RİZE (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize Valiliği önünde düzenlenen toplu açılış töreninde halka hitaben yaptığı konuşmasına, mayıs ayında yüksek yargı organlarının başkanları ile birlikte Rize'ye geldiklerini anımsatarak başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydandaki vatandaşların "Feto gelecek, hesap verecek." sloganları üzerine, "Ne dedik, 'İnlerine gireceğiz, onlar kaçacak, biz kovalayacağız' dedik. Kovalıyor muyuz? Kaçıyorlar mı? Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, şimdi kaçtıkları yerin vatandaşı olsunlar. Artık onlar bu milletin vatandaşı olarak anılmayacaklar." dedi.
"241 şehidim, 2 bin 194 gazim ve ailesi mağdur değil mi?"
Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminin tortularını temizleme yolunda kararlı adımlarla ilerlediğine işaret eden Erdoğan, "15 Temmuz'la hesaplaşmak demek elbette öncelikle bu darbe girişimini yürüten örgütün tüm mensuplarını kamudan, iş dünyasından sivil toplumdan, her yerden kazıyıp atmak demektir. Bazıları diyor ki, 'bu mağduriyetlere sebep olmuyor mu?' Benim 241 şehidim ve ailesi mağdur değil mi? Benim 2 bin 194 gazimin ailesi, gazilerimiz onlar mağdur değil mi? Onları savunmayacaksınız, hala bize 15 Temmuz'u yaşatanları mağdur diye göstereceksiniz. Kusura bakmayın adetullaha terstir bu." diye konuştu.
"Zerre kadar yiğitlik varsa dön gel ülkene"
"Bizim Nene Hatunlarımız da var, elhamdülillah Mehmedimiz de var." diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o gece kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bu mücadeleyi onurluca verdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Menderes, Zorlu, Polatkan, onların idamındaki gibi davranmadı bu millet. O bir dersti ama şimdi dedik ki, kusura bakmayın artık ey Feto, Pensilvanya'dan burayı sen bu şekilde yönetemeyeceksin. Korkaklık senin şanındandır. Eğer sende zerre kadar yiğitlik varsa dön gel ülkene. Gel, gidip de Amerika'ya sığınma. Gel buraya o zaman, gel burada yargılan. Gelemez. Niye? Korkakların şanı kaçmaktır, kaçmak. Korkaklar, zafer takı dikemez, onu yiğitler diker. İşte onu sizler diktiniz, dikiyorsunuz, zafer anıtlarını Allah'ın izniyle bu millet dikti, dikiyor."
"Dabık'a ilerliyoruz"
Gaziantep'teki terör saldırısında 56 kişinin şehit olduğunu ve 100 kişinin de yaralandığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hastanede kendilerini ziyaret ettiğimizde tabloyu gördük, dedik ki 'Artık bu iş bitti, şimdi ılımlı muhaliflerle birlikte Cerablus'a giriyoruz.' Cerablus'a girdik, arkadan El Rai'ye girdik. Şimdi ilerliyoruz, nereye? Dabık'a ilerliyoruz ve orada 5 bin kilometrekarelik bir alanı terörden arındırılmış güvenli bölge olarak ilan edeceğiz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok ama ülkemizde 3 milyon mülteci var. Onlara yer hazırlayalım, onlar topraklarına dönsünler, onları güvenli şekilde orada yaşatalım, atacağımız adım bu. Teklifimizi koalisyon güçlerine yaptık. Şu anda Suriye'de beraber yürüyoruz. Fakat rahat durmuyorlar ki şimdi Irak'ta başladılar. Şimdi 'Musul'u alacağız' diyorlar. Kusura bakmayın Musul'un ne DEAŞ terör örgütüne ne de başka terör örgütlerine verilmesine müsaade etmeyiz. Diyorlar ki, 'Irak merkezi yönetiminin buna müsaade etmesi lazım.' Irak merkezi yönetimi önce başının çaresine baksın. Bugüne kadar DEAŞ'i niye Irak'a, Musul'a soktu. Neredeyse Bağdat'a girecekti DEAŞ terör örgütü. Neredesin Irak'ın merkezi yönetimi.
