Genel

Avrupa'da 'Başkan" ülkesinde 'istenmeyen adam'

AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Polonya'nın eski Cumhurbaşkanı Kaczynski'nin hayatını kaybettiği uçak kazası nedeniyle eleştirilerin odağında.

Avrupa'da 'Başkan
22-04-2017 14:53

BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk'a, Polonya'da 2010 yılında eski Cumhurbaşkanı Lech Kaczynski'nin hayatını kaybettiği uçak kazasıyla ilgili "soruşturmada görevini ihmal ettiği" suçlaması nedeniyle yükselen tepkiler giderek artıyor.

Tusk, Birlik üyesi 27 ülkenin desteğiyle yeniden AB Konsey Başkanlığına gelmesine rağmen ülkesinde "istenmeyen adam" ilan edilerek, Varşova'da protesto gösterileriyle karşılandı.

AB Konseyi Başkanı Tusk, 19 Nisan'da gittiği ülkesinde, Polonya ve Rusya istihbarat yetkilileri arasında uçak enkazının incelenmesi için "gizli ve yasa dışı" anlaşma yapıldığı iddialarını soruşturan savcılara tanık sıfatıyla 8 saat ifade verdi.

Tusk, kendisine yönelik suçlamaları "siyasi bir cadı avı" olarak niteledi. Destekçileri de eski cumhurbaşkanı Lech Kaczynski'nin ikiz kardeşi ve halen iktidardaki Adalet ve Hukuk Partisi (PİS) lideri olan Jaroslaw Kaczynski'nın suçlamalarının 2019 parlamento, 2020 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tusk'un önünü kesmeye yönelik olduğunu savundu.

Bu arada suçlamalar Jaroslaw Kaczynski ile sınırlı kalmayarak Polonya ile AB arasındaki ilişkilerini etkilemeye başladı.

Tusk'un görev süresinin uzatılması konusu 9 Mart'ta Brüksel'de yapılan AB ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları zirvesinde ele alındı. Liderler, Brüksel'deki zirvede AB Konseyi Başkanlığı seçimini zorlu bir şekilde gerçekleştirdi.

Daha önceki AB Konseyi Başkanlığı seçimlerinde, oy birliğiyle karar verilmesi yönünde görüş birliği varken, görev süresi dolacak olan mevcut başkan Tusk, ülkesi Polonya'nın itirazıyla karşılaştı.

Seçim öncesi konuşan Polonya Başbakanı Beata Szydlo, onayları olmadan bir Polonyalının AB Konseyi Başkanı seçilmesine izin vermeyeceklerini belirterek, "Tüm fikirlere saygı gösterilmeli. Polonya'nın görüşlerine karşı gelenler Avrupa'yı bölüyor. AB'nin temeli olan prensipleri savunacağız. Bizim mutabakatımız olmadan olmaz." açıklaması yaptı.

Başta Almanya ve Fransa olmak üzere AB ülkeleri Tusk'a destek vererek, Polonya'nın tek başına bir kararı bloke edemeyeceğini belirtti.

Yapılan oylamada Tusk 1'e karşı 27 oyla yeniden AB Konseyi Başkanı olarak seçildi.

Tusk, Konsey Başkanlığına seçilmesinin ardından, kendisine karşı çıkan Polonya'yı "siyasi izolasyona karşı korumak için her şeyi yapacağını" belirterek, muhafazakar hükümeti "Köprüleri yakarken dikkatli olmaları" konusunda uyardı.

Zirve sonuç bildirisini bloke etti

Polonya Başbakanı Beata Szydlo da tüm itirazlarına rağmen Tusk'un AB Konseyi Başkanlığına yeniden seçilmesine tepki göstererek, zirvenin usulüne uygun yapılmadığını iddiasıyla AB Liderler Zirvesi sonuç bildirisini bloke etti.

Polonya'da hükümetteki siyasi partinin lideri Kaczynski de itirazlarına rağmen Tusk'un AB Konseyi Başkanı seçilmesiyle ilgili, "Gerçekleşen şey (seçim) çok kötü. AB'nin tüm kurallarını, özellikle tarafsız olunmasına ilişkin kurallarını ihlal eden bir siyasetçi seçildi. Bu tarafsızlığı korumadı ve bunu da radikal bir şekilde yaptı." değerlendirmesinde bulundu.

Kaczynski'nin, Tusk'un AB Konsey Başkanlığını engelleyememesi ülkesinde siyasi olarak bir tür "mağlubiyet" olarak algılandı.

Polonya yönetimi, Tusk'u, AB Komisyonunun da karşı çıktığı bazı düzenlemeler konusunda hem iç politikada hem de ülkesine karşı AB yanında taraf tutmakla suçluyor. AB Komisyonu, Anayasa Mahkemesinin yargılama usullerinde yapılan değişikliğin hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla Polonya hakkında soruşturma başlatmıştı.

Uçak kazası

10 Nisan 2010'da dönemin Polonya Cumhurbaşkanı Kaczynski ve eşinin de aralarında olduğu 96 kişiyi taşıyan Tupolev 154 tipi uçak, Stalin döneminde yaklaşık 22 bin Polonyalının infaz edildiği Katyn Katliamı anısına yapılacak törene katılmak üzere Rusya'nın Smolensk Havaalanı'na inerken ormanlık alana düşmüş, uçaktakilerden kurtulan olmamıştı.

Polonya, kazaya yoğun sisin yanı sıra Polonyalı pilotlar ile Rus hava trafik kontrolörlerinin hatasının neden olduğunu açıklamıştı. Rusya'nın uçağın enkazını iade etmemesi, iki ülke arasındaki ilişkilerde gerilimin daha fazla yükselmesine yol açmıştı.

Savunma Bakanı Antoni Macierewicz, Donald Tusk hakkında "diplomatik ihanet" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu. Polonya yasalarındaki bu tanım, diğer ülkelerdeki "vatana ihanet" suçuyla aynı anlama geliyor. Yasalar, bu suça 10 yıllık hapis cezası öngörüyor.

Sadece uçak kazası ve sonrasındaki soruşturma sürecini kapsayan söz konusu suç duyurusunda, Tusk'un "Smolensk'teki kazanın aydınlatılması sürecinde ciddi hatalar yaptığı ve Rusya'ya karşı tavizkar bir tutum sergilediği" iddiasında bulunuyor.

Macierewicz, dönemin Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev söz vermiş olmasına rağmen, Tusk'u, başbakanken soruşturmada Rusya'nın enkaz parçaları ile karakutunun iadesi konusunda ısrarcı olmamakla suçluyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER