COTABATO
Güney Asya ülkesi Filipinler'de yarım asırdan uzun süredir devam eden ve yüz binlerce kişinin ölümüne neden olan Moro Müslümanları sorununda, 2012'de Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİKC) ile Filipin devleti arasında ateşkes ilan edildi.
Barış anlaşması sürecinin ardından, Ocak 2019'da yapılan halkoylamasıyla "Bangsamoro Organik Yasası" kabul edildi ve böylece "Bangsamoro Geçiş Hükümeti" resmen kurulmuş oldu.
Bangsamorolu Müslümanlar, 1946'dan bu yana ilk kez kendi özerk yönetimlerini kurarken, bölgede savaş ve kaos ortamı geride kaldı. Barış ve istikrarın tesis edildiği bölgede, sosyal hayat gelişmeye, insanlar da eğitime ve ticari faaliyetlere yönelmeye başladı.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, savaşın esir aldığı bölgede 1997'den itibaren geçici, 2012'den bu yana ise Necmettin Erbakan Başbakanlığındaki 54'üncü Hükümetin de destekleriyle kalıcı olarak insani yardım faaliyetleri yürütüyor.
Cotabato'nun kenar mahallelerindeki Uğur Süleyman Söylemez yetimhanesinde AA muhabirine açıklamalarda bulunan İHH Bangsamoro temsilcisi Ömer Kesmen, uzun süren savaştan dolayı Mindanao Adası'nda (Müslümanların bulunduğu bölgede, Cotabato şehri ve çevresinde) 10 binden fazla savaş mağduru yetim olduğunu belirtti.
İHH’nın bölgedeki yetim çocuklar için iki yetimhane ve bir okul inşa ettiğini aktaran Kesmen, vakfın 154'ü yetimhanelerde olmak üzere 700 çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilendiğini söyledi.
Kesmen, insani yardımın dışında, yetimhanelerdeki çocuklara yüksek standartlarda eğitim imkanı da sağladıklarını vurguladı.
İHH’nın yalnızca yetimlerle ilgilenmediğinin altını çizen Kesmen, "İşimizin diplomasi ayağı da var. İHH Mütevelli Heyeti Başkan Vekili ve Uluslararası Denetim Ekibi (IMT) üyesi Hüseyin Oruç, 2013’ten beri uluslararası gözlemci heyet içerisinde yer alıyor." ifadesini kullandı.
İlk yıllarda kabullenmekte zorlandılar
Kesmen, bölgede insani faaliyet yapmaya başladıkları ilk yıllarda, yerel halk tarafından kabul görmekte güçlük yaşadıklarını ifade etti.
Moro halkının dışarıdan etkileşime açık olmadığına dikkati çeken Kesmen, şunları söyledi:
"Ben burada daimi olarak yaşayan tek yabancı Müslüman'dım. Biz burada iş yaptırmak için epey zorlandık. Bize uzun süre bir soru işareti koydular ama daha sonra yaptığımız faaliyetleri görünce bizi artık kabullendiler. Ayrıca hem buranın bürokrasisi hem de halkın iş tutuş şekli bizi oldukça yordu."
Filipin hükümeti yardım faaliyetlerini takip ediyor
Kesmen, Filipin hükümetinin ülkede faaliyette bulunan STK'lerin yardım faaliyetlerini kolaylaştırdığını fakat başıboş bırakmadığını anlatarak, "Filipin devleti her zaman yardım kuruluşlarını takipte olmuş. Kiminle irtibatları var, nasıl faaliyetler yapılıyor gibi birtakım izlemeler yapmış." değerlendirmesinde bulundu.
Bölgede Müslüman STK'lerin yardım faaliyetlerine başlamasının ardından ülkeye giriş çıkışlarda zorluk yaşadıklarını dile getiren Kesmen, şöyle devam etti:
"Birkaç kez Türkiye'den buraya gelen arkadaşların (başkent) Manila'dan ülkeye girişlerine izin verilmedi ve sınır dışı edildi. Arkadaşlar uçakta verilen kağıttaki 'nerede kalacaksınız' sorusuna ‘Mindanao' diye yazdıklarında, otomatik olarak sorguya çekilirler. Neden oraya gidiyorsunuz? Orada ne yapacaksınız? gibi soruların izahı çok zor çünkü bu bölgeler turistik değil."
Suç oranları azalıyor, sosyal hayat gelişiyor
Kesmen, bölgede yapılan ateşkes ve referandum ile halkın birçok alanda rahatladığını vurgulayarak, uzun yıllar sonra sosyal hayatın gelişmeye başladığını ifade etti.
Halkın yeni kurulan geçiş hükümetine destek verdiğini dile getiren Kesmen, "Halk kendi arasındaki düşmanlıkları, problemleri kendileri çözümlemeye başladı ya da bu problemleri yansıtmamaya başladılar. Kan davası olan iki aşiret hükümete destek vermek adına kan davalarını durdurdu." dedi.
Her gün işlenen cinayetler nedeniyle halkın korku içinde yaşadığı günlerin artık geride kaldığını kaydeden Kesmen, şunları söyledi:
"Hükümet kurulduktan sonra bunlar inanılmaz derecede minimize edildi. Şimdi herkes rahat bir şekilde evine gidebiliyor. Akşamları geç saatlere kadar sosyal yaşam devam ediyor. Halk bu rahatlamayla eğitim ve ticari faaliyetlere de yönelmeye başladı. Halkın bu rahatlaması bile çok büyük bir kazanım."
Kesmen ayrıca bölgede yaşayan 1 milyon Hristiyan'ın, referandumda Müslümanların lehine destek verdiklerine dikkati çekerek, "Aşırılıkçı Katoliklerin dışında bütün Hristiyanlar gidişattan memnun." diye konuştu.
Moro halkı İslam dünyasıyla ilişkilerini geliştirmek istiyor
Kesmen, Moro halkının yüzyıllar boyunca İspanyollarla başlayıp, ABD ve Japonlarla ve en son da Filipinler hükümeti ile savaşması nedeniyle, dışarıyla herhangi bir bağ kuramadıklarını ve halkın birçok konuda eksik kaldığını ifade etti.
Moro halkının, İslam dünyasıyla ilişkilerini geliştirmek istediklerine de değinen Kesmen, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Morolular, hem idarecilik anlamında hem de toplumun ekonomik seviyesini yükseltebilecek birtakım iyileştirmeler yapılmasını istiyorlar. Buradaki yetkililerle görüştüğümüzde, 'Biz savaşırken birçok şeyi ihmal ettik. Bunların en başında da eğitim geliyor. Çocuklarımızı eğitemedik' diyorlar. İlişkiler iyi olursa, hem bu süreçte hem de ilerde yaşanabilecek sorunlarda İslam dünyasının onların yanında duracaklarını düşünüyorlar."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com