Çevre-Hayat

'Bağ, kanla değil sevgiyle, yaşayarak, paylaşarak oluyor'

Kendilerine önerilen koruyucu aile modelini kabul ederek, 45 günlük bir kız çocuğuna aile olan Kubilay ve Müzeyyen Eser çifti, şu anda 4,5 yaşında olan kızlarıyla mutlu bir hayat sürüyor.

'Bağ, kanla değil sevgiyle, yaşayarak, paylaşarak oluyor'
25-03-2018 20:32

İSTANBUL- Andaç Hongur

Kendilerine önerilen koruyucu aile modelini kabul eden Kubilay ve Müzeyyen Eser çifti, 1 günlükken çocuk yuvasına bırakılan, 45 günlükken evlerine getirdikleri 4,5 yaşındaki kızlarıyla mutlu bir hayat geçiriyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Kubilay Eser, kızından önceki hayatında çok hızlı karar alan, çok esnek bir yapısının olduğunu dile getirerek, "Şimdi yurt dışından, şehir dışından gelen iş tekliflerini kabul etmiyorum. Zaten evden çok çıkmayan bir insandım ama şimdi ona kavuşmak için saatleri sayıyorum. Çok büyük bir sevgi. Çocuklara bakış açım değişti. Kızımdan önce bir çocuğa göstermediğim anlayışı veya toleransı çok fazlasıyla göstermeye başladım. Mesela belim, boynum ağrırdı şimdi hiç ağrımıyor, çünkü kaslarım güçlendi, kızımı indirip kaldırmaktan, onunla oynamaktan. Onunla hareket ederken böyle bir problemim kalmadı." diye konuştu.

Yaş aldıkça daha kabullenici olduğunu ve hayata daha olgun bakabildiğini ifade eden Eser, şunları anlattı:

"Gençken kan bağı belki biraz daha önemliydi ama şimdi öyle bir şey yok. Hatta kızımdan önce de yok olmuştu, kızımla birlikte tamamen yok oldu. Şunu anladık ki o bağ, kanla değil, sevgiyle, yaşayarak, paylaşarak oluyor. Biyolojik çocukları olan arkadaşlarımız bile 'Sen nasıl bir babasın, hem anne hem baba gibi ilgileniyorsun, düşünüyorsun, ona göre planlar yapıyorsun. Biz bu kadar yapmıyoruz.' diyorlar.

Biyolojik çocukla kendi kızımın durumunu karşılaştıramıyorum ama hem kendimden hem koruyucu ailelerden gördüğüm kadarıyla biyolojik ailelerin verdiği sevgiden ve ihtimamdan daha fazlası veriliyor, daha fazla üstüne titreniyor. Bunun da değerini bilmekten kaynaklandığını düşünüyorum. Zaten siz o sevgiyi verince çocuk onun 10 katını veriyor. Ulvi bir şey yaptık demiyorum, o bize geldiği için ulvi bir davranış olduğunu düşünüyorum. Biz cesuruz diyebilirim, biz bunu göze aldık. Ben bu kararı almak için çok büyük fedakarlıklar yaptım ama şu kadarcık bile pişman değilim, hiç olmadım, olacağımı da zannetmiyorum."

"Korku sebepleri ortadan kalkınca model hızla yayılacak"

Kubilay Eser, soyadı farklılığından dolayı koruyucu ailelerin çocuklarına yönelik farklı bir bakış açısı olabildiğine değinerek, şöyle devam etti:

"Özellikle çocuk ilk okula gittiğinde öğretmenler ve öğrenciler tarafından etiketlenmeye maruz kalıyor. Soyadımız tutmuyor velayetini alamadığımız için. Bu da çocuğun kafasında soru işaretleri oluşturabiliyor. Biz ne kadar normalleştirsek de bu durumu ilkokulda çocuklar, arkadaşları bunu garip bir şey olarak lanse ediyor ve çocuk da sıkıntı yaşayabiliyor. Bu konuda en büyük beklentimiz ilgili yapısal ve kanuni gerekliliklerin oluşturulması. Kurumlardaki insanlar bu konuda bilinçli ama biraz daha hızlandırmakta fayda var."

Günlük hayatta yaşadıkları sorunları, "çocuğa pasaport almak", "sağlık hizmeti almak", "bir şehirden bir şehre veya yurt dışına götürmek" şeklinde sıralayan Eser, "Bunların çözümü hızlandığı anda ailelerin hem mevcutların durumları daha normalleşecek hem de koruyucu aile olmak isteyenlerin belirsizliklerden kaynaklanan korku sebepleri ortadan kalkacak. Sorunlar ortadan kalkınca koruyucu ailelik modelinin ne kadar hızlı yayıldığına inanamayacaksınız. Evlat edinmek isteyen, koruyucu aile olmak isteyen pek çok insanın bazı kaygıları var, sistemin netleştirilmesi lazım." dedi.

Eser, koruyucu aileliğin "geçici olarak aile yanına, sevgi ve güven ortamına yerleştirme" olduğuna, biyolojik ailesinin şartları olumluya döndüğü zaman çocuğun onların yanına dönme olasılığı bulunduğuna işaret ederek, "Bu, ülkemizde korkulan bir şey çünkü bağlanan, çocukları çok seven bir aile yapımız var. Eğer kişisel ilişki oluşmuşsa çocukla anne-baba arasında, özellikle çocuk için çok büyük bir travma. Biyolojik ailesi onu terk ettiği için çocuk bir travma yaşıyor. Koruyucu aile ile çocuk onu seven bir aile ortamında büyümeye başlıyor. Daha sonra siz zorla bu aileden alıyor ve biyolojik aileye veriyorsunuz ama çocuğun alıştığı bir hayat, benimsediği bir anne-baba var. Bu konularda bazı düzenlemelere gidilmesi şart." diye konuştu.

Çeşitli sosyokültürel seviyelerde koruyucu aile modelini anlattıklarını, kendisine danışarak koruyucu aile olan çiftler bulunduğunu dile getiren Eser, evlendikten hemen sonra bile koruyucu aile olmak isteyen çiftler olduğunu söyledi.

Eser, çözüme yönelik düzenlemelerin koruyucu aile sayısını artıracağını vurgulayarak, "Kanunlar çıkana kadar da herkesin almasını tavsiye ederim. Çünkü bu çocuklara 6 ay, 1 yıl, 2 yıl bakmak da o çocuğun hayatına çok şeyler katacaktır, ona büyük faydası olacaktır. Dolayısıyla insanların kendilerini çok fazla düşünmeden, çocuğa vereceği faydaya odaklanarak koruyucu aile olmasını canı gönülden tavsiye ederim." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER