Politika

Başdanışman Gedikli: Sistemimiz parlamenter olma vasfını yitirip...

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, “Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile birlikte mevcut sistemimiz parlamenter olma vasfını yitirip yarı başkanlık sistemini andırır hale geldi” dedi.Cumhurbaşkanı Başdanışmanı...

Başdanışman Gedikli: Sistemimiz parlamenter olma vasfını yitirip...
07-05-2016 02:58
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, “Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile birlikte mevcut sistemimiz parlamenter olma vasfını yitirip yarı başkanlık sistemini andırır hale geldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, “Adaletli Kalkınma ve Başkanlık Sempozyumu”nda Mamaklı kadınlar ve gençlerle bir araya geldi. Mamak Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyumda Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, Gedikli’ye eşlik etti. Sempozyumda konuşma yapan Gedikli, “Türkiye’de siyasi bir belirsizlik söz konusu değildir. Kongre tarihimiz bellidir 22 Mayıs 2016. Türkiye’nin lider sorunu da yoktur. AK Parti kurumsal bir parti olduğu için hiç boşuna puslu hava yaratmaya, nereden geldiği belli olmayan yumruklar sallamaya kalkmasınlar. Kurumsal yapılarda kriz ve belirsizlik olmaz. Reformlar belli değil mi, belli. Genel başkanımız kim olursa olsun reformların hayata geçirilmesi yavaşlamaz, sekteye falan da uğramaz” şeklinde konuştu.

“O KADAR ÇOK DARBE, TEHDİT ATLATTIK Kİ HER BİRİ AYRI BİR KİTAP OLUR”
AK Parti’nin kurulma kararı alındığından beri birçok tehdit ve darbelerle karşılaştıklarını aktaran Gedikli, “AK Parti’yi kurma kararı aldığımız ilk günden beri o kadar çok darbe, tehdit atlattık ki her biri ayrı bir kitap olur. 27 Nisan 2007’de AK Parti iktidarını hedef alan ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale etmek isteyen asker muhtıra vermişti. Ertesi gün Türkiye’nin kaderinin döndüğü gün, vesayet karizmasının çizildiği o büyük gün oldu. Çünkü AK Parti, Genelkurmay Başkanı’nın resmi olarak Başbakan’a bağlı olduğunu, görevleri itibarıyla Başbakan’a karşı sorumlu olduğunu sert bir şekilde hatırlattı” ifadelerini kullandı.
AK Parti’nin 2008 yılında kapatılma davasına maruz kaldığını kaydeden Gedikli, “Mart 2008’de Yargıtay Başsavcısı ‘Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği’ iddiasıyla AK Parti’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı. 71 kişinin siyasetten yasaklanmasını istedi. Bu listedeki isimlerden biri de bendim. AK Parti, Genelkurmay Başkanı’nın resmi olarak Başbakan’a bağlı olduğunu, görevleri itibarıyla Başbakan’a karşı sorumlu olduğunu hatırlattı” diye konuştu.
17-25 Aralık operasyonlarından önce de paralel yapının AK Parti’yi devirmeyi amaçlayan faaliyetlerde bulunduğunun altını çizen Gedikli, şöyle konuştu:
“17-25 Aralık öncesinde Ekim 2013’te yüksek sesle şunlar söylenmeye başlanmıştı: ‘3 ay sonra bu hükümet olmayacak. Herkes ona göre davransın.’ O günlerde Türkiye’de bir seçim gündemi yoktu. En erken 2014’teki yerel seçimlerde sandığa gidilecekti. Fakat FETÖ’cü polis amirleri, kripto bürokratlar darbe tellalları gibi ortalarda dolaşıyordu. Yargı ve Emniyet içindeki paralel yapılar, Erdoğansız bir AK Parti için 17 Aralık’ta ’yolsuzluk’ kisvesi altında yargı darbesi yapmaya kalkıştı. Bu girişim de önlendi.”

“BOĞAMIZA KOCA BİR DÜĞÜM ATILDI”
7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını halkın bir mesajı olarak gördüklerini dile getiren Gedikli, “Boğamıza koca bir düğüm atıldı. ‘Sanki halkımız bize bir şey söyledi’ dedik. Ama o gecenin ertesinde neler oldu değerli Mamaklılar, çok şey oldu. Kimisi basına yansıdı gördünüz, kimisini ise bizler yaşadık ve çok zor bir dönem yaşadı Türkiye. Her yerden bir anda kuşatıldık ve Türkiye ile hesabı olan tüm odaklar adeta karanlık köşelerinden teker teker çıktılar ve hesap görmeye kalktılar. Peygamber Efendimiz ‘Allah, hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar’ demiştir. Evet, rabbimiz bizlere hayra tebdil olacak bir süreç yaşattı. O dönemde ‘koalisyon kurun, başka çareniz yok’ dediler. ‘AK Parti artık tek basına iktidar olamaz’ dediler. Aslında bu sonun başlangıcı için yaptıkları çağrı idi. Ama teşkilatın reisi, milletin reis-i cumhuru, bu oyunu bozdu ve Türkiye’yi karanlığa mahkum etmek isteyenlerin oyunu bozdu. AK Parti 1 Kasım’dan güçlenerek yüzde 50 oy alarak çıktı” şeklinde konuştu.
AK Parti’nin arkasında ağzı dualı, gözü yaşlı destek olan halkın olduğunu ifade eden Gedikli, şunları söyledi:
“Bakın işte bu şer odaklarının da, bu az önce bahsettiğim birçok kez darbe girişiminde bulunan Türkiye düşmanlarının da anlamadığı bu. Niye yıkamadıklarını anlayamıyorlar; çünkü sizler varsınız, gece gündüz demeden hasta çocuğunu evde bırakıp, işini gücünü bırakıp koşturan teşkilatı var AK Parti’nin, arkasında ağzı dualı, gözü yaşlı destek olan halkımız var.”

“AK PARTİ DİYE BİR PARTİ 14 YILDIR DİMDİK AYAKTA İSE LİDERİ ERDOĞAN SAYESİNDEDİR”
Gedikli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bahsettiği konuşmasında, “Bakın bugün burada bunları burada konuşabiliyorsak, AK Parti diye bir parti 14 yıldır dimdik ayakta ise yıllar önce Pınarhisar’da zindana atılmayı göze almış olan lideri Erdoğan sayesindedir. İlk günden beri yanında olan bir kardeşiniz olarak söylüyorum, bir gün bile pes ettiğini, tehdide boyun eğdiğini, Türkiye’ye koyulan engellere razı olduğunu görmedim. Herkes panikte iken, her şey bitecek diye ne yapacağını bilemez haldeyken o dimdik ve kararlıydı. Batı vesayeti ile pozisyon alanlar bunu kaybetmek istemiyor. Cumhurbaşkanımızın gündeme getirdiği konuların çığır açmasından korkuyorlar. Komşu ve çevre ülkelerin Türkiye’ye ihtiyacı var. Türkiye’yi başkanlık modeli içinde düşünürseniz, bölgede ekonomik, kültürel ilişkileri hızla geliştirecek kapasitesi var” değerlendirmelerinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasındaki “Küresel düzeyde en çok ihtiyaç hissedilen konu başlığı, en fazla kıtlığını çektiğimiz konuların başında ‘adalet’ geliyor” sözlerine de değinen Gedikli, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, dün ‘Küresel düzeyde en çok ihtiyaç hissedilen konu başlığı, en fazla kıtlığını çektiğimiz konuların başında adalet geliyor’ dedi.
Bunu her alanda görüyoruz, özellikle ekonomide. Dünyada gelir adaletsizliği artık toplumların hem sosyal, hem siyasi ve ekonomik yapısını bozar hale geldi ve sürdürülebilir bir durumda değil. Yeni kitabımda da yaptığım akademik çalışmalarda hep vurguladığım şey; ekmeği yalnız yiyen yükünü yalnız taşır. Biz ekmeğini bölüşen bir tarihin, kültürün ve dinin mensuplarıyız. ‘Komşun açken sen tok yatamazsın’ sözü her şeyi açıklıyor” ifadelerini kullandı.

Başkanlık sisteminin Türkiye’ye neler kazandıracağını anlatan Gedikli, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Başkanlık sistemi Türkiye’ye çağ atlatacak, lider vizyonu sahaya yansıyacak. Bahsettiğimiz sistem üniter yapı çerçevesinde olacak. Her alanda sinerji yaratacak, otoriter değil, çoğulcu sistem kurulacak, yürütme güçlenecek, iki başlılık bitecek, muhalefet daha etkili hale gelecek, ekonomide istikrarı destekleyecek, mega projeler, yatırımlar olacak, büyüme ivme kazanacak, çoğulcu bir sistem olacak, katılımcılık artacak, bireyleri ön plana çıkaracak, siyaseti merkeze yaklaştıracak ve yatırımcının, ihracatçının, işadamının önü açılacak.”

“SİSTEMİMİZ PARLAMENTER OLMA VASFINI YİTİRİP YARI BAŞKANLIK SİSTEMİNİ ANDIRIR HALE GELDİ”
Parlamenter sistemin sorunlarının 14 yıldır AK Parti tek başına iktidarda olduğu için hissedilmediğini savunan Gedikli, “Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile birlikte mevcut sistemimiz parlamenter olma vasfını yitirip yarı başkanlık sistemini andırır hale geldi. Ne yaparsanız yapın, tıkanıklığı aşılamayan bir hal almış olan parlamenter sistemin sorunlarını AK Parti iktidarı olduğu için 14 yılda aşmıştır” diye konuştu.
Gedikli, başkanlık sisteminden rahatsız olan çevrelerin Türkiye’deki belirsizlik ortamından faydalandıklarını ifade ettiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Başkanlık sistemini kim istemiyor, bir de niye istemiyor? İstememesini bırakın ağzımıza alınca kıyametler koparıyorlar. Gördüklerimiz şunlar; PKK ve uzantısı parti, Pensilvanya çetesi FETÖ. Demek ki bu Türkiye için hayırlı bir iş. Halka ‘bidon kafalı’, ‘göbeğini kaşıyan adam’ diyenler, Kut’ul Amare gibi zaferlerin hatırlanması ve bunların tekrar gündeme gelmesinden rahatsız olanların, ‘seni başkan yaptırmayacağız’ çığlıklarının nedeni adaletli kalkınma. Ekonomi o kadar önemli ki hemen her siyasi gelişmede bu yabancı kuruluşlar, başta kredi derecelendirme kuruluşları hemen bir açıklama yayınlar. Noktası virgülüne 2-3 tane hazır şablon vardır ellerinde, dolaşıma sokulur. Bazı finansçılar ateşi harlar ve piyasalarda suni dalgalar oluşturmaya çalışırlar. Dün Moody’s ‘Siyasi belirsizlik Türkiye’nin dış kırılganlıklarını azaltacak ve büyüme görünümünü güçlendirecek reform sürecinin gecikmesine de neden olabilir’ dedi. Bu dava bitmez, bu dava biter diyenler bitti ama dava bitmez; çünkü 10 değil 100 değil bin yıllık davadır bu. Muhiddin Arabi’nin dediği ‘Cenab-ı Hak sana hizmeti, ibadeti farz kılmakla aslında cennetine girmeyi farz kılmıştır’ düsturunu benimsemişlerin davasıdır bu.”
Programın açılış konuşmasını yapan Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, “Yeni anayasa ve başkanlık siteminin gelecek neslin önünü açmak, daha büyük hedeflere koşmak için olduğunu biliyoruz. Onun için bu konuşmalar çok anlamlı. Katılımız için hepinize teşekkür ediyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun” diye konuştu.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER