F-Secure Tüketici Güvenliği Birimi Genel Müdür Yardımcısı Samu Konttinen, tüketicilerin çoğunluğunun sosyal ağ hesaplarının hepsi için aynı şifreyi kullandığını belirterek, “Bu bir hata. Bir tanesi hacklenirse, örneğin Instagram şifresi ele geçirilen kişinin otomatikman diğer sosyal ağların şifresi ele geçiyor. Kullanıcılara tavsiyem her yerde aynı şifreyi kullanmamaları’’ dedi.
Bugün başlayan ve 19 Kasım’a kadar devam edecek olan Webit Global Kongresi’nin açılış konuşması için Türkiye’ye gelen F-Secure Tüketici Güvenliği Birimi Genel Müdür Yardımcısı Samu Konttinen, internet güvenliği hakkında bilgiler verdi. Konttinen, “Şuanda güvenlik piyasası aslında en çabuk büyüyen sektörlerden diyebiliriz. Kendi içinde bunu üç kategoriye ayırabiliriz. Birinci kategori siber saldırılar. Farklı farklı taraflar belirlediği belli hedeflere saldırılar gerçekleştiriyorlar. Genelde şirketlere ve devletlere. İkincisi tüketiciler ile ilgili boyutu. Tüketiciler, son kullanıcılar online oldukça artık gizliliklerinin giderek azaldığının farkına varmaya başladılar. Zaten gündemde olan konulardan bir tanesi. Nesnelerin interneti meselesi; bu ileriye dönük bir konu olacağı için nesnelerin interneti ile ilgili ne gibi tehlikeler karşımızda şuan onu tam olarak hayal edemiyoruz bile" dedi.
"SOSYAL AĞ HESAPLARINIZIN HEPSİNE AYNI ŞİFREYİ KOYMAYIN"
Sosyal ağ kullanımında aynı şifreyi kullanmama konusunda uyarıda bunan Konttinen, ’’Instagram, Facebook, Dropbox gibi siteleri kullanan şirketlerin sorumlulukları var. Müşterilerini koruyabilmek ve güvenlik altına alabilmek için çaba sarf etmesi lazım. Tüketiciler de basit olduğunu düşündüğümüz bir hata yapıyorlar. Çoğunluğu sosyal ağ hesaplarında hepsi için aynı şifreyi kullanıyorlar. Bu bir hata. Bir tanesi hacklenirse, örneğin Instagram şifresi ele geçirilen kişinin otomatikman diğer sosyal ağların şifresi ele geçiyor. Kullanıcılara tavsiyem her yerde aynı şifreyi kullanmamaları’’ şeklinde konuştu.
"FREEDOME GİZLİLİK KONUSUNDA TEDBİR ALMAK İÇİN HAZIRLANMIŞ"
F- Secure firmasının ürettiği Freedome’un ağırlıklı olarak gizlilik konusunda tedbir almak için hazırlanmış bir ürün olduğunu belirten Konttinen, ’’Birkaç şey yapıyor aslında. Birincisi sizin internet trafiğinizi şifreliyor. Böylece internetteki hareketlerinizin arasında arada birilerinin sizi fark etmesi, dinlemesi, tespit etmesi mümkün olmuyor, bu da size gizlilik sağlıyor. İkincisi sizi anonim kılmak. Böylece sizi takip edenler ve profil çıkaranlardan kendinizi koruyabilmiş oluyorsunuz. Üçüncü yaptığı şey ise anonimlik işini bir derece daha yukarı çıkarmış oluyorsunuz. Eğer isterseniz sanal tercihinize göre seçebiliyorsunuz. Eğer Türkiye’de iseniz yerinizi Finlandiya’da gösterebiliyorsunuz. Bu da güvenliğinizi bir üst seviyeye çıkarıyor. En sonuncusu sörf yaparken size bir koruma getiriyor. İnternet dolaşırken yanlışlıkla kötü niyetli internet sitelerine girmenizi engelliyor. Hepsini toparlayacak olursak Freedome ürünü gizlilik konusunda koruma sağlamaya yönelik” dedi.
