'ı almak isteyen, çok istekli olmalı. Gomez'le görüşüp, "Seninle devam etmek istiyoruz" dedim. Karar vermek için süre istedi. Ona da söyledim. Bir süre seni bekleyeceğiz, ancak bu Euro 2016 sonu değil. Beşiktaş araç değil amaç olmalı. Beşiktaş'tan 4-5 kişi gidecek. Onların yerine yeni transferler gelecek.
STADI YIKTIĞIMDA İKİSİ DE TEDİRGİNDİ
İnönü'yü yıktığımda kulüpte hacizler, alacaklılar birçok kriz vardı. Babam da Süleyman abi de sevinçli ama tedirgindi. Yeni stadı görsünler isterdim. Onların gurur duymasını sağladığım için çok huzurluyum. Bu stat, milat çünkü rakiplerimiz Fenerbahçe ve Galatasaray ile stat gelirleri ile büyük fark oluşmuştu. Şimdi stat gelirleri aşağı yukarı eşitlendi. Rakiplerimizde olmayan yıllık 15 milyon dolar olan sabit gayrimenkul kira gelirimiz var. Ayrıca sponsorlukta açık ara öndeyiz. Bu yönetimin pazarlama başarısıdır. Üniversitelerde doktora tezi olarak incelenmelidir. Bu stadı Beşiktaş'ın ismini dünya kulüpleri arasına yazdırabilmek için yaptık...
HEM NEFESİM HEM AYAKLARIM KESİLDİ
Şenol Güneş, babamın yöneticilik yıllarından beri tanıdığım, sevdiğim inandığım bir isimdi. İhtiyacımız olan tecrübe, bilgi ve hırs onda vardı. Karadenizli olduğumuz için birbirimizin dilini iyi anlıyoruz. Oyuncularım demeçlerinde diyorlar ki, "Şampiyonluklar 3-5 yıl ambargolu." Hoşuma gidiyor. Şampiyonlukta unutamadığımız an değil de unuttuğunuz an var mı diye sormanız lazım? 33 final yaşadık. Hepsi birbirinden kıymetliydi. 2.5 yıllık Vodafone Arena nöbetinin ardından açılışını yaptığımız Bursaspor maçı tarihi dönüm maçıydı. O gün hem nefesim hem de ayaklarım yerden kesildi. TT Arena'da oynadığımız Galatasaray maçı kırılma anıydı. O maç ilk kez koridora kadar indim ama soyunma odasına girmeden, hocadan izin alarak birkaç futbolcuya "Siz Beşiktaşsınız, sakin olun dedim." O gün psikolojik olarak şampiyon olduk.
DUA ETMEKTEN DİLİM DAMAĞIM ŞİŞTİ
Anne Nurhan Orman, Beşiktaş'ın şampiyonluğu kadar oğlunun başarısıyla da gururlu… Bunu da gizlemiyor. "Yaşasaydı babası da gurur duyardı" diyor ve ekliyor: "Bizim yaşamımız Abdulkadir Bey'den dolayı Beşiktaş'la geçti. Bugün bakıyorum da bir ömür geçmiş. Ümit, Kısmet ve Fikret benim gözümün nurları. Onları Beşiktaş'la büyüttüm. Babaları Beşiktaş'ta yönetici olduğu için Fikret, küçük yaşlardan itibaren camianın içinde büyüdü. Oğlunun Vodafone Arena'yı bitirdiğini ve yeni statta takımın şampiyon olduğunu görmesini çok isterdim. Kader, kısmet değilmiş. Fikret için çok dua ettim hala da ediyorum. Öyle ki bu yıl dua etmekten dudaklarımın, dilimin şiştiği maçlar, anlar çok oldu. Allah onu mahcup ve emeklerini zayi etmedi. Çok şükür."
LİDERLİK KARAKTERİNDE VAR
Dayı Ömer Alibeyoğlu, "Fikret elimde büyüdü. Lider karakteri küçük yaşlarından itibaren vardı. Allah başarılarını daim etsin" dedi.
PAZARLIK ETMEYİ BABAMDAN ÖĞRENDİ
Orman ailesinin en büyük çocuğu abla Ümit Orman kardeş ve başkan Fikret Orman için şunları söyledi: "Fikret iyi bir Beşiktaşlı ve başkan. Babam bizi iyi şartlarda büyüttü ama para harcama konusunda hep tutumlu davranırdı. Fikret Başkan'ın tutumlu hali ve pazarlığı iyi yapması, oradan geliyor. Beşiktaş'ı daha da iyi yerlere getirecek."
KÜÇÜKKEN "BEŞİKTAŞ'A BAŞKAN OLACAĞIM" DERDİ
Kısmet Orman ağabeyini şöyle anlattı: "Babam sert mizaçlı bir babaydı. Ama en hoşgörülü ve iltimaslı bana davranırdı. Fikret kulübe, maçlara gide gele ortaokulda 'Ben Beşiktaş'a başkan olacağım" derdi. Şu 4 yılda beraber ağladık, beraber güldük. Şimdi beraber şampiyonluğu kutluyoruz. En güzeli de bu."
Kaynak: SPORX.COM
dikgazete.com