Cenevre
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesinin (CEDAW) 82'nci oturumu kapsamında Türkiye raporunun değerlendirildiği toplantıda yaptığı konuşmada, "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararımızın merak edildiğinin farkındayız. Hemen söyleyelim ki kadına yönelik şiddetle mücadele kararımızdan tek bir adım geri atmış değiliz." dedi.
İsviçre'deki Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi'nde CEDAW'ın 82'nci oturumu kapsamında Türkiye raporunun değerlendirildiği toplantı başladı.
CEDAW Komitesi Başkanı Perulu Gladys Acosta Vargas'ın açılışını yaptığı oturumda, daha sonra sözü Bakan Yanık aldı.
Yanık, CEDAW raporlama döneminde Türkiye'deki gelişmeleri aktardı. Bakan Yanık ayrıca adalete erişim, ulusal mekanizma, kadına yönelik şiddet, eğitim, sağlık, istihdam, karar alma mekanizmalarına katılım gibi başlıklara ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.
Yanık, Türkiye’nin 1986'dan beri tarafı olduğu CEDAW'ın Türkiye'nin "8. Dönemsel Ülke Raporu Yapıcı Diyalog Sürecine" katılmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.
Türkiye'nin, insan haklarını sağlam anayasal ilkelerle koruyan güçlü bir ülke olduğunun altını çizen Yanık, "Temel bakış açımız, 'Hiçbir ayrımcılık yapmadan herkes için insan haklarıdır. Ayrımcılığa maruz bırakılmadan bütün vatandaşlarının insanlık onuruna uygun yaşaması Türkiye Cumhuriyeti devletinin garantisi altındadır." dedi.
"Odak noktamız kadına yönelik şiddetle mücadeledir"
Yanık, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme karanına da değinerek "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararımızın merak edildiğinin farkındayız. Hemen söyleyelim ki kadına yönelik şiddetle mücadele kararımızdan tek bir adım geri atmış değiliz. Odak noktamız kadına yönelik şiddetle mücadeledir. Bu odağın değişmesi söz konusu dahi edilemez." şeklinde konuştu.
Türkiye’de mağdurun korunması ve şiddetin önlenmesi mekanizması olan ve 2012'den bu yana yürürlükte bulunan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un halen yürürlükte olduğunu anımsatan Yanık, "Söz konusu Kanun, şiddet mağdurunun akut şiddetten korunmasını, can güvenliğinin sağlanmasını, şiddet uygulayanın cezalandırılması veya rehabilitasyonunu, mağdura sunulacak destek hizmetlerinin koordine edilmesini, tedbirlerin elektronik yöntemlerle izlenmesini sağlamaktadır." dedi.
"Kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans"
Bakanlık koordinasyonunda 2018-2023 yıllarını kapsayan Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı hazırladıklarını ve uygulamaya başladıklarını anlatan Yanık şöyle devam etti:
"Eylem planında belirlediğimiz eğitim, ekonomi, sağlık, karar alma mekanizmalarına katılım ve medya alanlarındaki hedeflerimizin gerçekleşme düzeylerini yıllık izleme raporları ile değerlendiriyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede ise ilki 2007 yılında yürürlüğe giren Ulusal Eylem Planlarımızı periyodik aralıklarla yeniliyor ve güncelliyoruz. Türkiye’de yürütmenin yanı sıra ilgili diğer mekanizmalar da kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans ilkesiyle hareket etmektedir."
"Mültecinin yaşadığı insanlık onuruna yakışmayan görüntüler" vurgusu
Bakan Yanık, sığınmacı kadınlarla ilgili İstanbul Sözleşmesi'nin yaklaşımının birçok ülkede sorun teşkil ederken Türkiye'de bu konuda güçlü bir irade ve kararlılık olduğunun altını çizerek "Avrupa’da sınırlarda çok daha az sayıda mültecinin yaşadığı insanlık onuruna yakışmayan görüntüler bizim ülkemizde yaşanmamıştır." ifadesini kullandı.
Türkiye'de insan hakları anayasal düzeyde korunan, toplumsal ve iktisadi alanda pozitif ayrımcılıklarla desteklenen kadınlar için siyasi katılım yolunun her zaman açık olduğunu aktaran Yanık, Türkiye’de kadınların dünyadaki pek çok ülkeden önce 1934'te seçme ve seçilme hakkını erkeklerle eşit bir biçimde elde ettiğini anımsattı.
Yanık, çeşitli siyasal mülahazalarla kılık kıyafet nedeniyle seçilme hakkını kullanamayan kadınların da bu haklarına 2014'te kavuştuklarını belirtti.
"Kadın milletvekili oranı yüzde 17,45'e ulaştı"
"Ülkemizde kadınların karar alma mekanizmalarına katılımının yıllar itibarıyla sürekli arttığı gözlemlenmektedir." diyen Yanık, TBMM'de 2002'de yüzde 4,4 olan kadın milletvekili oranının 2018'de yüzde 17,45'e ulaştığını dile getirdi.
Yanık, parlamento dışında Türkiye'de uzmanlık gerektiren mesleklerde kadın oranlarının oldukça yüksek düzeyde olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:
"Akademisyenlerin yarıdan fazlası, avukat ve mimarların yüzde 47'si ve kamu görevlilerinin yüzde 40'ı kadındır. Dışişlerinde görev yapan 276 büyükelçimizin 73'ü, 94 başkonsolosumuzun 14'ü kadındır. Elbette kadınların siyasi ve toplumsal katılımı büyük ölçüde eğitim imkanlarına ulaşabilmeleri ile de doğru orantılıdır. 85 milyonluk nüfusumuzun yaklaşık yarısını oluşturan kadınların eğitim alanında da -okur-yazarlık başta olmak üzere- en üst seviyelere ulaşması temel hedefimizdir."
"Terör örgütlerinin varlığı neredeyse yok oldu"
Yanık, Türkiye'de eğitimde yaşanan gelişmelerin özellikle ülkenin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yaşayan kadınların ve kız çocuklarının statüsünü yükselttiğine ve terör örgütlerinin bölgedeki varlığının neredeyse yok olmasını sağladığına dikkati çekti.
Kendilerine inanan ve güvenen kadınlar, başta Diyarbakır anneleri olmak üzere, kendi evlatlarının geleceğinde söz sahibi olmayı artık talep edebildiğine dikkati çeken Yanık, "Bölgede hayata geçirdiğimiz Çok Amaçlı Toplum Merkezlerimizle (ÇATOM) okuma yazmayı bilmeyen kadınlar okur-yazar olmakta, bilenler destek eğitimler almakta, el-sanatları ve evde üretim yapabilecekleri alanlara yönlendirilmektedir." şeklinde konuştu.
Bakan Yanık, Türkiye'nin 85 milyonluk nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan kadınların eğitim alanında da okur yazarlık başta olmak üzere en üst seviyelere ulaşmasının temel hedefleri olduğunu dile getirerek "Eğitimin tüm kademelerinde, büyük bir özveriyle yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda ilköğretimde net okullaşma oranını kız çocukları için yüzde 93,11’e ortaokulda okullaşma oranını yüzde 88,74 seviyesine çıkardık. Yükseköğretim düzeyinde kadınların net okullaşma oranı ise yüzde 48,46 seviyesindedir. Bu oran halihazırda erkeklerin yüzde 8 daha üzerinde bir rakamdır." dedi.
Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadelelerini "sıfır tolerans ilkesi" çerçevesinde çok taraflı ve bütüncül bir yaklaşım ve yapıcı diyaloglarla sürdüreceklerine vurgu yapan Yanık, "Şiddetle mücadelede kaydettiğimiz ilerleme ve başarımızın en temel unsuru güçlü ve kararlı irademizdir." diye konuştu.
Bakan Yanık konuşmasının sonunda soruları cevapladı.
CEDAW Komitesinin 82'nci oturumu kapsamında Türkiye raporunun değerlendirilmesi yarın sona erecek.
Türkiye'yi temsil eden heyette ayrıca Dışişleri, İçişleri, Adalet, Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları ile İŞKUR temsilcileri de yer aldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com