Genel

Bastona gizlenen fidandan 'dünyanın gül bahçesi'ne uzanan serüven

Isparta'da ilk kez 1870'li yıllarda Müftüzade Gülcü İsmail Efendi'nin küçük bir alanda başlattığı gül üretimi, aradan geçen yaklaşık 1,5 asrın ardından Ispartalı binlerce aile tarafından binlerce dekarlık alanda yapılıyor.

Bastona gizlenen fidandan 'dünyanın gül bahçesi'ne uzanan serüven
28-06-2017 15:42

ISPARTA - Murat Yolcu

Isparta'da ilk kez 1870'li yıllarda Müftüzade Gülcü İsmail Efendi'nin küçük bir alanda başlattığı gül üretimi, aradan geçen yaklaşık 1,5 asrın ardından Ispartalı binlerce aile tarafından binlerce dekarlık alanda yapılıyor.


Isparta'yı "dünyanın gül bahçesi" haline getiren serüven, kara yolu ile bin 215 kilometre, kuş uçuşu 695 kilometre mesafedeki Bulgaristan'ın Kızanlık (Kazanlık) kentinde 1870'lerde başladı.


Müftüzade Gülcü İsmail Efendi, yaklaşık 1,5 asır önce Kızanlık'ta koruma altında tutulan Gül Vadisi'nden bastonun içine gizleyerek çıkardığı gül fidanını toprakla buluşturduğu Isparta'nın kaderine damga vurdu.

İsmail Efendi'nin o yıllarda küçük bir alanda başlattığı gül üretimi, daha sonra onlarca nesil tarafından sürdürüldü, bugün ise Isparta'yı dünya gül yağı üretiminin yüzde 65'ini tek başına gerçekleştirir hale getirdi.

Zaman içerisinde gül yağı çıkarma teknikleri modernleşse de gül bahçelerinin makineleşmeye uygun olmayan yapısı, gül hasadının yoğun emek gerektiren özelliğinin hiç değişikliğe uğramadan günümüze ulaşmasını sağladı.

Her yıl mayıs ve haziran aylarında tekrarlanan gül toplama işlemi, yüzyıllar öncesinde olduğu gibi sabahın erken saatlerinde başlıyor. Gül yapraklarındaki yağ keselerini güneşin patlatmasına bağlı olarak ürünün kalitesinin ve veriminin azalmasını göz önünde bulunduran gül üreticileri, böyle bir sorunla karşılaşmamak için gün doğmadan işe koyulup öğlen saatlerine kadar gül toplama işini sürdürüyor.

Gül kokuları eşliğinde bellerine bağladıkları çuvallarla istenilen büyüklüğe ulaşmış gül çiçeklerini toplayan üreticiler, içerisindeki yağ oranının azalmasının önüne geçmek için topladıkları güllerini en kısa sürede fabrikaya ulaştırıyor.

Kilogramı 47 bin lira

Üreticilerin tarım araçlarına yükleyerek, bulundukları köy ve kasabalarda kurulan alım merkezlerine götürdükleri güller, buradan işlenmek üzere fabrikalara getiriliyor. Fabrikadaki kazanlara 1,5 ton sıcak su ile konulan güller, 2 saat süren kaynatma işleminin ardından yağlı su olarak farklı kazanlara aktarılıyor. İkinci bir kaynatma işleminin ardından yağ, sudan süzülerek ihracata hazır hale getiriliyor.

Yaklaşık 4 ton gülden elden edilen 1 kilogram gül yağı ise 47 bin liraya (12 bin avro) başta Fransa olmak üzere çok sayıda ülkeye ihraç ediliyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER