WASHİNGTON
Başbakan Binali Yıldırım, ABD'de kaldığı otelden Thomas Jefferson Anıtı'na yürüyüşü sırasında kısa mola verdiği bir kafede basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Washington'da alınan geniş güvenlik önlemlerine ilişkin "Bir talebiniz oldu mu?" sorusu yöneltilen Yıldırım, olağanüstü düzeyde, devlet başkanı seviyesinde bir güvenlik uygulaması yapıldığını söyledi.
"Geçmişte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretinde yaşan tatsız hadiselerin tekrarının olmaması açısından olabilir. O yüzden aşırı tedbir almış olabilirler. Bizim güvenlik konusunda herhangi bir ilave tedbir alınması yönünde talebimiz olmadı." diyen Yıldırım, Amerikan makamlarının uyguladığı bir güvenlik protokolünün olduğunu belirtti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin seçim barajına ilişkin açıklamaları sorulan Yıldırım, "Açıkçası ben açıklamadan tam net olarak 'seçim barajı düşürülebilir' diye bir şey anlamadım. Söylediği, MHP'nin seçim barajı problemi yok. Eğer seçim kanunlarında değişiklik yapılacaksa oturup bunu karşılıklı görüşüp yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyum çerçevesinde çıkarılacak kanunlar bakımından ele alınabilir." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yürütme seçimi yasama ile aynı anda yapılacağı için aslında yürütmede iktidara gelmeme diye bir alternatifin olmadığını, hükümetin seçimle tek başına iktidara geleceğini söyledi.
Seçim öncesi partilerin birbirlerine destek açıklaması yapabileceklerini, bunda bir problemin olmadığını vurgulayan Yıldırım, ancak sonunda adaylardan birinin tek başına seçileceğini dile getirdi.
Meclis'te aslında iktidar partisi, muhalefet partisi tanımının da kalkacağını vurgulayan Yıldırım, "Meclis yasama organı olarak milletvekillerinden teşekkül ediyor. Milletvekilleri bütün yasama faaliyetlerinde partilerinden bağımsız olarak hareket edebiliyorlar. Sistemin özü itibarıyla, milletvekillerinin nasıl belirleneceği, baraj, vesaire hepsi bir paket olarak ele alınabilir. Bunlar uyum yasaları çerçevesinde görüşülecek konular. Seçim kanunu bütün partileri hatta ülkeyi ilgilendirdiği için geniş bir uzlaşma içinde ele alınması gereken bir konu." dedi.
Yıldırım, "AK Parti'nin bir öngörüsü var mı seçim barajına ilişkin?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Barajın yüzde 10 olarak muhafaza edilmesinin esprisi ne, yönetimde istikrar. Yönetimde istikrar açısından barajın yüzde 10 olarak devam etmesi düşünülebilir. Ancak temsilde adalet noktasında seçim sistemi topyekun değiştirilecekse o zaman bütün bu meselelerin birlikte ele alınması gerekir."
Uyum yasaları
Başbakan Yıldırım, uyum yasalarının Meclis'e ne zaman geleceğine ilişkin ise, "Uyum yasalarıyla ilgili hazırlık çalışmaları şu anda devam ediyor. Her parti kendi açısından bir hazırlık çalışması yapıyor. AK Parti'de oluşturduğumuz bir komisyon var. Bu komisyon şimdi tüm mevzuatı tarıyor. 16 Nisan referandumundan sonra yapılan değişikliklere uygun bir şekilde hangi kanunlarda değişiklik yapılması gerektiğinin taramasını yapıyor. Bunlarla ilgili değişiklik teklifleri Meclis'e getirilecek ve görüşülecek." değerlendirmesinde bulundu.
Seçim barajı
Yıldırım, "16 Nisan referandumu sürecinde seçim barajının düşürüleceği yönünde bir beklenti oluşmuştu. Bu devam ediyor. Nasıl bir süreç olacak." sorusuna karşılık, şunları kaydetti:"
"Seçim kampanyamızda doğrusunu isterseniz seçim barajına yönelik bir taahhütte bulunmadık. Anayasa değişikliği kampanyasında bu sistem değişikliği ile Türkiye'de sürekli iktidar, sürekli istikrar döneminin başlayacağını, artık zayıf iktidarlar döneminin sona ereceğini söyledik. Sistemin ülkemizin istikrarı, kalkınması bakımından getireceği faydaları anlattık. Ne seçim sistemi ne siyasi partiler kanunu, bunlarla ilgili kamuoyu ile paylaştığımız konu, taahhütümüz olmadı. Ama bu konular gündeme getirilirse diğer partiler tarafından biz de gayet tabii ki her türlü öneriyi birlikte oturur değerlendiririz. Artılarıyla eksileriyle birlikte karar veririz. Yani tek başımıza değiliz ki 'kalksın, artsın, eksilsin' demek çok anlamlı olmaz."
Seçim sisteminin yeniden göre ele alınması gerektiğine dikkat çeken Yıldırım, "Seçim sisteminde cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden dolayı Siyasi Partiler Kanununda da, Seçim Kanununda da, diğer kanunlarda da bir güncellemeler yapma ihtiyacı var. Bunlar konuşulacak, bu çerçevede de bunların hepsi, baraj vesaire hepsi ele alınacak." dedi.
"Ciddi sorunlarımız var"
ABD ziyaretindeki yapacağı temaslarda hangi konuların gündeme geleceğine ilişkin soru üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:
"Görüşmemizde esas itibarıyla, Türkiye-Amerika arasında ikili ilişkilerimizdeki geldiğimiz durum ve bundan sonra ne yönde hareket edeceğiz, bunları iki müttefik ülkenin başbakanı, başkan yardımcısı, başkanvekili konumunda şu anda bütün açıklıkla konuşacağız. Amerika ile ilişkilerimizin mükemmel düzeyde olduğunu söylememiz doğru olmaz. Ciddi sorunlarımız var. Bu sorunların artık geride bırakılması, geleceğe odaklanılması yönünde düşüncelerimizi muhatabımıza aktaracağız. Ayrıca bölgesel konularda da ele alacağımız meseleler var.
Suriye'de, Irak'ta yaşananlar, terör örgütüyle mücadelede ABD'nin özellikle DEAŞ mücadelesindeki politikası ve buna yönelik bizim itirazlarımız, bunların hepsini gündeme getireceğiz. Aynı şekilde FETÖ'ye yönelik darbenin arkasında olduğuna hiç şüphemiz, tereddütümüz olmayan bu örgütün başının yargılanması ve iade sürecinin başlatılması konuları da gündemimizde olan konular arasında. Bizim tarafımızdan bütün her şey, eldeki bütün bilgiler, belgeler gönderildi. Bu bakımdan yeni bir belge sunma ihtiyacı yok. Gereğinden fazla da belge sunuldu diyebilirim. Bundan sonra beklentimiz, Amerika Birleşik Devletleri'nin ilgili makamlarının harekete geçmesi."
Başbakan Yıldırım, DEAŞ'a karşı verilen mücadelelerde önemli ölçüde hedefe ulaşıldığının hatırlatılmasının ardından, "Amerikalılar, PYD/YPG'ye verdikleri silahları acaba ne zaman geri alacaklar?" sorusu üzerine, bu konunun görüşmelerde gündeme getirileceğini belirtti.
PYD/YPG ve DEAŞ ile mücadele
PYD/YPG ile birlikte DEAŞ mücadelesi konusunda Amerikalı yetkililerin, "Bu bir tercih değil, mecburiyettir ve bu birliktelik geçici, sadece DEAŞ'ı yok etmeye yönelik bir birliktelik. Ondan sonra biz kendi yolumuza, onlar da kendi yoluna gidecek." şeklinde sözlerini aktaran Yıldırım, "Biz bunun artık zamanının geldiğini görüşmelerde gündeme getireceğiz." dedi.
Suudi Arabistan
Suudi Arabistan'da yaşanan gelişmelere yönelik bir soru üzerine ise Yıldırım, bu ülkede olup bitenleri, onların iç meselesi şeklinde görmek gerektiğini söyledi.
Yıldırım, "Detaylarını, ayrıntılarını çok bilmediğimiz konuda yorum yapmamız yanlış olur. Kendi iç meseleleri. Belli ki içeride birtakım sorunlar var, kendi aralarında bunu halleşmeye çalışıyorlar." dedi.
Başbakan Yıldırım, ziyaretten beklentisinin neler olduğu sorusuna karşılık da, bu ziyaretlerde "sen şunu ver, ben bunu vereyim, hesabımızı görelim" şeklinde bir sonucun çıkmayacağını dile getirerek, şunları söyledi:
"Bu ziyaretlerin amacı, ülkelerin anlaşamadığı konularda olumlu yönde mesafe almalarını sağlamak. Biz de bunu yapmaya çalışacağız. Dolayısıyla Türkiye-Amerika ilişkilerinin olumsuz yönde değil, olumlu yönde gelişmesi için birçok haklı sebep olduğunu ortaya koyacağız. Muhataplarımız da öyle zannediyorum ki geldiğimiz bu durumdan çok da memnun değiller. Çünkü Türkiye, yıllardan beri NATO'da, ABD ile müttefik. Ayrıca bölgede de önemli bir stratejik ortağı. Bu bakımdan ABD-Türkiye arasında var olan FETÖ kaynaklı, PKK/YPG/PYD kaynaklı sorunlar çözülmeyecek sorunlar değil. Bunun için biz de irade mevcut. Biz bu görüşmelerde bunu gayet açık bir şekilde, samimiyetle ifade edeceğiz ve onların tutumunu da bu vesileyle anlamış olacağız."
İki ülke arasında yaşanan vize sorununda ise ABD ziyareti öncesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun muhatabıyla görüşmesinin olduğunu dile getiren Yıldırım, "Bunu, olumlu adım olarak değerlendirmek lazım. Kısıtlıdan kasıt şudur, günde 400 vize verilirken, 100 tane verecekler, önceliklere göre verecekler. Aşağı yukarı böyle rakamlar. Bu bizim için de, Amerika için de geçerli. Uygulamalar birbiriyle eş değer uygulamalar. Zaman içerisinde normalleşir. Bu atılan adım aslında vize rejiminin eski haline döndüğünün bir göstergesidir." açıklamasında bulundu.
İş adamı Rıza Sarraf'ın ABD'de görülen davasına ilişkin bir soruya da Yıldırım, duruşmanın 22 Kasım'da olacağını söyleyerek, "Bakalım o duruşma sonucu ne olacak, bilemiyoruz." ifadesini kullandı.
Muhabir: Mümin Altaş,Sinan Uslu, Ali Kemal Akan, Hasan Öymez - AA
.
dikGAZETE.com