Genel

Aşı karşıtlarının komplo teorileri, iki asırdır bilimsel dayanak bulamadı

Kovid-19 salgınıyla yeniden gündeme gelen aşı karşıtı grupların komplo teorileri, ilk modern aşının uygulandığı zamandan bu yana geçen yaklaşık iki yüzyıllık sürede hiçbir bilimsel temel bulamadı.

Aşı karşıtlarının komplo teorileri, iki asırdır bilimsel dayanak bulamadı
15-12-2020 16:02

ANKARA (AA) - ODTÜ Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ural Akbulut, AA muhabirine, aşı karşıtlığının tarihine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Aşının ilk kez 1000 yıl önce Çin'de çiçek salgınına karşı uygulandığını, Çinlilerin çiçek hastalığını atlatanların yara kabuklarını toz hale getirip pipetle çocukların burnuna üflediğini anlatan Akbulut, daha sonra Çin aşısının Hindistan, Orta Doğu, Anadolu ve Balkanlar'a ulaştığını ifade etti.

Çiçek aşısının 1700'lerde İstanbul'da yapıldığını belirten Akbulut, İngiliz Büyükelçisi'nin eşi Lady Montagu'nun, 1718'de İstanbul'da iken oğluna çiçek aşısı yaptırdığını, elçilik doktoru C. Maitland'ın da aşıyı İstanbul'da öğrenip 1721'de İngiltere'de uygulayınca ABD'de de aşılama başlatıldığını dile getirdi.

ABD'de ilk çiçek aşısının Boston'da uyguladığını, bu aşı türünde çiçek hastalarının yara kabuklarının kullanıldığını anlatan Akbulut, "Bir yıl sonra İngiltere'deki fanatik rahipler, aşının dine karşı olduğunu yaymaya başladı ve Rahip Massey 'Hastalık, Tanrı'nın günahlarımız için verdiği cezadır, aşı şeytanlıktır' diye vaaz vererek halkı kışkırttı. ABD'de yaşayan aşı karşıtı fanatik İngiliz doktor, Boston'daki bazı rahiplerle iş birliği yaparak aşı karşıtlığının temelini attı." dedi.

Modern aşının tarihinin de 18. yüzyılda Edward Jenner ve çiçek aşısına dayandığını dile getiren Akbulut, şöyle devam etti:

"Avustralya’da doktor olan Jenner, 1796'da inek sütü sağanların çiçek hastalığına yakalanmadığını öğrendi. Sütçü bir kadının elindeki inek çiçeği kabarcığından irin alıp bahçıvanın oğlunun koluna açtığı çiziklere sürdü. Çocuk, çiçek hastalarından alınan materyallerden hiç etkilenmeyince aşının başarısı kanıtlandı. Bu aşı İngiltere'de ve ardından dünyada yaygınlaştı. Aşının sığır derisinden alınışı fanatik rahiplerin ve eğitimsiz kesimlerin tepkisini çekti. Protestocular 'aşı yapılırsa çocuklar sığıra benzer' diye propaganda yaptı. Bir karikatürcü 1802'de aşıdan sonra boynuzları çıkmış insan karikatürleri çizdi. İngiltere'de 1866'da Aşı Karşıtları Derneği kuruldu. Aşı karşıtlarını örgütlemek için New York'a giden İngiliz W. Tebb 1879'da ABD Aşı Karşıtları Derneği'ni kurdurdu. İngiltere'de 1853'te bebeklere ve 1867'de 14 yaşın altındaki çocuklara aşı yaptırma mecburiyeti getirildi. Almanya'da aşı yaptırma mecburiyeti 1874'te başladı."

Akbulut, İngiltere'nin Leicester kentinde 1885'te aşı karşıtı derneklerin kışkırtmasıyla 3 kişinin "çocuklarımıza aşı yaptırmayacağız" diyerek kendilerini göz altına aldırttığını, derneklerin fanatik destekçilerinin de tutuklamayı protesto bahanesiyle 90 bin kişilik protesto yürüyüşü yaptığını aktardı.

Brezilya'da 1902'de aşı olma mecburiyetiyle ilgili yasanın çıktığı gün, fakir mahallelerde yaşayanlar ile bazı askerlerin aşı karşıtı bir ayaklanma girişiminde bulunduğunu anlatan Akbulut, "Aşıların başarılı olduğu görüldükçe ülkelerin çoğunda aşı yaptırma mecburiyeti getiren yasalar çıkartıldı. Zamanla aşı karşıtlığı azaldı ancak bazı karma aşılarda yan etkiler görülünce 1970'lerde aşı karşıtları tekrar hareketlendi ama kısa sürdü. İngiltere'de Dr. A. Wakefield, 1998'de kızamık, kabakulak ve kızamıkçık karma aşısının yan etkilerini abartarak ve hastane kayıtlarıyla oynayarak aşının otizme neden olduğunu açıkladı. Bu iddiasına dayalı bilimsel bir makale yayımlayarak tüm aşı karşıtlarını ayaklandırdı. Ancak yalan söylediği kanıtlanınca makalesi ve doktorluk lisansı iptal edildi." bilgilerini dile getirdi.

Aşı karşıtlığı nedeniyle 2 ülkede binlerce çocuk sakat kaldı

Akbulut, aşı karşıtlığının maalesef bazı Müslüman ülkelerde eğitim düzeyi düşük fanatiklerce kışkırtılmaya devam ettiğini söyledi.

"Pakistan'da aşıların Müslümanları öldürmek veya kısırlaştırmak amacıyla yapıldığı" yalanını yayan Taliban'ın baskısıyla aşı görevlisi anne ve kızın öldürüldüğü olayı hatırlatan Akbulut, "Çocuk felci aşısı yapan anne Sakina 36, kızı Rizvana ise 16 yaşındaydı. Pakistan ve Afganistan'daki eğitimsiz fanatikler, 'aşılar Hindistan tarafından Müslüman nüfusu azaltmak için üretiliyor' diyerek annelerin bebeklere aşı yaptırmasını engelledi. Aşı sayesinde tüm dünyada çocuk felci ortadan kaldırıldığı halde bu iki ülkede aşısız binlerce çocuk sakat kaldı." değerlendirmesini yaptı.

Ural Akbulut, Kovid-19 aşısının küresel salgını durdurmak için önemine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Aşılar sayesinde her yıl 3 milyon insanın ölmesi engelleniyor. Aşı yaptıranların oranı hedeflenen düzeye ulaşırsa 1,5 milyon kişinin daha ölmesi engellenebilecek. Kovid-19 aşısı yaptırmak, bu nedenle büyük önem taşıyor. Yeni geliştirilen her üç aşının da güvenilir ve etkili olduğunun bilimsel olarak kabul edilmiştir. Bu aşılar milyonlarca insanın yaşamına sağlıklı olarak devam etmesi için önemli bir gelişmedir. Aşı karşıtlığı devam ederse Kovid-19 salgını yıllarca sürebilir ve milyonlarca can alabilir. Buna izin verilmemeli. Bu salgında aşı yaptırmamak başkasının canına kastetmek demektir."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER