CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu’na çağrı yaparak, "Eğer gazetecilerin tutuklanmasını istemiyorsanız, gazeteciler tutuksuz yargılansın" dedi.
Kılıçdaroğlu, gerekirse yasal düzenleme yapılabileceğini belirterek, "Biz kanun teklifi verdik, sizde kanun teklifi verin, isterseniz biz kendi kanun teklifimizi geri çekelim, sizin kanun teklifinize destek verelim” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuştu. Tutuklanan gazetecilerle ilgili değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, "MİT TIR’larını haber yaptı, diye Silivri Cezaevinde bulundukların öne sürerek “Bu haberler yalan mıydı? Yüzde yüz doğru. Haberde çarpıtma var mıydı? Tek cümlesinde çarpıtma yoktu. Doğru haber yazıyorsunuz, kamuoyunu bilgilendiriyorsunuz” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesinden bahsederek, “Cumhuriyet gazetesi, Türk medyasının akademisidir, okuludur. Bugün pek çok saygın gazeteci, köşe yazarı cumhuriyette gazeteciliğe başlamıştır. Cumhuriyet her dönemde doğruları yazmakta kararlılığa devam etmiştir, her baskıcı dönemde bedel ödeyen tek gazete vardır; Cumhuriyet gazetesi. 12 Eylül’de bedel ödediler, 12 Mart’ta bedel ödediler" diye konuştu.
Gazetecilerin zindana atıldığını, işkence gördüklerini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Cumhuriyetin yazarları öldürülmüştür, katledilmiştir. Bedel ödemeye hala devam ediyor. Bu ülkede demokrasi mi var? Dedim ya Türkiye iyi yönetilmiyor. Haber yapan kişiyi hapse atıyorlar. Onları hapse atan yargıç değildir. Vicdanında özgürlüğü hissetmeyen, medya özgürlüğünün ne olduğunu bilmeyen bir kişiye hakim, yargıç denilemez.”
DAVUTOĞLU’NA SESLENDİ
Dünyadaki bütün medya kuruluşlarının Türkiye’deki bu gelişmelerden kaygı duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Medya özgürlüğünü savunuyorsunuz, güzel. Ama bir şey yapmamız lazım. Her birimizin sabah gidip baskı atında olan gazetelerden birini almamız lazım. Lafla peynir gemisi yürümez. Destek vereceğiz” diye konuştu. Başbakan Davutoğlu’na seslenen Kılıçdaroğlu, şunları dedi:
“550 milletvekili ‘evet‘ diyelim, hiç bir gazeteci tutuklanmasın. Gazetecilerin tutuklanmalarını kaldıralım. Açık ve net çağrı. Eğer gazetecilerin tutuklanmasını istemiyorsanız, gazeteciler tutuksuz yargılansın. Gerekirse yasal düzenleme yapılır. Kanun teklifi verdik, siz de kanun teklifi verin, isterseniz biz kendi kanun teklifimizi geri çekelim, sizin kanun teklifinize destek verelim. 21. yüzyılın Türkiye’sine yakışmıyor. Defalarca yazıldı, gazetelerde fotoğraflar çıktı. Neden? Birileri, onlar en ağır cezaya çarptırılacaklar’ dedi. Sorun buradan başlıyor. O TIR’larda silah olduğunu defalarca bizim milletvekili arkadaşlarımız da söyledi. Gizlilik kararı alınan dosyalarda, şoförlerin ifadelerinde var zaten. Silahların nasıl taşındığı ayrıntılarıyla var.”
Suriye sorununa değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurallara uyulmadı, Rus uçağı düşürüldü. Bizim görüşümüz; hiçbir ülkenin hava sahası ihlal edilemez. Biz kendi ülkemizin güvenliğini sağlamak zorundayız. Sorun krizin iyi yönetilmemesidir. Rus uçağı vurulduktan sonra Cumhurbaşkanlığı kaynakları ‘Rus uçağını vurduk’ diye açıklama yapıyor. On dakika sonra ’Rus uçağını vurduk bilmiyorum, daha milliyetini tespit edemedik’. Bir bekle bakalım. Genelkurmay ne diyor, Başbakanlık ne diyor. Dış politika iç politikaya malzeme edilemez. O diyor ‘Ben talimat verdim’, o diyor ‘Ben talimat verdim’. Baktılar iş sarpa sarıyor, geri çekiliyor. Kendisi haklı ama Türkiye’yi yönetenlerde stratejik akıl yok.”
TÜRK HALKINA YAPILMIŞ EN BÜYÜK SAYGISIZLIK
Rus savaş gemisinde bir askerin omuzundaki füzeye dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Eğer bu füze bilinçli olarak askerin omuzuna konulmuş ve görüntü verilmesi istenmişse, bu Türk halkına yapılmış en büyük saygısızlıktır, kabul edilemez. Bunu yapan Rus yöneticilerin oturup, düşünmesi lazım. Biz savaş meydanlarında bu ülkenin bağımsızlığını kazandık. Birileri Türkiye Cumhuriyeti’nin altı tepsi içinde ikram edilmedi. Rus halkıyla bir sorunumuz yok, Rus yöneticilerin düşünmesi lazım.”
DIŞ POLİTİKADAKİ HATAYI GELECEK KUŞAKLARDA ÇEKİYOR
Dış politikada hatalı davranmanın cezasını 78 milyon vatandaşın ödediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “9 milyar dolarlık bir fatura çıkacak. Neden? Stratejik akıldan yoksun bir yönetim Türkiye’yi bu noktaya taşıyor. Dış politikadaki hatayı sadece yaşayan kuşaklar değil, gelecek kuşaklarda yaşıyor. Cezayir’in bağımsızlığı oylanırken, Türkiye Cezayir’in bağımsızlığından yana oy kullanmıyor. Cezayir’in bağımsızlığını savunan Cezayirlilerin göğsünde Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafı var. Unutmadık. Ne zamana kadar? Turgut Özal Cezayirlilerden özür dileyene kadar.”
Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu’nun CHP’ye teklif götürdüklerini ve CHP’nin teklifi kabul etmediğine ilişkin sözlerine ise şöyle karşılık verdi:
“Böyle bir teklif yapıldı. Ama biz onlara karşı teklif yaptık. Siz şeffaflıktan söz ediyorsunuz. Biz de şeffaflıktan söz ediyoruz. Yani biz kullanılan bütçe kaynaklarının nerede, nasıl kullanıldığını merak ediyoruz. Sizde merak ediyorsunuz herhalde. Gelin Kesin Hesap komisyonu kuralım, eski bütçede para nereye harcandı, orada oturup adam gibi görüşelim. Siz bu teklifimizi kabul edersiniz, biz de teklifinizi kabul ederiz."
Cumhurbaşkanlığı makamına saygı gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, tarafsızlık konusunda Cumhurbaşkanı’nın yemin ettiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, Suriye konusunda ne söylediklerini anlamadan, Cumhurbaşkanı’nın kendilerini açıkça suçladığını sözlerine ekledi.
(İHA)
Kılıçdaroğlu, gerekirse yasal düzenleme yapılabileceğini belirterek, "Biz kanun teklifi verdik, sizde kanun teklifi verin, isterseniz biz kendi kanun teklifimizi geri çekelim, sizin kanun teklifinize destek verelim” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuştu. Tutuklanan gazetecilerle ilgili değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, "MİT TIR’larını haber yaptı, diye Silivri Cezaevinde bulundukların öne sürerek “Bu haberler yalan mıydı? Yüzde yüz doğru. Haberde çarpıtma var mıydı? Tek cümlesinde çarpıtma yoktu. Doğru haber yazıyorsunuz, kamuoyunu bilgilendiriyorsunuz” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesinden bahsederek, “Cumhuriyet gazetesi, Türk medyasının akademisidir, okuludur. Bugün pek çok saygın gazeteci, köşe yazarı cumhuriyette gazeteciliğe başlamıştır. Cumhuriyet her dönemde doğruları yazmakta kararlılığa devam etmiştir, her baskıcı dönemde bedel ödeyen tek gazete vardır; Cumhuriyet gazetesi. 12 Eylül’de bedel ödediler, 12 Mart’ta bedel ödediler" diye konuştu.
Gazetecilerin zindana atıldığını, işkence gördüklerini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Cumhuriyetin yazarları öldürülmüştür, katledilmiştir. Bedel ödemeye hala devam ediyor. Bu ülkede demokrasi mi var? Dedim ya Türkiye iyi yönetilmiyor. Haber yapan kişiyi hapse atıyorlar. Onları hapse atan yargıç değildir. Vicdanında özgürlüğü hissetmeyen, medya özgürlüğünün ne olduğunu bilmeyen bir kişiye hakim, yargıç denilemez.”
DAVUTOĞLU’NA SESLENDİ
Dünyadaki bütün medya kuruluşlarının Türkiye’deki bu gelişmelerden kaygı duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Medya özgürlüğünü savunuyorsunuz, güzel. Ama bir şey yapmamız lazım. Her birimizin sabah gidip baskı atında olan gazetelerden birini almamız lazım. Lafla peynir gemisi yürümez. Destek vereceğiz” diye konuştu. Başbakan Davutoğlu’na seslenen Kılıçdaroğlu, şunları dedi:
“550 milletvekili ‘evet‘ diyelim, hiç bir gazeteci tutuklanmasın. Gazetecilerin tutuklanmalarını kaldıralım. Açık ve net çağrı. Eğer gazetecilerin tutuklanmasını istemiyorsanız, gazeteciler tutuksuz yargılansın. Gerekirse yasal düzenleme yapılır. Kanun teklifi verdik, siz de kanun teklifi verin, isterseniz biz kendi kanun teklifimizi geri çekelim, sizin kanun teklifinize destek verelim. 21. yüzyılın Türkiye’sine yakışmıyor. Defalarca yazıldı, gazetelerde fotoğraflar çıktı. Neden? Birileri, onlar en ağır cezaya çarptırılacaklar’ dedi. Sorun buradan başlıyor. O TIR’larda silah olduğunu defalarca bizim milletvekili arkadaşlarımız da söyledi. Gizlilik kararı alınan dosyalarda, şoförlerin ifadelerinde var zaten. Silahların nasıl taşındığı ayrıntılarıyla var.”
Suriye sorununa değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurallara uyulmadı, Rus uçağı düşürüldü. Bizim görüşümüz; hiçbir ülkenin hava sahası ihlal edilemez. Biz kendi ülkemizin güvenliğini sağlamak zorundayız. Sorun krizin iyi yönetilmemesidir. Rus uçağı vurulduktan sonra Cumhurbaşkanlığı kaynakları ‘Rus uçağını vurduk’ diye açıklama yapıyor. On dakika sonra ’Rus uçağını vurduk bilmiyorum, daha milliyetini tespit edemedik’. Bir bekle bakalım. Genelkurmay ne diyor, Başbakanlık ne diyor. Dış politika iç politikaya malzeme edilemez. O diyor ‘Ben talimat verdim’, o diyor ‘Ben talimat verdim’. Baktılar iş sarpa sarıyor, geri çekiliyor. Kendisi haklı ama Türkiye’yi yönetenlerde stratejik akıl yok.”
TÜRK HALKINA YAPILMIŞ EN BÜYÜK SAYGISIZLIK
Rus savaş gemisinde bir askerin omuzundaki füzeye dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Eğer bu füze bilinçli olarak askerin omuzuna konulmuş ve görüntü verilmesi istenmişse, bu Türk halkına yapılmış en büyük saygısızlıktır, kabul edilemez. Bunu yapan Rus yöneticilerin oturup, düşünmesi lazım. Biz savaş meydanlarında bu ülkenin bağımsızlığını kazandık. Birileri Türkiye Cumhuriyeti’nin altı tepsi içinde ikram edilmedi. Rus halkıyla bir sorunumuz yok, Rus yöneticilerin düşünmesi lazım.”
DIŞ POLİTİKADAKİ HATAYI GELECEK KUŞAKLARDA ÇEKİYOR
Dış politikada hatalı davranmanın cezasını 78 milyon vatandaşın ödediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “9 milyar dolarlık bir fatura çıkacak. Neden? Stratejik akıldan yoksun bir yönetim Türkiye’yi bu noktaya taşıyor. Dış politikadaki hatayı sadece yaşayan kuşaklar değil, gelecek kuşaklarda yaşıyor. Cezayir’in bağımsızlığı oylanırken, Türkiye Cezayir’in bağımsızlığından yana oy kullanmıyor. Cezayir’in bağımsızlığını savunan Cezayirlilerin göğsünde Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafı var. Unutmadık. Ne zamana kadar? Turgut Özal Cezayirlilerden özür dileyene kadar.”
Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu’nun CHP’ye teklif götürdüklerini ve CHP’nin teklifi kabul etmediğine ilişkin sözlerine ise şöyle karşılık verdi:
“Böyle bir teklif yapıldı. Ama biz onlara karşı teklif yaptık. Siz şeffaflıktan söz ediyorsunuz. Biz de şeffaflıktan söz ediyoruz. Yani biz kullanılan bütçe kaynaklarının nerede, nasıl kullanıldığını merak ediyoruz. Sizde merak ediyorsunuz herhalde. Gelin Kesin Hesap komisyonu kuralım, eski bütçede para nereye harcandı, orada oturup adam gibi görüşelim. Siz bu teklifimizi kabul edersiniz, biz de teklifinizi kabul ederiz."
Cumhurbaşkanlığı makamına saygı gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, tarafsızlık konusunda Cumhurbaşkanı’nın yemin ettiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, Suriye konusunda ne söylediklerini anlamadan, Cumhurbaşkanı’nın kendilerini açıkça suçladığını sözlerine ekledi.
(İHA)