Bakü
Bakan Kerimov, Karabağ ve civar illerde işgal döneminde Azerbaycan'a ait tarihi ve kültürel anıtlara Ermenilerce gerçekleştirilen tahribatın boyutunu ve Azerbaycan hükümetinin bu tahribatın giderilmesi için yaptığı çalışmaları değerlendirdi.
Ermenistan'ın işgal döneminde bölgedeki altyapıya, tarihi ve kültürel anıtlara hatta mezarlıklara büyük zarar verdiğini belirten Kerimov, bu durumu "savaş suçu" ve "insanlık suçu" olarak nitelendirdiklerini vurguladı.
Kerimov, Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı "etnik temizlik" politikasının yanı sıra "kültürel temizlik" politikasını da 30 yıl boyunca sürdürdüğünü ifade ederek "Amaçları belliydi. Yüzyıllardır orada yaşayan Azerbaycanlıların izlerini silmeyi amaçlıyorlardı. Bunu, Azerbaycan'a ait tarihi ve kültürel anıtları sistemli şekilde yok ederek hayata geçiriyorlardı. Bir zamanlar işgal altında bulunan bölgelerde devlette kayıtlı 706 tarihi ve kültürel anıt vardı. Bu anıtların yüzde 95'inin tahrip edildiğini tespit ettik." dedi.
Özellikle camilere yapılan saygısızlığı büyük üzüntüyle karşıladıklarını belirten Kerimov, "Yerleşim birimlerini yıktılar fakat camileri bıraktılar. Camilerimizde domuz beslediler. Bunu Azerbaycan halkının dini duygularını aşağılamak için bilinçli şekilde yaptılar. Bu durumu sadece Azerbaycan'a karşı değil tüm İslam dünyasına yapılmış bir saygısızlık olarak görüyoruz." diye konuştu.
"Karabağ, Azerbaycan'ın en güzel bölgelerinden birine dönüşecek"
Azerbaycan hükümetinin başlıca görevinin işgalden kurtarılan bölgeleri imar etmek ve canlandırmak olduğunu söyleyen Kerimov, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in ilan ettiği 'Büyük Dönüş' programında da bu konu önceliklidir.
Bu programda tarihi ve kültürel anıtların imarı da önemli yer kapsıyor. İnsanlarımızın, kültürümüzün, Azerbaycan ruhu ve kimliğinin o bölgeye dönmesi için aşamalı eylem planı uyguluyoruz.
Kültürel anıtların durumunu araştırmak ve envanter çalışması için bölgeye uzmanlar gönderdik.
Bazı bölgelerde artık restorasyon çalışmalarına başlanıldı. Özellikle Cumhurbaşkanı Aliyev tarafından ülkenin kültür başkenti ilan edilen Şuşa'daki üç cami ve iki kiliseyi restore ediyoruz."
Kerimov, kendilerinin tarihi ve kültürel anıtlarla savaşmadıklarını ifade ederek "Biz onları sadece korumuyoruz aynı zamanda restore de ediyoruz. Amacımız sadece anıtları restore etmek değil, o ruhu, o gelenekleri, o değerleri oraya geri getirmek ve bölgeyi canlandırmaktır.
Bu konuda kararlıyız. Yakın dönemde Karabağ, Azerbaycan'ın en güzel bölgelerinden birine dönüşecek." dedi.
"Uluslararası kuruluşlar sessiz kaldı"
Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarında gerçekleştirdiği yıkımla ilgili uluslararası kurum ve kuruluşları bilgilendirdiklerini, özellikle UNESCO'da konuyu gündeme getirdiklerini bildiren Kerimov, şöyle konuştu:
"Maalesef uluslararası toplum ve uluslararası kuruluşlar bu konuya sessiz kalıyordu, istediğimiz tepkiyi vermiyorlardı.
Çifte standartlar, biz topraklarımızı işgalden kurtardıktan sonra iyice ortaya çıktı. Azerbaycan'a ait İslami kültürel mirasın Hıristiyan mirasına göre daha az önemli olduğunu gördük onların nezdinde.
Topraklar işgalden kurtarıldıktan sonra aynı kuruluşlar Karabağ'daki Hıristiyan kültürel mirasıyla ilgili tedirginliklerini dile getirdi.
Sanki 30 yıl boyunca tahrip edilen tarihi anıtlarımız onları ilgilendirmiyordu. Bunu üzüntü ile karşıladık. Bu çifte standarttı, Azerbaycan kabul etmedi."
"Ermenistan'ın yargılanmasını ve tazminat ödemesini istiyoruz"
Kerimov, Azerbaycan topraklarında Ermenistan'ın yaptığı yıkımların uluslararası mahkemelere taşınması için çalışmalar yürüttüklerini belirterek şu bilgileri verdi:
"Bağımsız şirketlerle çalışıyoruz. Onlar işgalden kurtardığımız bölgelerde Ermenistan gerçekleştirdiği yıkımların bilançosunu belirlemek için çalışma yürütüyor. Tüm bilgiler toplandıktan sonra uluslararası mahkemelere sunulacak.
Ermenistan'ın devlet olarak bu konuda yargılanmasını ve tazminat ödemesini istiyoruz. Azerbaycan devletine, halkına, tarihine, kültürüne ve çevresine karşı işlenen suçlar dolayısıyla Ermenistan sorumluluk taşımalıdır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com