İSTANBUL - Sümeyye Dalkılınç
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yılda 17 milyar dolar civarında hazır giyim ihraç ettiğini belirterek, 2023'te hazır giyim ihracatında miktarın değişmeyeceğini ancak rakamın artacağını düşündüklerini, 2023 için 60 milyar dolarlık bir projeksiyon yaptıklarını, bunun 30 milyar dolarını Türkiye'de üreteceklerini, diğer 30 milyar dolarlık kısmını da organizatör ülke olarak yapmayı planladıklarını kaydetti.
Turistlere yapılan satışa değinen Tanrıverdi, İstanbul'daki AVM'lerde satışların yüzde 30'undan fazlasının yabancılara yapıldığını, bu oranın daha da artacağını düşündüğünü söyledi.
"130'dan fazla ülkede moda haftası etkinlikleri düzenleniyor"Hikmet Tanrıverdi, Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul'un (MBFWI) 12-15 Eylül 2017'de Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde gerçekleştirileceğini belirterek, MBFWI için yabancı gazeteciler ile 200 kişilik bir alım grubunu İstanbul'a getireceklerini, yurt dışında da küçük bir organizasyon yapacaklarını bildirdi.
Türklerin yaptığı tasarımları gösterebilmenin bir yolunun da moda haftaları olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, moda haftaları konusunda kısa vadede dünya sıralamasına girmenin çok kolay olmadığını, 130'dan fazla ülkede moda haftası etkinlikleri düzenlendiğini söyledi.
Yaptıkları çalışmalarla İstanbul Moda Haftası'nın dünyada bilinen bir moda haftası haline geldiğini belirten Tanrıverdi, "Moda haftaları içerisinde dünyada ilk 10 içerisindeyiz." dedi.
"Biz artık düz üretici olamayız"İHKİB Başkanı Tanrıverdi, Türkiye'nin, bölgenin "moda lideri" olma gibi bir hedefi bulunduğunu ifade ederek, "Moda haftalarının kent ekonomisine ve İstanbul'un tanıtımına ciddi katkısı var. Üstelik Mercedes Benz gibi global bir marka, bu etkinliğe sponsor." dedi.
MBFWI'yı düzenlemeye başladıklarında Türkiye'de tasarım algısının pek olmadığını ancak son 3-4 yıldır devlet büyükleri de dahil olmak üzere herkesin tasarımın önemini anlattığını, tasarımla ilgili çok sayıda teşvikin çıkmaya başladığını belirten Tanrıverdi, şunları kaydetti:
"Biz artık düz üretici olamayız. Olduğumuz zaman rekabet edemeyiz. Rekabet edebilme durumumuz ancak tasarımla olur. Biz bugün belki İtalya'nın daha önce yapmış olduklarını yeni yapıyoruz. Biz bu işe başladığımızda Türkiye'de tasarım eğitimi almak isteyenlerin sayısı çok düşüktü. Böyle bir ortamda başladık. Ama bugün 30 üniversitemizde tasarım bölümü var. Geriye dönük baktığımızda, çok ciddi bir mesafe katettik. Türkiye'de 'tasarım üniversitesi' tarzında bir eğitim kurumu olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye tasarım ülkesi olduğunda daha katma değerli ürünler satacak. Sizin normalde 1 liraya sattığınız düz bir cam bardağını tasarladığınız zaman 3 liraya satabiliyorsunuz. O yüzden firmaların bu işe biraz daha eğilmeleri gerekiyor. Örneğin, içecek üretiyorsunuz, şişenizi değiştirdiğiniz zaman fiyatınız piyasadaki diğer markalara göre yüzde 30-40 artabiliyor."
Tanrıverdi, tasarım kültürünün Türkiye'de yavaş yavaş oturmaya başladığını da söyledi.
dikGAZETE.com