Genel

Bakan Müezzinoğlu’ndan ilginç benzetme

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Bu millete 150 yıldır kır tavuğu muamelesi yaptılar. Sen daha fazlasını hak etmiyorsun diyerek kabullendirdiler. Bu millet ne kadar isyan etse de o içindeki fıtratını kaybetmedi, bir gün havalanacağına inandı. Kartal art

Bakan Müezzinoğlu’ndan ilginç benzetme
05-04-2015 17:53

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Bu millete 150 yıldır kır tavuğu muamelesi yaptılar. Sen daha fazlasını hak etmiyorsun diyerek kabullendirdiler. Bu millet ne kadar isyan etse de o içindeki fıtratını kaybetmedi, bir gün havalanacağına inandı. Kartal artık uçuşa geçmiştir” dedi.
İzmir’e gelen Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Hilton Oteli’nde düzenlenen Anadolu Aslanları İşadamları Derneği 12. Başkanlar Kurulu Toplantısına katıldı. Toplantının kapanış konuşmasını yapan Bakan Müezzinoğlu, işadamlarının ülkenin önemli gücü ve geleceğe ait vizyonun kurumsal yapısı olduğunu ifade etti. Müezzinoğlu, ayrıca, milli iradenin yıllardır yok sayıldığına ve millete 150 yıldır kır tavuğu muamelesi yapıldığına dikkat çekerek ilginç bir hikaye paylaştı.

“BİRİLERİ MİLLİ İRADENİN ÜZERİNDEN SİLİNDİR GİBİ GEÇTİ”
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar zaman zaman insanına, girişimcisine güven duymayan, insanından girişimcisinden korkan yönetim anlayışlarıyla karşı karşıya kalındığını belirten Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, şöyle konuştu: “Artık Türkiye, dinamikleri merkeze alan, milletin hayalleri ve hedefleri peşinde koşuyor. Geçen süreçlere baktığımızda yatırımcımız ve girişimcimiz renklere ayrıştırıldı. Özellikle 28 Şubat dönemi zaman zaman bu ülkenin girişimcisi olarak o dönemler de bende içinde olmak üzere girişimciler ağır bedel ödedi. Yeşil sermaye ile ümüğümüz sıkıldı. Bu yalnız iş adamına yapılmadı, millete de yapıldı. ‘Milletin yarınlarını yalnız ben planlarım’ gibi bir anlayışa mahkum olunan dönemler oldu. Bunların ağır bedellerini de ödedi bu millet. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diye doğru bir kuruluş felsefesi var. Ama ne yazık ki sözde kaldı. Milli iradenin hak ve hukuku sözde kaldı, özü itibariyle de gücü elinde tutan, tutamadığı zaman da ‘güç benim’ diyerek, milli iradeye müdahale yapıldığı ve bedeller ödendiği süreçleri gördük. Ancak, bu süreçte kazanımlara baktığımızda üç basamağa ayırdığımızda birincisi 23 Nisan’da ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyerek kurulan TBMM. İkinci kazanım, çok partili siyasi yaşam oldu. Milli iradenin gelecek hayallerini daha güçlü kılabildiği ve sandıkta tecelli ettiği bir dönemin başlangıcı oldu. Ama ne yazık ki arka plandaki irade milletin iradesi ile örtüşmedi. ‘Benim çizdiğim çerçeve dışına çıkana gerekse darbe yaparım, milletin temsilcilerini dar ağacında sallandırırım’ diyecek kadar ağır bedel ödetildi. Nitekim rahmetli Adnan Menderes, bakanlar idam edildi. Birileri milli iradenin üzerinden silindir gibi geçti. Bedeli milletin umutları, hayalleri ödedi.”

“ÇOK BÜYÜK TUZAK KURDULAR”
Milli iradeye yapılan darbelerin 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat süreci ile devam ettiğini kaydeden Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülkede milli iradenin hak ve hukukuna değer vermeyen, saygı duymayan, ‘Egemenlik milletindir’ sözünü sözde söyleyen anlayış olarak benimseyenler ağır bedel ödetti. Üçüncü döneme geldiğimizde 2002’den bu yana milli iradeyi hak ve hukukun merkezine alan, milli iradeden taviz vermeyen bir AK Parti iktidarı dönemini yaşıyoruz. 12 yıl zarfında milli iradeyle oynayanlar, belirli müdahaleleri yapmakla ilgili çok tuzak kurdu. Toplumun, milletin önünde milli irade ile bağdaşmayan adımlar atmaya çalıştılar. Ama başaramadılar. Niye, milletin hak ve hukukunu koruyan bir siyasi anlayış vardı. O da AK Partidir. Bu süreçte kurulan tuzaklardan biri kapalı kapılar arkasında planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleriydi. O belirli güç odakları ‘Eşi başörtülü biri cumhurbaşkanı olamaz’ diyordu. Milli iradeye yapılan bir müdahaleydi bu. Buna CHP de destek verdi. Milletten, halktan yana olması gereken bir CHP kapalı kapılar arkasındaki suflelerin esiri oldu ve ‘TBMM 367 olmadan toplanamaz’ hükmünü Anayasa Mahkemesi’ne götürerek hukuk garibesi bir karar çıkarttı. Halbuki TBMM, ‘Irak’a müdahale yapılabilir mi yapılamaz mı’ oylamasında 184 ile toplanmıştı. Bütün anayasal değişikliklerde 184 milletvekilinin olması gerekiyordu. Ama öyle bir sufle ki ‘367 olmadan toplanamazsını millete karşı dayattılar. Ama milli iradeden yana olan AK Parti, cumhur cumhurbaşkanını da seçer. O süreçten bugün çok şikayetçi oldukları, o tuzağa kendileri düştüler. Artık cumhurbaşkanı seçiminde irade milletindir, kapalı kapılar ardındaki güçlerde değildir.”

“YENİ ANAYASAYLA ALTYAPIYI TAMAMLAYACAĞIZ”
Müezzinoğlu, milli iradeyle ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: "Milli iradenin üçüncü kazanımı 23 Nisan ve cumhurun başkanını seçtiği süreçten sonra şimdi de bunun yapılması gereken tek ayağı kaldı. Cumhurun seçtiği başkanı cumhurun seçtiği dinamiklere kavuşturmak. Bunu da 7 Haziran’da yeni bir anayasa ile tarihi geçmişini dünyaya sunduğu bir gelecek anlayışıyla inşallah 2015 seçimlerinde sonra bu süreci tamamlayan bir altyapıyı bu millete kazandırmış olacağız. Bunu başardığımızda yalnız geleceğe ait hedeflerini düşünecekler ve geri dönüşümlerini alabilecekler. Ama 12 yıl önce bir gecede borcunun, iki misli büyüdüğünü, 500 bin ile ifade edilen iflasları yaşadı bu ülkenin girişimcileri. Yalnız iflasla kalmadı cezaevlerine mahkum oldu, yüzbinler işsiz kaldı. Çünkü arka planda bu ülkeyi yönetmek isteyenler bunu başardılar. Ama bundan sonra başaramayacaklar.”
Türkiye’nin geçen 12 yılda orta gelir seviyesini yakalamış bir ülke olduğuna dikkat çeken Müezzinoğlu, iş adamlarına da tavsiyelerde bulundu. Müezzinoğlu, orta gelir tuzağına düşmeyen bir ülke olmamız gerektiğini belirterek şunları söyledi: "2023’te GSMH’nin 2 trilyon dolara getirmiş, kişi başına 20 bin doları aşmış bir ülkeyi hedefleyen bir noktadayız. Bunu sizlerle, Anadolu’nun insanı, girişimcisi ile başaracağız. Bu anlamda sizlere düşen sorumluluklar, bir defa dünyayı çok daha cesur okumak ve özgüvenli adımlar atmak. Ar-Ge’nin çok önemli olduğu süreçleri ıskalamadan yakalamak, açılan makası hızla kapatmamız lazım Rutini yaparken marka değeri yüksek, katma değeri yüksek söz sahibi olmamız lazım."
Müezzinoğlu, hayal edilemeyecek yeni tuzakların, tezgahların 7 Haziran’da bittiği dönem olacağını ifade etti.

“GEZİ OLAYLARINDA TUZAK KURANLAR BAŞARAMADI”
Gezi olaylarına da değinen Müezzinoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Gezi olayları ne kadar ileri bir tuzak olduğunu görüyoruz. Gezi’ye destek verenler bile ‘Ah bizi ne tuzağa düşüreceklermiş’ diyor. Dün akşam Gezi olaylarını pompalayan bir kanal bir yerde konut yapımıyla ilgili ağaç sökümlerinin ne kadar doğru olduğunu, ağaçların numaralandırılıp başka yere taşınmasını ballandıra ballandıra anlatıyor. O kanalın Gezi olaylarındaki aynı mantalite, ağaç sökümü sunmasıyla şimdikini yan yana koyun ve ihanetin derecesini kıyaslayın."
Gezi olaylarında tuzağı kuranların bir şeyi başaramadığını anlatan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
"Bu ülkeyi seven pozisyonda dursalardı faizler yüzde 5’in altındaydı. Şu an yüzde 10’ları konuşuyoruz. Arkadaki plan, Türkiye’nin gelişmesi birilerini rahatsız etti. Üçüncü havalimanı, şehir hastanelerimiz, Marmaray, tüneller, ekonominin 2 trilyon olması kimi rahatsız ediyor? Türkiye ekonomisinin en iyi 10 ülke arasına girmesi kimi rahatsız ediyor, bana göre Almanya, İngiltere, Fransa’yı rahatsız ediyor. Almanya’nın rahatsız olması son derece normal, yabancıların rahatsız olmasını anlarım. Ama içeride milletten yana görünenlerin aldıkları pozisyonları millete ne kadar ihanet ettiklerini millet okudu, onlar da okusunlar; yoksa milli iradenin asla temsilcisi olmayacaklar. Bu anlamda bu ülkenin geleceğine inanın, geleceğinde belirli rol alma azminizden asla bir şey kaybetmeyin. Bu ülkenin geleceği yarınları daha güzel olacaktır. Yeter ki ülkenin kaderini merkeze alarak yürüyelim. Zorlukları sıkıntıları onlarca kapı kapansa bile yüzlerce yeni kapıların açılacağı inancına tam olarak yürümeliyiz. Bütün zorlukları aşarken de inancımızın ve güvenimiz nereye oturduğunu, sabit ayağımızın nereye bastığını bilenlerdensiniz. Sabit ayağın nerelere uzanabileceğini hep birlikte şekillendireceğiz. Yeter ki kendinize olan özgüveni kaybetmeyin, yeter ki bu milletin fıtratında olan özgüveni kaybetmeyin. Çünkü bizim fıtratımızda yalnız olmak, asla birilerine teslim olmak yoktur.”

“KARTAL ARTIK UÇUŞA GEÇMİŞTİR”
Bakan Müezzinoğlu, ülke yönetimine ilişkin Avusturalyalı bir yazarın ‘Hayalleri olanlar asla uyumazlar’ kitabında okuduğu Kızıldereli hikayesini de paylaştı. Hikayeyi işadamlarıyla paylaşan Müezzinoğlu, şunları söyledi: “Kızıldereli, her gün ormana çıkıyor avlanıyor. Bir gün yine çıktığında bir kır tavuğu kuluçkaya yatmış, 10-15 adım ötede bir yumurta görüyor. Ve o yumurtayı kuluçka yatan tavuğun altına koyuyor. Bir süre sonra yumurtalar çatlıyor. Çatladıkça birbirine benzer civcivler çıkıyor. Ancak kendi koyduğu yumurtadan başka bir civciv çıkıyor. Kızıldereli, yine gözlemliyor. Bakıyor kır tavuğu hepsine annelik yapıyor. Fiziksel özellikleri değişen diğer civciv gökyüzünde kartal görüyor. Ona imreniyor, kanatlarını aşmak istiyor. Başaramıyor. Ertesi gün yine görüyor, yine yapmaya çalışıyor. Bir taraftan Kızıldereli kartalı izliyor. 2-3 hafta sonra gökyüzündeki kartala gıptayla bakan civciv biraz uçmaya başlıyor. Kartal gibi yükseliyor. Bu millete 150 yıldır kır tavuğu muamelesi yaptılar. Sen daha fazlasını hak etmiyorsun, kabullendirdiler. Bu millet ne kadar isyan etse de o içindeki fıtratını kaybetmedi, bir gün havalanacağına inandı o uçuşun arefesinde zaman zaman yere indirmeye çalışsalar da bu kartal artık uçuşa geçmiştir.”
Bakan Müezzinoğlu, ASKON toplantısı öncesinde de İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğü’nde düzenlenen İzmir’in Sağlık Yatırımlarını Değerlendirme ve Kararlar Toplantısı’na katıldı.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER