İstanbul
Osmanlı Devleti'nin ilk Kaptan-ı Deryası Barbaros Hayrettin Paşa, vefatının üzerinden asırlar geçmesine rağmen tarihteki sayılı denizcilerden biri olarak görülüyor.
Tarihçi Süleyman Faruk Göncüoğlu, Beşiktaş'taki türbesi önünde Barbaros Hayrettin Paşa'nın hayatı ve denizcilik zaferleri hakkında konuştu.
Göncüoğlu, asıl adı "Hızır Reis" olan Barbaros Hayrettin Paşa'ya, Yavuz Sultan Selim tarafından kazandığı zaferlerle fetih ruhuna katkılarından dolayı "dinin hayırlısı" anlamına gelen "Hayrettin" adının verildiğini anlattı.
Türk denizcilik tarihi açısından Barbaros Hayrettin Paşa ve ağabeyi Oruç Reis'in yetişmesinde Şehzade Korkut'un önemine değinen Göncüoğlu şunları söyledi:
"Oruç Reis ve Hızır Reis, Şehzade Korkut'un Roma'nın yani Avrupa'nın fethi için hazırlanmış denizcilerdi ve bu amaçla yetiştirilmişlerdi.
Denizcilik üzerinde yetişmek üzere Akdeniz'de veya Ege Denizi'nde esir alınan denizciler bunların emrine verilir ki denizciliği daha iyi öğrenmesi için.
Gemi tekniklerinden gemilerin manevra alanına, su akıntılarına, Akdeniz'in atmosferik yapısına kadar hepsinde yetişerek büyümüşlerdi.
Şehzade Korkut padişah olamayıp Avrupa'nın deniz yoluna fethi sekteye uğramış olsa da onların var olan zihinlerindeki ideallerindeki 'Kızıl elma' idi.
Kızıl elma ruhu ile yetiştikleri için Türk denizciliğindeki Preveze Deniz Savaşı'nda olduğu gibi başarılara imza atacak bir defa motivasyona sahiptir."
Barbaros Hayrettin Paşa'nın Beşiktaş'ın ortaya çıkmasındaki önemine değinen Göncüoğlu, "Beşiktaş'ın kurucusu esasında Barbaros Hayrettin Paşa'dır. Yani şu an arkamızda türbesi olan, Türk denizcilik tarihine tabiri caizse ismini altın harflerle yazdıran bir Türk denizcimiz. Beşiktaş'ın bir şehircilik içerisinde gelişimi yani bu bölgenin şenlendirmesi Barbaros Hayrettin Paşa tarafından olmuştur. Barbaros Hayrettin Paşa'nın Kanuni Sultan Süleyman'a biat ettiği yer de Beşiktaş'tır. Bu yüzden de Paşa, bütün donanmasını Beşiktaş'ta tutmuştur ve burada denizcilerine ait evler inşa ettirmiştir." dedi.
"Donanma Beşiktaş'ta demirlerdi"
Osmanlı döneminde donanmanın sefer için Haliç'ten ayrıldığı zaman Beşiktaş'a geldiğini anlatan Göncüoğlu şunları söyledi:
"Donanma burada demirler. Zaten beş taş oradan gelir. Beş tane taş var bu taşlar dubalar haline getirilir ve gemiler halatlarla bu noktaya bağlanır.
Bu taşlar Barbaros Hayrettin Paşa tarafından oluşturulmuştur. Donanma o beş taşa demirler, sembolik olarak bağlanır.
Bir gece burada vakit geçirilir ve buradan sefer açılırdı. O gece padişah buradaki donanma subaylarına Çırağan'da ya da Dolmabahçe Sarayı'nda bir yemek verir. "
Barbaros Hayrettin Paşa'nın Beşiktaş Meydan'daki türbesinin özelliklerine değinen Göncüoğlu, "Türbesini Mimar Sinan'a yaptırıyor ki çok ilginçtir Mimar Sinan'ın İstanbul'da inşa ettiği ilk türbe Barbaros Hayrettin Paşa'nın türbesidir.
Hem Mimar Sinan'ın ilk türbesi hem de Barbaros Hayrettin Paşa'nın vefatından önce 1542'de bu türbeyi hazırlattırıyor ve burayı hazırlattırırken bu türbenin etrafında da 12 odalı medresesi var.
Burası 12 odalı medresesi ve mescidi olan bir bölgedir eskiden." diye konuştu.
"Avrupa'nın tarihinin değişmesinde imzası oldu"
Beşiktaş'ın bir dönem denizcilik üssü olduğunu belirten Göncüoğlu ilçenin adının Barbaros Hayrettin Paşa'nın kumandasındaki gemilerin bağlandığı 5 duba taştan geldiğini anlattı.
Zamanla bu misyonun kaybolduğunu ve Beşiktaş'ın değişme uğradığını anlatan Göncüoğlu, şunları kaydetti:
"Beşiktaş Meydanı değişimiyle ilgili olan kitabımda da fotoğraflarıyla yer verdim.
Buradaki Beşiktaş Çarşısı Barbaros Hayrettin Paşa Vakfına aitti ve Türk denizcilerinden sakatlanmış, yaşlı olup bakıma muhtaç olanlar ve geçim sıkıntısı yaşayanlar için buradaki dükkanların geliri harcanmaktaydı.
Maalesef Adnan Menderes dönemi imar faaliyetlerinde buralar yıkılıp meydan haline dönüştürülünce tabii ki bu dükkanlar ve mahallesi de ortadan kalkmış oluyor.
Barbaros Hayrettin Paşa sadece İstanbul tarihi için değil, Osmanlı tarihi için değil, Akdeniz ve Avrupa tarihçesinde birçok önemli olaylara imzası olmuş, Avrupa tarihinin değişmesinde rolü olmuş bir Osmanlı denizcisi bir Türk denizcisidir.
Kendisine bu meydanda bulunan türbesinin önünden her geçişte bir dua etmemiz gerektiğine inanıyorum."
Barbaros Hayrettin Paşa'nın portresi:
Barbaros Hayrettin Paşa, Vardar Yenicesi'nden Midilli'nin fethi sonrası buraya yerleşen sipahi Yakup Ağa'nın oğlu olarak 1478'de dünyaya geldi.
Dört kardeşin en küçüğü olan Hızır, gençliğinde yaptırdığı bir gemiyle Midilli, Selanik ve Eğriboz arasında ticarete başladı. Rodos şövalyelerine esir düşen ağabeyi Oruç'un kurtarılmasından sonra ise iki kardeş, Şehzade Korkut'un himayesine girdi.
Hızır ve Oruç Reis, 1504'ten sonra "deniz gazisi" olarak Akdeniz'de hakimiyet mücadelesi başlattı.
Ağabeyiyle Akdeniz kıyılarına düzenledikleri akınlarda önemli ganimetler elde eden Barbaros Hayrettin, İspanya, Ceneviz ve Fransa'ya karşı kazandıkları başarılarla adını duyurdu.
Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis, 1516'da ele geçirdikleri yüklü bir gemiyi dönemin padişahı Yavuz Sultan Selim'e hediye olarak gönderdi.
Osmanlı'nın desteğini arkasına alarak Kuzey Afrika'da toprak edinmeye başlayan reisler, 1516-1517 yıllarında İspanyol ve Cenevizli istilacılarla yaptıkları savaşlar sonunda Cezayir'i denetim altına aldı.
Yerlilerle anlaşan İspanyolların 1518'de İspanyollara sığınan Tlemsen Beyi'nin bir sene sonra yaptığı karşı saldırıda Barbaros Hayrettin Paşa'nın kardeşleri İshak Reis ve Oruç Reis şehit oldu
Gösterdiği başarılı mücadeleyle bir süre daha tek başına Cezayir topraklarında tutunabilen Barbaros Hayrettin Paşa, stratejik bir kararla Yavuz Sultan Selim'e bir heyet göndererek topraklarının Osmanlı hakimiyetine kabulünü istedi. Cezayir, Osmanlı Devleti'nin bir toprağı haline geldi.
Yavuz Sultan Selim adına para bastırarak, hutbe okutarak bağlılığını bildiren Hayrettin Reis, "Cezayir Beyi" olarak atandı.
Kendisine Anadolu'da gönüllü asker toplama imtiyazı tanınarak yeniçerilerle topçulardan oluşan 2 bin kişilik bir yardımcı birlik gönderilmesi kararlaştırıldı.
Böylece hutbenin padişah adına okunduğu Cezayir, Osmanlı topraklarına katılmış olduğu gibi Hızır da artık Hayrettin Paşa diye anılmaya başlandı.
Gördükleri zulüm sebebiyle Endülüs'ten ayrılmak zorunda kalan Müslümanları Türk gemileriyle Afrika sahillerine taşıyan Hayrettin Paşa, Cezayir'e yaklaşık 70 bin Endülüs Müslümanı getirdi. Ayrıca ele geçirilen ganimetlerle Cezayir zenginleşti.
Akdeniz ve Kuzey Afrika'da İspanyollara, Cenevizlilere ve Fransızlara karşı Osmanlı Devleti adına önemli zaferler kazanan Barbaros Hayrettin Paşa, başarılarıyla ününe ün kattı.
Barbaros Hayrettin Paşa, Yavuz Sultan Selim'in ardından Kanuni Sultan Süleyman döneminde de büyük başarılara imza attı.
Hristiyan denizcilerin, Osmanlı Devleti'nin Mora kıyılarına saldırması üzerine Kanuni Sultan Süleyman çözümü Barbaros Hayrettin Paşa'da buldu. Kanuni Sultan Süleyman, Barbaros Hayrettin Paşa'yı 1534'te Kaptan-ı Derya ilan etti.
Böylece Barbaros Hayrettin Paşa, Devlet-i Aliyye'de amiralliğe kadar yükseldi.
Altı kat büyüklükteki donanmayı yendi
Osmanlı'nın Barbaros Hayrettin Paşa'nın zaferleriyle Akdeniz'deki gücünü ve denetimini artırması nedeniyle Papalık, Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekiz gemilerinden oluşan ve başında Andrea Doria'nın bulunduğu bir Haçlı Donanması kuruldu.
Osmanlı Donanması ile Haçlı Donanması'nın karşılaşmasına sahne olan Arta Körfezi'ndeki Preveze'de, tarihin en kalabalık deniz muharebesi gerçekleşti.
Haçlı Donanması'nın 600'den fazla gemisi, on binlerce forsa dışında 60 bin askeri, 122 gemi ve forsalar dışında 20 bin askerli Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması ile karşı karşıya geldi.
Bu büyük savaş sonunda, Haçlı Donanması 128 gemisini kaybetti, 29 gemi de Osmanlı tarafından ele geçirildi.
Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki donanma bir gemi bile kaybetmezken, yaklaşık 400 levendi şehit oldu.
Preveze Savaşı sonrasında, Osmanlı Devleti'nin Akdeniz'deki egemenliği pekişti. Şarlken, Preveze'nin intikamını almak için 1541'de Cezayir'e saldırdı ancak başarılı olamadı.
Fransa Kralı 1. François'in, Şarlken'e karşı Osmanlılardan yardım istemesi üzerine Kanuni Sultan Süleyman, Barbaros Hayrettin Paşa'yı Fransa'nın Akdeniz kıyılarına gönderdi.
Barbaros Hayrettin Paşa, Toulon'da Fransız donanmasıyla birleşerek 1543'de Nice'i aldı.
Osmanlı denizciliği, Barbaros Hayrettin Paşa sayesinde gücünün zirvesine ulaştı.
Bir kara imparatorluğu olan Osmanlı aynı zamanda açık denizlerde de etkinlik gösteren deniz imparatorluğu haline geldi.
Barbaros Hayrettin Paşa devletin deniz politikasını belirlemesinin yanı sıra Tersane-i Amire'nin, dönemin en başarılı gemi üretim ve teknoloji merkezi olmasını sağladı.
Onun mektebinde yetişen değerli denizciler ve teşkilatlı tersane sayesinde bu deniz gücü varlığını bir süre daha devam ettirdi.
Akdeniz dillerini iyi biliyordu
Kaynaklara göre Barbaros iri yapılı, kumral tenliydi. Saçı, sakalı, kaşları ve kirpikleri çok gürdü.
Ömrü denizlerde geçtiğinden Rumca, Arapça, İspanyolca, İtalyanca ve Fransızca gibi Akdeniz dillerini iyi bilirdi.
Hep denizlerde olsa da İstanbul'da bir cami, bir medrese, bir de sıbyan mektebi inşa ettirdi.
Barbaros Hayrettin Paşa, Beşiktaş'ta 4 Temmuz 1546'da 68 yaşında vefat etti.
Ölümünün ardından dünyada ne kadar büyük bir denizci olduğuna ithafen "Mate reisü'l-bahr." yani "Denizin reisi öldü." denildi.
Barbaros Hayrettin Paşa'nın naaşı, Beşiktaş'ta yaptırdığı medresenin yanına Mimar Sinan tarafından yaptırılan türbeye defnedildi.
Katıldığı savaşlar
Adını denizcilik tarihine yazdıran Barbaros Hayrettin Paşa'nın denizlerdeki bazı önemli zaferleri sırasıyla şöyle:
- 1519 İspanya donanmasını bozguna uğrattı.
- 1520-1525 yılları arasında Akdeniz'in Avrupa kıyılarını vurarak, büyük ganimetler elde etti.
- 1530'da Cezayir'i yeniden ele geçirdi.
- 1534'te Akdeniz'e açıldı ve İtalya kıyılarına seferler düzenledi.
- 1534'te Tunus'u ele geçirdi.
- 1536'da daha güçlü bir donanma ile İtalya kıyılarına saldırdı.
- 1536-37'de Ege Denizi'ndeki bütün Venedik adalarını fethetti.
- 1538'de Preveze Deniz Savaşı'nda Haçlı Donanması'nı yendi.
- 1543'te Fransız Donanması ile birleşerek, Kutsal Roma Germen ittifakını yenerek Nice'i aldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com