"TÜRKİYE’DE GÜVENLİK PİYASASI BÜYÜMEKTE OLAN PİYASA"
Türkiye’de güvenlik piyasasının büyümekte olan bir piyasa olduğuna vurgu yapan Konttinen, ’’Nüfusu itibariyle büyük bir pazar. Freedome ve benzeri ürünler için önemli potansiyel var. İnternet genel olarak Türkiye’de zaten artışta. Akıllı telefonlar, tabletlerle sürekli online oluyor insanlar. İnternet artık burada günlük hayatın bir parçası. Artan bu internet kullanımı yüzünden insanlar daha fazla anonim olmak, daha fazla koruma altında olmak ihtiyacı hissediyorlar. Tüketiciler takip edilmeden sitelerde dolaşmak istiyorlar" diye konuştu.
"DEVLETLER KENDİ KAYNAKLARINI KULLANARAK BİRTAKIM SİBER SALDIRI ARAÇLARI GELİŞTİRMEYE BAŞLADI"
Konttinen, ’’Şuanda artmakta olan problem var aslında. İki ana başlık altında söyleyebiliriz. Birincisi siber suçlar, bunu kendi içinde ikiye ayırabiliriz. Bir tanesi hacktivist dediğimiz insanlar. Bunlar bir kampanya ya da bir ideolojiyi savunan kişilerdir. İdeolojiyi yaymak için hackleme yapıyorlar. İkincisi bildiğimiz siber suçlular. Bunlar normalde sizin paranızın peşindeler. Şirketi ya da bireyleri soyuyorlar. Üçüncü boyut var, o da son zamanlarda artış göstermeye başladı. Devlet ve hükümetlerin şirketler ve vatandaşlar üzerinde gösterdikleri gözetim meselesi. Online gözetim ve kontrol mekanizmalarından yararlanıyorlar. Eskiden bizim gibi F-secure şirketler, kötü amaçlı saldırganlara karşı kişileri korumaya çalışırdık. Şimdi bakıyorum bir şirkete saldırı oluyor. O saldırı yapan başka bir ülkenin hükümeti. Bu çok önemli bir problem olmaya başladı. Devlet kendi kaynaklarını kullanarak birtakım siber saldırı araçları geliştirmeye başladı. Tehlikeli boyutu bu siber saldırıları araçlarının devletin elinden kötü niyetli suçluların eline geçmesi’’ ifadelerini kullandı.
(İHA)
Bugün başlayan ve 19 Kasım’a kadar devam edecek olan Webit Global Kongresi’nin açılış konuşması için Türkiye’ye gelen F-Secure Tüketici Güvenliği Birimi Genel Müdür Yardımcısı Samu Konttinen, internet güvenliği hakkında bilgiler verdi. Konttinen, “Şuanda güvenlik piyasası aslında en çabuk büyüyen sektörlerden diyebiliriz. Kendi içinde bunu üç kategoriye ayırabiliriz. Birinci kategori siber saldırılar. Farklı farklı taraflar belirlediği belli hedeflere saldırılar gerçekleştiriyorlar. Genelde şirketlere ve devletlere. İkincisi tüketiciler ile ilgili boyutu. Tüketiciler, son kullanıcılar online oldukça artık gizliliklerinin giderek azaldığının farkına varmaya başladılar. Zaten gündemde olan konulardan bir tanesi. Nesnelerin interneti meselesi; bu ileriye dönük bir konu olacağı için nesnelerin interneti ile ilgili ne gibi tehlikeler karşımızda şuan onu tam olarak hayal edemiyoruz bile" dedi.
"SOSYAL AĞ HESAPLARINIZIN HEPSİNE AYNI ŞİFREYİ KOYMAYIN"
Sosyal ağ kullanımında aynı şifreyi kullanmama konusunda uyarıda bunan Konttinen, ’’Instagram, Facebook, Dropbox gibi siteleri kullanan şirketlerin sorumlulukları var. Müşterilerini koruyabilmek ve güvenlik altına alabilmek için çaba sarf etmesi lazım. Tüketiciler de basit olduğunu düşündüğümüz bir hata yapıyorlar. Çoğunluğu sosyal ağ hesaplarında hepsi için aynı şifreyi kullanıyorlar. Bu bir hata. Bir tanesi hacklenirse, örneğin Instagram şifresi ele geçirilen kişinin otomatikman diğer sosyal ağların şifresi ele geçiyor. Kullanıcılara tavsiyem her yerde aynı şifreyi kullanmamaları’’ şeklinde konuştu.
"FREEDOME GİZLİLİK KONUSUNDA TEDBİR ALMAK İÇİN HAZIRLANMIŞ"
F- Secure firmasının ürettiği Freedome’un ağırlıklı olarak gizlilik konusunda tedbir almak için hazırlanmış bir ürün olduğunu belirten Konttinen, ’’Birkaç şey yapıyor aslında. Birincisi sizin internet trafiğinizi şifreliyor. Böylece internetteki hareketlerinizin arasında arada birilerinin sizi fark etmesi, dinlemesi, tespit etmesi mümkün olmuyor, bu da size gizlilik sağlıyor. İkincisi sizi anonim kılmak. Böylece sizi takip edenler ve profil çıkaranlardan kendinizi koruyabilmiş oluyorsunuz. Üçüncü yaptığı şey ise anonimlik işini bir derece daha yukarı çıkarmış oluyorsunuz. Eğer isterseniz sanal tercihinize göre seçebiliyorsunuz. Eğer Türkiye’de iseniz yerinizi Finlandiya’da gösterebiliyorsunuz. Bu da güvenliğinizi bir üst seviyeye çıkarıyor. En sonuncusu sörf yaparken size bir koruma getiriyor. İnternet dolaşırken yanlışlıkla kötü niyetli internet sitelerine girmenizi engelliyor. Hepsini toparlayacak olursak Freedome ürünü gizlilik konusunda koruma sağlamaya yönelik” dedi.
"TÜRKİYE’DE GÜVENLİK PİYASASI BÜYÜMEKTE OLAN PİYASA"
Türkiye’de güvenlik piyasasının büyümekte olan bir piyasa olduğuna vurgu yapan Konttinen, ’’Nüfusu itibariyle büyük bir pazar. Freedome ve benzeri ürünler için önemli potansiyel var. İnternet genel olarak Türkiye’de zaten artışta. Akıllı telefonlar, tabletlerle sürekli online oluyor insanlar. İnternet artık burada günlük hayatın bir parçası. Artan bu internet kullanımı yüzünden insanlar daha fazla anonim olmak, daha fazla koruma altında olmak ihtiyacı hissediyorlar. Tüketiciler takip edilmeden sitelerde dolaşmak istiyorlar" diye konuştu.
"DEVLETLER KENDİ KAYNAKLARINI KULLANARAK BİRTAKIM SİBER SALDIRI ARAÇLARI GELİŞTİRMEYE BAŞLADI"
Konttinen, ’’Şuanda artmakta olan problem var aslında. İki ana başlık altında söyleyebiliriz. Birincisi siber suçlar, bunu kendi içinde ikiye ayırabiliriz. Bir tanesi hacktivist dediğimiz insanlar. Bunlar bir kampanya ya da bir ideolojiyi savunan kişilerdir. İdeolojiyi yaymak için hackleme yapıyorlar. İkincisi bildiğimiz siber suçlular. Bunlar normalde sizin paranızın peşindeler. Şirketi ya da bireyleri soyuyorlar. Üçüncü boyut var, o da son zamanlarda artış göstermeye başladı. Devlet ve hükümetlerin şirketler ve vatandaşlar üzerinde gösterdikleri gözetim meselesi. Online gözetim ve kontrol mekanizmalarından yararlanıyorlar. Eskiden bizim gibi F-secure şirketler, kötü amaçlı saldırganlara karşı kişileri korumaya çalışırdık. Şimdi bakıyorum bir şirkete saldırı oluyor. O saldırı yapan başka bir ülkenin hükümeti. Bu çok önemli bir problem olmaya başladı. Devlet kendi kaynaklarını kullanarak birtakım siber saldırı araçları geliştirmeye başladı. Tehlikeli boyutu bu siber saldırıları araçlarının devletin elinden kötü niyetli suçluların eline geçmesi’’ ifadelerini kullandı.
(İHA)