Ankara
D-8 Teşkilatı 6. Tarım Bakanları Toplantısı, Pakistan'ın ev sahipliğinde "Sürdürülebilir Tarımsal Sanayii Gelişimi ve Küresel Değer Zincirlerinde Küçük Ölçekli Çiftçilerin Entegrasyonu" temasıyla video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, burada yaptığı konuşmada, 1 milyardan fazla nüfusu ile D-8 organizasyonunun büyük bir güce sahip olduğuna işaret ederek, gıda güvensizliği ve yetersiz beslenmenin dünyadaki milyonlarca insanı tehdit ettiğini söyledi.
Küresel tarımın birçok zorlukla karşı karşıya olduğunu aktaran Pakdemirli, "Artan dünya nüfusunu beslemek için daha fazla gıda üretmek zorundayız. Bunun yanı sıra sınırlı arazi ve su kaynaklarının alternatif kullanımı için artan bir rekabet mevcut ve iklim değişikliğine uyum sağlamak, tarım sektörünün yüzleşmesi gereken bir başka zorluk." diye konuştu.
"Gelişmekte olan birçok ülkede tüketilen gıdaların yüzde 80'ini üretir"
Pakdemirli, Birleşmiş Milletlerin aile çiftçiliğine özel önem verdiğini ve Türkiye'nin de bu konunun farkında olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Küçük işletmelerin de sürdürülebilir gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğine inanıyorum. Bu işletmeler, gelişmekte olan ülkelerdeki ana gıda kaynağıdır ve gelişmekte olan birçok ülkede tüketilen gıdaların yüzde 80'ini üretir. Bu nedenle, küçük işletmeler ve küçük aile çiftlikleri gıda güvenliği için çok önemlidir ve tarımsal verimliliğin artırılması kırsal yoksulluk ve açlığın azaltılmasıyla yakından ilişkilidir."
Hem yerel hem de çokuluslu perakendecilerin sözleşmeli tarım anlaşmaları yoluyla küçük çiftçilerden mal temin etmelerinin önemine işaret eden Pakdemirli, şu ifadeleri kullandı:
"Bunu yaparken karşılıklı kazan-kazan prensibiyle iyi tarım uygulamalarının yaygınlaşması çok önemlidir. Bunu başarmak için, küçük çiftçiler için iyi planlanmış iş modelleri oluşturulmalı ve bu sayede küresel değer zincirlerine entegre edilmeleri sağlanmalıdır. Bu nedenle 2019-2023 Stratejik Planımızda kırsal alanlarda ekonomik refahı artırmayı hedef olarak belirledik. Tarımsal altyapının iyileştirilmesine yönelik kamu yatırımları, tarımsal üretimin artırılması ve sektörün rekabet gücünün artırılması hedeflenmektedir."
Pakdemirli, yürüttükleri destek programlarıyla gıda üretiminin artırılması ve kırsal kalkınmanın teşvik edilmesinin hedeflendiğini belirterek, kırsal kalkınma için kooperatiflere de öncelik verdiklerini anlattı.
"Online pazarlama yöntemlerinin önemi arttı"
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle küresel gıda sistemlerinin büyük bir sorunla karşı karşıya kaldığını ve tüm gıda zincirlerinin etkilendiğini dile getiren Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Pandeminin başlangıcından itibaren gıda endüstrisi ile yakın temas içinde olma, perakende sektörünün stok seviyelerinin artırılması, mevsimlik işçilerin ulaşım ve yaşam koşullarının düzenlenmesi ve benzeri birçok gerekli önlemi aldık. Bunlar sayesinde Türkiye nispeten daha rahat bir şekilde süreci tecrübe etti.
Öte yandan salgın, online pazarlama yöntemlerini kullanmanın önemini ortaya çıkardı. Biz de bu doğrultuda Dijital Tarım Pazarı (DİTAP) projesini başlattık. Proje, tedarik ve talep zinciri için web tabanlı bir dijital platform içermektedir. Platform, perakende sektöründe küçük çiftçilerden büyük oyunculara kadar geniş bir üye yelpazesini içermekte ve çiftçilerimize pazarlama yeteneklerini, etkili finansal araçlarını güçlendirmek için birçok yeni fırsat sunmaktadır. Sistem aynı zamanda sözleşmeli tarıma da olanak sağlamaktadır. Dijital Tarım Pazarı'nın sadece 8 aydır faaliyet göstermesine rağmen işlem hacmi 19 milyon dolara ulaştı."
Pakdemirli, 2050 yılında dünya nüfusunun yaklaşık 10 milyara ulaşmasının beklendiğini vurgulayarak, söz konusu nüfusunu beslemek için gıda üretiminin yüzde 60 artırılması gerektiğini ancak üretim kapasitelerinin sınırlı olduğunu bildirdi.
Sorunun, dünyada üretilen gıda miktarından değil, ülkelerin uyguladıkları yanlış politikalardan kaynaklandığını belirten Pakdemirli, "Dünyada üretilen gıdanın üçte biri kayıp ya da israf edilmektedir. Eğer biz bu sorunu durdurabilirsek, dünyada açlık diye bir sorun kalmayacaktır.
Bu anlamda Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) iş birliğiyle 'Gıdanı Koru-Sofrana Sahip Çık' adlı bir kampanya başlattık. Bu kampanyanın amaçları, ulusal ve uluslararası düzeyde gıda kayıpları ve israfı mücadele etme, gıda kaybı ve israfı konusunda kamuoyunda farkındalığı artırma, dünyada, Türkiye'de ve diğer ülkelerde uygulanan gıda kayıpları ve israfıyla ilgili en iyi uygulamaları genişleterek bir rol model olma olarak belirlendi." diye konuştu.
Pakdemirli, D-8 ülkelerine bir de çağrıda bulunarak, "Tüm D-8 üye ülkelerini de bu kampanyayı desteklemeye ve D-8 bölgesi genelinde ortak eylemlerle gıda kaybını ve israfını azaltmaya davet ediyorum." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com