Genel

Başbakan Yardımcısı Şimşek: Sürdürebilir bir büyüme patikası öngörüyoruz

Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Şu anda turizm ve dış talep canlı. Bu bize yardımcı olacak. Daha makul, daha sürdürülebilir bir büyüme patikası öngörüyoruz." dedi.

Başbakan Yardımcısı Şimşek: Sürdürebilir bir büyüme patikası öngörüyoruz
12-06-2018 16:01

ANKARA (AA) - Ekonomiden sorumlu BaÅŸbakan Yardımcısı Mehmet ÅžimÅŸek, Fox TV'de katıldığı programda gündeme iliÅŸkin açıklamalarda bulundu.

Yılın ilk çeyreÄŸine iliÅŸkin büyüme rakamlarını deÄŸerlendiren ÅžimÅŸek, kısa vadede büyümenin ağırlıklı olarak tüketimden kaynaklandığını, bir süre duraÄŸan kalan yatırımların canlandığını, bunun önem taşıdığını söyledi.

ÅžimÅŸek, büyümenin en önemli özelliÄŸinin kalitesi olduÄŸunu belirterek, "Büyüme eÄŸer istihdam yaratıyorsa kapsayıcı bir büyümeyse yatırımlarla oluyorsa saÄŸlıklıdır. En az yan etkilere (cari açık, enflasyon) sahipse o kaliteli bir büyümedir. Türkiye son 15 yılda güçlü bir büyüme performansı gösterdi." diye konuÅŸtu.

Büyümenin istihdam yaratıp yaratmadığının önemli olduÄŸuna iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, son 1 yılda 1,2 milyon, son 10 yılda ise 8,8 milyon vatandaÅŸa iÅŸ bulunduÄŸunu, Türkiye'nin istihdam performansının ortada olduÄŸunu dile getirdi.

ÅžimÅŸek, muhalefetin Türkiye'nin inÅŸaatla büyüdüÄŸü eleÅŸtirilerini de yanıtlayarak, son 15 yıllık dönemde inÅŸaat sektörünün katma deÄŸer içindeki payının ortalama yüzde 6,9 olduÄŸunu, geçen yıl itibarıyla yüzde 8,6 olarak gerçekleÅŸtiÄŸini bildirdi. Bunun OECD ve Avrupa BirliÄŸi (AB) ortalamasının üzerinde olduÄŸuna dikkati çeken ÅžimÅŸek, Türkiye'de kentsel dönüÅŸüm ihtiyacının yüksek olduÄŸunu, AB'de böyle bir durumun bulunmadığını, bu ülkelerin altyapı ihtiyacını çok uzun süre önce giderdiÄŸini anlattı.

ÅžimÅŸek, büyümede tüketimin payına iliÅŸkin de "Türkiye'de gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYÄ°H) harcamalar boyutuyla bakıldığında, her zaman tüketimin payı genelde üçte iki, dörtte üç arasında olmuÅŸtur. Türkiye her zaman iç talep eksenli büyümüÅŸtür. Ä°ç talep ağırlıklı büyümediÄŸi nadir yıllar 1994'tür, 2001'dir, iç talebin bir kriz nedeniyle çöktüÄŸü yıllardır. Tüketim kısmen cari açığa yansıyor." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

"Sürdürebilir bir büyüme patikası öngörüyoruz"

Türkiye'nin 2002 yılından bu yana her alanda, her konuda neredeyse 8-10 kat hızlı büyüdüÄŸünü vurgulayan ÅžimÅŸek, ÅŸöyle devam etti:

"Esas olan sürdürülebilir yüksek büyümedir ve bu büyümenin kapsayıcı olmasıdır, gelirin daha adil dağıtılmasıdır. Türkiye'de yüzde 7'nin üzerinde bir büyümenin sürdürülebilir yani yan etkisini sınırladığımız bir büyüme olabilmesi için bizim ekonomide çok daha köklü, sektörel dönüÅŸümü saÄŸlamamız lazım. Büyümenin yılın ikinci yarısından itibaren yeniden dengeleneceÄŸini, iç talebin yumuÅŸayacağını söylüyorum. Finansal koÅŸullarda, para politikasında sıkılaÅŸma var. Cari açık bir dengesizliktir. Enflasyon fiyat istikrarının bozulması demektir. Bu dengesizlikleri gidermek istiyoruz. Fiyat istikrarını yakalamak, cari açığı makul düzeye düÅŸürmek için ÅŸu anda zaten tedbir alıyoruz. Para politikasında normalleÅŸme ve sadeleÅŸme saÄŸlandı. Bir süredir para politikasının duruÅŸuna iliÅŸkin ciddi tartışmalar vardı, bu da ister istemez piyasaya oynaklık olarak, gerek döviz kurunda gerekse diÄŸer alanlarda olumsuz yansıyordu. Önemli bir adım attık, orayı düzelttik. Bu finansal koÅŸulların sıkılaÅŸması yılın ikinci yarısında iç talebi törpüleyecek. Åžu anda turizm ve dış talep canlı. Bu bize yardımcı olacak. Daha makul, daha sürdürülebilir bir büyüme patikası öngörüyoruz. Zaten bizim Orta Vadeli Program'da (OVP) öngördüÄŸümüz büyüme yüzde 7,4 deÄŸil."

"DoÄŸru adım atıldı, göreceli istikrar var"

Son birkaç yıldır Türkiye'nin başına gelen iç ve dış felaketlerin ülkenin algısına olumsuz yansıdığını ve bunun da fon akışını olumsuz etkilediÄŸini anlatan ÅžimÅŸek, son açıklanan mayıs ayındaki yüzde 12,15'lik enflasyonda 4 puanın liradaki deÄŸer kaybından ve petrol fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını bildirdi.

ÅžimÅŸek, Türk lirasının istikrara kavuÅŸması, bu zayıf dönemi atlatması için para politikasında gerekli adımı attıklarını vurgulayarak, doÄŸrudan yatırımların artırılmasını gerektiÄŸini, yatırım ortamının iyileÅŸtirilmesi amacıyla gerekli reformun yapıldığını dile getirdi.

Kredi noktasında da aksayan bir durum olmadığını belirten Şimşek, şunları kaydetti:

"Bir diÄŸer kalem, yakın dönemde önemli hale gelen portföy yatırımları. Yani Türk lirası cinsinden hazine kağıtlarına veya borsaya gelen para. Bunun genel tabiri de sıcak para. Geçen sene gerçekleÅŸen enflasyonla ortalama Hazinenin borçlanma faizini karşılaÅŸtırdığınız zaman ortada bir reel faiz yok. Bu noktada o nedenle sorunlar yaÅŸanıyordu. Åžimdi Merkez Bankası politika faizini yukarı çekti, burada Türk lirasına destek oldu."

ÅžimÅŸek, "Merkez Bankası geç mi kaldı?" ÅŸeklindeki soru üzerine, proaktif olma, daha erken öngörüp gereken tedbirleri alma taraftarı olduÄŸunu ancak önlerinde kristal küre bulunmadığını söyledi.

Son dönemde ABD dolarının genel olarak deÄŸer kazanmasının, dışarıda faizlerin yükselmesinin, petrol fiyatlarının artmasının Türk ekonomisini olumsuz etkilediÄŸini, Merkez Bankasının politikasına iliÅŸkin tartışlamaların da fiyatlamaya yansıdığını ifade eden ÅžimÅŸek, doÄŸru adımların atıldığını, göreceli bir istikrar olduÄŸunu bildirdi.

"Türkiye'nin toplam dış borcu yüksek deÄŸil"

Türkiye'nin toplam dış borcunun 453,2 milyar dolar olduÄŸunu belirten ÅžimÅŸek, küresel olarak karşılaÅŸtırınca bu rakamın yüksek görünmediÄŸini bildirdi.

ÅžimÅŸek, Türkiye'de dış borcun milli gelire oranının benzer ülkelerin altında bulunduÄŸuna iÅŸaret ederek, "Dolayısıyla devletin dış borcunun yüksek olduÄŸunu söyleyemezsiniz." diye konuÅŸtu.

Vatandaşın borç düzeyinin de son derece düÅŸük olduÄŸunu ifade eden ÅžimÅŸek, "Borcu nispeten yüksek olan reel sektör var. Bu borç da yönetilebilir. Reel sektörün tüm vadeler itibarıyla döviz pozisyon açığı 223 milyar dolar. Bir yıllık vadeyle bakınca döviz pozisyon açığı yok. Reel sektörün borcu var ama varlıkları da var." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

"Stres testi yaptık"

ÅžimÅŸek, bazı firmaların borçlarının bankalarca yapılandırılmasına yönelik soru üzerine, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Bu yapılandırmalar doÄŸaldır. Önemli olan daha iyi yönetilmesidir. Bunları paldır küldür yaparsanız dışarıda bankacılık sektörünün algısını bozarsınız. Yönetmeniz lazım. Bu firmalar borçlarını ödeyebiliyorlar, bunların vade sorunu, yeniden yapılandırma ihtiyacı ortaya çıkmış. Bankacılık sektöründe yapılandırılan kredilerin toplam krediler içindeki payı yüzde 3,8. Yapılandırılan kredilerin yüzde 80'inde geri ödemede sorun yok. Bankacılık sektörünün sermaye yapısı güçlü, karlılığı makul, aktif kalitesi yüksek ve potansiyel sorunlu kredilere de büyük karşılıklar ayırıyorlar. Bankacılık sektörüne kurun ve faizin yükseldiÄŸine, kredi dönüÅŸlerinin olumsuz etkilendiÄŸine yönelik stres testini yaptık. Test sonunda, sermaye yeterlilik oranı yüzde 16,7'den yüzde 15 civarına çekiliyor. Sermaye yeterlilik oranı küresel normların iki katı."

Enflasyonun önemine dikkati çeken ÅžimÅŸek, "Büyüme ve enflasyon arasında bir tercih yapamazsınız. Tek tercih vardır enflasyonu kalıcı ÅŸekilde düÅŸük tek haneye indirmek zorundasınız. O nedenle para politikasında sıkılaÅŸma var. Seçim sonrasında kamu harcamalarını kontrol altına alacağız, bakanlık sayısını azaltacağız." ifadesini kullandı.

ÅžimÅŸek, önceki seçimlerde CHP'nin emeklilere ikramiye vaadine tepki gösterdiÄŸinin anımsatılması üzerine o dönemde eleÅŸtirisinin ikramiyeler için deÄŸil, muhalefetin vaat paketinin tamamına iliÅŸkin olduÄŸunu dile getirdi. O dönem ki vaatlerin toplam büyüklüÄŸünün 180 milyar lira olduÄŸunu vurgulayan ÅžimÅŸek, "Bu yönetilebilir deÄŸildi. O nedenle kaynağını sordum ama kaynağı ortaya koyamadılar." dedi.

AK Parti'nin emekliye ikramiye, 65 yaÅŸ maaşı ve memurların ek göstergelerinde düzenleme yapılması gibi adımların ekonomik karşılığının maksimum 30 milyar lira olduÄŸuna iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, "Bizde 30 milyar liralık vaat söz konusuyken muhalefetinki bizim 10 katımız. Gerçekçi olalım." ifadesini kullandı.

"Kamuda tasarrufa gideceÄŸiz"

ÅžimÅŸek, AK Parti vaatlerinin kaynağının imar barışı ve yapılandırmadan geleceÄŸini aktararak, "Bunlarla zaten bir yıla denk gelen harcama artışını karşılıyoruz. Ama geçici bir gelirle kalıcı harcamayı finanse demezsiniz. Biz samimi ÅŸekilde oturup harcamaları gözden geçirip, önceliklendirip, harcama kontrolüne, kısılmasına gideceÄŸiz, kamuda tasarrufa gideceÄŸiz. En ideali bu, vatandaÅŸa hiç yük çıkmayacak." diye konuÅŸtu.

Türkiye'nin dış borcuyla ilgili eleÅŸtiride bulunanların, her ay Hazine MüsteÅŸarlığının internet sitesinde yayımlanan Kamu Borç Bültenine bakmasını isteyen ÅžimÅŸek, "Hazinenin garanti ettiÄŸi özel sektör borçları toplam 13,8 milyar dolar civarı. O da çok cüzi bir rakam. Türkiye, genel anlamda borcu yüksek bir ülke deÄŸil. Kamu ve hane halkı itibarıyla borcu dünya ortalamalarının üçte biri düzeyinde. Bir tek borçlanan reel sektörün döviz geliri olup olmadığı önemli. Oradaki sıkıntılardan dolayı bir reform yaptık. Döviz geliri varsa dövizle borçlanabilecek." ifadelerini kullandı.

"Garantilerde sorun çıkmadı"

ÅžimÅŸek, çeÅŸitli garantilerle inÅŸa edilen büyük yatırımlara iliÅŸkin eleÅŸtirileri yanıtlarken de ÅŸunları kaydetti:

"Bu yatırımları yapmamız lazım. Ya vatandaÅŸtan vergi toplayıp devlet olarak ihale edip yapacağız, ya da özel sektöre yaptırıp, onlara bir takım trafik garantisi ya da kira vereceÄŸiz. Oturup kendi yapacağın yatırımı, vatandaÅŸa kaliteli hizmeti öne alıyorsun. Ä°lk birkaç yılda trafik hemen olmuyor, sonraki yıllarda trafiÄŸi yakalayınca devletin cebine gelir geliyor. Üçüncü havalimanında da devlet bir kuruÅŸ harcamıyor. Åžu ana kadar 100 lira garanti verdiysek 50 kuruÅŸunda bile sorun yaÅŸanmamış. Garantilerden bugüne kadar bir sorun çıkmamış, özel sektör yapınca kaliteli yapıyor, iÅŸletiyor trafiÄŸi yakalayınca size gelir veriyor, sonra devletin malı size geri geliyor. Bu kötü bir model deÄŸil. Dünyanın en baÅŸarılı bir ülkelerinde uygulanıyor. Ä°zmir Otoyolu tamamlandığında da farklı olacak. Henüz yarım olan, tamamlanmış projelerden deÄŸerlendiriliyor. Avrasya Tüneli'nde bir iki yıl baÅŸa baÅŸ gidecek ama sonra gelir olarak dönecek."

"İnadına reform yapacağız"

ÅžimÅŸek, uluslararası kredi derecelendirme kuruluÅŸlarının Türkiye'ye yönelik deÄŸerlendirmelerine iliÅŸkin soruya, söz konusu kuruluÅŸların not indirimlerinin özellikle darbe giriÅŸiminden sonra yoÄŸunlaÅŸtığı ancak bu kuruluÅŸların öngörülerinin tutmadığı yanıtını verdi.

Hükümetin seçimleri erken bir tarihe alma kararının piyasalarca olumlu karşılandığını hatırlatan ÅžimÅŸek, "Ä°lk açıklamada borsa yükseldi, lira deÄŸer kazandı, faizler düÅŸtü. Ben o dönem Washington'da IMF Dünya Bankası Toplantısı'ndaydım. Yatırımcılarla konuÅŸtuÄŸumuzda herkes 'belirsizlik 18 ay yerine 2 aya indirgendi. Türkiye'nin önü açık, ülke hızlı bir ÅŸekilde bu zor dönemi kapatacak' diyerek olumlu beklentide içerisindeydi." dedi.

ÅžimÅŸek, bir kredi derecelendirme kuruluÅŸunun ülkeye yönelik yeni gözlemini aÄŸustosta açıklayacağını duyurduÄŸunu ancak bu takvimi seçim kararıyla öne aldığını belirterek, bunun zamanlama olarak manidar olduÄŸunu söyledi. ÅžimÅŸek, "Ä°nadına reform yapacağız. Türkiye'yi ÅŸoklara karşı dirençli hale getireceÄŸiz. Åžikayet etmenin zamanı deÄŸil. Åžikayet etmeyi doÄŸru bulmuyorum." diye konuÅŸtu.

Türkiye'nin batıyla iliÅŸkilerini karşılıklı menfaat esasına dayanarak iyi bir ÅŸekilde götüreceÄŸini dile getiren ÅžimÅŸek, ÅŸöyle devam etti:

"Reyting kuruluÅŸlarına 'biz sizi kale almıyoruz' desek dahi sonuçta piyasalar kale alıyorsa oturup bunu deÄŸerlendirmem lazım. Ben ne diyorum 'sizin kaygılarınız aşırı ısınma' bu geçmiÅŸin hikayesidir. Yılın ilk çeyreÄŸine kadar aşırı ısınma vardı ama ikinci çeyreÄŸinden itibaren ekonomide iç talep yavaÅŸlayacak, para politikasında normalleÅŸme oldu, maliye politikasında hafif bir gevÅŸeme var orayı düzelteceÄŸiz, yapısal reformlar güçlü bir ÅŸekilde devreye girmeye devam edecek, örneÄŸin dövizle borçlanmanın, döviz borcunu yönetebilecek firmaların elinde birikmesi gibi bir takım makro ihtiyati reformlar da yaptık."

"Türkiye iç ve dış ÅŸoklara raÄŸmen büyüdü"

Darbe ve terör gibi travmaları yaÅŸamasa Türkiye'de OHAL'in asla gündeme gelmeyeceÄŸinin altını çizen ÅžimÅŸek, "OHAL'in bu tehditler giderildiÄŸi ölçüde en yakın zamanda kaldırılması bizim de arzumuzdur." dedi.

ÅžimÅŸek, küresel yatırımcının ülkenin global normlara uymasını, öngörülebilir olmasını, para ve maliye politikasında rasyonelliÄŸi istediÄŸini aktararak, AK Parti hükümetlerinin "fabrika ayarlarının" da bunlara dayalı olduÄŸunu söyledi.

Türkiye'nin yanı başında OrtadoÄŸu'da bir kaos olduÄŸuna iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, "Türkiye, OrtadoÄŸu'daki kaosa, iç ve dış ÅŸoklara raÄŸmen büyümüÅŸtür, istihdam saÄŸlamıştır. Az deÄŸil, yılda 880 bin vatandaşımıza iÅŸ bulmuÅŸuz, hakikaten bu baÅŸarıdır. Yan etkiler, sorunlar yok mu var. Yeni dönemde, enflasyonla mücadele, cari açığın düÅŸürülmesi bizim en büyük önceliklerimiz. Bu konuda da mesafe kat ettiÄŸimiz dönemler var. Son bir yılda zemin kaybettiÄŸimiz bir dönem vardı ama bunda kısmen dış ÅŸokların etkisi var." diye konuÅŸtu.

"ABD'de rezerv bırakmadık"

Türkiye'nin rezervlerine yönelik soru üzerine ÅžimÅŸek, ülkenin ABD'deki altın rezervlerinin hepsinin çekildiÄŸini söyledi.

ÅžimÅŸek, Türkiye'nin net rezervinin yaklaşık 29,7 milyar dolar, brüt rezervinin ise haftalık deÄŸiÅŸim göstermekle birlikte 107 milyar dolar olduÄŸunu belirterek, ÅŸunları kaydetti:

"EÄŸer sabit kur rejimi olsaydı, bu rezerv seviyesi son derece düÅŸük olurdu. Biz 2001'deki krizden sonra dalgalı kur rejimine geçtik, herhangi bir kur seviyesini garanti etmiyoruz. Ä°deal olarak tabii ki bizim bir miktar rezerv biriktirmemiz lazım çünkü global arka plan deÄŸiÅŸiyor, bizim gibi ülkelerin aleyhine geliÅŸiyor. Küresel olarak faizin yükselmesi, doların deÄŸer kazanması gibi geliÅŸmeler geliÅŸmekte olan ülkeler için kötü bir trend. Bunlara hazırlık için para politikasını bu gerçekliÄŸi dikkate alarak ÅŸekillendireceksin, maliye politikasına alan kazandıracaksın, bir de rezerv biriktireceksin. Rezerv birikim noktasında da inanıyorum ki seçimlerden sonra belirsizlik azalacak."

ÅžimÅŸek, Türkiye'nin geçirdiÄŸi 5 yıllık zor dönemi geride bırakacağını, yeni dönemde elini ÅŸoklara karşı dirençli hale getireceÄŸini dile getirdi.

ÅžimÅŸek, muhalefetin faize yönelik eleÅŸtirilerine de "Bu sene için öngördüÄŸümüz faiz ödemesi yaklaşık 72 milyar lira, Faizin milli gelir içerisindeki payı 2002'de yüzde 14'ün üzerinde bugün bu oran yüzde 1,8, 7'de 1'ine inmiÅŸ." dedi.

Bütçeden eÄŸitim, saÄŸlık ve altyapı yatırımları için yapılan harcamalara deÄŸinen ÅžimÅŸek, "Reformlar bizim gelecek nesillere borcumuzdur, bu reformlara devam edeceÄŸiz." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Muhabir: Zeynep Akyıl, Dilara Zengin, Deniz Çiçek Palabıyık

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER