Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere birçok platformda Afrika ülkeleri ve halklarının çıkarlarını da temsil eden anlayışla hareket ettiğini belirtti.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) ilan ettiği "Dünya Afrika ve Afro-Kökenli Kültür Günü" kutlamaları kapsamında Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinde etkinlik düzenlendi.
Etkinliğe, Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, Cibuti'nin Ankara Büyükelçisi Aden Hüseyin Abdillahi, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ile Türkiye'de görev yapan çok sayıda Afrika büyükelçisinin yanı sıra Ankara'da eğitim gören Afrikalı öğrenciler katıldı.
Kıran, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son 18 yılda Afrika'ya bakışındaki paradigma değişikliğinin diğer ülkelerin de kıtaya bakışını farklılaştırdığına işaret ederek, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın bu kıtaya bakışı, esasen Türk halkının Afrika'ya, kıtaya ve Afrika halklarına olan gönül bağının yeniden canlandırılması olmuştur." dedi.
Türkiye'nin Afrika açılımıyla kıtaya yönelik son derece kapsamlı politikayı hayata geçirdiğini belirten Kıran, "Bu politikanın elbette çok güçlü siyasi çerçevesi var. BM başta olmak üzere dünyanın her platformunda Afrika ülkeleri ve halklarının çıkarlarını da temsil eden bir anlayışla hareket ettik." ifadelerini kullandı.
Kıran, Türkiye'nin Afrika'daki temsilcilik sayısının yanı sıra kıtadaki manevi ve kültürel varlığını da artırdığını ve bu çabaların ilerleyen dönemde daha da fazlalaştırılacağını bildirdi.
"Afrika'yla ticari birlikteliğimizi de yine Afrika'nın kalkınmasına, gelişmesine ve refahına kanalize etme yönünde çabalarımızı sürdürüyoruz." diyen Kıran, Türkiye'nin insani kalkınma yardımlarının önemli bir kısmını Afrika ile paylaşmaktan büyük memnuniyet ve gurur duyduğunu da dile getirdi.
"Bize, tarihimizi ve kültürümüzü geri verin"Cibuti'nin Ankara Büyükelçisi Abdillahi ise sömürgecilerin çok eski bir kıta olan Afrika'ya daima sahip olmaya çalıştığının altını çizerek, Afrika'nın kültürel zenginliğinin farkında olduğunu ve sömürgecilerin ele geçirdiği bu zenginliğin kıtaya geri verilmesini talep ettiklerini aktardı.
Abdillahi, "Bize, tarihimizi ve kültürümüzü geri verin. Bugün bunu tekrar ifade etmek gerekiyor. Devletlerin ve kurumların bu gerçekliğin farkına varması gerekiyor. Biz, Afrika Birliğine, UNESCO'ya ve dost devletlere talebimizi iletiyoruz. Lütfen bu kültürel miras bizlere iade edilsin." dedi.
"Afrika, somut olmayan kültürel mirastır"UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Oğuz da örgütün 24 Ocak'ı "Dünya Afrika ve Afro-Kökenli Kültür Günü" ilan etmesinin ardından dünyada ilk tanıtım toplantısının bugün Ankara'da yapıldığına dikkati çekti.
Afrika'nın sadece kültürlerin doğmasına değil gelişmesine de öncülük eden bir yer olduğunu dile getiren Oğuz, "Afrika, somut olmayan kültürel mirastır. Afrika, insanlığa çok büyük değerler ve hazineler katmıştır. Bu somut olmayan miras da diğer Afrika varlıkları gibi mutlaka korunmalı ve gelecek kuşakların istifadesine sunacak şekilde yaşatılmalıdır." şeklinde konuştu.
Konuşmasında, "Afrika'da ölen her yaşlı insanla bir kütüphane yanar." sözünü hatırlatan Oğuz, Afrika'nın çok zengin bir kıta olduğunu, büyük bir dil, gönül ve erdem zenginliğinin bulunduğunu dile getirdi.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin de yerel kültürlerin tanıtımı ve korunmasında dünyadaki en yetkin kuruluşun UNESCO olduğuna dikkati çekerek, UNESCO'yu "Dünya Afrika ve Afro-Kökenli Kültür Günü"nü ilan etmesi dolayısıyla tebrik etti.
"Afrika, medeniyetlerin ve insanlığın beşiği"Tunus Kartaca Üniversitesi Afrika Birliği Hukuk ve Politikaları Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hacer Gueldich, Afrika'nın medeniyetlerin ve insanlığın beşiği olduğuna işaret ederek, 30 milyon kilometrekarelik yüz ölçüme sahip kıtanın, genç nüfus ve yeraltı kaynakları açısından oldukça zengin olduğuna dikkati çekti.
Gueldich, "Afrika, sahip olduğu bütün bu zenginliklere rağmen halen en fakir kıtalar arasında yer alıyor. Halen güvenliğin olmadığını, fakirliğin, iç savaşların, bulaşıcı hastalıkların, terörizmin olduğunu söylüyoruz. Bu gerçekten büyük bir tezat." ifadelerini kullandı.
UNESCO'nun geçen yıl aldığı kararla, 24 Ocak tarihininde Afrika kültürünü ve geleneklerini dünyayla paylaşarak kutladıklarını belirten Gueldich, "24 Ocak Afrika'nın yeniden doğuş şartını temsil ediyor. Bu şart, 24 Ocak 2006'da Sudan'ın başkenti Hartum'da kabul edildi." diye konuştu.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Akdeniz Havzası ve Afrika Medeniyetleri Merkez Müdürü Prof. Dr. Suna Timur Ağıldere, üniversitelerin evrensel bilgiler üreten, uluslararası boyutta bilime ve araştırmaya katkıda bulunan, toplumun sosyal ihtiyaçlarını karşılayan en etkili ve önemli merkezleri olduğunu kaydetti.
Son 10 yılda büyük ivme kazanan Türkiye-Afrika siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel ve akademik iş birliğinde, Türk ve Afrikalı akademisyen ve araştırmacılara büyük sorumluluk düştüğünü belirten Ağıldere, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesini tercih eden Afrikalı öğrencilerin de Türkiye ile Afrika arasında köprü görevi üstleneceğini ifade etti.
Konuşmaların ardından davetlilere Türk ve Afrika halk müziği dinletisi sunuldu.
Etkinlik kapsamında ayrıca Afrika mutfağına özgü yemek ve içecekler ikram edildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com