Politika

Bahçeli’ye önce eleştiri sonra tebrik

Başbakan Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi önce eleştirdi, ardından tebrik etti.Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Ekim ayında sanayi üretiminin bir önceki aya göre yüzde 4.6...

Bahçeli’ye önce eleştiri sonra tebrik
08-12-2015 16:36
Başbakan Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi önce eleştirdi, ardından tebrik etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Ekim ayında sanayi üretiminin bir önceki aya göre yüzde 4.6 oranında artış gösterdiğini belirterek, 1 Kasım seçimleriyle bu ivmenin devam edeceğini ve sanayi üretiminin dördüncü çeyrek büyümesine ciddi katkı sağlayacağını ifade etti.
1 Kasım seçimlerinden sonra başlayan sürecin kendi takvimi içinde emin adımlarla ilerlediğini anlatan Davutoğlu, Türkiye’nin 29-30 Kasım tarihlerinde Brüksel’de AB Zirvesine katıldığını hatırlattı. Davutoğlu, AB’ye katılım için ulusal eylem planının titizlikle hayata geçirileceğine dikkati çekerek, AB Zirvesinin AB sürecinde yeni bir başlangıç olduğunu söyledi. Davutoğlu, bundan sonra yılda iki kez bir araya gelineceğini belirterek, Suriye’de yaşanan trajediye AB’nin tam olarak yönelmiş olmasını önemsediklerini ve insani yardımın sağlanacağını dile getirdi.
Suriye konusunda Türkiye Cumhuriyetinin diğer ülkelerle külfet paylaşımı yapacağını anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye’nin (3 milyar euro’luk destek) bu paraya ihtiyacı olduğu iddiası büyük bir yalandı. Biz, bugüne kadar kapımıza geleni geri çevirmedik. Sınırlarımıza ulaşanın dinine bakmadan yardımlarına koştuk. Suriyeli kardeşlerimize destek olmamız onların daha iyi şartlara ulaşmasına mani değildir. Suriye dramına karşı duyarlılık oluşmuşsa bunda etkin ve duyarlı stratejinin payı büyüktür"
Davutoğlu, Kıbrıs’a yaptığı temasları hatırlatarak, KKTC’nin ve Kıbrıslıların her meselesiyle Türkiye’nin yüreğinde olduğunu ifade etti. Azerbaycan ziyaretinde de iki ülkenin çok sıcak görüşme gerçekleştirdiğini anlatan Davutoğlu, bu görüşmelerde ikili ilişkilerin tüm boyutlarıyla ele alındığına dikkati çekti.

"DİĞER PARTİLERDE SEÇİM MAĞLUBİYETİNİN ARKASINDAN KONGRE, KURULTAY ÇALIŞMALARI BAŞLADI"
AK Parti’nin çalışmalarının özenli bir şekilde sürdürüldüğüne dikkati çeken Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sen ben yok, Türkiye var’ diyerek hizmete koyulduk. Parti teşkilatı olarak MYK’yı yeniledik. Tam bir insicam, ahenk içinde hareketimizi sahiplenmeye başladık. Büyük reformlar için aşkla, heyecanla tek başına iş başına yaptık. Diğer partilerde seçim mağlubiyetinin arkasından kongre, kurultay çalışmaları başlarken biz partimizi tazelemekte hiçbir tereddüt göstermedik."
Kadın Kolları Kongresi’ni hatırlatan ve Kadın Kolları Başkanı seçilen Lütfiye Selva Çam’ı tebrik eden Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bazıları iki yılda dört seçimde AK Parti kadroları yorgun düşmüştür diye düşünüyorlardı. AK Parti kadroları yorulmayı bilmez. Her şartta meydanları, gönülleri, yürekleri doldurarak her türlü meydan okumaya da hazırdır. Önümüzdeki günlerde inşallah gençlik kolları genel kurulumuzu da yapacağız. Hükümet olarak bizi yoğun bir takvim bekliyor. Reformlara imza atmak üzere hazırlıkları yaptık. Seçim beyannamemiz ve hükümet programımızda yer alan vaatleri tek tek hayata geçireceğiz. Bu Meclis, gelecekte hayırla anılan tarihe geçen bir Meclis olacak. Her milletvekili arkadaşımdan beklentim, Türkiye’nin meselelerine vukufiyetle sahip çıkmalıdır. Kimse ben seçildim gibi bir rehavete kapılmamalı. Kimse, Türkiye’de herkesin hukukunu korumaktan sakınmasın. Perşembe günü milletimizle bu eylem planını paylaşacağız."
1 Kasım seçim sonuçlarının en önemli mesajlarından birinin artık yapıcı bir şekilde siyasete ihtiyaç olunduğunu ortaya çıkardığına işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi: "Hükümetimizin icraatlarında eksik gördüğü unsurları elbette eleştirecekler. Biz eleştiriden korkmayız, yapıcı eleştiriden istifade ederiz ama muhalefet partilerinden tek ricamız, empati yapmaları. Acaba, kendileri iktidarda olsalardı nasıl karar alırlardı diye düşünmeleri. Muhalefet partileri, akla, hakkaniyete, objektif olmaya yönelmedi. Sayın Bahçeli, parti içi muhalefeti meşgul ediyor. Talepleri belirtmek için nezaketsiz bir dil kullanmıştır. Başarısızlığın hesabını vermek, parti içi demokrasiyi işletmek yerine kendisine muhalefet edenleri başka yapıların sözcüsü olarak damgalayarak omuzuna tutunmaktadır. Parti içi demokrasiyi işletemeyen, adeta parti içinde diktatörlüğünü ilan eden Sayın Bahçeli, nezaketsiz bir şekilde bizi Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef aldı. Sayın Bahçeli, bu millet sizi de bizi de Sayın Cumhurbaşkanımızı da bilir. Kendi koltuğunu kaybetmemek üzere sarıldığınız bu hakaretli dilin hesabını sorar. Demokrasilerde her muhalefet partisinin doğruya ulaşmak için gayret gösterme yükümlülüğü vardır. Ülke meseleleri ile ilgili hükümetlerin proje geliştirmek ve bunu kamuoyuyla paylaşmak yükümlüğü vardır. Bunlar bu partilerin istedikleri insanlara yani millete sorulmalıdır. Biz, siyasi rakiplerimizden bu demokratik olgunluğu da siyasi katkıları da göremedik. Siyasetin, ülkesinin hayrına olana karar vermek siyasetin sorumluluğudur."
Geçen hafta Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile Meclis’te bir araya geldiğini hatırlatan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Kendilerine hepimizin üzerinde mutabık kalacağı bir ricada bulunduk. Çok ciddi kararlar almamız gereken dönemlerden geçiyoruz. Böyle bir dönemde, gelin geçici bütçeye girmeyelim, gelin beraber sizlerin de desteğiyle kalıcı bütçemizi çıkaralım dedim. Her ikisi ile de ayrı ayrı görüştüm, şunu da ifade ettim, neyi eleştirmek istiyorsanız hiçbir zaman sınırlı olmayacak, istediğiniz kadar eleştireceksiniz ama gelin bütçeyi birlikte çıkaralım. İlk görüşmeler olumluydu ama daha sonra Sayın Kılıçdaroğlu arkadaşları üzerinden bazı şartlar gündeme getirdi. Biraz önce eleştirdiğim Sayın Bahçeli o sözü dolayısıyla eleştiriyorum ama kalıcı bütçe konusunda takındığı tavır dolayısıyla kendisini tebrik ediyorum çünkü böyle bir dönemde kalıcı bütçe için her türlü desteği veririz dedi."

"SAYIN KILIÇDAROĞLU EMPATİ YAPSIN"
Doğru bir adımı takdir ettiklerini ama haksızlık yapanlara da sessiz kalmayacaklarını anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Maalesef bu, CHP’nin muhalefet sebebi, konuyla ilgili olmayan bazı şartlar getirme sebebiydi. Ben, ümit ederdim ki böyle bir konuda güzel bir başlangıç yapalım. Hep beraber 2016 bütçesini konuşarak, eleştirerek tartışarak ama TBMM’nin asli fonksiyonu olarak çıkaralım ama mümkün olmadı. Bu hafta geçici bütçe tasarısını gönderdik Meclis’te. Bu TBMM’ye yakışmadı. Bu halkı bütçesiz bırakan ana muhalefet partisine yakışmadı. Bir kez daha bundan sonra TBMM’nin, parti çıkarından önce millet çıkarının dönüştürüldüğü bir platform olmasını temenni ediyorum. Sayın Kılıçdaroğlu empati yapsın. Siz bugün bu makamda olsaydınız, kalıcı bütçe yerine geçici bütçeyi tercih eder miydiniz? Biz bunlara rağmen, muhalefet partilerine dönük olarak yapıcı bir dil kullanmaya devam edeceğiz."

MUHALEFET PARTİLERİNE ÇAĞRI
Yeni dönemde her partinin ülkenin gelişmesi, kalkınması, özgürleşmesi için elini taşın altına koymasını isteyen Davutoğlu, "Bunu görevi olduğu üzere ülkesi için yapsın. Muhalefet partilerine bir kere daha çağrı, gelin ülkenin ihtiyacı olan reformlara katkı verin, Türkiye’nin geleceğini birlikte inşa edelim. Gelin demokratik kazanımlarımızı daha da ileri taşıyalım. Demokrasimizi kurumsallaştıralım. Birçok reform hazırlığımız var, gelin bu çalışmalara katılın. Eksik ya da yanlış gördüklerinizi bizimle paylaşın. Yeter ki siyaseti yıpranma kampanyalarına mahkum etmeyelim. Bu çağrımız samimi bir çağrıdır. Gereğini de yapacağız" şeklinde konuştu.
Suriye sınırını ihlal eden uçağın düşürülmesi üzerine Türkiye’nin Rusya ile iki haftadır gerilime düştüğünü belirten Davutoğlu, "Biz, Suriye topraklarına bir müdahalede bulunmadık. Milliyeti bilinmeyen bir uçağın defalarca uyarılmasına rağmen sınırlarımız içindeyken müdahale edildi. Biz, savunma görevimizi yaptık. Yaşananlara ilişkin belgelerimizi ortaya koyduk. Olayda muğlak tartışmaya açık bir taraf yoktur. Rus yönetimi bu net tabloya rağmen beklediğimiz olgun tavrı göstermedi. Biz, her şeye rağmen sağduyu ile hareket ettik. Olay, Türkiye-Rusya sınırında yaşanmıyor, olay Türkiye-Suriye sınırında yaşandı."

"PUTİN’İ EMPATİYE DAVET EDİYORUM"
Putin’i empatiye davet ettiğini söyleyen Davutoğlu, bu olayın Rusya’nın sınırı olmayan bir yerde, Türkiye-Suriye sınırında yaşandığını belirterek, "Bu olay, sınırımız ihlal edilerek yaşandı. Biz, Ukrayna Devletinin çağrısına uyarak, gidip Doğu Ukrayna’da, akrabalık bağları olan yerleri Rusya hava sahasını ihlal ederek bombalasaydık acaba Putin ne düşünürdü? Burası, Türkiye-Suriye sınırıdır, sınır ötesindekiler bizim kardeşimizdir, onların hukukunu korumak da bizim görevimizdir" diye konuştu.

"RUSYA’NIN EKONOMİK YAPTIRIMLARINA KARŞI TEDBİRLERİMİZİ ALIYORUZ"
Türkmen dağlarına yönelik saldırılarda kesinlikle sessiz kalmayacaklarına dikkati çeken Davutoğlu, Rusya ile görüşmeye, fikir alışverişinde bulunmaya hazır olduklarını ancak bir şeyin dikte edilmesine de izin vermeyeceklerini dile getirdi. "Kimse bizden bizim sınırlarımızı koruma irademizden taviz vermemizi beklemesin" diyen Davutoğlu, "Rusya birtakım ekonomik yaptırımlar uyguluyor, biz bunları yadırgıyoruz. Türkiye, bu tür şeylerle zora düşürülecek bir ülke değil. Biz de kendi tedbirlerimizi alıyoruz. Her şeyin bir çaresi var, her türlü duruma hazırız" şeklinde konuştu.
İki ülke arasında tamamlayıcı nitelikle ekonomik ilişkilerin olduğunu belirten Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek başkanlığında bir koordinasyon çalışmasının yapıldığını ve gerekli tedbirlerin hazır olduğunu ifade etti. Sektör temsilcilerinin müsterih olması gerektiğini anlatan Davutoğlu, yaş sebze-meyve üreticilerinin zararını karşılamak için gerekli çalışmaları yaptıklarını ifade etti. Bu sırada salonda bulunan bir vatandaşın "Domates de dahil mi?" diye sorması üzerine Davutoğlu, "Domates de dahil" diye cevap verdi. Bu diyalog salonda gülüşmelere neden oldu.
Bütün riskleri alarak BM Güvenlik Konseyinde Brezilya ile birlikte İran’a dönük ambargoya karşı el kaldırmanın onurunu yaşadıklarını ve İran’ı sağduyuya davet ettiklerini anlatan Davutoğlu, hiçbir zaman komşu bir ülkeyi yalnız bırakmadıklarını ve Türkiye’ye yapılan hakaretler karşısında sağduyu çağrısında bulunduğunu ifade etti.
Rus ve İran halkının bunu çok açık bir şekilde bildiğini belirten Davutoğlu, Rus ve İran halkının son derece saldırgan olan söylemi benimsemediklerine işaret etti.

MUSUL’A ASKER SEVKİYATI
DEAŞ’e karşı direnen eğitim kampı Başika’da asker sayısının artırıldığını hatırlatan Davutoğlu, "Türkiye’nin mücadelesi terör örgütleriyle. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Bu ülkeler öncelikle bu terör örgütlerinden kurtulmalıdırlar" dedi.
Davutoğlu, büyük acılar çeken Irak halkının huzura kavuşması için gerekli adımları atmaktan çekinmeyeceklerini belirterek "Orada eğitim veren askerlerimizin DEAŞ saldırılarına karşı korunması için bu asker sevkiyatı yapılmıştır. Irak Savunma Bakanı ile Savunma Bakanımız yakın zamanda karşılıklı ziyaret yapacaklar. Irak Cumhuriyeti ile her alanda işbirliğini güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Bütün Iraklılar bizim kardeşimizdir ve ebediyen kardeşimiz kalacaklar" ifadelerini kullandı.
Terörle mücadelenin önemine inandıklarını anlatan Davutoğlu, terörle mücadelede kararlılığın ve tutarlı bir duruşun önemine işaret etti. Bugün de bu mücadelenin aynı kararlılıkla devam edeceğini belirten Davutoğlu, "Bugün de bu odaklar, terörden, kandan kendilerine menfaat çıkarmaya çalışıyorlar. Bunlara izin vermedik vermeyeceğiz. Son günlerde terör örgütleri hendekler kazıyor. Sayın Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum, herhalde bir daha bu hendek kazanlara arkadaşım diye hitap etmez. Türkiye’nin doğusunda batısında kuzeyinde güneyinde CHP’ye oy vermiş vatandaşlarımıza da bu dilin ne kadar yanlış olduğunu ifade etmelerini istiyorum. O barikatlar, o engeller Diyarbakır’daki kardeşlerimizin hayatlarını karartmak için açıldı. Şehirlerimizin tarihi dokusuna zarar vermekten de bu terör örgütleri sakınmadı" diye konuştu.
Davutoğlu, PKK’nın tarihi yapılara verdiği zarara işaret ederek, "Din düşmanlarının, tarih düşmanlarının barbarca tutumlarını gösterir. Kurşunlu’yu ateşe veren PKK’nın Palmira’yı ateşe veren DEAŞ’tan ne farkı var" diye sordu.
Rus televizyonu Life News de AK Parti grup toplantısında çekim yaptı.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER