
Edirne
Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Sabri Can Sannav, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 26 Mart Balkan Şehitlerini Anma Günü'nün yalnızca bir anma günü değil, aynı zamanda tarihin bıraktığı önemli bir mirası hatırlama günü olduğunu ifade etti.
Balkan Savaşları'nın Osmanlı Devleti için büyük dönüm noktası olduğunu belirten Sannav, 1912-1913 yıllarındaki savaş neticesinde Osmanlı'nın Rumeli'deki hakimiyetinin sarsıldığını ve milyonlarca insanın göçe zorlandığını dile getirdi.
Savaşın en kritik ve zorlu mücadelesinin Osmanlı'nın Avrupa'daki son büyük kalesi Edirne'de yaşandığını anlatan Sannav, "Edirne, Osmanlı Devleti'nin yalnızca stratejik kalesi değil, aynı zamanda yüzyıllar boyunca Osmanlı medeniyetinin merkezi olmuş bir şehirdi. Osmanlı için hem tarihi hem de askeri açıdan büyük önem taşıyan Edirne, Balkan Savaşları sırasında Bulgaristan ve Sırbistan tarafından hedef alınmış, Osmanlı Devleti ise bu kadim şehri kaybetmemek için büyük mücadele vermiştir." dedi.
"Şehir tüm olumsuzluklara rağmen kahramanca savunuldu"
Doç. Dr. Sabri Can Sannav, savaşta Edirne'yi savunma görevinin askeri dehası, kararlılığı ve vatan sevgisiyle tanınan Mehmed Şükrü Paşa'ya verildiğini aktardı.
Şükrü Paşa'nın az sayıdaki askerine rağmen şehri savunmak için askerleri ve kahraman Edirne halkıyla olağanüstü çaba gösterdiğini vurgulayan Sannav, şunları kaydetti:
"Edirne, 155 gün boyunca Bulgar ve Sırp ordularının ağır topçu bombardımanına, açlığa, salgın hastalıklara ve mühimmat yetersizliğine rağmen direnmiştir. Şükrü Paşa komutasındaki Osmanlı savunma kuvvetleri, yaklaşık 35 bin askerle, 150 bin kişilik düşman ordusuna karşı göğüs germiştir. Osmanlı askerleri, açlık ve cephane kıtlığına rağmen son ana kadar mücadeleyi sürdürmüş, Edirne'deki sivil halk da bu direnişin bir parçası olmuştur. Edirne'de savunma hatları titizlikle oluşturulmuş, düşmanın ilerleyişini durdurmak için çeşitli tahkimatlar yapılmıştır ancak uzun süren kuşatma boyunca Türk askeri ve sivil halk için en büyük tehdit açlık olmuştur. Şükrü Paşa ve askerleri, tüm bu olumsuzluklara rağmen şehri savunmaya devam etmiştir."
"Osmanlı savunma hatlarına yaklaşık 70 bin top mermisi atıldı"
Doç. Dr. Sannav, Bulgar ve Sırp ordularının Edirne'yi ele geçirmek için aylarca süren topçu saldırıları ve piyade hücumları gerçekleştirdiğini, savaş süresince Osmanlı savunma hatlarına yaklaşık 70 bin top mermisi atıldığını belirtti.
Şehirde barınan halkın bir kısmının bu saldırılar sırasında hayatını kaybettiğini, kalanların ise açlık ve hastalıklarla mücadele etmek zorunda kaldığını dile getiren Sannav, "26 Mart 1913 tarihinde aylar süren kuşatma ve ağır bombardıman sonucunda Osmanlı kuvvetleri artık direnemez hale gelmiştir. Cephane ve gıda kaynakları tükenmiş, binlerce asker ve sivil açlıktan hayatını kaybetmiştir." ifadelerini kullandı.
Sannav, Bulgar ordusunun şehre girmesiyle esir alınan 13 bin askerin zor şartlar altında şehit düştüğünü söyledi.
Edirne'nin düşmesinin Osmanlı için büyük kayıp olduğunu dile getiren Sannav, "155 günlük bu direniş, Türk milletinin vatan sevgisini ve mücadele azmini gösteren en önemli tarihi olaylardan biri olarak hafızalara kazınmıştır. Edirne'nin düşmesinin ardından Şükrü Paşa esir edilmiş ve Bulgaristan'a götürülmüştür ancak Şükrü Paşa'nın gösterdiği bu direniş büyük düşman askerleri tarafından büyük takdire şayan olmuştur. Kendisi her zaman Bulgaristan'da büyük saygı görmüştür." diye konuştu.
Sannav, bugün Edirne'nin dört bir yanında yer alan Balkan Savaşları'ndan kalma şehitliklerin o günkü büyük fedakarlığın sessiz tanıkları olduğuna dikkati çekti.
Edirne savunmasının yalnızca askeri mücadele değil, aynı zamanda vatanseverliğin, fedakarlığın ve direnişin en büyük örneklerinden biri olduğunu anlatan Sannav, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şükrü Paşa ve askerleri, imkansızlıklar içinde dahi mücadele edebileceğimizi ve vatanımızı koruma azmimizin asla sönmeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir. 26 Mart Balkan Şehitlerini Anma Günü'nde, başta Şükrü Paşa olmak üzere Edirne'yi savunan tüm kahramanlarımızı rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. Onların gösterdiği fedakarlık, tarih boyunca milletimizin hafızasında yer alacak ve gelecek nesillere aktarılacaktır. Ruhları şad olsun."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com