Batuhan Yaşar'ın "Türkiye meydan okuyor" başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:
"Bir süredir Türk Savunma Sanayiindeki gelişmeleri toplamakla meşguldük..
Bunun için de özellikle bayramı bekledim.
Gerçekten çok güzel hareketler bunlar.
Birazdan, eminim çok heyecanlanacağınız gelişmeleri paylaşacağız.
Ama konunun NASA ile de ilgili tarafı var.
Şöyle;
Dün biliyorsunuz NASA’nın Juno uzay aracı Jüpiter’e ulaştı.
Güneş sistemindeki bütün gezegenleri birleştirseniz yine bir Jüpiter etmiyor.
Gaz devi Jüpiter’de kayalık alan yok. Toprak yok. Basacak yer yok.
Tamamen, helyum ve hidrojen karışımı bir şey.
Juno, tam tamına 717 milyon kilometre yol katedip hedefine 5 yılda varabildi. (Mesafeyi gözlerinizi kapatıp düşünün lütfen.)
Hem de öyle böyle bir hızla değil.
Saatte 260 bin km. hızla gittiği halde bu yolculuk 5 sene sürdü. (Tüm zamanların en hızlı uzay aracı.)
Otomatik pilotla yolculuğunu sürdürdü.
Kocaman bir şey, 3.7 ton, tenis kortu büyüklüğünde neredeyse. Sadece güneş panelleri 60 m2.
1 yıl görev yapacak ve sensörleri ve kameraları ile Jüpiter’in haritasını çıkartacak, atmosferinde ölçümler yapacak.
Jüpiter’in zehirli bulutlarından içeri girecek.
O gizemi, göremediklerimizi ortaya çıkarmaya çalışacak.
Güneş sisteminin nasıl oluştuğuna dair bilgiler toplayacak.
İşi çok yani.
Çok, çok büyük bir operasyon.
Öyle Hazar’dan Suriye’yi füzelerle filan vurma işine benzemiyor.
Şunu demeye getiriyoruz;
Hâlâ ABD, dünyanın tek süper gücü.
Bu teknoloji de sadece onda var.
Gelelim sadede..
Bu 11 milyar dolarlık Juno’yu yapan da Lockheed Martin.
Evet o..
Şu bizim de kullandığımız F-16’ları yapan şirket.
Şimdilerde F-35’leri birlikte geliştiriyoruz.
Savunma sanayii şirketinin şu yaptığına bakar mısınız.
Geldiği teknolojik düzeyi anlamakta zorlanıyoruz.
Ta bilmem kaç milyon km. uzakta yapılan operasyonlar.
1995’te kurulmuş, kısa sürede bu noktalara gelmiş. Sloganları da dikkat çekici:
“Kim için çalıştığımızı asla unutmayız.”
Türkiye’nin de artık böyle hedefleri var.
Bir TAI, TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN, Baykar ve Vestel neden bir Lockheed Martin olmasın?
Bunlar artık hayal değil.
Savunma Sanayiinde son birkaç yılda yaşananları net bir meydan okuma olarak değerlendirebiliriz.
Sen de fazla abartıyorsun dediğinizi duyabiliyorum.
Peki biraz daha sabredip siz karar verin o zaman:
1-Türkiye artık mühendislik satıyor. Pakistan’ın Fransız yapımı Agosta denizaltılarının modernizasyonunu Türk firması aldı. İş son saniyeye kadar gitti-geldi. Artık Fransızlarla, Almanlarla rakip olduk.
2-Güneydoğu’da ve ilgili bölgelerde milli İHA’lar uçuyor, görüntü aktarıyor. Kısacası operasyonel durumda. Baykar TB-2’lerden bahsediyoruz.
3-Milli olan sistemlerin düşmanı da çok oluyor biliyorsunuz. Spekülasyonların aksine güvenlik birimleri çok memnun. Operasyon masasında oturan bir yetkilinin sözünü yazma zamanı gelmiş demek ki:
“HERON’u istemiyorum, TB-2’nin görüntüsünü alalım ana ekrana.”
İşte yerli savunma sistemlerin geldiği nokta.
Kalite ile kimse rekabet edemez.
Adam yıllardır canla başla, heyecanla çalışıyor..
Artık, Cumhurbaşkanının damadı oldu. O vakit biz de vakit kaybetmeden düşmanı olalım, önünü keselim.
Akıllara ziyan bir durum.
4-Vestel Karayel silahlı atışlarını başarıyla yaptı, yakında o da envantere girecek.
5-Havada çok daha fazla İHA uçacak. 24 saat esasına göre hiç boşluk bırakılmayacak.
6-ANKA’ların test uçuşları Elazığ’da devam ediyor. “Bak sen şu ANKA’ya” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. ANKA, önce başlamasına rağmen şimdilerde Baykar ve Vestel’in gerisinde kalmış gibi görünüyor. Hızlanmalı, silkelenmeli. Gözümüz üstünde.
7-ASELSAN, görüntü sistemlerinde çok önemli aşama katetti. Yerli milli kameralar için geri sayım başladı. Laf aramızda çok iddialıyız. Sensorlar için de sürprizleri var ASELSAN’ın.
Silahlı İHA’lar ne zaman uçacak?
Bu bir meydan okuma diyoruz ya..
Bu cümlenin arkasının dolu olduğunu gördüğümüz için hiç çekinmeden ve gururla yazmayı sürdürüyoruz:
-Baykar TB-2’ler birkaç ay içinde yani yaz bitmeden silahlı olarak da operasyonel olacak.
F-16’ların, Phantom’ların kalkmasına gerek kalmaksızın işi bitirecekler. Zaman kaybı sıfıra inecek. Anlık istihbaratlara anlık müdahaleler yapılacak.
ROKETSAN’ın yeni füzeleri:
Yıllardır bu alanın içindeyiz. 1990’lı yıllarda savunma muhabirliği yaptığımız dönemde Türkiye’nin imkan ve kabiliyetlerini yakinen bilen biri olarak bunları yazarken bile çok heyecanlanıyoruz. Eminim siz de okurken heyecanlanıyorsunuz. ROKETSAN, silahlı İHA’lar için değişik görev şartlarında kullanılabilecek yeni ve farklı özelliklere sahip füze sistemlerini geliştiriyor. Şimdilik bu kadarını yazmakla yetinmek durumundayız.
Türkiye’nin Raptorları, Predatorları da geliyor:
Ama asıl bombayı sona sakladık.
ABD’nin sahip olduğu yüksek irtifa uçabilen yani HALE sınıfı (high altitude long endurance) İHA için de start verildi. Biraz daha açalım isterseniz:
Predator ve Raptor özelliklerini taşıyacak.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı çağrısını çoktan yaptı.
Füze ikaz, otomatik iniş-kalkış ve kamera sistemleri, İHA motor beyni (Fadec) de millileşiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bütün detaylarla ilgilendiğini de söyleyelim.
Sabah akşam esasına göre en ince ayrıntılara kadar bütün başlıkları takip ediyor.
Bu bir meydan okuma değil de nedir..
15-20 sene sonra yerli Lockheed Martin’ler niye çıkmasın?"
Siyaset
Batuhan Yaşar: 'Türkiye meydan okuyor'
İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde, "Silahlı İHA’lar ne zaman PKK’ya karşı kullanılacak", "ABD vermemişti.. Türk Predator ve Raptor’lar mı geliyor", "Yerli İHA’nın görüntüsünü ana ekrana kim istedi",