Bursa’da özel bir bakım evinde yaşanan skandalla ilgili haberde otistik oğlunun kelepçelendiği fotoğrafı gören baba adliyeye koşarken, bakım merkezinin eski bir personeli ise hastalara tecavüz edildiğini ve açlıkla terbiye edildiğini söyledi.
Edinilen bilgiye göre, merkez Nilüfer ilçesindeki özel bir bakım evinde yaşlı ve çocuklara işkence ve tecavüz edildiği, bazı hastalara yanlış ilaç tedavisi uygulanarak öldürüldüğü iddiaları ile ilgili haberde oğlunun kelepçelenmiş fotoğrafını gören M.K. (38) adliyeye gitti. Olayın ciddiyetini gazetelerden öğrendiğini ifade eden M.K., otistik çocukların bakımının gerçekten çok zor olduğunu söyledi.
Eşini 39 gün önce kanserden kaybettiğini, kelepçelenen oğlu S.K.’nın ise 1999 Yalova depreminden sonra otistik olarak dünyaya geldiğini ifade eden M.K.,
“Oğlum o bakım evinde kalırken yetkililer, bize ellerini bağlamak zorunda kaldıklarını haber vermişlerdi. Ama ben kelepçe olayına şahit olmadım. Suçu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur. Savcılık zaten soruşturma açmış. Soruşturma neticesinde suçlular varsa cezasını çekecektir. Oğlumun kelepçe takılabileceğine dair raporu hakkında bilgim yok. Ama otistik çocuklar gerçekten çok zor. O fotoğraf karesinde benim çocuğum var ama olayın arkasında çok daha büyük iddialar yeri alıyor. Soruşturma neticesinde bir suç işlenmişse bu durum benim çocuğumu da ilgilendiriyorsa ben soruşturmanın durumuna göre şikayetçi olurum. Görmediğim, şahit olmadığım bir olay için şikayetçi olamam. Ayda 3-4 defa çocuğumu görmeye gidiyordum. Elinde kolunda çizikler yoktu. Ellerini bağladıklarını zaten söylemişlerdi ama içeride ne oldu bitti, haberim yok” diye konuştu.
“OTİZMDEKİ ARTIŞIN SEBEBİ ARAŞTIRILSIN”
Ayrıca otistik vakalardaki artışın sebebinin araştırılmasını isteyen M.K., “Çünkü yediğimiz her şey yapay, insanlar para kazanmak uğruna gıdalara zararlı kimyasallar katıyorlar. Belki bunlardan kaynaklanır. Çığ gibi büyüyen otizmin sebeplerinin araştırılmasını istiyorum” deid.
BAKIM EVİNDE ÇALIŞAN KADINDAN ŞOKE EDEN İTİRAFLAR
Söz konusu bakım evinde 2011 ve 2013 yılları arasında hasta bakıcı olarak çalışan F.M. de İHA'ya konuştu. Şok iddialarda bulunan F.M., hastaların dövüldüğünü, açlıkta terbiye edilmeye çalışıldığını ve tecavüz olaylarının yaşandığını ileri sürdü. Kurum müdürünün içeride silahla dolaştığını iddia eden F.M., “Bazı hastalara ağır ilaçlar verilerek sakinleştiriliyor, durumu ağır olan hastalar hastaneye kaldırılmayarak hayatını kaybediyordu. Hüseyin K. isimli kişinin ölümüne onlar sebep oldu. Bazı hastaların banka kartlarını kullanarak paraları çekiliyor, ailesinin onları kurumdan almaması için durumunda düzelme olan hastalara bilerek ağır ilaçlar veriliyordu” dedi.
'ORADA GÖRDÜKLERİMDEN SONRA PSİKOLOJİM BOZULDU'
Bakım evinde çalıştığı dönemde, belediye ve sosyal hizmetler kurumuna yazılı ve sözlü başvuruda bulunduğunu ifade eden F.M., “Benim onlardan tazminat alamadığım için böyle bir müracaatta bulunmam söz konusu değil. 2 aylık maaşımı ve tazminatımı kendim istemedim. Orada gördüklerimden sonra psikolojim bozulmaya başladı. Oradan kendi isteğimle ayrıldım. Ayrıldıktan sonra akıllı olmam konusunda tehditler de aldım. Ama tek isteğim orada yaşanan skandalın ortaya çıkmasıdır” diye konuştu.
'BAKIM EVİNİN KAPATILMASI İÇİN MÜRACAATTA BULUNACAĞIZ'
Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Özgür Yetkin ise iddialarla ilgili bakım evinin acilen kapatılması için gerekli başvuruda bulunacaklarını söyledi.
BAKIM EVİNİN MÜDÜRÜ HASTANIN RAPORUNU GÖSTERDİ
Öte yandan, özel bakım evinin müdürü H.İ.D., kelepçe takılan hastanın doktor raporunu göstererek şunları söyledi:
“Bu süreçle ilgili gerekli yasal haklarımız neyse kullanacağız. Bu yazılan çizilenler iftiradır, kesinlikle kabul etmiyoruz. Bunun sonuna kadar takipçisi olacağız. Şu anda toplamda 52 hasta tedavi görüyor. Devam eden mahkemede 1 şahit ve kendisi var. Bizim bildiğimiz başka birisi yok. Görüntüde olan kişi sıkıntılı bir hasta. Stabil hale gelene kadar doktor raporuyla bağlanması gerektiğinin raporu vardır. Saldırganlığı ve agresifliği olduğu zamanlarda bağlanma raporu vardır. Zaten hasta sıkıntılı olduğu için naklini istemiştik. Hasta şu anda devlet yurdunda kalıyor.'
'İDDİALAR ASILSIZDIR'
Bakım evi sahibinin avukatı ise “İddialar asılsızdır. Bu iddiaları ileri süren ve haberin dayanağı olan şahıs bugüne kadar bakım merkezinde çalışmıştır. Bu zamana kadar burada 80, şimdi ise 26 kişi çalışıyor. İddiaların dayanağı tanık olan tek kişidir. Bu 80 kişiden ikinci bir kişi çıkmadı. Bu bakım merkezi devletin gözetimindedir. Bugün itibariyle yasal çalışmalarımız başladı. Kadının tazminat isteği vardı. Kendisi hasta bakıcı olarak yönetmelik gereği yapması gereken işlerden kaçmıştır. Bunları yapması istendiğinde devamsızlık yapmıştır. Bu yüzden işten çıkartılmıştır. Bu kadar insan içinde vicdanlı olan bir kişi mi var, diğerleri vicdansız mı? Hastanın bağlanması hakkında doktor raporu var” diye konuştu.
OSMAN AKIN-AHMET FARUK ÇABUK
dikGAZETE.