Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "Hiçbir bilimsel veriye dayanmadan, vatandaşlarımızı tedirgin eden söylemlerde bulunan reyting gıdacıları var. Ayıptır; isminizin başındaki titre ayıptır" dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, 15. Ulusal Tarım ve Gıda Kongresi’ne katıldı. Gür Kent Otel’de düzenlenen kongrede konuşan Çelik, “Geleneksel tarım anlayışından çıkmamız gerekiyor. Bu bilgi çağındaki teknolojik gelişmelere ayak uyduran bir uyum içerisinde olmamız gerekiyor. Bugün ticari alanın temelini oluşturan bir sektör haline gelmiştir tarım. Türkiye’de yaklaşık 24 milyon hektar tarım alanımız, 3 milyon çiftçimiz, 14,6 milyon hektar mera arazimiz, 1 milyon hektar su alanımız var. Böyle bir imkana sahibiz diye sorumsuz bir davranış içinde olma lüksümüz de yok. Gelecek nesilleri düşünerek toprağımızı kullanmalıyız” ifadelerini kullandı.
2015 yılında 10 milyar TL’lik bir tarımsal destek verdiklerini kaydeden Çelik, “2016 yılında ise gübre ve yemdeki KDV desteğini de alırsak bunun 14 milyar TL’ye ulaştığı görülecektir. Bu kadar tarıma ve hayvancılığa etkili bir coğrafyadan bahsediyoruz ve et ithal etmeyecek bir durumda olmamız gerekiyor. Bununla ilgili atılması gereken adımları Bakanlığımız bünyesindeki arkadaşlarımız atıyor ancak spekülatörlere de buradan söylüyorum; biz et ithal etmeyelim dediğimiz an bir başka dalga ortaya çıkıyor. Ne güzel oldu. Mevcut et fiyatlarını yükseltelim gibi. Buna kesinlikle fırsat vermeyelim. Buna kapı aralanmayacağını herkesin bilmesini istiyorum. Şuan da 30 bin ton eti sabahleyin kapıya getirebilme imkanımız var. Getiririz. Sat bakalım ne satacaksan. O zaman da üreticiyi mağdur etme gibi bir tablo oluşturuyor bu çevreler. Biz üreticimizi mağdur etmek istemiyoruz. Piyasa koşulları neyse, üretici için maliyet neyse o maliyet altında veya o maliyet çerçevesinde değil, üreticinin de kazandığı bir piyasanın oluşması için gayret gösterirken spekülatörlerin ortada bir neden yokken et fiyatlarını yükseltmeleri kabul edilebilir bir şey değildir. Orta vadede yaptığımız çalışmalar var. Kendi kırmızı et imkanlarını daha da geliştiren, bir milyon tonun üzerine çıkaracak imkanların üzerinde çalışırken diğer taraftan da bu spekülatörlere karşı her an elimizin güçlü olduğunu ve her an müdahale imkanımızın olduğunu bilmelerini istiyorum” diye konuştu.
"İSMİNİZİN BAŞINDAKİ TİTRE AYIPTIR"
Gıda arz güvenilirliği kadar gıdaların kendilerinin de güvenilirliğinin son derece önemli olduğuna dikkat çeken Bakan Çelik, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bakanlık olarak bu konuda çok hassas bir tavır içerisinde olduğumuzu belirtmek isterim. Kamu 93 özel gıda kontrol laboratuarlarımız gece gündüz çalışıyorlar. 2015 yılında 735 bin denetim gerçekleştirdik. 65 milyon TL idari para cezası uygulandı ve 92 firma hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Hiçbir bilimsel veriye dayanmadan, vatandaşlarımızı tedirgin eden söylemlerde bulunan reyting gıdacıları var. Sabah tam kahvaltı saatinde konuşuyorlar. Onu yiyin, bunu yemeyin. Bunu yiyin, bunu yemeyin. Süt içmeyin diyorlar. Yazık ya yazık. Ayıptır. İsminizin başındaki titre ayıptır. Buradan sorumlu bütün bilim adamlarına sesleniyorum: Narenciye yemeyin diye bir şey olur? Meyve sebze yemeyin, et yemeyin, ekmek yemeyin diye bir şey olur mu? Bunları söyleyen insanlar bu ülkenin vergileriyle yetişmiş olan insanlardır. Bir yarış haline girmişler. Bir bilim adamı çıkıp derki şu üründen şu kadar tüketmeniz yararlı olur. Et de faydalıdır, süt de faydalıdır, meyve ve sebze de faydalıdır. Bu sorumsuzluklara karşı sorumlu gerçekten bilim adamlarını göreve davet ediyorum. Bilemiyorum bazıları kimin adına, neyin adına konuşuyor, hangi menfaat ilişkiler çerçevesinde bunlar konuşuluyor.”
Dışarıdan alınan sütlerle ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Çelik, “Evdeki yoğurdu yiyin diyorlar. İyi de caddede, sokakta sütü kapınıza getiren adamlar kaç saat sonra bu sütü getirdi, hangi mikroorganizma içinde oluştu? Hangi tehlikelerle karşı karşıya kalınan sütü aldığınızın farkında mısınız? O çok ileri teknolojiyle oluşan süt ve yoğurt sanayiyle ilgili sanayiyi reddediyorsunuz, sonra kapınıza ne olduğu belli olmayan süt ile evde yoğurt yapınız diyorsunuz. Bu ne kadar sakat bir yaklaşım. Bu kadar denetimlerden bahsediyoruz. Biraz sorumluluk. Bu iş artık yarış halinden çıksın. Bırakın millet kendi meyve sebzesini tüketsin, C vitaminini alsın. Tavsiye edecekseniz ’şu hastalığın varsa bunu iç veya içme’ diyin” ifadesini kullandı.
(İHA)
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, 15. Ulusal Tarım ve Gıda Kongresi’ne katıldı. Gür Kent Otel’de düzenlenen kongrede konuşan Çelik, “Geleneksel tarım anlayışından çıkmamız gerekiyor. Bu bilgi çağındaki teknolojik gelişmelere ayak uyduran bir uyum içerisinde olmamız gerekiyor. Bugün ticari alanın temelini oluşturan bir sektör haline gelmiştir tarım. Türkiye’de yaklaşık 24 milyon hektar tarım alanımız, 3 milyon çiftçimiz, 14,6 milyon hektar mera arazimiz, 1 milyon hektar su alanımız var. Böyle bir imkana sahibiz diye sorumsuz bir davranış içinde olma lüksümüz de yok. Gelecek nesilleri düşünerek toprağımızı kullanmalıyız” ifadelerini kullandı.
2015 yılında 10 milyar TL’lik bir tarımsal destek verdiklerini kaydeden Çelik, “2016 yılında ise gübre ve yemdeki KDV desteğini de alırsak bunun 14 milyar TL’ye ulaştığı görülecektir. Bu kadar tarıma ve hayvancılığa etkili bir coğrafyadan bahsediyoruz ve et ithal etmeyecek bir durumda olmamız gerekiyor. Bununla ilgili atılması gereken adımları Bakanlığımız bünyesindeki arkadaşlarımız atıyor ancak spekülatörlere de buradan söylüyorum; biz et ithal etmeyelim dediğimiz an bir başka dalga ortaya çıkıyor. Ne güzel oldu. Mevcut et fiyatlarını yükseltelim gibi. Buna kesinlikle fırsat vermeyelim. Buna kapı aralanmayacağını herkesin bilmesini istiyorum. Şuan da 30 bin ton eti sabahleyin kapıya getirebilme imkanımız var. Getiririz. Sat bakalım ne satacaksan. O zaman da üreticiyi mağdur etme gibi bir tablo oluşturuyor bu çevreler. Biz üreticimizi mağdur etmek istemiyoruz. Piyasa koşulları neyse, üretici için maliyet neyse o maliyet altında veya o maliyet çerçevesinde değil, üreticinin de kazandığı bir piyasanın oluşması için gayret gösterirken spekülatörlerin ortada bir neden yokken et fiyatlarını yükseltmeleri kabul edilebilir bir şey değildir. Orta vadede yaptığımız çalışmalar var. Kendi kırmızı et imkanlarını daha da geliştiren, bir milyon tonun üzerine çıkaracak imkanların üzerinde çalışırken diğer taraftan da bu spekülatörlere karşı her an elimizin güçlü olduğunu ve her an müdahale imkanımızın olduğunu bilmelerini istiyorum” diye konuştu.
"İSMİNİZİN BAŞINDAKİ TİTRE AYIPTIR"
Gıda arz güvenilirliği kadar gıdaların kendilerinin de güvenilirliğinin son derece önemli olduğuna dikkat çeken Bakan Çelik, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bakanlık olarak bu konuda çok hassas bir tavır içerisinde olduğumuzu belirtmek isterim. Kamu 93 özel gıda kontrol laboratuarlarımız gece gündüz çalışıyorlar. 2015 yılında 735 bin denetim gerçekleştirdik. 65 milyon TL idari para cezası uygulandı ve 92 firma hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Hiçbir bilimsel veriye dayanmadan, vatandaşlarımızı tedirgin eden söylemlerde bulunan reyting gıdacıları var. Sabah tam kahvaltı saatinde konuşuyorlar. Onu yiyin, bunu yemeyin. Bunu yiyin, bunu yemeyin. Süt içmeyin diyorlar. Yazık ya yazık. Ayıptır. İsminizin başındaki titre ayıptır. Buradan sorumlu bütün bilim adamlarına sesleniyorum: Narenciye yemeyin diye bir şey olur? Meyve sebze yemeyin, et yemeyin, ekmek yemeyin diye bir şey olur mu? Bunları söyleyen insanlar bu ülkenin vergileriyle yetişmiş olan insanlardır. Bir yarış haline girmişler. Bir bilim adamı çıkıp derki şu üründen şu kadar tüketmeniz yararlı olur. Et de faydalıdır, süt de faydalıdır, meyve ve sebze de faydalıdır. Bu sorumsuzluklara karşı sorumlu gerçekten bilim adamlarını göreve davet ediyorum. Bilemiyorum bazıları kimin adına, neyin adına konuşuyor, hangi menfaat ilişkiler çerçevesinde bunlar konuşuluyor.”
Dışarıdan alınan sütlerle ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Çelik, “Evdeki yoğurdu yiyin diyorlar. İyi de caddede, sokakta sütü kapınıza getiren adamlar kaç saat sonra bu sütü getirdi, hangi mikroorganizma içinde oluştu? Hangi tehlikelerle karşı karşıya kalınan sütü aldığınızın farkında mısınız? O çok ileri teknolojiyle oluşan süt ve yoğurt sanayiyle ilgili sanayiyi reddediyorsunuz, sonra kapınıza ne olduğu belli olmayan süt ile evde yoğurt yapınız diyorsunuz. Bu ne kadar sakat bir yaklaşım. Bu kadar denetimlerden bahsediyoruz. Biraz sorumluluk. Bu iş artık yarış halinden çıksın. Bırakın millet kendi meyve sebzesini tüketsin, C vitaminini alsın. Tavsiye edecekseniz ’şu hastalığın varsa bunu iç veya içme’ diyin” ifadesini kullandı.
(İHA)