MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM’deki grup toplantısında partililere hitap etti. Ülkenin yoğun bakımda olduğunu ve her gün cami avlularında toplanarak bayrağa sarılı şehit naaşlarının kaldırıldığını söyleyen Bahçeli, “Türkiye’miz felaket üstüne felaket yaşıyor. Adeta ölümle imtihan ediliyoruz. Adeta kurşuna diziliyor, günden güne infaz ediliyoruz. Açıkça itiraf edelim ki acılara gömülmüş, gözyaşlarıyla boğulmuş bir Türkiye gerçeğiyle yüz yüzeyiz.
Dün yapılan mühim hatalar, bugün mermi, bomba, mayın ve düşmanlık olarak önümüze koyuluyor. Dün atılan yanlış adımlar bugün ihanet, melanet ve rezalet serisine dönüşüyor. Milli mücadele yıllarında dahi görülmemiş bir fitne kuşatması altındayız. Hırsız içeride olduğu için hiçbir kapının kilit tutmadığını görüyoruz. 7 düvelle savaşırken bu kadar durgunluk ve çaresizlik yaşanmamıştı.
İstiklal mücadelemiz esnasında cepheden cepheye koşup, imkansızlıkları imanla ve inançla eritirken bu denli umutsuzlukla karşılaşılmamıştır. Geçmişte Osmanlı’ya hasta adam muamelesi yapanlar, şimdilerde işbirlikçileri vasıtasıyla Türkiye’yi içten içe çürütmek ve çökertmek amacıyla tüm güçlerini seferber ediyorlar. Cumhurbaşkanı ne söylerse söylesin, Başbakan hangi bahaneye sığınırsa sığınsın Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü, en buhranlı günlerini yaşamaktadır” diye konuştu.
“HOCALI’NIN TÜRK KİMLİĞİNİ HİÇBİR GÜÇ SİLEMEYECEKTİR”
24 yıl önce Hocalı’da yaşanmış insanlık dışı olaylarla ilgili düşüncelerini paylaşmak istediğini kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu:
“Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında 25-26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Türklüğü tarihin ibretle kaydettiği zulüm ve saldırılara maruz kalmıştı. Türk toprakları Rus ve Ermeni saldırganlarıyla kirletilmiştir. Hocalı’da katledilen Türklüktür. Hocalı’da hedef alınan Türk’ün hayat ve varlık haklarıdır. Azerbaycan’ın kopmaz parçaları olan Kelbecer, Laçin, Kubatlı, Zengilan, Cebrail, Fuzuli ve Ağdam’da nice kıyım ve dramlar yaşanmıştır.
Hocalı’da çocuk, kadın ve yaşlı demeden 613 soydaşımızın canına kast edenleri Türk milleti asla affetmeyecek. Eğer varsa insanlık vicdanı unutmayacaktır. Unutsa bile emin olun biz unutturmayacağız. Türk’ün mührünü tarihin alnına vuran aziz ecdadımıza mahcup olmamamız için ne gerekiyorsa yapacağız. Bedelse ödeyeceğiz, çileyse çekeceğiz. Fakat Türk’ün namus ve şerefini kesinlikle yere düşürmeyeceğiz.
İster Azerbaycan, ister Doğu Türkistan, isterse Türkmeneli, Bayırbucak olsun Türklük gurur ve şuurunun İslam ve ahlak ve faziletinin son ferdimize kadar davacısı olacağız. Hocalı’da etnik temizlik yapanlar hala işbaşındadır. Hocalı’da yuva yıkan, yurt yakan eziyet ve işkenceleri bir yöntem olarak kullanan zalimler emellerinden hala bir şey kaybetmemiştir. Sözde Ermeni soykırım şakşakçılarının Hocalıyı ağızlarına almaması, 1 milyon kardeşimizin mağduriyetine gözlerini yummaları pek nadir göreceğimiz bir ikiyüzlülüktür.
Küresel adalet Hocalı’da batmış, taktığı maskesini de düşürmüştür. İnsan hakları hobileri özgürlük ve demokrasi havarileri felçli halde bulunan uluslararası toplum, bugüne kadar Hocalı’yı yok saymıştır. Çünkü ölen, yaralanan, kaybolan, vatanını kaybeden Türk’tür. Bize göre Yukarı Karabağ sorunu Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü için çözülmelidir ve yerini bulmalıdır. Hocalı’nın Türk kimliğini hiçbir güç silemeyecektir. ’Hepimiz Ermeniyiz’ beyanıyla milletini ve vatanını inkar etmiş köksüzlerin bunu anlaması zaten beklenmeyecektir.
Onlar her fırsatta döviz ve pankart açıp Ermeni çetelerine isimlerini yazdırmaya devam etsinler. Yıllardır yaptıkları da budur. Biz de Türk milletinin tarafında, turan coğrafyası safında, tarihi doğruları eğmeden, hiçbir korkuya kapılmadan haykıracak, zulme ortak olanlarla son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Diyorum ki Hocalı vatandır, dün var olmuştur, gelecekte de var olacaktır. Bu düşüncelerle Hocalı katliamında hayatlarını kaybeden soydaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.”
"SİYASİ VE TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA ÜLKEMİZİN ELİNİ ZAYIFLATMAKTADIR"
"Siyasi ve toplumsal kutuplaşma ülkemizin elini zayıflatmaktadır" diyen Bahçeli, "Bu nedenle işbirliği ve uzlaşma kanalları tıkanmaktadır. Herkesin her ideolojik grup ve her siyasi çevre kendi dünya görüşüne uygun olarak içe kapanmaktadır. Çok tehlikeli bir hal alan bu durum Türkiye’nin milli güvenliğini de zedelemektedir.
Doğal olarak toplumsal güven aşınmaktadır. Gidişatın önüne geçilemezse, var olan tehditlerin önü kesilemezse ülkemizin milli birlik ruh ve iradesi kaygım odur ki paramparça olacaktır. Yeni anayasa yapım veya yenilenme sürecinin kesintiye uğramasının temelinde ifadeye çalıştığım bu kutuplaşma konusu esas etkendir" açıklamasında bulundu.
CHP’Yİ ELEŞTİRDİ
MHP lideri Bahçeli, Anayasa Uzlaşma Komisyonunu dağılmasına yol açan CHP’yi eleştirerek, "CHP, farklı farklı isteklerde bulunmuş, sudan sebeplerle uzlaşma sürecini sabote etmiştir. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu tabirini beğenmeyen CHP, Türkiye’yi Darbe Hukukundan Arındırma Komisyonu şeklinde dayatmıştır. İsim bahane, uzlaşma masasını yıkmak şahanedir" dedi. Bahçeli, CHP’nin yeniden komisyona dahil olması gerektiğini kaydederek, "Anamuhalefet partisi olmadan yeni anayasa yazımı sakıncalıdır. CHP’nin ikna edilip masaya daveti sağlanmalıdır" diye konuştu.
HÜKÜMETE ÇAĞRI
MHP Genel Başkanı, terör saldırıları konusunda hükümete de çağrıda bulundu. Bahçeli şunları söyledi:
“Milletimize kim kurşun sıkıyorsa aranıp bulunmalıdır. Gerekirse Kandil’i yakın, yıkın, Suriye’nin kuzeyine yıldırım gibi saplanın! Türkiye’nin gücünü dosta da düşmana da gösterin. PKK’nın nifak saçtığı her yeri tertemiz yapın. PKK şubesi sözde HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması başta olmak üzere her aşamayı ele alın. Aydın müsveddelerinin hazırladıkları bildiriyi başlarına geçirin. MHP, bunları yaparsanız, demokratik eleştiri hakkı saklı kalmak kaydıyla her zaman destekçinizdir, her zaman arkanızdadır.”
dikGAZETE