Genel

Başbakan Yardımcısı Kaynak: Galatasaray'ın tartışılacak bir karara imza atması asla kabullenilemez

Başbakan Yardımcısı Kaynak, Galatasaray'ın Hakan Şükür'ü ihraç etmemesine ilişkin, "Galatasaray'ın tartışılacak bir karara imza atması asla kabullenilemez." dedi.

Başbakan Yardımcısı Kaynak: Galatasaray'ın tartışılacak bir karara imza atması asla kabullenilemez
26-03-2017 15:15

ANKARA (AA) - BaÅŸbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, CNNTürk'te katıldığı programda gündeme iliÅŸkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Galatasaray'ın, Hakan Åžükür'ü ihraç etmemesine iliÅŸkin soru üzerine Kaynak, ÅŸu yanıtı verdi:

"Galatasaray'ın tartışılacak bir karara imza atması asla kabullenilemez. Orada üyelikten ihraç edilmesine karar verilenler var. Onların FETÖ ile olan baÄŸlantısı Hakan Åžükür kadar asla deÄŸil. Hakan Åžükür, o camianın, o hareketin sembol isimlerinden biri olmuÅŸtur. EÄŸer Hakan Åžükür'ün ihracını uygun görmemiÅŸlerse diÄŸerlerine yazık etmiÅŸler. Galatasaray, milletimizin her kesimini, her siyasi rengi derinden yaralayan ve hala travmasını atlatmaya çalıştığımız 15 Temmuz'dan sonra bu isimlere sahip çıkıyorsa Galatasaray'a yazık ederler, asırlık kulübümüze yazık ederler."

FETÖ'cü Hakan Åžükür'ün GS'den ihracı reddedildi

Bakan Kılıç'tan Galatasaray'a tepki

Galatasaray'da Arif Erdem ve Hakan Åžükür'ün üyelikten ihraç edilmemesine iliÅŸkin görüÅŸü sorulan Kaynak, Galatasaray'ın UEFA ÅžampiyonluÄŸu ile sadece Türkiye'deki vatandaÅŸların deÄŸil, Türkiye dışında hem soydaÅŸların, hem Ä°slam dünyasında Türkiye'ye sempati duyan herkesin takımı olduÄŸunu söyledi.

Galatasaray'ın bu kimliÄŸini muhafaza etmesi gerektiÄŸini ifade eden Kaynak, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"Hakan Åžükür, FETÖ'ye olan sempatisini asla inkar etmeyen, zaten bu sebeple de yurt dışında olan. Babası dahil birçok çevresinin yargılandığı, mal varlıklarına el konulan bir ÅŸahıs. Bütün deliller bu kadar ortadayken, Galatasaray gibi bir takım, parantez içinde söyleyeyim ben Galatasaray taraftarı deÄŸilim ama Galatasaray'ın bütün Avrupa maçlarında tabii Galatasaray taraftarıyım, Galatasaray'ın kendisinin böyle tartışılacak bir karara imza atması asla kabullenilemez. Orada üyelikten ihraç edilmesine karar verilenler var. Onların FETÖ ile olan baÄŸlantısı, Hakan Åžükür kadar asla deÄŸil. Hakan Åžükür, o camianın, o hareketin sembol isimlerinden biri olmuÅŸtur.

EÄŸer Hakan Åžükür'ün ihracını uygun görmemiÅŸlerse, diÄŸerlerine yazık etmiÅŸler. Ama Galatasaray, milletimizin her kesimini, her siyasi rengi, derinden yaralayan ve hala travmasını atlatmaya çalıştığımız 15 Temmuz'dan sonra bu isimlere sahip çıkıyorsa, Galatasaray'a, asırlık kulübümüze yazık ederler. Neticesinde Galatasaray, kendisine yönelik bu sempatiyi kaybeder diye endiÅŸe ediyorum."

"ErdoÄŸan ile FETÖ arasında bir mücadeleymiÅŸ gibi bir zemine çekilmeye çalışılıyor"

Bu kararın, böyle bir sonucun neden çıktığına yönelik tahmini sorulan Kaynak, "Benim tahminim yok. Çok yeni bir havadis. Ben de dün KahramanmaraÅŸ'taydım. O bölgede çok programlar yaptık. Belki bugün biraz detay öÄŸrenebiliriz ama ÅŸundan olabilir diye tahmin ediyorum. Hakan Åžükür Galatasaray ile özdeÅŸleÅŸmiÅŸ bir isimdi. Hakan Åžükür üzerinden Galatasaray'ı maalesef FETÖ ile özdeÅŸleÅŸtirme tehlikesine düÅŸmüÅŸtür Galatasaray. Ä°kinci hadise ÅŸu, 15 Temmuz'da içinde bulunduÄŸumuz stüdyo bile basıldı. Darbeciler, Türkiye'nin her tarafına saldırdılar, her renge saldırdılar, her siyasi görüÅŸe saldırdılar ama sonradan geldiÄŸimiz safha sanki sadece bu Recep Tayyip ErdoÄŸan ile FETÖ arasında bir mücadeleymiÅŸ gibi bir zemine çekilmeye çalışılıyor birileri tarafından, bir yerler tarafından. Galatasaray belki de bu aldanmışlığa düÅŸmüÅŸtür. Tabii camianın tamamını kast etmiyorum, üyelik ihracına red oyu verenleri kast ediyorum." diye konuÅŸtu.

BaÅŸbakan Yardımcısı Kaynak, Türkiye sınırları dışında da özellikle Ä°slam dünyasında ve Türki Cumhuriyetlerde Galatasaray'ın çok büyük bir taraftar kitlesi bulunduÄŸunu dile getirerek, "Avrupa'da UEFA ÅžampiyonluÄŸu Galatasaray'ı böyle bir ÅŸeye yükseltti, yazık oldu." dedi.

Ä°sviçre'de ErdoÄŸan'ı hedef alan gösteri

Ä°sviçre'nin Bern kentinde PKK/YPG'nin de aralarında bulunduÄŸu gruplar tarafından düzenlenen ve CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ı hedef alan mitinge iliÅŸkin görüÅŸü sorulan Kaynak, ÅŸu yanıtı verdi:

"Dün web sayfalarınızdan baktım, sizin grup onu gölgeleyerek vermiÅŸti. Siz de görüntüyü burada göstermeyi uygun bulmadınız. Bu, Avrupa'nın çok önemli ve çok önemli bir akıl tutulması yaÅŸadığını gösteriyor. Türkiye gibi demokrasisi olan hem de bu demokrasisini kökleÅŸtirmiÅŸ olan bir devlet var. Avrupa'nın zaten terör örgütü olarak tanımladığı bir örgüt var, bu örgütün programına izin veriyorlar. Ancak o fotoÄŸrafta CumhurbaÅŸkanımızın ÅŸakağına silah dayanmasının dışında, altındaki yazı da çok ürkütücü 'Tayyip ErdoÄŸan'ı öldürün'. Avrupa'nın deÄŸerleri bunlar mı? Avrupa'nın ortasında Ä°sviçre gibi dünyanın hemen hemen her tarafının ortaklaÅŸa kullanılabileceÄŸi bir serbest bölge adeta biliyorsunuz BM'nin en önemli merkezi Cenevre. New York'tan daha fazla Cenevre'de BM'nin çalışanı var. Böyle bir yerde, küçük bir pankart falan da deÄŸil kocaman bir afiÅŸ sahneyi süslüyor. Onun önünde Apo'nun posterleri ile terör örgütlerinin liderlerinin posterleri, böyle bir mitinge izin veriliyor.

Bu tamamen terörü teÅŸviktir. Bundan daha önemli bir suç delili olamaz. Tabii sadece orada da olmadı. Almanya'da da maalesef terör örgütünün pankartlarıyla, terör örgütünün liderlerinin posterleriyle mitingler yapıldı. Belçika'da da zaten yapılıyor. Avrupa Parlamentosu'nun kendi içinde yapılmasına izin verildikten sonra olayın vahametini düÅŸünmemiz gerekir."

