Politika

Başbakan Yıldırım: Senin bu alçaklardan ne farkın kaldı

Başbakan Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun "kontrollü darbe" ifadelerine dair, "Senin bu alçaklardan ne farkın kaldı? Şiddetle kınıyorum, Bu iddiasını da Sayın Kılıçdaroğlu'nu ispata davet ediyorum." dedi.

Başbakan Yıldırım: Senin bu alçaklardan ne farkın kaldı
04-04-2017 02:35

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, TRT ortak canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz darbe girişimi için "kontrollü darbe" ifadelerine ilişkin, "Biz bile bile insanları ölüme mi gönderdik? Onu mu demek istiyor Kılıçdaroğlu? Bu akla izana uyar mı? Aklı başında bir adam bunu söyleyebilir mi? Eğer bunu söylüyorsa açıkça bunu ispat etmesi lazım. Neye dayanarak söylüyorsun kardeşim? Hangi ülkenin yöneticisi, milletini göz göre göre ölüme gönderir? Senin bu alçaklardan ne farkın kaldı? Şiddetle kınıyorum, şiddetle reddediyorum. Bu iddiasını da Sayın Kılıçdaroğlu'nu ispata davet ediyorum." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun 'AK Parti içinde ByLock kullanan ve FETÖ'cü olarak nitelenen milletvekillerinin olduğu ve siyasetten tasfiye edilmediği' iddiasını da değerlendiren Yıldırım, şunları kaydetti:

"Ben, açıkça 'yok' diyorum. Benim elimde böyle bir bilgi yok. Alınması gereken birimlerden de bunu sordum. Böyle bir bilgi yok ama bize vermediler ve Kılıçdaroğlu'na gönderdilerse o zaman Kılıçdaroğlu'ndan ben kamuoyunun önünde 'Bunları lütfen açıkla. Her şeyi bilelim veya bize vermiyorsan ver savcılıklara, götür savcılıklara ver.' Böyle şey olur mu."

Başbakan Yıldırım, FETÖ ile mücadele kapsamında yapılan çalışmalarla ilgili de "Eldeki imkanlarla yapılabileceğin en fazlasını yapıyoruz. 'Tamamıyla tasfiye edildi, hiçbir sorunumuz yok' demek mümkün değil. Her gün yeni bir şey çıkıyor, her gün yeni bir iddia çıkıyor, her gün yeni bir belge çıkıyor, bilgiler akıyor. Buna göre işlemler yapılıyor. Zaman meselesi, bir süreçtir. Bugünden yarına bitecek bir şey değildir." şeklinde konuştu.

Halkbank Genel Müdür Yardımcısının ABD'de tutuklanması

Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'de tutuklanmasına ilişkin olarak Yıldırım şöyle konuştu:

"Rıza Sarraf davası açıldıktan sonra da gitmiş gelmiş. Yedi sefer gidiyor geliyor bir şey demiyorsunuz, bugün aklınıza esiyor gözaltına alıyorsunuz, tutukluyorsunuz. Bunun normal bir tarafı yok. Bunun hukuki bir mesele olmaktan bir başka bir anlamı olduğunu düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"3 bine yakın DEAŞ mensubunu etkisiz hale getirdik"

Türkiye ile ABD arasında üzerinde çalışılması gereken üç konunun olduğunu ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bunlardan bir tanesi 15 Temmuz olayı ve FETÖ. Bununla ilgili Türkiye'ye daha yapıcı bir tutum içerisinde destek olmalarını bekliyoruz. İkinci konu Suriye'de DEAŞ'a karşı yapılan mücadele. Bu mücadelede Amerika Birleşik Devletleri bizim terör örgütü olarak gördüğümüz PKK ile iç içe olduğunu bildiğimiz YPG ve PYD gibi örgütlerle Rakka'da DEAŞ operasyonu yapmak istiyor veya yapmaya çalışıyor. Bunun doğru olmadığını düşünüyoruz. Bu Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri dostluğuna, stratejik ortaklığına zarar verir diyoruz. Böyle bir operasyon yapılacaksa Türkiye'nin Fırat Kalkanı'ndan tecrübesi ortada. 3 bine yakın DEAŞ terör örgütü mensubunu etkisiz hale getirdik. Özgür Suriye Ordusu bizim askeri unsurlarımızın desteklemesiyle huzuru ve güvenliği getirdik. Hudutlarımıza Kilis'e, Gaziantep'e gelen roketleri, füzeleri engelledik, ölümlerin üzerine geçtik. Burada başarılı bir örnek var. Aynı modeli uygulayabiliriz. Bir terörist örgütü başka bir terörist örgütüle yok etmek için koca Amerika gibi bir devletin bu yola başvurması doğru değil. Bu Türkiye ile dostluğuna da tamiri çok zor bir yara açar."

Üçüncü konunun ise FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından Türkiye kamuoyunda ABD'ye yönelik bir güven kaybı olduğunu belirten Yıldırım, "Bu güven kaybını tersine çevirecek adım atması lazım. FETÖ ve PYD-YPG konuları Türk milletinin canını sıkıyor. Amerika'ya olan güven azalıyor.

Yeni bir darbe girişimi iddiası

Yıldırım, "Yeni bir darbe tehlikesi var mı?" sorusunu da şu şekilde cevapladı:

"Bunu da yayıyorlar. İçerde, dışarıda, sosyal medyada, dedikoduyla içerdekilerin motivasyonunu yüksek tutmak için, onların yakınlarının, akrabalarının morallerini yüksek tutmak için bu dedikoduları yayıyorlar. Milletimiz rahat olsun, hükümetleri nöbette, Cumhurbaşkanımız, biz görevimizin başındayız. Herhangi bir sıkıntı yok millet rahat etsin. İnşallah olmaz. Bir çılgınlık yapmaya kalkarlarsa bu sefer bedelini daha ağır öderler. Çünkü çılgınlığın mevzuatı yok. Biri bir çılgınlık yapabilir ama onu da canıyla öder."

"Biz korku anlatmıyoruz, endişe, karamsarlık pompalamıyoruz"

Yıldırım, "Biz 'hayır' grubunun başını çeken Sayın Kılıçdaroğlu gibi korku anlatmıyoruz, endişe, karamsarlık pompalamıyoruz." dedi.

"Fırat Kalkanı Harekatı sonrasında ihtiyaç olması halinde yeni bir harekat başlatılacak mı?" sorusuna Yıldırım, "Bundan sonra icap ederse. Nasıl icap edecek? Sınırlarımıza, can ve mal güvenliğimize bir tehdit olursa sınırlarımız dışında ona müdahale etme hakkımız her zaman saklıdır. Şartlar oluşursa, lüzum hasıl olursa gayet tabii bu operasyon da devam eder, onun adı da başka bir şey olur." diye cevap verdi.

"Avrupa iç siyasetini Türkiye üzerine kurmasın"

"Avrupa iç siyasetini, seçim hesaplarını Türkiye üzerine kurmasın." diyen Yıldırım,

"Biz Avrupa'ya 'Gelin bu halk oylamasında bize oy verin, bize destek verin' demiyoruz. 'Kenarda durun' diyoruz. Taraf oldukları zaman da bizim söyleyeceğimiz sözlere katlanmaları lazım. Bir ay içinde yaşananları hep birlikte gördük, Avrupa böbürlendiği, gururlandığı bütün değerleri ayaklar altına aldı." şeklinde konuştu.

"Demokraside egemenlik kayıtsız şartsız milletindir"

"Tek adam padişahlıkta olur, monarşide, otokraside olur. Tek adam demokraside olmaz. Demokraside egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ifadelerini kullanan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Tek adam, diktatör adam dediğin iki sandık arasında. Bir sandıkta alıyor öbür sandıkta ya tekrar alıyor ya da veriyor. Bu nasıl zihniyet? Böyle diktatörlük olur mu? Diktatörlük dediğin, babadan oğula veya askeri kullanarak, dinamik güçleri kullanarak alavere dalavereyle yıllarca iş başında kalmak demektir. Böyle bir şey yok."

Yıldırım, "Şimdiki sistemde yürütmeyle Meclis iç içe girmiş durumda. İktidar partisinin istemediği hiçbir şey Mecliste olmaz. Hani yürütme, yasama, yargı ayrıydı. Bu sistemde böyle bir şey yok. Gelecek sistemde tam da bunu yapıyoruz. Yürütme memleketin işlerine bakacak. Vatandaşın taleplerini yerine getirecek. Meclis kanunları yapacak." dedi.

"Meclisi feshetme diye bir şey yok"

Başbakan Yıldırım, "Meclisi feshetme diye bir şey yok. Fesih ne zaman oluyor? 1960'da feshedildi, dağıtıldı Meclis. 1980 darbesinde feshedildi, bir de 15 Temmuzcular bildirilerinde Meclisi feshetmeyi yazmışlardı. Peki ne var?

"600 milletvekiline neden ihtiyaç duyuldu?" sorusuna Yıldırım, "1960'lı yıllarda bizim 618 milletvekilimiz vardı. O yıllarda Türkiye'nin nüfusu 30 milyon. Şimdi ne kadar? 80 milyon. Almanya'nın nüfusu 82 milyon, milletvekili sayısı ne kadar? 637. Bu 600 milletvekili nüfusla ilgili bir şey. Nüfus arttıkça temsilde adaleti sağlamak için getirilen bir usul." diye yanıtladı.

Yıldırım, "18 yaşında milletvekili olabilmeye imkan tanınması"na ilişkin bir soru üzerine, dünyada 51 ülkede milletvekili seçilme yaşının 18 olduğunu belirtti. Yıldırım, şunları ifade etti:

"CHP, 2011 seçim beyannamesinde, 'Ben seçilme yaşını 21'e indireceğim' diyor. Şimdi karşı çıkıyor. Hadi onu bir kenara bırakalım, daha 2015 Şubat ayında CHP Milletvekili Mahmut Tanal Meclise kanun teklifi veriyor, bu kanun teklifi de CHP Grubu tarafından onaylanıyor. Ne diyor teklifte biliyor musunuz? 'Seçilme yaşını 18'e indirelim.' Kardeşim, sizin birbirinizden haberiniz yok."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER