Ä°STANBUL (AA) - Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, "Enflasyonla mücadeleyi kararlı ve bütüncül bir anlayışla sürdürdüÄŸümüz ölçüde, döviz kuru istikrara kavuÅŸacak ve ülke risk primimiz düÅŸecektir. Bu sayede uzun vadeli faiz oranları da gerileyecek ve yatırımlar için öngörülebilirlik ufku artacaktır." dedi.
Elvan, Türkiye Sermaye Piyasaları BirliÄŸi (TSPB) tarafından bu yıl 5'incisi düzenlenen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'ndeki konuÅŸmasında, TSPB'nin 20 yıldır önemli bir görevi ifa ettiÄŸine iÅŸaret ederek, bankalar, aracı kurumlar ve portföy yönetim ÅŸirketleri gibi 218 üyeyle milyonlarca kiÅŸiye hizmet sunulduÄŸunu anımsattı.
Türkiye'nin son 20 yılda gösterdiÄŸi ekonomik dönüÅŸümde, finansal piyasaların kritik bir fonksiyon üstlendiÄŸini belirten Elvan, gelinen noktayı memnuniyetle karşıladıklarını ancak Türkiye'nin potansiyeli ve dinamizmi dikkate alındığında sermaye piyasaları tarafında atılması gereken adımlar olduÄŸunu söyledi.
Son iki senedir tüm dünyanın zorlu bir dönemden geçtiÄŸine dikkati çeken Elvan, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:
"YaÅŸadığımız küresel salgın, insan saÄŸlığına olan etkilerinin yanında, maalesef küresel ekonomiyi de derinden sarstı. Dünya genelinde yüz milyonlarca iÅŸ kaybı oldu, ekonomilerden trilyonlarca dolar silindi ve küresel yoksulluk son çeyrek asırda ilk defa arttı. Mevcut durumda, küresel bir canlanmaya ÅŸahit olsak da, önümüzde hala önemli riskler bulunuyor. Küresel arz-talep dengesizlikleri devam ediyor. Enerji baÅŸta olmak üzere, küresel emtia fiyatları artıyor. Uzun bir aradan sonra, küresel enflasyon artışıyla da karşı karşıyayız.
Pek çok ülkede kamu maliyesi dengeleri de ciddi hasar görmüÅŸ durumda. ​​​​​​​Salgının en kötü dönemlerini geride bırakmış olabiliriz, ancak son geliÅŸmeler bir süre daha salgınla yaÅŸamak zorunda olacağımızı gösteriyor. Böylesine zorlu bir dönemde, yaÅŸadığımız bir takım sorunlara raÄŸmen, baÅŸarılı bir performans gösterdik. Üretim, yatırım, büyüme ve istihdam göstergelerinde, pek çok ülkeye göre farkımızı ortaya koyduk. Salgın sürecinde uyguladığımız özenli ve seçici kamu maliyesi politikaları, geliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ülkelere göre Türkiye ekonomisini pozitif ayrıştırmıştır."
"HedeflediÄŸimiz büyümeyi sürekli kılmanın ön koÅŸulu fiyat istikrarından geçiyor"Bakan Elvan, güçlü kamu maliyesinin makroekonomik istikrarın en önemli dayanaklarından biri olmaya devam edeceÄŸini belirterek, "Enflasyon cephesindeyse, maalesef arzuladığımız seviyede deÄŸiliz. Küresel konjonktür ve yurt içi görünüm, enflasyonla mücadelede son derece dikkatli olmamız gerektiÄŸini ortaya koyuyor. Her zaman altını çizdiÄŸim üzere, biz özel sektör öncülüÄŸünde, dengeli, sürdürülebilir, rekabetçi, istihdam ve çevre dostu bir büyümeden yanayız." ifadelerini kullandı.
Hedeflenen büyümeyi sürekli kılmanın ön koÅŸulunun fiyat istikrarından geçtiÄŸini vurgulayan Elvan, ÅŸunları kaydetti:
"Karşımızdaki enflasyonun, arz ve talep kaynaklı sebeplerinin yanında, fiyatlama davranışları ve bekleyiÅŸler kanalıyla da bozulan bir yapısı var. Her bir kök nedene karşı uygulanacak politika seti de farklılaÅŸmak durumunda. Dolayısıyla her bir kurumun, kendi görev alanı kapsamında üzerine düÅŸeni yerine getirmesinin önemli olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Biz Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak, enflasyonla mücadele kararlılığımızı çok net bir biçimde gösteriyoruz.
