Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, başkanlık sistemine 4 kesimin karşı çıktığını ifade ederek, "Birincisi PKK ve uzantıları, ikincisi paralel ve uzantıları, üçüncüsü CHP’si, HDP’si karşı çıkıyor. Dördüncüsü de üst akıl dediğimiz finansal lobiler ve onların uzantıları. Bunlar karşı çıkıyorsa bu iş Türkiye için hayırlıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gedikli, Ekonomi Muhabirleri Derneği’nde “Demokrasi-Ekonomi-Kalkınma-Başkanlık” konulu bir sunum yaptı. Basın mensuplarına değerlendirmelerde bulunan Gedikli, başkanlık sisteminin kalkınma ve ekonomi ile ilişkilerinin son dönemin gündemi olduğunu söyledi. Başkanlık sistemini sistem olarak konuşmak gerektiğini, şahıslar bazlı konuşulmaması gerektiğini vurgulayan Gedikli, Türkiye’nin neden böyle bir sisteme ihtiyacı olduğunu tartışmak gerektiğini aktardı. Gedikli, 2007 yılından bu yana Türkiye’de olup biten siyasi ve ekonomik bütün olayların hepsinin yeni anayasa yapmak ve başkanlık sistemi ile alakalı olduğunu belirtti. Teknoloji çağına girildiğini ve dünyanın üç tane önemli devrim yaptığını ifade eden Gedikli, “Böyle bir ortamda Türkiye ne yapıyor? Türkiye olarak bizim hükümet sistemimizde çok önemli sorunlar olduğunu biliyoruz. Türkiye’de parlamenter sistem 70’li yıllardan bu yana sorunlu. 7 Haziran seçimlerinden sonra koalisyon ihtimali bile ortalığı ne kadar sarstı, dengeler sarsıldı. Geldiğimiz bir nokta daha var. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmiş olması. Dolayısıyla yürütme iki başlı hali geldi. Hem Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmiş hem de seçilmiş bir hükümet iş başında. Bu yürütmeyi iki başlı yapan bir durum ve adeta fiili yarı başkanlık sistemi yaratan bir durum. Parlamenter sistemin şöyle bir özelliği vardır. Bürokratik oligarşi her zaman parlamenter sistemlerde güçlüdür. Bunu da aşmak mümkün olmaz” diye konuştu.
Başkanlık sisteminin bürokratik yapıyı daha etkin hale getireceğini dile getiren Gedikli, “Bürokratik hantallık, bürokratik verimliliğe dönüşür. Bu ancak başkanlık sistemi ile olur. Amerika 2008 finansal krizi ile biraz daha başarılı mücadele verebilmişse başkanlık sistemi ile yönetilmesinin bunda bir rolü var. Kararlarını daha hızlı alabiliyor çünkü” şeklinde konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİN 5 FARKI
Başkanlık sistemi ile ilgili konuyu 5 madde ile özetleyen Gedikli şunları kaydetti:
“Birincisi, başkanlık sisteminde liderin vizyonu sahaya çok daha etkin yansır, parlamenter sistemde yansımıyor. Başkan bir açıklama yaptığında burudan ilgili kimseler kendine anında görevde çıkarır. Bu vücut dili otomatik olarak yansır. Parlamenter sistemde öyle olmaz. Zaten koalisyon varsa o hiç olmaz. Liderlik vizyonunun yansıyacağı sistem başkanlık sistemidir. İkinci nokta siyasi istikrarı sağlar. Başkan seçildikten sonra bir daha koalisyon gündeme gelmiyor. Parlamenter sistemde sürekli koalisyon yapma düşüncesi var. Koalisyon severler var. Koalisyon dönemlerinde Türkiye ekonomik yatırımlar yapamıyor. Başlanılan projeler bitirilemiyor. Tek başlı bir yürütme oluşuyor. Bu tek başlılıkta çarpıtılıyor. Sanki yasama, yürütme, yargının tek başlılığı söz konusu diye yansıtılıyor. Bu böyle değil, hepsi birbirinden ayrı olacak tabii ki. Tek başlı derken yürütmenin tek başlığı. Üçüncü olarak da sosyal yönü var. Sosyal olarak başkanlık sistemi daha katılımcıdır ve bireyi daha özgür hale getirir. Otoriter diktatörlük değil. Bu sistemde girişimcilik çok daha etkin hale gelir. Bizim de hayal ettiğimiz girişim özgürlüğü. Dördüncüsü iktisadi olarak adaletli kalkınmayı getirir. Adaletli kalkınma için başkanlık sistemi diyoruz zaten. Bürokratik yapı olsun bunlar bir şekilde etkinlik kazanacağı için gelirin tabana yayılması vizyonu başkanlık sisteminde araç temin eder. Beşinci noktada, Türkiye’ye özgü bir faydası var. Bütün vesayet yapılarını bitirir başkanlık sistemi Türkiye’de. Birileri terörü devreye soktu. Terör aslında iktidar boşluğu oluşturmaya yönelik bir şeydir. Ama beklenenin aksine beraberliğimizi pekiştirdi. Ayrışma diye düşünürken tam tersine bir birleşme söz konusu. Paralel yapı dediğimiz yapıda öyle bir şeydir. O da otoriter boşluğu doğurmayı amaçlıyor.”
