Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Üsküdar Üniversitesi'nin Akademik Yıl açılışı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığına devredilmesi hakkında konuşan Bakan Akdağ, “Askeri hastanelerin sağlık bakanlığına hükumetimizce alınan bir kararla devrinin bir tek önemli sebebi var ya da iki önemli sebebi var. Birincisi buralardaki FETÖ yapılanmasını temizlemek, ikincisi de buraları verimli hastaneler haline getirmek. Öncelikle askerler, şehit ailelerine, gazilere daha mükemmel hizmetler vermek. Ve böylece silahlı kuvvetlerimize de ön cephede yani çatışma alanlarında verilecek hizmetler açısından bir alan açmak. Bunu yapıyoruz başarılıda gidiyor. Geçmişte nasıl SSK hastaneleri sağlık bakanlığına devredilerek büyük bir başarı elde edilmişse hem verimlilik açısından hem hizmet açısından askeri hastanelerde de bu verimliliğin bu hizmet kalitesini göreceğiz” ifadelerini kullandı.
Tekirdağ'da bir hastanede hastalara virüs bulaştığına dair çıkan haberler hakkında da konuşan Bakan Akdağ, “Tekirdağ'da bir özel diyaliz merkezinde belli bir sayıdaki değerli vatandaşımıza bir diyalizle ilişkili olarak bir virüsün bulaştırıldığı konusunda bir inceleme başlatmışlar. Ben bu incelemenin süratle tamamlanması talimatı verdim. Olayda ihmali görülen yanlışı görülen her kimse bunlar için sağlık bakanı olarak gerekeni yaparız” diye konuştu.
“İlla orijinal olacağım diye bilim insanlarıyla çatışarak vatandaşlara hesaplar vermek çok yanlış”
Bakan Akdağ, gazetecilerin Prof. Dr. Canan Karatay ile ilgili daha önce yaptığı açıklamayı sorması üzerine şunları söyledi:
“Bunu kişiselleştirmek istemiyorum. Genel olarak topluma bir mesaj vermek amacıyla konuşmuştum. Genel amacı yine vereceğim bilim insanları popülist davranışlarla, toplumla arasındaki bilgi farkını kullanarak bunu kazanca çevirmemelidir. Bu bilim anlayışıyla bağdaşmaz. Bütün bilim insanlarının aksine şeyler söylüyor. İlla orijinal olacağım diye bilim insanlarıyla çatışarak, hele hele tıbbın genel anlamda kabul ettiği hususlara karşı çıkarak vatandaşlara mesajlar vermek çok yanlış. Maalesef bu Türkiye'de bir moda haline geldi. Gündemde kalmak için onlarca binerce bilim adamının söylediğini, kitaplarda olanları reddeden davranışlar bunların yanlış oluğuna inanıyorum. Vatandaşlarımız basın yoluyla akıl verenlerden çok doğrudan kendi hekimlerine, kendi diyetisyenlerin kendi ihtiyaçlarına göre irtibat kurdukları sağlık kuruluşlarıyla meselelerini çözerlerse zannediyorum daha doğru bir iş olur. Özellikle internet yoluyla yapılan satışlar, şöhret kazanmalardan sonra doğrudan ya da dolaylı olarak alınan bir takım reklamlarla ya da başka şekilde yapılan satışları da doğru bulmuyorum. Bunlarla öteden beri Sağlık Bakanlığı olarak mücadele ediyoruz. Mücadelemizi devam ettireceğiz. Yani doğrudan yada dolaylı reklamlar vasıtasıyla yapılan satışları asla uygun bulmuyorum. Bu bir takım bilgi satışı, kitap satışı ya da bitkisel ürünlerin satışını yanlış buluyorum.”
