Muş’ta ağır kış mevsiminde öğrencilerini kucağında taşıyarak okula götüren ve bu hareketi dolayısıyla Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun örnek gösterdiği öğretmen Cengiz Sur, köyün genç kızlarına ve yaşlı kadınlarına okuma yazma kursları veriyor.
Muş merkeze bağlı Güdümlü köyünün Kurtuluş mezrasında çok zor şartlarda öğrencilerine eğitim veren ücretli öğretmen Cengiz Sur, örnek davranışta bulunuyor. Kışın zor şartlarda kürekle kar yığınlarını kaldırarak yol açan ve öğrencilerini kucağında taşıyarak okula getiren fedakar öğretmen Cengiz Sur, öğrencilerin eğitiminin yanında birde köyü genç kızlarına ve kadınlarına Türkçe öğreterek okuma-yazma kursları veriyor.
Her sabah okula geldiğinde köyün köpek, hindi ve tavuklarını besleyen fedakar öğretmen Sur, öğrencilerin dersine giriyor. Ders saatlerinin tamamlanmasından sonra köyün kadınları ve genç kızlarına okuma yazma kursu vererek günü tamamlayan Sur, “Buradaki amacımız annelerimize, ablalarımıza okuma-yazma öğretmek. Türkçe bilmeyen annelerimize, ablalarımıza da Türkçe öğretmek çünkü eğitim sadece okul sıralarında değil. Bir öğrenci sadece okul sıralarında yetişmiyor. Eğitim 5’ten başlar mezara kadar devam eden bir süreçtir. Bundan dolayı annelerimize burada çok büyük görev düşmekte bundan dolayı annelerimizin Türkçe bilmesi, okuma-yazma bilmesi daha sağlıklı bireylerin, daha bilinçli bireylerin yetişmesine sebep olur. Bizim buradaki amacımız annelerimize, ablalarımıza okuma-yazma öğretip, Türkçe öğretmek. 90 yaşındaki ninemiz var. Bunun büyük hayali okuma-yazma öğrenmekti, bu sıralarda oturmaktı. Biz de bugün yaşlı ninemize Türkçe öğreteceğiz. En büyük hayalini gerçekleştirmiş olacağız.”
“SAYIN BAŞBAKANIMIZ OKUL SÖZÜ VERMİŞTİ”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisini arayarak verdiği okul sözünü hatırlatan Cengiz, “Kışın zor şartlarda eğitim-öğretimimize devam etmiştik. Başbakanımız şartlarımızı gördükten sonra bizi arayıp, beni arayıp okul sözü vermişti. Okulumuz kısa bir süre içinde yapılacak. Başbakanımıza ben çok ama çok teşekkür ederim bu yardımından dolayı. Bundan sonra annelerimiz, ablalarımız ve çocuklarımız çok iyi şartlarda eğitim görecek” dedi.
Okuma yazma öğrenmeye gelen köyün genç kızlarından Hicran Yıldırak, şunları söyledi:“Biz buraya zaten okuma-yazma öğrenmeye geliyoruz, kimse bilmiyor burada. Kısıtlı imkanlarımız var. Ninelerimiz, teyzelerimizle beraber geliyoruz bir de arkadaşlarımızla. Hocamız sağ olsun yardımcı oluyor bize elinden geleni yapıyor. Okuma-yazma öğreniyoruz. Ninelerimiz, teyzelerimiz satranç oynamasını, Türkçe konuşmasını öğreniyor. Eskiden bilmedikleri için çok sıkıntı yaşıyorlardı ama hani artık biliyorlar, az da olsa artık bir şeyler şuanda öğrenmiş bunu inşallah daha ilerletmeyi düşünüyor hocamız.”
“FEDAKAR ÖĞRETMENİMİZE KADRO VERİLMESİNİ İSTİYORUZ”
Çocukların eğitiminden sonra okula gelerek okuma-yazma öğrenmeye çalıştıklarını ifade eden Şilan Yetkin, “Burada okuma-yazma kursuna geliyoruz. Çocuklardan sonra geliyoruz. Ondan sonra Türkçe öğreniyorlar bizim yaşlılarda beraber geliyor. Hocamızın kadrosu yok. Buradan başbakanıma sesleniyorum, eğer bir fedakarlık yaparsa o da bizim öğretmenimize kadro verirse Allah ondan razı olsun” şeklinde konuştu.
(İHA)
Muş merkeze bağlı Güdümlü köyünün Kurtuluş mezrasında çok zor şartlarda öğrencilerine eğitim veren ücretli öğretmen Cengiz Sur, örnek davranışta bulunuyor. Kışın zor şartlarda kürekle kar yığınlarını kaldırarak yol açan ve öğrencilerini kucağında taşıyarak okula getiren fedakar öğretmen Cengiz Sur, öğrencilerin eğitiminin yanında birde köyü genç kızlarına ve kadınlarına Türkçe öğreterek okuma-yazma kursları veriyor.
Her sabah okula geldiğinde köyün köpek, hindi ve tavuklarını besleyen fedakar öğretmen Sur, öğrencilerin dersine giriyor. Ders saatlerinin tamamlanmasından sonra köyün kadınları ve genç kızlarına okuma yazma kursu vererek günü tamamlayan Sur, “Buradaki amacımız annelerimize, ablalarımıza okuma-yazma öğretmek. Türkçe bilmeyen annelerimize, ablalarımıza da Türkçe öğretmek çünkü eğitim sadece okul sıralarında değil. Bir öğrenci sadece okul sıralarında yetişmiyor. Eğitim 5’ten başlar mezara kadar devam eden bir süreçtir. Bundan dolayı annelerimize burada çok büyük görev düşmekte bundan dolayı annelerimizin Türkçe bilmesi, okuma-yazma bilmesi daha sağlıklı bireylerin, daha bilinçli bireylerin yetişmesine sebep olur. Bizim buradaki amacımız annelerimize, ablalarımıza okuma-yazma öğretip, Türkçe öğretmek. 90 yaşındaki ninemiz var. Bunun büyük hayali okuma-yazma öğrenmekti, bu sıralarda oturmaktı. Biz de bugün yaşlı ninemize Türkçe öğreteceğiz. En büyük hayalini gerçekleştirmiş olacağız.”
“SAYIN BAŞBAKANIMIZ OKUL SÖZÜ VERMİŞTİ”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisini arayarak verdiği okul sözünü hatırlatan Cengiz, “Kışın zor şartlarda eğitim-öğretimimize devam etmiştik. Başbakanımız şartlarımızı gördükten sonra bizi arayıp, beni arayıp okul sözü vermişti. Okulumuz kısa bir süre içinde yapılacak. Başbakanımıza ben çok ama çok teşekkür ederim bu yardımından dolayı. Bundan sonra annelerimiz, ablalarımız ve çocuklarımız çok iyi şartlarda eğitim görecek” dedi.
Okuma yazma öğrenmeye gelen köyün genç kızlarından Hicran Yıldırak, şunları söyledi:“Biz buraya zaten okuma-yazma öğrenmeye geliyoruz, kimse bilmiyor burada. Kısıtlı imkanlarımız var. Ninelerimiz, teyzelerimizle beraber geliyoruz bir de arkadaşlarımızla. Hocamız sağ olsun yardımcı oluyor bize elinden geleni yapıyor. Okuma-yazma öğreniyoruz. Ninelerimiz, teyzelerimiz satranç oynamasını, Türkçe konuşmasını öğreniyor. Eskiden bilmedikleri için çok sıkıntı yaşıyorlardı ama hani artık biliyorlar, az da olsa artık bir şeyler şuanda öğrenmiş bunu inşallah daha ilerletmeyi düşünüyor hocamız.”
“FEDAKAR ÖĞRETMENİMİZE KADRO VERİLMESİNİ İSTİYORUZ”
Çocukların eğitiminden sonra okula gelerek okuma-yazma öğrenmeye çalıştıklarını ifade eden Şilan Yetkin, “Burada okuma-yazma kursuna geliyoruz. Çocuklardan sonra geliyoruz. Ondan sonra Türkçe öğreniyorlar bizim yaşlılarda beraber geliyor. Hocamızın kadrosu yok. Buradan başbakanıma sesleniyorum, eğer bir fedakarlık yaparsa o da bizim öğretmenimize kadro verirse Allah ondan razı olsun” şeklinde konuştu.
(İHA)