Gaziantep
Gaziantep'te, Kovid-19'a karşı aşılarını yaptırmayan ve hasta olan vatandaşlar, yaşadıkları zorlukları AA muhabirine anlattı.
Kentte, ağırlıklı olarak Kovid-19 tedavisine ayrılan Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi Mücahitler Ek Binası'nda Göğüs Hastalıkları Servisinde tedavi gören Kovid-19 hastalarından bazıları aile fertleriyle beraber şifa bekliyor.
Göğüs Hastalıkları Servisinde tedavisi süren hastalardan Ömer Yaşargün (34), aile fertlerinin gittiği bir düğünden sonra kardeşinde Kovid-19 belirtilerinin görülmeye başladığını söyledi.
Kardeşinin ardından babasının virüse yakalandığını aktaran Yaşargün, "Babamdan da anneme sıçradı. Babam şu an yoğun bakımda yatıyor. Annem, kardeşim ve ben de serviste tedavi görüyoruz yani aile boyu hastanedeyiz." diye konuştu.
Daha önce koronavirüsün varlığına inanmadığını dile getiren Yaşargün, şöyle konuştu:
"Kimse de beni bu hastalığın varlığa inandıramazdı çünkü bazı insanların sözüne uyduk. Özelikle aydın olarak geçinen insanların 'koronavirüs yoktur' söylemlerine inandık. Aydın dediğim insanlara inanmamak gerekiyormuş. Bu hastalığa yakalandıktan sonra 10 gün boyunca kendimi evde izole ettim. Çeşitli meyvelerle beslendim. Hiçbirinin faydasını göremedim. Hastaneye bitkin halde geldim. Tüm sağlık personeline benimle ilgilendikleri için ayrı ayrı teşekkür ederim. Bu hastalık gerçekten çok ciddi bir hastalık. 10 günde yaşadıklarımı sözle anlatamam. Göz ağrısı olarak başladı ve daha sonra eklem ağrılarıyla devam etti. Ayağa kalkamıyordum. Böyle bir hastalığın olduğuna inanmıyordum ama gerçekten böyle bir hastalık varmış. Aşı da olmadım. Aslında çok büyük bir yanlış yapmışım ve şimdi onun farkındayım. Ayağa kalkarsam hemen gidip aşımı olacağım. Hastalığım ses tonumdan bile belli oluyor. Türk hekimlerden Allah razı olsun, bizimle ilgilendiler. Herkese tavsiyem var; aşınızı olun, maske kullanımı ve sosyal mesafeye uyun. Ben düştüm bu ateşe, inşallah kimse düşmez."
Sağlık personelinin hastalara verdiği ilaçların da mutlaka kullanılması gerektiğini vurgulayan Yaşargün, "İlaçlar sayesinde ayaktayım. Halkımız aşılarını olsun. Bu hastalığı ciddiye alsınlar. Çok geç olmadan önleminizi alın." diye konuştu.
Karı-kocanın pişmanlığı
Eşiyle beraber tedavi gören Hatice Yiğit (57) ise aşı olmadığı için çok pişman olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Başka insanların aklına uyup aşı olmadım. Keşke kimseyi dinlemeyip aşı olsaydım. Bu koronavirüsü daha kolay atlatırdık. Bugüne de şükürler olsun. Koronavirüs şüphesi bulunan kişilerin hemen hastaneye gelip tedavi olmalarını öneriyorum. Hastalara verilen ilaçların mutlaka kullanılması gerekiyor. Bugün daha iyiyim. Allah, devletimizden razı olsun. Tedavim biter bitmez ilk olarak aşımı vurulacağım. Aşı olmadığım için çok pişmanım. Aşı olan insanlar bu hastalığı daha çabuk atlatıyor. Ben ise aşı olmadığım için zor atlatıyorum. "
Hastalığa yakalandığındaki belirtileri anlatan Yiğit, "Diz ağrılarım daha çok arttı. Eklem ağrılarım oldu. Şimşek çakar gibi başım ağrıyordu. Nefes alamıyordum. Daha sonra hastaneye geldim. Yaklaşık 5 gündür hastanede tedavim sürüyor. Herkes aşısını olsun. Aşının çok faydası var." ifadelerini kullandı.
Hatice Yiğit'in eşi Ali Yiğit de aşı olmadığı için duyduğu pişmanlığı dile getirerek, şöyle konuştu:
"Aşı olanlar olmayanlara göre hastalığı çabuk atlatıyor. Herkes aşısını olsun. Allah'ın izniyle bugünleri atlatacağız. Bu hastalığa yakalandığımda bel ve eklem ağrılarım çok fazla oldu. Ateşim yükseldi. Çok fazla öksürüyordum halen de öksürüyorum. Aman herkese aşı olsun. Bazı insanların 'aman hastaneye gitmeyin, sizinle ilgilenmezler' gibi sözleri oldu. Kesinlikle bu sözlere inanmayın. Burada sağlık personelimiz her dakika yanımızdalar. Ben çok iyiliklerini gördüm. Allah, hepsinden razı olsun."
Yiğit, mutlaka aşı olunması gerektiğini ve iyileşir iyileşmez aşı olacağını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com