"Başika Türkiye'ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır"
Şu anda koalisyon güçlerine bugün Dışişleri Bakanım, Lozan'da teklifi yapacaklar. Biz, koalisyon güçleriyle beraber DEAŞ terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine karşı orada mücadeleye varız. Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın. Bu üs orada duracaktır, duracaktır. Çünkü Başika aynı zamanda Türkiye'ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır. Bizimle dayanışma içerisinde olan samimi müttefiklerimize sesleniyorum; Irak merkezi yönetimi beni ziyarete geldiği zaman, ey Başkan İbadi, böyle konuşmuyordun. Bizden orada böyle bir üs kurulmasını isteyen sendin. Daha sonra senin savunma bakanların gidip oraları ziyaret etti. Şimdi ne oldu da değiştin? Hangi üst akıl sana talimat verdi de havan değişti. Öyle bize kuru sıkı atmaya, meydan okumaya kalkma. Bu yol farklı bir yol. Biz kendimizi bu yola farklı adamışız. Gerekli görüşmeleri yapıyoruz."
"Senin olup olmaman bir şeyi değiştirmez"
Muhalefetin kullandığı dilin bir süredir, milleti iknadan uzaklaşıp, milleti itham istikametine döndüğünü belirten Erdoğan, "Hem millete hakaret edip hem de milletin desteğini uman garip bir siyaset üslubuyla karşı karşıyayız." ifadesini kullandı.
"Açacağım bugün, mecburum" diyerek Yenikapı buluşmasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, buluşmayı kendilerinin düzenlediğini, AK Parti ve MHP'nin tereddüt etmeden davete karşılık verdiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise davetle ilgili önce "Hayır" dediğini, sonradan olumlu cevap verdiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Peki ne oldu? Önce memnun olduklarını söylediler. Ama son zamanda baktım ki başladılar, 'Biz böyle bir Yenikapı ruhundan yana değiliz.' Olsan ne yazar, olmasan ne yazar? Senin olup olmaman bir şeyi değiştirmez. Oradaki 5 milyon ne diyor, bizim için o önemli. Aynı anda tüm Türkiye'de bir o kadar da ekranlardan izledi, 10 milyon. Bizim için o önemli. Biz yürüdük. Ne diyor şair, 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.' Millet yürüdü. Biz milleti hakem tuttuk, tutmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin dara düştüğü her konuda, çözümü milletimizin desteğinde aradık, milletimizin desteğinde arıyoruz. Eğer milletimizle aramızda güçlü bir bağ olmasaydı 15 Temmuz'da darbecilere direnecek cesareti kendimizde bulamazdık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydandaki vatandaşların "Feto gelecek, hesap verecek." sloganları üzerine, "Ne dedik, 'İnlerine gireceğiz, onlar kaçacak, biz kovalayacağız' dedik. Kovalıyor muyuz? Kaçıyorlar mı? Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, şimdi kaçtıkları yerin vatandaşı olsunlar. Artık onlar bu milletin vatandaşı olarak anılmayacaklar." dedi.
"241 şehidim, 2 bin 194 gazim ve ailesi mağdur değil mi?"
Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminin tortularını temizleme yolunda kararlı adımlarla ilerlediğine işaret eden Erdoğan, "15 Temmuz'la hesaplaşmak demek elbette öncelikle bu darbe girişimini yürüten örgütün tüm mensuplarını kamudan, iş dünyasından sivil toplumdan, her yerden kazıyıp atmak demektir. Bazıları diyor ki, 'bu mağduriyetlere sebep olmuyor mu?' Benim 241 şehidim ve ailesi mağdur değil mi? Benim 2 bin 194 gazimin ailesi, gazilerimiz onlar mağdur değil mi? Onları savunmayacaksınız, hala bize 15 Temmuz'u yaşatanları mağdur diye göstereceksiniz. Kusura bakmayın adetullaha terstir bu." diye konuştu.
"Zerre kadar yiğitlik varsa dön gel ülkene"
"Bizim Nene Hatunlarımız da var, elhamdülillah Mehmedimiz de var." diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o gece kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bu mücadeleyi onurluca verdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Menderes, Zorlu, Polatkan, onların idamındaki gibi davranmadı bu millet. O bir dersti ama şimdi dedik ki, kusura bakmayın artık ey Feto, Pensilvanya'dan burayı sen bu şekilde yönetemeyeceksin. Korkaklık senin şanındandır. Eğer sende zerre kadar yiğitlik varsa dön gel ülkene. Gel, gidip de Amerika'ya sığınma. Gel buraya o zaman, gel burada yargılan. Gelemez. Niye? Korkakların şanı kaçmaktır, kaçmak. Korkaklar, zafer takı dikemez, onu yiğitler diker. İşte onu sizler diktiniz, dikiyorsunuz, zafer anıtlarını Allah'ın izniyle bu millet dikti, dikiyor."
