MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İslam dininin bugün tarihte hiç olmadığı kadar tehdit kuşağında olduğunu söyledi.
Meclis’te partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, insani değer ve ölçülerin çoraklaştığı bir dönemden geçildiğine işaret ederek, “21.yüzyılın ilk çeyreğinde maalesef yeni bir Ortaçağ’ın, yeni bir karanlık devrin müessir iz ve sonuçlarını yaşıyoruz. Özellikle İslam toplumlarında fikri tutukluk, zihni tutsaklık, vicdani durağanlık ciddi ve ileri boyutlardadır” dedi.
Akıl, iman ve insaf yolundan sapılmasının Müslüman coğrafyasında ne tür badire ve belalara yol açtığının görüldüğünü kaydeden Bahçeli, “İslamiyet’in özü hakkıyla kavranamadığından, Yüce Allah’ın ilahi buyrukları layıkıyla anlaşılamadığından manevi bir buhran hali adeta egemenlik kurmuştur. Müslüman görünümlü münafıklar, mürşit kisveli müşrikler, mümin maskeli müfsitler İslam coğrafyasının mahvına ve mağlubiyetine hizmet etmektedir. Bugün İslamiyet, tarihte hiç olmadığı kadar tehdit kuşağındadır” diye konuştu.
“Haçlıların yapamadığı, batıl emellerin başaramadığı ne kadar kötülük, ne kadar kalleşlik varsa din bezirganları tarafından etap etap gerçekleştirilmektedir” diyen Bahçeli, bunun kaygı ve üzüntü verici olduğunun altını çizdi. Bahçeli, “İslam toplumlarının bugünkü krizi, bugünkü derin sıkıntısı Efendimizi samimiyetle özümsemekten oldukça uzak olmalarıdır. Peygamberimiz ne demiş, neyi tavsiye etmiş, neleri yasaklamışsa şu anda tam tersi yapılmaktadır. Meselenin odak noktasındaki asıl sorun Tevhid inancından ve vahdet çizgisinden savrulmaktır. En vahşi cinayetler İslam adına işleniyorsa, mezhepçilik kanser hücresi gibi yayılıp tefrika tüm değerlere meydan okuyorsa ortada elbette devasa bir problem var demektir. Tevhid Allah’ın varlığına ve birliğine imandır. Vahdet ise bir olmanın ve birlikte yaşamanın iradesidir. Vahdet Tevhid’in tamamlayıcısı, vazgeçilmez bir parçasıdır” şeklinde konuştu.
Ortadoğu coğrafyasına dikkatle bakılması gerektiğini söyleyen Bahçeli, “İslam ülkelerini ihtimam ve itinayla bir bir inceleyiniz. Göreceksiniz ki, adalet yoktur, anlaşma raftadır, barış uzaktadır, kardeşlik laftadır, paylaşma ve dayanışma itilip kakılmaktadır, birlik ve beraberlik duyguları ağır hasarlıdır, şefkat, merhamet ve hoşgörü komadadır. Bunların verine; savaş vardır, taassup ve tahammülsüzlük hâkimdir, ihtilaf ve istismar egemendir, düşmanlık diz boyudur, itham, iftira, ikilik had safhadadır, yoksulluk, yolsuzluk, yozlaşma korkunç noktalardadır” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan Kralının Ankara’ya gelişini de gündemine alan Bahçeli, “Batıya uşaklık yapmaktan utanmayan, küresel senaryolara kapı bekçiliğine soyunmaktan rahatsızlık duymayan krallar, şeyhler, emirler İslam toplumlarını iliklerine kadar sömürmektedir. Görüyorsunuz, Suudi Arabistan Kralı Ankara’ya ayak basmadan yüzlerce lüks araç, korumaya alınmış şatafatlı oteller hizmetine tahsis edilmiştir. Ne var ki, ‘bir dilim ekmek’ diyen, birazcık hak ve hukuk isteyen milyonlarca gariban, muhtaç ve düşkünü hesaba katan, aklından geçiren, bunlarla ilgili tasalanan yoktur. Bu çelişki yumağı Muhammedi ahlakla, Tevhid inancının ruhuyla bağdaşmakta mıdır?” açıklamasında bulundu.
(İHA)
Meclis’te partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, insani değer ve ölçülerin çoraklaştığı bir dönemden geçildiğine işaret ederek, “21.yüzyılın ilk çeyreğinde maalesef yeni bir Ortaçağ’ın, yeni bir karanlık devrin müessir iz ve sonuçlarını yaşıyoruz. Özellikle İslam toplumlarında fikri tutukluk, zihni tutsaklık, vicdani durağanlık ciddi ve ileri boyutlardadır” dedi.
Akıl, iman ve insaf yolundan sapılmasının Müslüman coğrafyasında ne tür badire ve belalara yol açtığının görüldüğünü kaydeden Bahçeli, “İslamiyet’in özü hakkıyla kavranamadığından, Yüce Allah’ın ilahi buyrukları layıkıyla anlaşılamadığından manevi bir buhran hali adeta egemenlik kurmuştur. Müslüman görünümlü münafıklar, mürşit kisveli müşrikler, mümin maskeli müfsitler İslam coğrafyasının mahvına ve mağlubiyetine hizmet etmektedir. Bugün İslamiyet, tarihte hiç olmadığı kadar tehdit kuşağındadır” diye konuştu.
“Haçlıların yapamadığı, batıl emellerin başaramadığı ne kadar kötülük, ne kadar kalleşlik varsa din bezirganları tarafından etap etap gerçekleştirilmektedir” diyen Bahçeli, bunun kaygı ve üzüntü verici olduğunun altını çizdi. Bahçeli, “İslam toplumlarının bugünkü krizi, bugünkü derin sıkıntısı Efendimizi samimiyetle özümsemekten oldukça uzak olmalarıdır. Peygamberimiz ne demiş, neyi tavsiye etmiş, neleri yasaklamışsa şu anda tam tersi yapılmaktadır. Meselenin odak noktasındaki asıl sorun Tevhid inancından ve vahdet çizgisinden savrulmaktır. En vahşi cinayetler İslam adına işleniyorsa, mezhepçilik kanser hücresi gibi yayılıp tefrika tüm değerlere meydan okuyorsa ortada elbette devasa bir problem var demektir. Tevhid Allah’ın varlığına ve birliğine imandır. Vahdet ise bir olmanın ve birlikte yaşamanın iradesidir. Vahdet Tevhid’in tamamlayıcısı, vazgeçilmez bir parçasıdır” şeklinde konuştu.
Ortadoğu coğrafyasına dikkatle bakılması gerektiğini söyleyen Bahçeli, “İslam ülkelerini ihtimam ve itinayla bir bir inceleyiniz. Göreceksiniz ki, adalet yoktur, anlaşma raftadır, barış uzaktadır, kardeşlik laftadır, paylaşma ve dayanışma itilip kakılmaktadır, birlik ve beraberlik duyguları ağır hasarlıdır, şefkat, merhamet ve hoşgörü komadadır. Bunların verine; savaş vardır, taassup ve tahammülsüzlük hâkimdir, ihtilaf ve istismar egemendir, düşmanlık diz boyudur, itham, iftira, ikilik had safhadadır, yoksulluk, yolsuzluk, yozlaşma korkunç noktalardadır” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan Kralının Ankara’ya gelişini de gündemine alan Bahçeli, “Batıya uşaklık yapmaktan utanmayan, küresel senaryolara kapı bekçiliğine soyunmaktan rahatsızlık duymayan krallar, şeyhler, emirler İslam toplumlarını iliklerine kadar sömürmektedir. Görüyorsunuz, Suudi Arabistan Kralı Ankara’ya ayak basmadan yüzlerce lüks araç, korumaya alınmış şatafatlı oteller hizmetine tahsis edilmiştir. Ne var ki, ‘bir dilim ekmek’ diyen, birazcık hak ve hukuk isteyen milyonlarca gariban, muhtaç ve düşkünü hesaba katan, aklından geçiren, bunlarla ilgili tasalanan yoktur. Bu çelişki yumağı Muhammedi ahlakla, Tevhid inancının ruhuyla bağdaşmakta mıdır?” açıklamasında bulundu.
(İHA)