Bursa
Yurtdakal, bu saati ikinci el satış yapan internet sitesi aracılığıyla 2016'da Belçika'dan satın aldı.
Meşe bir kasaya sahip, müzikli, yarım saatleri ve saat başlarını bildirmesi için ayrı çanları bulunan, takvim özellikli saatin içinden, "Küçük çanın içinde", "Durbuy 1819" ve "Annemin evindeki büyük duvar saati" yazan not çıktı.
Yıllar önce Durbuy'da yapılan, üzerinde anne ve küçük kızının farklı hallerdeki resimleri bulunan, akrep, yelkovan, takvim iğnesi ve sarkaçlarda güneş simgelerinin kullanıldığı duvar saati, ustasının emeğine sadık kalınarak çalışır hale getirilecek.
Belçika'da mekanik üzerine çalışırken saatçilikle tanışan ve bu mesleği öğrenen, iki yıl önce de Bursa'ya yerleşip atölye açan saat ustası Yurtdakal, AA muhabirine, kilometrelerce uzaktan getirdiği duvar saatinin serüvenini anlattı.
Yurtdakal, "Belçika'da 2016'da gördüğüm ilanda çok iyi bir fotoğraf ya da anlatım yoktu; çok kötü, karanlık bir ortamda çekilmiş fotoğraflar vardı. Saatin boyutları da anlaşılmıyordu ama kasasından gerçekten zevkli bir saat olabileceğini düşündüm." dedi.
Satıcıyla iletişime geçtiğini dile getiren Yurtdakal, bulunduğu küçük şatoya gidip saati gördüğünde çok heyecanlandığını ifade etti.
Satın aldığı bu saatin restorasyonu birkaç ay süreceği için o günden beri geniş bir zamanda uğraşmak için beklediğini vurgulayan Yurtdakal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'ye taşınırken getirdiğim saati atölyeme taşırken içine yapıştırılmış bir nota denk geldim. Bu, 1819 yılında annelerinin evinden çıkan saat olduğuna dair bir nottu. Saat, orijinal olduğunu çok belli ediyordu ama böyle bir not çıkması, beni daha çok heyecanlandırdı. Bu, Belçika'nın Durbuy kentinde yapılmış bir saat. Saati yapan ustanın bilgilerini 'Belçika Saatçileri' kitabından buldum. Notta 1819 yazmasına rağmen saatin 1700'lü yılların sonunda yapıldığını öğrendim. Saatin 30 günlük bir takvimi var. Bu takvim, 1792 ile 1806 yılları arasında 'Cumhuriyet takvimi' diye Fransa'da kullanılmış. Bu bilgiden 1792-1793 yıllarında yapılmış bir saat olabileceğini anlıyoruz. Saatin camları dökme, kasası meşe. Melodileri çalmaya yarayan 9 müzik çanı var. Diğer saatlere göre nadir bir özellik olarak, yarım saatleri çalan küçük bir çanı, saat başlarını çalan büyük bir çanı var. Çeyrek çalar özelliğine sahip ve üç ağırlıklı. Cam altı boyama sistemli güzel bir saat."
- "Bir saatin kalp atışlarını tekrar duymak çok güzel"
Yurtdakal, saatin kadranında bir anne ve küçük kızının farklı hallerdeki resimlerinin yer aldığı bilgisini verdi.
Akrep, yelkovan, takvim iğnesi ve sarkaçlarda güneş simgelerinin kullanıldığını, kadranın ortasında da bir güneş figürü olduğunu bildiren Yurtdakal, bunların mutlaka bir anlamı olduğunu düşündüğünü belirtti.
Hassas zaman tutucu özelliğe sahip bir "eşapman sistemi"nin de bulunduğu saati ustasının emeğine sadık kalarak restore edeceğini anlatan Yurtdakal, şunları kaydetti:
"Günümüzde bu antika saatler restore edilirken endüstriyel boyalar, cilalar kullanılıyor. Ben ona karşıyım. Kırığı, çıkığı, ufak tefek tamirlerinin haricinde çok müdahale etmeden, sadece böceklerden koruma amaçlı gomalak cila yapılacak. Cam altı boyasının orijinalliği korunarak, temizliği, ufak tefek rötuşları yapılacak. Makineyi komple söküp yıllardır biriktirdiği yorgunluğu üzerinden atması için aşınan yerlerini aslına uygun şekilde, ustasına tabi olarak yenileyeceğim. Varsa eksikleri diğer parçalardan örnek alınarak, uygun aletlerle, uygun tezgahlarda tamamlanacak. Sökülecek, tadili yapılacak, restore edilecek, toplanacak, çalışır hale getirilecek ve kasasına konulup en son bir sonraki sahibine kadar muhafaza edilmeye çalışılacak.
Yıllar önce ustaların elektriğin dahi olmadığı dönemlerde yaptığı, asırlar boyunca insanlara zamanı, ibadet saatlerini, günlerini gösteren saatleri tekrar hayata döndürüyor olmak beni çok mutlu ediyor. Bu saat kim bilir sahibinin evinde kaç yıl bekledi. Belki yarım asırdır çalışmadan bekleyen bir saatin kalp atışlarını tekrar duymak, çok güzel bir duygu."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com