İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini ardından Batı'nın Türkiye'ye yönelik tavrı konusunda uzmanlar, darbenin başarılı olması halinde hem Avrupa'nın hem de Amerika'nın tepkilerinin, Mısır'daki Temmuz darbesine verdikleri tepkinin aynısı olacağını belirtti.
El Şark Forum 2016 İstanbul Buluşması'na katılan uzmanlar, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi ve Batılı ülkelerin darbe karşısındaki tutumlarını AA muhabirine değerlendirdi.
Exeter Üniversitesi Güvenlik Çalışmaları Öğretim Üyesi Prof. Ömer Aşur, darbe girişiminin ardından Türkiye'nin, Batılı müttefiklerinden beklediği ilkesel desteği göremediğini anımsattı. Batı'nın bunu nasıl telafi edebileceği konusunda ise Aşur, bunun "klasik faydacılık" olduğunu belirtti.
Genellikle ülkelerin, darbe gibi olayları kınamadan önce kimin kazanacağını görmek istediklerini ve ona göre davrandıklarına dikkati çeken Aşur, bunun telafisinin Türkiye ile Suriye ve bölge güvenliği alanlarında işbirliğini artırmaktan geçtiğini kaydetti.
Aşur, Türkiye'nin ve darbeye karşı koymak için sokağa çıkanların Batı toplumunda "şeytanlaştırıldığını" vurgulayarak, demokratik Türk toplumunun darbeyi durdurduğu algısının yerine, sanki "darbeyi yapanlar aslında iyi adamlardı" gibi bir algının oluşturulmaya çalışıldığını dile getirdi.
Bunun çok talihsiz bir bakış açısı olduğunu ve değişmesi gerektiğini kaydeden Aşur, "Türkiye'nin daha fazla tebrik edilmesi gerek. Çünkü Türkiye bölgede siyasi, ekonomik ve kurumsal olarak nadir başarılı demokrasi örneklerinden biri. Bir darbe girişimi yaşanmasına rağmen demokrasi galip geldi." diye konuştu.
"Batı'nın AK Parti hükümeti algısında uzun süredir devam eden bir problem var"
Leeds Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selman Sayyid ise darbe girişiminin ardından Batılı müttefiklerinden Türkiye'nin beklediği desteği göremediği belirtti ve "Bence her şey belli olana kadar Türkiye'nin meşru hükümetini desteklememe kararı, bize gösteriyor ki Batı'nın AK Parti hükümeti algısında uzun süredir devam eden bir problem var." dedi.
"Batı'nın bu tavrının İslamofobinin bir şekli olduğunu" vurgulayan Sayyid, dünyaya Batı'nın perspektifinden bakmanın tek seçenek olmadığının herkese öğretilmesi gerektiğini altını çizdi.
"Batı'da liderlik ve politika konusunda bir özgüven çöküşü yaşanıyor"
Middle East Eye Genel Yayın Yönetmeni David Hearst da darbe girişimi hakkında, "Hiç şüphesiz, eğer darbe başarılı olsaydı hem Avrupa'nın hem de Amerika'nın tepkileri, Mısır'daki Temmuz darbesine verdikleri tepkinin tamamen aynısı olacaktı. Olaya darbe demekten kaçınacaklardı. Bunun yerine 'siyasi geçiş' diyeceklerdi ve darbeye koşulları hazırladığı için Erdoğan'ı suçlayacaklardı." diye konuştu.
Hearst, bütün bunlar olmadığı için memnun olduğunu kaydederek, demokratik yollarla birçok kez seçilen hükümetin devam etmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Türk halkının darbe girişimine karşı sokağa çıktığını hatırlatan Hearst, "Bu siyasi bir şey değildi. Herkes sokaklara indi. Çünkü eğer darbe başarılı olsaydı ne olacağını çok iyi biliyorlardı." dedi.
Hearst, Batı'da "liderlik ve politika konusunda bir özgüven çöküşü" yaşandığını ifade etti.
El Şark Forumu Başkanı Waddh Khanfar ise Türkiye'nin son yıllarda bölge ülkeleri için bir model olduğunu anlattı.
Demokrasi ve ekonomik kalkınmanın, Türkiye'yi bölgede başlıca güçlerden biri haline getirdiğini dile getiren Khanfar, darbe girişiminin, bu sürece müdahale etme ve halkın iradesine karşı gelme amacı taşıdığını ifade etti.
Darbe girişimiyle Mısır ve Suriye örneğinin Türkiye'de de yaşatılmak istendiğini belirten Khanfar, Türkiye'nin, bölgedeki tarihi dönüşümün ve bölge halkının destekçisi olduğunu söyledi.
