Bu işbirliği kapsamında, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından yürütülen Ortak Eğitim Modeli’ne İDA üyesi kurumların da dâhil olması, KOBİ’lere yönelik iletişim eğitimi projelerinin gerçekleştirilmesi, halkla ilişkilerde ölçümleme standardı getirilmesine yönelik çalışma gruplarının oluşturulması ve üniversitelerin halkla ilişkiler eğitimindeki güncel yaklaşımlara dair çalıştayların hayata geçirilmesi gibi konular ele alınıyor. Söz konusu işbirliğinin imzaları BAU İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Kemal Suher ve İDA İletişim Şirketleri Derneği Başkanı Ergün Gümrah tarafından atıldı.
“Öğrenciler piyasa gerçeklerini görüp, pratiği yaşayacaklar”
Yapmış oldukları işbirliğinden dolayı öncelikli olarak çok mutlu olduklarını dile getiren Ergün Gümrah, “İDA olarak sektörün gelişimi için bütün fırsatları değerlendirip, çalışmalarımızı öyle sürdürüyoruz. BAU ile de önümüze böyle bir fırsat çıktı. Zaten BAU öncü ve yenilikçi bir üniversite olduğu için ilgi ile takip ediyorduk. Bu yüzden yapacak olduğumuz işbirliğini de değerli buluyoruz. Bizler sektörü ve pratiği temsil ediyoruz. Üniversite de teoriyi temsil ediyor. Bu teori ve pratiği bir araya gelmesi ile ilgili çok büyük bir fırsat. Biz üniversitenin bilgi birikiminden yararlanacağız, üniversitedeki öğrenciler de bizim pratiğimizden faydalanacak. Bu sayede de işte bir mükemmellik sağlamaya çalışacağız. Üniversite ne kadar iyi eğitim verirse versin hayatın gerçekleri ve iş yapış biçimleri çok farklı olabiliyor. Öğrenciler mezun olduktan sonra iş hayatına başladıklarında bazı hüsranlara uğruyorlar. O yüzden piyasa gerçeklerini görmeyi, teorinin dışında pratiği de yaşamaları bence çok değerli olacaktır” dedi.
Prof. Dr. Hasan Kemal Suher, üniversite olarak öğrencilerin sektörle buluşmasına çok önem verdiklerini dile getirerek, “İDA Halkla İlişkiler Şirketleri adına baktığınız zaman çok önemli bir yapı. İletişim fakültesi olup ya da bizim bünyemizde okuyan birisinin sektörler buluşmaması ve deneyim kazanmaması mümkün değil. Dolayısıyla bir yerde buluşmamız gerekiyordu. Ergün Bey’le de bu planımız hakkında konuşunca aynı şeyi düşündüğümüzü ve aynı dertlere sahip olduğumuzu anladık. Bir araya gelip BAU ve İDA’nın çatısı altında böyle bir işbirliğine girmenin iyi olacağına karar verdik” diye konuştu.
Ortak Eğitim Modeli, Halkla İlişkilerde Ölçümleme…
Bu doğrultuda da yapılan işbirliğinin neler içerdiğine de değinen Hasan Kemal Suher, “Öncelikle Ortak Eğitim Modeli dediğimiz bir staj sistemimiz var. Öğrencilerimiz haftanın üç günü anlaştığımız şirketlere gidip staj yapıyorlar. İki günde ders alıyorlar. Genellikle stajlar bir ay olur fakat biz bir dönem yaptırıyoruz. Yani bir şekilde okulla sektör bir araya gelmiş oluyor. Okurken tecrübe sahibi olmuş mezun olduklarında pişmiş oluyorlar. İş birliğimiz en temel mevzusu bu. Meslek birliği açısı olarak halkla ilişkiler adına iletişim fakültesi öğrencilerinin kolay staj bulabilme ve firmaların bu modele dahil olabilmesi açısından destek olacaklar. Diğer bir işbirliğimizin önemli bir kısmını da, ‘Halkla İlişkilerde Ölçümleme’. Kimselerin senelerdir çözmediği bir mesele. Bu konuda literatür ve uygulama ile birlikte bir araya gelip, buna katkı sağlamak istiyoruz. Çalışmalarımız ve araştırmalarımız olacak. Bu sayede bu konuda yol almayı planlıyoruz. En azından Türkiye’de akademik ve sektörel bazlı tartışılır ve çözümler için opsiyonun neler olduğu ve ne şekilde yol alınması gerektiği konusunda fikirlerin ortaya konulmasında ortaklaşa hareket edeceğiz” diye konuştu.
“Öncelikli hedef; deneyim kazandırmak ve firmaların yetenek havuzlarının oluşturulması”
Halkla İlişkiler Eğitimi ve Kobiler alanında da çalışmalar yapılacağını dile getiren Suher, “Dünya çok hızlı değişiyor, halkla ilişkiler tanımı da bu doğrultu da değişimler gösteriyor. Fakat bütün bu tanımlar değişirken pazarlamanın, iletişimin en önemli unsurlarından biri olduğunun da farkındayız. Dolayısıyla eğitimin nasıl şekillenmesi gerektiği İDA’nın da önemli bir derdi. Bu konuda da onlara destek olmak ve beraber hareket edilmek bizim için bir heyecan alanı. Diğer bir konu da Kobiler ve Kobilerin dünyaya açılması ya da kendi dertlerini en şekilde anlatabilmeleri. Kurumsal anlamda kültürlerini geliştirilmesi ve iletişimi sağlamayabilmesi. Bu konuda Kobilere eğitim noktası çok önemli bir detay olacak. En başta düşündüğümüz iş alanları bunlar ama burada öğrencilerin sektörde çalışıp deneyim kazanarak mezun olmaları ve firmaların kendilerine yetenek havuzlarını oluşturabilmeleri öncelikli hedeflerimiz arasında” ifadelerini kullandı.
“İletişim fakültelerinin kendisini cezbeder hale getirmesi lazım”
Son olarak da iletişim fakülteleri ile ilgili sorunlara değinen ve bununla ilgili olarak çözümün iletişim fakültelerinin daha cezbeder hale getirilmesi olduğunu söyleyen Suher, “ Ülkemizde 48 tane iletişim fakültesi var. 3 milyon küsuru sınava giren öğrencileri düşündüğünüz zaman 50 bin küsuru iletişim fakültesini tercihe ediyor. Genel olarak baktığınızda da sektörün aslında öğrenciye ihtiyacı var. Her mezunun iş bulamama derdinin var olmasıyla birlikte aslında yeterince de çalıştıracağınız adam da bu işi seçmiyor. Dolayısıyla iletişim alanının kendisini cezbetmesi lazım. Gelecek dünyanın en önemli mesleği de iletişimdir. İletişim fakültelerinin kabuğu da değişiyor ve daha fazla iş gücüne ihtiyacımız var. Bu yüzden derdimizi anlatıp insanları cezbetmemiz, bu mesleği daha çok tercih edilebilir seviyeye getirmemiz gerekiyor. Bu anlamda sektörle yapmış olduğumuz işbirlikleri çok önemli. Beraber çalışarak daha çok iş yapabiliriz. Akademinin sektörden uzak durmaması lazım. Akademi ve sektör aynı potada eridiği sürece biz nitelikli iş gücünü oluşturur ve geliştiririz" diyerek sözlerini tamamladı.
dikGAZETE.com