"Dabık'a ilerliyoruz"
Gaziantep'teki terör saldırısında 56 kişinin şehit olduğunu ve 100 kişinin de yaralandığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hastanede kendilerini ziyaret ettiğimizde tabloyu gördük, dedik ki 'Artık bu iş bitti, şimdi ılımlı muhaliflerle birlikte Cerablus'a giriyoruz.' Cerablus'a girdik, arkadan El Rai'ye girdik. Şimdi ilerliyoruz, nereye? Dabık'a ilerliyoruz ve orada 5 bin kilometrekarelik bir alanı terörden arındırılmış güvenli bölge olarak ilan edeceğiz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok ama ülkemizde 3 milyon mülteci var. Onlara yer hazırlayalım, onlar topraklarına dönsünler, onları güvenli şekilde orada yaşatalım, atacağımız adım bu. Teklifimizi koalisyon güçlerine yaptık. Şu anda Suriye'de beraber yürüyoruz. Fakat rahat durmuyorlar ki şimdi Irak'ta başladılar. Şimdi 'Musul'u alacağız' diyorlar. Kusura bakmayın Musul'un ne DEAŞ terör örgütüne ne de başka terör örgütlerine verilmesine müsaade etmeyiz. Diyorlar ki, 'Irak merkezi yönetiminin buna müsaade etmesi lazım.' Irak merkezi yönetimi önce başının çaresine baksın. Bugüne kadar DEAŞ'i niye Irak'a, Musul'a soktu. Neredeyse Bağdat'a girecekti DEAŞ terör örgütü. Neredesin Irak'ın merkezi yönetimi.
"Başika Türkiye'ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır"
Şu anda koalisyon güçlerine bugün Dışişleri Bakanım, Lozan'da teklifi yapacaklar. Biz, koalisyon güçleriyle beraber DEAŞ terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine karşı orada mücadeleye varız. Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın. Bu üs orada duracaktır, duracaktır. Çünkü Başika aynı zamanda Türkiye'ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır. Bizimle dayanışma içerisinde olan samimi müttefiklerimize sesleniyorum; Irak merkezi yönetimi beni ziyarete geldiği zaman, ey Başkan İbadi, böyle konuşmuyordun. Bizden orada böyle bir üs kurulmasını isteyen sendin. Daha sonra senin savunma bakanların gidip oraları ziyaret etti. Şimdi ne oldu da değiştin? Hangi üst akıl sana talimat verdi de havan değişti. Öyle bize kuru sıkı atmaya, meydan okumaya kalkma. Bu yol farklı bir yol. Biz kendimizi bu yola farklı adamışız. Gerekli görüşmeleri yapıyoruz."
"Senin olup olmaman bir şeyi değiştirmez"
Muhalefetin kullandığı dilin bir süredir, milleti iknadan uzaklaşıp, milleti itham istikametine döndüğünü belirten Erdoğan, "Hem millete hakaret edip hem de milletin desteğini uman garip bir siyaset üslubuyla karşı karşıyayız." ifadesini kullandı.
"Açacağım bugün, mecburum" diyerek Yenikapı buluşmasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, buluşmayı kendilerinin düzenlediğini, AK Parti ve MHP'nin tereddüt etmeden davete karşılık verdiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise davetle ilgili önce "Hayır" dediğini, sonradan olumlu cevap verdiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Peki ne oldu? Önce memnun olduklarını söylediler. Ama son zamanda baktım ki başladılar, 'Biz böyle bir Yenikapı ruhundan yana değiliz.' Olsan ne yazar, olmasan ne yazar? Senin olup olmaman bir şeyi değiştirmez. Oradaki 5 milyon ne diyor, bizim için o önemli. Aynı anda tüm Türkiye'de bir o kadar da ekranlardan izledi, 10 milyon. Bizim için o önemli. Biz yürüdük. Ne diyor şair, 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.' Millet yürüdü. Biz milleti hakem tuttuk, tutmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin dara düştüğü her konuda, çözümü milletimizin desteğinde aradık, milletimizin desteğinde arıyoruz. Eğer milletimizle aramızda güçlü bir bağ olmasaydı 15 Temmuz'da darbecilere direnecek cesareti kendimizde bulamazdık."