​​​​​​​Yönetilen ve yönlendirilen fiyatların yanında, iç talep geliÅŸmelerini de çok yakından takip ediyor, gerektiÄŸinde makro ihtiyati tedbirleri gecikmeden alıyoruz. Åžunu çok net ifade edeyim. Enflasyonla mücadeleyi kararlı ve bütüncül bir anlayışla sürdürdüÄŸümüz ölçüde, döviz kuru istikrara kavuÅŸacak ve ülke risk primimiz düÅŸecektir. Bu sayede uzun vadeli faiz oranları da gerileyecek ve yatırımlar için öngörülebilirlik ufku artacaktır."
"Türkiye, yüksek hedefleri, idealleri olan bir ülke"Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, Türkiye'nin yüksek hedefleri, idealleri olan bir ülke olduÄŸunu vurgulayarak, sanayi altyapısı, giriÅŸimcisi, dinamik nüfusu ve ÅŸoklara direnç gösterme kabiliyetiyle çok ciddi potansiyele sahip olduÄŸunu, bu potansiyeli en iyi ÅŸekilde deÄŸerlendirmek ve güçlü bir kalkınmayı sürekli kılmak için, büyümenin finansman kalitesinin önem kazandığını aktardı.
Bu noktada, reel sektörün finansman ihtiyacının, para piyasaları ile sermaye piyasaları arasında dengeli bir ÅŸekilde dağılması gerektiÄŸini belirterek, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:
"GeliÅŸmiÅŸ ülkelerin finansal sektöründe, sermaye piyasalarının payı yüzde 50'nin üzerindeyken Türkiye'de bu oran maalesef yüzde 10’un altında. Buradan hareketle, sermaye piyasalarının derinleÅŸtirilmesi önceliklerimiz arasında yer alıyor. Åžirketlerimizin sermaye piyasalarını, sadece tek bir ürüne ya da tek bir finansman modeline odaklı bir yapı olarak görmesini de istemiyoruz.
Åžirketlerimiz, erken aÅŸama dönemlerinden, büyüme ve olgunluk dönemlerine varıncaya dek tüm süreçlerde sermaye piyasalarından faydalanabilmeli, bu alanda bir farkındalık oluÅŸturabilmeli. Bu noktada biz her türlü ihtiyaca cevap verebilecek bir ürün yelpazesi geliÅŸtirmenin gayreti içindeyiz. Son 2 yıllık dönemde küresel ölçekte de çok önemli olan finansman modellerini sermaye piyasalarımıza kazandırmak için elbirliÄŸiyle çalıştık, kritik düzenlemelere imza attık."
Yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Elvan, erken aÅŸama finansmana ihtiyaç duyan giriÅŸim projelerini desteklemek üzere hayata geçirdikleri Kitle Fonlaması Düzenlemesi kapsamında, Nisan ayından itibaren 4 adet platforma izin verildiÄŸini, bu platformlar aracılığıyla 10 farklı projeye toplam 5,6 milyon lira fonlama saÄŸlandığını bildirdi.
Elvan, "Yıl sonuna kadar Borçlanma Aracı Garanti Fonu'nu hayata geçirip, reel sektör ÅŸirketlerinin tahvil ve kira sertifikası ihraçlarını kolaylaÅŸtıracağız." dedi.
Elvan, sermaye piyasaları açısından bu yılın gündeminin halka arzlar olduÄŸunu belirterek, 2021 yılında halka arzların adet ve toplanan fon tutarı açısından tarihin en yüksek seviyesine ulaÅŸtığını söyledi.
Yılbaşından günümüze toplam 19,5 milyar liralık 46 halka arz iÅŸlemi tamamlandığını, SPK tarafından onaylanan toplam halka arz sayısının 49’a ulaÅŸtığını anımsatan Elvan, önceki 7 yılda yapılan toplam halka arz sayısının 47 olduÄŸunu, yani yılda yaklaşık ortalama 7 ÅŸirketin halka arz edildiÄŸini hatırlattı.
Bakan Elvan, halka arzların coğrafi dağılımını da memnuniyet verici olarak nitelendirerek, şunları kaydetti:
"Üç büyük ilimizin yanı sıra Denizli, Aydın, Konya, Kütahya, Rize, Balıkesir, Çanakkale ve Erzurum gibi illerimizden de halka arzlar oldu. Burada 3 hususun özellikle altını çizmek istiyorum. Birincisi, Borsa Ä°stanbul'da iÅŸlem gören ÅŸirketlerin piyasa deÄŸerinin milli gelire oranı uzun yıllardır yüzde 25 ile 30 arasında dalgalanıyor. Bu oran geliÅŸmekte olan ülkeler için ortalama yüzde 60 civarında. Dolayısıyla gerek ilk halka arzlar yoluyla, gerekse bedelli sermaye artırımları ve ikincil halka arzlarla, borsada iÅŸlem gören ÅŸirketlerin nitelik ve niceliÄŸinin daha da artması gerekiyor. Ä°kinci konu, geliÅŸmekte olan ülkelerde, tedavülde olan tahvil, bono ve sukuk gibi borçlanma araçlarının milli gelire oranı yüzde 30 civarında iken, ülkemizde bu oran yüzde 10 seviyesinde gerçekleÅŸiyor.
Borçlanma Aracı Garanti Fonu'nun hayata geçmesiyle reel sektörümüz bu mecrayı daha aktif kullanabilecek. Üçüncü olarak özelleÅŸtirme uygulamalarına deÄŸinmek istiyorum. Borsaya kote olmayan kamu ÅŸirketlerinin, sermaye piyasalarına katılmasının önemli bir adım olacağına inanıyorum. Stratejik öneme sahip bu ÅŸirketlerin, yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekeceÄŸini düÅŸünüyorum. Kamu tarafı olarak önümüzdeki dönemde özelleÅŸtirme uygulamalarımızda halka arz yöntemini kullanmayı planlıyoruz."
Elvan, bu çerçevede Türkiye Elektrik Ä°letim AÅž'nin (TEÄ°AÅž) halka arz kararının da sermaye piyasalarına hayırlı olması temennisinde bulundu.
"YeÅŸil tahvil' piyasasının altyapısını ülkemizde de oluÅŸturmak için harekete geçtik"Bakan Elvan, konuÅŸmasında sürdürülebilirlik konusuna da deÄŸindi. SürdürülebilirliÄŸin küresel gündemin en önemli baÅŸlıklarından birini oluÅŸturduÄŸuna dikkati çeken Elvan, uluslararası kuruluÅŸlar, çok taraflı kalkınma ve yatırım bankaları, emeklilik ve yatırım fonları gibi finansman imkanı saÄŸlayan kuruluÅŸların, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi konusunda artan bir hassasiyetle hareket ettiklerinden bahsetti.
Finansmana eriÅŸimin bir anlamda, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine yönelik uygulanan politikalara baÄŸlı olmaya baÅŸladığına dikkati çeken Elvan, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:
"Karbon ayak izini azaltan, çevreyi koruyan ve toplumsal geliÅŸmeye yönelik projeler daha fazla talep görüyor. Bu gibi projelerin finansmanında, sermaye piyasalarına da kayda deÄŸer bir görev düÅŸüyor. ESG diye adlandırılan Çevresel, Sosyal ve YönetiÅŸim piyasası çok hızlı bir büyüme performansı gösteriyor. Rakam vermek gerekirse, küresel ESG tahvil piyasasında, bu yılın ilk 9 ayında yaklaşık 780 milyar dolarlık iÅŸlem gerçekleÅŸtirildi. Bu tutar, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 50'lik bir artışa tekabül ediyor, gerçekten muazzam bir artıştan bahsediyoruz. ESG tahvil piyasasında yeÅŸil tahviller başı çekiyor.
Almanya, Ä°ngiltere, Ä°spanya, Polonya, Macaristan ve Åžili gibi pek çok ülke yeÅŸil tahvil piyasasından borçlanıyor. Ä°ÅŸte biz de buradan hareketle, uluslararası piyasalarda ciddi talep gören ve hızla büyüyen 'yeÅŸil tahvil' piyasasının altyapısını ülkemizde de oluÅŸturmak için harekete geçtik. Bu kapsamda da ilk adımı Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak geçen hafta attık. Uluslararası borçlanma iÅŸlemlerimiz kapsamında, ESG piyasasında da borçlanabilmek adına Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanımızı yayımladık. Türkiye olarak artık biz de bu piyasanın aktif bir oyuncusu olmak istiyoruz."
"Özel sektörün yeÅŸil borçlanma araçları ve yeÅŸil kira sertifikası ihraçları için adım atacağız"Elvan, bir diÄŸer adımı da özel sektörün yeÅŸil borçlanma araçları ve yeÅŸil kira sertifikası ihraçları için atacaklarını bildirdi. Bu konuya iliÅŸkin rehberi yıl sonuna kadar yayımlamayı planladıklarını belirten Elvan, rehberin taslağını SPK'nın geçen hafta kamuoyu görüÅŸüne açtığını anımsattı.
Türkiye'deki yeÅŸil dönüÅŸüm sürecinde, kamu ve özel sektörün, her aÅŸamada ortak akılla hareket etmesi gerektiÄŸini vurgulayan Elvan, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:
"Ülkemizde sürdürülebilir bankacılık altyapısının yenilenmesi için de çalışmalara baÅŸladık. Bu kapsamda BDDK bünyesinde 'Sürdürülebilir Bankacılık Çalışma Grubu' tesis edildi. 2021 sonuna kadar YeÅŸil Mutabakat Eylem Planımızla uyumlu 'Sürdürülebilir Bankacılık Yol Haritası' hazırlanacak ve devam eden süreçte ise konuyla ilgili rehber ve tebliÄŸler yayımlanacak. Sermaye piyasalarımızın geniÅŸlemesini iki farklı perspektiften görüyoruz. Birincisi mevcut tasarrufların, sermaye piyasalarında daha fazla deÄŸerlendirilmesi.
Ä°kincisi ise toplam tasarrufların artırılması ve böylece sermaye piyasalarına daha fazla pay ayrılmasıdır. VatandaÅŸlarımızın sermaye piyasalarına iliÅŸkin farkındalıklarının arttığı bir dönemdeyiz. Pay piyasasındaki yatırımcı sayısı, son iki senede yüzde 100'lük artışla yaklaşık 2,5 milyona yaklaÅŸtı. Elbette bu güzel bir geliÅŸme ancak, davranışsal finans üzerine yapılan birçok çalışma, yatırımcıların özellikle belli dönemlerde aşırı güven, sosyal etkileÅŸim ve genelleme gibi duygulara kapılarak saÄŸlıksız yatırım kararları verebildiklerini ortaya koyuyor."
"Yurt içi tasarrufları artırmak amacıyla önemli adımlar attık, atmaya da devam edeceÄŸiz"Lütfi Elvan, hisse senetlerini elde tutma sürelerine iliÅŸkin de deÄŸerlendirmelerde bulundu.
Borsa Ä°stanbul'un iÅŸlem hacmi açısından da küresel ölçekte oldukça iyi bir konumda olduÄŸuna iÅŸaret eden Elvan, ÅŸunları kaydetti:
"ÖrneÄŸin 2020 rakamlarına göre, ülkemiz milli gelire oranla iÅŸlem hacmi sıralamasında Kore, ABD ve Çin’in ardından 4. sırada geliyor. Bu veri borsamızın oldukça likit olduÄŸunu gösteriyor. Ancak, burada temel sorun Borsa Ä°stanbul'da ortalama pay elde tutma sürelerinin yerli yatırımcılarda 18 güne kadar düÅŸmüÅŸ olmasıdır. SaÄŸlıklı kararlar verebilmenin ön koÅŸulları, temel finansal eÄŸitim düzeyine sahip olmaktan ve orta vadeli bakış açısıyla hareket edebilmekten geçiyor. Ben bu noktada finansal eÄŸitim ve yatırımcılara güven verecek uygulamalarla, yatırımcıların daha saÄŸlıklı kararlar verebileceÄŸini düÅŸünüyorum. Bu kapsamda Türkiye Sermaye Piyasaları BirliÄŸine ve özellikle aracı kurumlara büyük sorumluluklar düÅŸüyor. Malumunuz sermaye piyasalarının geliÅŸimi açısından, yurt içi tasarruflar kilit rol oynuyor. Bu ihtiyaçtan hareketle, kamu tarafı olarak yurt içi tasarrufları artırmak amacıyla önemli adımlar attık, atmaya da devam edeceÄŸiz."
Elvan, kamu tarafı olarak, sermaye piyasalarını daha da derinleÅŸtirmek ve farkındalığı artırmak adına çalışmalara devam edeceklerini sözlerine ekledi.