Khanfar, "Allah'a şükür, girişim başarılı olmadı. Türkiye, yine bölgede dönüşümün ve halkların olumlu anlamda destekçisi olan bir ülke konumunda." ifadesini kullandı.
El Şark Forum 2016 İstanbul Buluşması'na katılan uzmanlar, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi ve Batılı ülkelerin darbe karşısındaki tutumlarını AA muhabirine değerlendirdi.
Exeter Üniversitesi Güvenlik Çalışmaları Öğretim Üyesi Prof. Ömer Aşur, darbe girişiminin ardından Türkiye'nin, Batılı müttefiklerinden beklediği ilkesel desteği göremediğini anımsattı. Batı'nın bunu nasıl telafi edebileceği konusunda ise Aşur, bunun "klasik faydacılık" olduğunu belirtti.
Genellikle ülkelerin, darbe gibi olayları kınamadan önce kimin kazanacağını görmek istediklerini ve ona göre davrandıklarına dikkati çeken Aşur, bunun telafisinin Türkiye ile Suriye ve bölge güvenliği alanlarında işbirliğini artırmaktan geçtiğini kaydetti.
Aşur, Türkiye'nin ve darbeye karşı koymak için sokağa çıkanların Batı toplumunda "şeytanlaştırıldığını" vurgulayarak, demokratik Türk toplumunun darbeyi durdurduğu algısının yerine, sanki "darbeyi yapanlar aslında iyi adamlardı" gibi bir algının oluşturulmaya çalışıldığını dile getirdi.
Bunun çok talihsiz bir bakış açısı olduğunu ve değişmesi gerektiğini kaydeden Aşur, "Türkiye'nin daha fazla tebrik edilmesi gerek. Çünkü Türkiye bölgede siyasi, ekonomik ve kurumsal olarak nadir başarılı demokrasi örneklerinden biri. Bir darbe girişimi yaşanmasına rağmen demokrasi galip geldi." diye konuştu.
"Batı'nın AK Parti hükümeti algısında uzun süredir devam eden bir problem var"
Leeds Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selman Sayyid ise darbe girişiminin ardından Batılı müttefiklerinden Türkiye'nin beklediği desteği göremediği belirtti ve "Bence her şey belli olana kadar Türkiye'nin meşru hükümetini desteklememe kararı, bize gösteriyor ki Batı'nın AK Parti hükümeti algısında uzun süredir devam eden bir problem var." dedi.
"Batı'nın bu tavrının İslamofobinin bir şekli olduğunu" vurgulayan Sayyid, dünyaya Batı'nın perspektifinden bakmanın tek seçenek olmadığının herkese öğretilmesi gerektiğini altını çizdi.
"Batı'da liderlik ve politika konusunda bir özgüven çöküşü yaşanıyor"
Middle East Eye Genel Yayın Yönetmeni David Hearst da darbe girişimi hakkında, "Hiç şüphesiz, eğer darbe başarılı olsaydı hem Avrupa'nın hem de Amerika'nın tepkileri, Mısır'daki Temmuz darbesine verdikleri tepkinin tamamen aynısı olacaktı. Olaya darbe demekten kaçınacaklardı. Bunun yerine 'siyasi geçiş' diyeceklerdi ve darbeye koşulları hazırladığı için Erdoğan'ı suçlayacaklardı." diye konuştu.
Hearst, bütün bunlar olmadığı için memnun olduğunu kaydederek, demokratik yollarla birçok kez seçilen hükümetin devam etmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Türk halkının darbe girişimine karşı sokağa çıktığını hatırlatan Hearst, "Bu siyasi bir şey değildi. Herkes sokaklara indi. Çünkü eğer darbe başarılı olsaydı ne olacağını çok iyi biliyorlardı." dedi.
Hearst, Batı'da "liderlik ve politika konusunda bir özgüven çöküşü" yaşandığını ifade etti.
El Şark Forumu Başkanı Waddh Khanfar ise Türkiye'nin son yıllarda bölge ülkeleri için bir model olduğunu anlattı.
Demokrasi ve ekonomik kalkınmanın, Türkiye'yi bölgede başlıca güçlerden biri haline getirdiğini dile getiren Khanfar, darbe girişiminin, bu sürece müdahale etme ve halkın iradesine karşı gelme amacı taşıdığını ifade etti.
Darbe girişimiyle Mısır ve Suriye örneğinin Türkiye'de de yaşatılmak istendiğini belirten Khanfar, Türkiye'nin, bölgedeki tarihi dönüşümün ve bölge halkının destekçisi olduğunu söyledi.
Khanfar, "Allah'a şükür, girişim başarılı olmadı. Türkiye, yine bölgede dönüşümün ve halkların olumlu anlamda destekçisi olan bir ülke konumunda." ifadesini kullandı.