"Ä°slamofobi, Türkofobiyaya dönüÅŸtü"

Avrupa BirliÄŸi'nin Türkiye'nin 1963'te ilk müracaatını yaptığı bir kuruluÅŸ olduÄŸunu ve Türkiye'de bütün hükümetlerin bu hususta samimiyetle gayret ettiÄŸini belirten Kaynak, ÅŸunları söyledi:

"Ama sanki Avrupa kendi içindeki çözülmeyi bir baÅŸka düÅŸman yaratarak, o düÅŸman algısı üzerinden kendi meselelerini halletmeye çalışıyor gibi bir kanaate varıyorum. Bir düÅŸman oluÅŸturun, o da Türkiye maalesef. Ä°slam karşıtlığının da önüne geçti. Ä°slamofobi, Türkofobiyaya dönüÅŸtü. Avrupa kendi içindeki büyük ekonomik daralmanın ve sosyal problemlerinin çözümünü, bir Türkiye düÅŸmanlığı algısı oluÅŸturmak, bunu CumhurbaÅŸkanımızın ÅŸahsında sembolize etmek, insanlarını konsolide etmek gibi bir hataya düÅŸüyor. Bu hata Avrupa'yı OrtaçaÄŸ'ın karanlık dehlizlerine geri götürür. Avrupa aslında onu düÅŸünmelidir. Ä°ktidarlar gelip geçicidir ama Avrupa'nın o deÄŸerleri, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüÄŸü, ifade özgürlüÄŸü... Bütün bu deÄŸerleri muhafaza etmelidir. Yoksa Merkel gider bir baÅŸkası gelir, o gider bir baÅŸkası gelir ama Avrupa bu deÄŸerlerini kaybettiÄŸi taktirde çok kaotik bir döneme girer."

Kaynak, Türkiye'nin anlaÅŸmanın yükümlülüklerinin tamamını yerine getirdiÄŸini dile getirerek, günde 2 bine yakın izinsiz geçiÅŸ sayısının 10-20'ye düÅŸtüÄŸünü, ancak 15 Temmuz'dan sonra izinsiz geçiÅŸ sayısında yükselme görüldüÄŸünü kaydetti.

BaÅŸbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "DüÅŸünün ki bir taraf yükümlülüklerini tamamen yerine getirecek, Avrupa'ya izinsiz geçiÅŸ sayısını 10-20'ye düÅŸürecek, öbür taraf bunların hiçbirini yerine getirmeyecek. Türkiye haklı deÄŸil mi? Tek taraflı yükümlülük olan bir anlaÅŸma olabilir mi? AnlaÅŸma olmaz, o dayatma olur. Geri kabul anlaÅŸmasını biz mülteciler üzerine bir pazarlık konusu yapmayız, onlar insan. Avrupa'yla tabii ki pazarlık konusu yaparız. Avrupa kendi yükümlülüklerini yerine getirmezse, Geri Kabul AnlaÅŸması'nı gözden geçirme hususunda Türkiye'ye bir hak doÄŸar. Mültecilerle ilgili, onlara yönelik yaptığımız hizmetlerden dolayı bir geri adımımız olmaz. Geri Kabul AnlaÅŸması bu haliyle yürümez. Siz, anlaÅŸmanın hiçbir ÅŸartını yerine getirmeyeceksiniz, sonra diyeceksiniz 'Geri Kabul AnlaÅŸması dursun.' Uçaklara, trenlere, otobüslere bindirip 'Haydi Avrupa'ya gidin' diyecek halimiz yok ama her iki taraf kendi yükümlülüklerini yerine getirmediÄŸi takdirde kendiliÄŸinden çöken bir anlaÅŸma olur." diye konuÅŸtu.

"Ä°ran'daki 3 milyon mülteci Türkiye'ye gelmeye çalışıyor"

Kaynak, Türkiye'de bulunan 3,5 milyon mültecinin 3 milyonunun Suriyeli olduÄŸunu kaydederek, "Afgan, Iraklı, Filistinli, Libyalı, Mısırlı, Gürcistanlı, Ermenistanlı insanlar da var. Ahıska Türklerimiz var. Bir kaç yıldan bu yana bunu söylüyorum. Anadolu aslında bir ana kucağı. Ana kucağı insanların sığınma ihtiyacı olduÄŸunda emin bir ÅŸekilde kendisini oraya attığı bir yer." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin ilk defa bir göç hareketiyle karşılaÅŸmadığını, 1492'de Türkiye'nin Ä°spanya'dan Yahudi mültecileri kabul ettiÄŸini anlatan Kaynak, "Ä°yi ki de yaptı. 'Niye yaptı?' demiyorum." diyerek, Sovyetler BirliÄŸi'nin Afganistan'ı iÅŸgal etmesiyle, Afgan mültecilerin geliÅŸinden sonra Hatay ve Van'da kocaman ilçelerin olduÄŸunu anlattı.

Kaynak, bir baÅŸka tehlikenin daha olduÄŸuna dikkati çekerek, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

"Ä°ran'da aldığımız bilgilere göre, yaklaşık 3 milyon mülteci var. Ä°zinsiz mülteci var ve bunlar Türkiye'ye doÄŸru hareketlenme içerisinde. Ä°ran'daki 3 milyon mülteci Türkiye'ye gelmeye çalışıyor. Daha çok Afgan maalesef. Yani Ä°ran'ın daha doÄŸusundan. Åžöyle bir endiÅŸemiz de var. Sanki Türkiye'ye doÄŸru göçlerine Ä°ran devleti de yardımcı oluyor demeyeyim de; göz yumuyor gibi. Sadece 2016 yılında IÄŸdır ve AÄŸrı illerimizden izinsiz geçiÅŸ yapmak isteyen tam 30 bin mülteci girdi. Türkiye sınırlarından girdi ve iÅŸlem yapıldı onlar hakkında. Bunları hep komplike düÅŸünmemiz lazım. Bir sınır güvenliÄŸimiz önemli bunun için sınıra duvar inÅŸa ediyoruz. Bu sene bu duvar bitecek. Ä°ki, o bölgede geri kabul merkezi yapıyoruz. Serbestçe Türkiye'de ellerini kollarını sallayarak dolaÅŸmasınlar diye. Geri kabul merkezimiz Ä°çiÅŸleri Bakanlığımız tarafından yaptırılıyor, bir kaç ay içerisinde bitirilecek. Üç. DüÅŸünün ki; bunlar Türkiye'de kalmak için de gelmiyorlar. Avrupa'nın, dünyanın bunu da düÅŸünmesi lazım. Bir geçiÅŸ noktası olarak gelmek istiyorlar. Türkiye'de kalmak istemiyorlar. Batıya geçmek istiyorlar bütün bunlar için Türkiye önemli bir bariyer ve önemli maliyete katlanıyor."

"Türkiye, göçmen meselesini gayet güzel idare ediyor"

BaÅŸbakan Yardımcısı Kaynak, bu bilginin yeni bir bilgi olmadığını ancak kamuoyuna ilk defa açıklandığını belirterek, yaklaşık üç hafta önce referandum çalışmaları için AÄŸrı ve IÄŸdır'da kaldığını anlattı.

AÄŸrı ve IÄŸdır'da güvenlik güçleri ile valilerin verdiÄŸi bilgiye göre bu iki ilde sadece 2017, Ä°ran üzerinden gelen izinsiz göçmen sayısının 3 bin olduÄŸunu vurgulayan Kaynak, Türkiye'nin göçmen meselesini gayet güzel idare ettiÄŸini, ancak bu kontrolsüz nüfus hareketinin kalmak istediÄŸi asli hedefin Türkiye olmadığını söyledi.

BaÅŸbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

"Åžu anda 20-22 bin aile tespit edildi. Bunun ne kadarı vatandaÅŸlığa kabul edilecek, ne kadarı edilmeyecek bunu bilmiyoruz. 20-22 bin ailenin fertlerini topladığınızda 80-85 bin kiÅŸi yapıyor. Türkiye'nin zaten vatandaÅŸlık yasası buna uygun, müsait. Ä°lk etapta bu ihtimal var. Kriterler konuldu. Bunları da açık yüreklilikle ifade ettik. Meslek sahibi olanlar, Türkiye'de çalışma izni olanlar, Türkiye'de uzmanlığına ihtiyacımız olan gruplar... Bunlar açıkça ifade edildi. Önce bu müracaatlar valiliklere yapılacak. Sonra Göç Ä°daremize, Nüfus ve VatandaÅŸlık Ä°ÅŸleri Genel MüdürlüÄŸümüz çalışacak. Bizim istihbarat kuruluÅŸlarımız çalışacak. Sonra evrakları valiliklere tekrar iade edilecek. Güvenlik güçlerimiz ve yerel istihbarat güçlerimiz tekrar bakacaklar. Yani bu kadar hassas bakılacak. Otomatik vatandaÅŸlık asla yok. Yani biz mevzuatta falan bir deÄŸiÅŸiklik asla yapmadık zaten."

"Suriyelilerin yarısı ülkelerine döner"

Kaynak, Türkiye'nin Fırat Kalkanı Operasyonu ile çok önemli bir iÅŸ yaptığına dikkati çekerek, "Sadece ocak, ÅŸubat, mart ayında El Bab'taki operasyonu tamamladıktan sonra, Kilis, Öncüpınar Sınır Kapımızdan kendi ülkelerine, vatanlarına, topraklarına dönen Suriyeli sayısı 5 bini geçti. Cerablus, 35 bin kiÅŸi tekrar oraya geçti. Bu geçiÅŸ devam ediyor. Niye devam ediyor? Orada DEAÅž teröründen temizlenmiÅŸ bir bölge oluÅŸtu. O bölge Özgür Suriye Ordusu, yerel meclislerin kontrolünde. Åžunu demeye çalışıyorum, eÄŸer biz, tüm dünya, dönme ÅŸartlarını birlikte saÄŸlayabilirsek, onların orada, kendi topraklarında eÄŸitimlerini, saÄŸlıklarını, geleceklerini orada kurabilirsek insanlar niye vatanından baÅŸka yere gitsinler." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bu anlamda önemli bir dönüÅŸ olacağı yönünde kanaati bulunduÄŸunu dile getiren Kaynak, "Ben olacağı kanaatindeyim. Bence en az yarısı döner, ÅŸundan; insanlar toprağına baÄŸlılar." dedi.

"16 Nisan'da gelecek sistem, millet iradesinin üstünde hiçbir güç tanımamaktır"

Çelik'in, yaptığı açıklamaların son dakika olarak internet sitelerinde yer almaya baÅŸladığını söylemesi üzerine Kaynak, bu bilgiyi ÅŸu anda ilk defa açıkladığını ancak bunun gizli saklı bir bilgi olmadığını, daha önce gündeme gelmemiÅŸ olabileceÄŸini aktardı.

Veysi Kaynak, sözlerinin sonunda insan haklarının, demokrasinin, özgürlüklerin çok önemli olduÄŸunu belirterek, konuÅŸmasını ÅŸöyle tamamladı:

"Devletin adaletle yönetilmesi çok önemli. Devletimizin kurtuluÅŸ harbini yapan Meclis, millet iradesine dayalı bir devlet oluÅŸması için yapmıştı. Tam bağımsızlık için yapmıştı. Bunlar bizim olmazsa olmaz hedeflerimiz. Zaten böyle miras devraldık. Türkiye son 200 yılın en önemli yönetim sistemi deÄŸiÅŸikliÄŸini 16 Nisan'da oylayacak. Tüm vatandaÅŸlarımıza açık yüreklilikle ÅŸunu söylüyorum, 16 Nisan'da gelecek sistem, artık bu coÄŸrafyada, bizim vatan toprağımızda, millet iradesinin üstünde hiçbir güç, Allah'tan baÅŸka hiçbir güç tanımamaktır. Bütün krizlerin çözümünün milletin hakemliÄŸine götürüleceÄŸi bir sistemdir. Ülkemiz için çok iyi netice vermesini Allah'tan temenni ediyorum ve Avrupa BirliÄŸinin bu saydığımız deÄŸerlere bir an önce dönmesini temenni ediyorum."

Muhabir: ÇiÄŸdem Alyanak, Andaç Hongur, Fikriye Susam Uyar, Hatice Åženses Kurukız

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER