Zonguldak
Bekçilik yaptığı sırada yapımını öğrenmeye başladığı Devrek bastonunun üretimini 43 yıldır sürdüren 63 yaşındaki Ali Akçasu, mesleği oğlu Necati Akçasu'ya çocuk yaşta öğretti.
Babasıyla uzun yıllar 40 metrekarelik atölyede Devrek bastonu üretiminde bulunan 3 çocuk babası 46 yaşındaki Necati Akçasu, binbir zahmetle kızılcık ağacı dallarını çeşitli motiflerle işleyip kezzapla renklendirdiği yılan, kurt, at, aslan ve kartal başlı Devrek bastonlarını müşterilerin beğenisine sundu.
İlginin azaldığı mesleğinde çırak yetiştirememenin üzüntüsünü yaşayan Akçasu, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi tarafından 10 yıl önce kurulan ve kültürel değerlerin gelecek kuşaklara aktarılmasını amaçlayan Devrek Bastonu Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde yürütülen çalışmalarda yer aldı.
Devrek Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümü Geleneksel El Sanatları Programında eğitim gören 17 öğrenciye haftada iki gün ders vererek bilgi ve deneyimlerini aktaran Akçasu, kültürel mirasın gelecek nesillere ulaşmasını arzu ediyor.
"Bu bizim öz kültürümüz"
Necati Akçasu, kızılcık ağacından imal edilmesi ve üzerinde el sanatının olmasının Devrek bastonunu diğer bastonlardan ayırdığını söyledi.
Her ustanın kendi maharetine bağlı oyma, desen, model ve motif yaptığını anlatan Akçasu, her ustanın kendi has dokunuşuyla birbirinden farklı bastonlar ürettiğine değindi.
Akçasu, mesleğe olan ilginin azalmasının sebeplerinden birinin çırak yetişmemesinden kaynaklandığını aktararak, "Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Baston Uygulama ve Araştırma Merkezi açtı. Bu merkezde Geleneksel El Sanatları Bölümü'ndeki öğrencilerimize baston yapımını ders olarak koydu. Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de bu kültürün yaşatılması için desteklerini bizlerden esirgemiyor. Bizler de öğrencilerimize mesleği aktarmaya çalışıyoruz." dedi.
Yok olmaya yüz tutmuş el sanatını sonraki kuşaklara aktarmanın önemli olduğunu dile getiren Akçasu, şöyle devam etti:
"Bu kültür yaşaması gerekiyor çünkü bizim öz kültürümüz. Baston deyince yaşlıların kullanacağı eşya olarak düşünüyorlar. Aslında baston geleneği çok eskilere dayanan kültür. Eskiden beyefendiler, hanımefendiler ellerinde giyimlerine göre farklı farklı bastonlar taşımışlar. Büyük devlet adamları mevkisine, makamına göre baston taşımışlar.
Son dönemde süs, aksesuar anlamından çıkmış, biraz daha şahsi kullanıma doğru yönelmiş ama Devrek bastonunda bu olay yok. Devrek bastonunda hem kulanım için hem de aksesuar özelliğiyle hala günümüzde yerini korumakta."
"Benden daha iyi olan öğrencilerimi keşfettim"
Akçasu, dükkanda babasına destek olduğunu aynı zamanda üniversitede bu mesleği öğretmeye çalıştığını ifade ederek, sopanın doğrultması, törpü, testere, markalama gibi bütün sistemi geleneğe bağlı kalarak gösterdiğini belirtti.
Öğrencilerin mesleğe hevesli olduklarından çok çabuk kavrayıp güzel işler çıkarttıklarından bahseden Akçasu, baston yapımına devam eden öğrencilerinin aynı zamanda halk eğitim merkezlerinde bu mesleği gelecek kuşaklara aktarmak için eğitim verdiklerini söyledi.
"Çırak, ustasını geçmezse sanat ölür." sözünü önemsediğini söyleyen Akçasu, "Babamdan aldığım bu bayrağı elimden geldiğince en iyi şekilde kendi öğrencilerime en üst düzeyde göstermeye çalışıyorum. Bildiğimiz bilginin en iyisini, en güzelini, en doğru şekilde öğrencilerimize aktaracağız ki öğrencilerimiz de aynı şekilde bu mesleğin üzerine bir tuğla daha koyup gelecek kuşaklara aktarabilsinler ki bu meslek ölmesin." ifadelerini kullandı.
Akçasu, en yeni teknik ve modellerle baston yapımını anlattığını kaydederek, "Öğrencilerim şu an en üst modelleri yapıyor ve benden daha iyi olan öğrencilerimi keşfettim. Siz onlara ilham ve destek verdikçe, onlar biraz daha gayret edip size daha iyi bir işçilikle gelmeye çalışıyor. Bu benim için gurur verici bir şey." dedi.
Baba Ali Akçasu da mesleği sürdürmesi için yetiştirdiği oğlunun şimdilerde öğrencilere eğitim vermesinin kendisini gururlandırdığı ifade etti.
Öğrencilerden Gülçin Sayın, iki yıldır baston yapımını severek yaptığını, bu kültürü gelecek nesillere aktarmanın çok önemli olduğunu ve bunun eğitimini alıp üzerine katarak devam etmek istediğini söyledi.
Öğrencilerden Ayla Gümülcine ise ustaların sayısının her geçen gün azaldığını ve bu değerli geleneğin sürdürülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com