“HEDEF BAŞKANLIK SİSTEMİ”
Partili cumhurbaşkanlığı sistemi tartışmalarını da değerlendiren Gedikli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sistemin başkanlık sistemi olacağını ve hedefin başkanlık sistemi olduğunu vurguladı. 22 Mayıs’ta yapılacak AK Parti Kongresi ile ilgili ise Gedikli, “Kadroların tabii ki değişmesi lazım. Belli insanlar olacak diye bir şey yok. Bir de AK Parti’de her zaman gidenin yerini dolduracak çapta insanlar vardır. Bugüne kadar hep böyle oldu” dedi.
Başkanlık sisteminde üç tane yalan söylendiğinin altını çizen Gedikli şunları söyledi:
“Bir tanesi, millet başkanlık sistemi istemiyor. İstemiyor diyenlere buyurun kapılarına gidelim istiyorlar mı istemiyorlar mı görelim diyoruz. İkincisi eyalet sistemi gelecek diye bir yalan dolaştırıyorlar. Alakası yok, başkanlık tamamen yürüten sistem olarak kurulacak. Üçüncüsü de başkanlık diktatörlüktür diyorlar. Baktığınızda dört kesim buna çok net karşı çıkıyor. Birincisi PKK ve uzantıları karşı çıkıyor, ikincisi paralel ve uzantıları karşı çıkıyor, üçüncüsü CHP’si, HDP’si karşı çıkıyor. Dördüncüsü de üst akıl dediğimiz finansal lobiler ve onların uzantıları bu işe şiddetle karşı çıkıyor. Bunlar karşı çıkıyorsa bu iş Türkiye için hayırlıdır.”
(İHA)
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gedikli, Ekonomi Muhabirleri Derneği’nde “Demokrasi-Ekonomi-Kalkınma-Başkanlık” konulu bir sunum yaptı. Basın mensuplarına değerlendirmelerde bulunan Gedikli, başkanlık sisteminin kalkınma ve ekonomi ile ilişkilerinin son dönemin gündemi olduğunu söyledi. Başkanlık sistemini sistem olarak konuşmak gerektiğini, şahıslar bazlı konuşulmaması gerektiğini vurgulayan Gedikli, Türkiye’nin neden böyle bir sisteme ihtiyacı olduğunu tartışmak gerektiğini aktardı. Gedikli, 2007 yılından bu yana Türkiye’de olup biten siyasi ve ekonomik bütün olayların hepsinin yeni anayasa yapmak ve başkanlık sistemi ile alakalı olduğunu belirtti. Teknoloji çağına girildiğini ve dünyanın üç tane önemli devrim yaptığını ifade eden Gedikli, “Böyle bir ortamda Türkiye ne yapıyor? Türkiye olarak bizim hükümet sistemimizde çok önemli sorunlar olduğunu biliyoruz. Türkiye’de parlamenter sistem 70’li yıllardan bu yana sorunlu. 7 Haziran seçimlerinden sonra koalisyon ihtimali bile ortalığı ne kadar sarstı, dengeler sarsıldı. Geldiğimiz bir nokta daha var. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmiş olması. Dolayısıyla yürütme iki başlı hali geldi. Hem Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmiş hem de seçilmiş bir hükümet iş başında. Bu yürütmeyi iki başlı yapan bir durum ve adeta fiili yarı başkanlık sistemi yaratan bir durum. Parlamenter sistemin şöyle bir özelliği vardır. Bürokratik oligarşi her zaman parlamenter sistemlerde güçlüdür. Bunu da aşmak mümkün olmaz” diye konuştu.
Başkanlık sisteminin bürokratik yapıyı daha etkin hale getireceğini dile getiren Gedikli, “Bürokratik hantallık, bürokratik verimliliğe dönüşür. Bu ancak başkanlık sistemi ile olur. Amerika 2008 finansal krizi ile biraz daha başarılı mücadele verebilmişse başkanlık sistemi ile yönetilmesinin bunda bir rolü var. Kararlarını daha hızlı alabiliyor çünkü” şeklinde konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİN 5 FARKI
Başkanlık sistemi ile ilgili konuyu 5 madde ile özetleyen Gedikli şunları kaydetti:
“Birincisi, başkanlık sisteminde liderin vizyonu sahaya çok daha etkin yansır, parlamenter sistemde yansımıyor. Başkan bir açıklama yaptığında burudan ilgili kimseler kendine anında görevde çıkarır. Bu vücut dili otomatik olarak yansır. Parlamenter sistemde öyle olmaz. Zaten koalisyon varsa o hiç olmaz. Liderlik vizyonunun yansıyacağı sistem başkanlık sistemidir. İkinci nokta siyasi istikrarı sağlar. Başkan seçildikten sonra bir daha koalisyon gündeme gelmiyor. Parlamenter sistemde sürekli koalisyon yapma düşüncesi var. Koalisyon severler var. Koalisyon dönemlerinde Türkiye ekonomik yatırımlar yapamıyor. Başlanılan projeler bitirilemiyor. Tek başlı bir yürütme oluşuyor. Bu tek başlılıkta çarpıtılıyor. Sanki yasama, yürütme, yargının tek başlılığı söz konusu diye yansıtılıyor. Bu böyle değil, hepsi birbirinden ayrı olacak tabii ki. Tek başlı derken yürütmenin tek başlığı. Üçüncü olarak da sosyal yönü var. Sosyal olarak başkanlık sistemi daha katılımcıdır ve bireyi daha özgür hale getirir. Otoriter diktatörlük değil. Bu sistemde girişimcilik çok daha etkin hale gelir. Bizim de hayal ettiğimiz girişim özgürlüğü. Dördüncüsü iktisadi olarak adaletli kalkınmayı getirir. Adaletli kalkınma için başkanlık sistemi diyoruz zaten. Bürokratik yapı olsun bunlar bir şekilde etkinlik kazanacağı için gelirin tabana yayılması vizyonu başkanlık sisteminde araç temin eder. Beşinci noktada, Türkiye’ye özgü bir faydası var. Bütün vesayet yapılarını bitirir başkanlık sistemi Türkiye’de. Birileri terörü devreye soktu. Terör aslında iktidar boşluğu oluşturmaya yönelik bir şeydir. Ama beklenenin aksine beraberliğimizi pekiştirdi. Ayrışma diye düşünürken tam tersine bir birleşme söz konusu. Paralel yapı dediğimiz yapıda öyle bir şeydir. O da otoriter boşluğu doğurmayı amaçlıyor.”
“HEDEF BAŞKANLIK SİSTEMİ”
Partili cumhurbaşkanlığı sistemi tartışmalarını da değerlendiren Gedikli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sistemin başkanlık sistemi olacağını ve hedefin başkanlık sistemi olduğunu vurguladı. 22 Mayıs’ta yapılacak AK Parti Kongresi ile ilgili ise Gedikli, “Kadroların tabii ki değişmesi lazım. Belli insanlar olacak diye bir şey yok. Bir de AK Parti’de her zaman gidenin yerini dolduracak çapta insanlar vardır. Bugüne kadar hep böyle oldu” dedi.
Başkanlık sisteminde üç tane yalan söylendiğinin altını çizen Gedikli şunları söyledi:
“Bir tanesi, millet başkanlık sistemi istemiyor. İstemiyor diyenlere buyurun kapılarına gidelim istiyorlar mı istemiyorlar mı görelim diyoruz. İkincisi eyalet sistemi gelecek diye bir yalan dolaştırıyorlar. Alakası yok, başkanlık tamamen yürüten sistem olarak kurulacak. Üçüncüsü de başkanlık diktatörlüktür diyorlar. Baktığınızda dört kesim buna çok net karşı çıkıyor. Birincisi PKK ve uzantıları karşı çıkıyor, ikincisi paralel ve uzantıları karşı çıkıyor, üçüncüsü CHP’si, HDP’si karşı çıkıyor. Dördüncüsü de üst akıl dediğimiz finansal lobiler ve onların uzantıları bu işe şiddetle karşı çıkıyor. Bunlar karşı çıkıyorsa bu iş Türkiye için hayırlıdır.”
(İHA)