BURSA
Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Başkanı Zeki Açıkgöz, bir program için geldiği Bursa'da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk mutfağına ait, yöresel yemeklerin yapılması için çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Açıkgöz, eskiden Türkiye'deki uluslararası otellerin başında hep yabancı aşçıların olduğunu belirterek, yabancı aşçı egemenliğinin artık sona erdiğini ve şu anda otellerin yüzde 95-96'sının mutfağının başına Türk aşçıların geçtiğini anlattı.
"Otelcilik, turizm ve aşçılık konusunda dünyayla kıyaslandığında Türkiye olarak artık daha yukarılardayız." diyen Açıkgöz, gençlere çok okumalarını ve dil öğrenmelerini tavsiye etti.
Açıkgöz, aşçılık okullarının Batılı ülkelerde 80-90 yıl önce açıldığına dikkati çekerek, Türkiye'de de son yıllarda üniversite bünyesinde gastronomi, yiyecek ve içecek gibi bölümler açılmaya başlandığını, bugün 40'ın üzerinde gastronomi bölümü bulunduğunu kaydetti.
"Zincir otellerin CEO'su olabilmeleri hiç zor değil"Açıkgöz, gastronomi bölümlerinde çok yetenekli ve donanımlı gençlerin yetiştiğini vurguladı.
Yurt dışına aşçının dışında yönetici aşçılar da göndermeleri gerektiğini anlatan Açıkgöz, şöyle devam etti:
"Otelin en tepesine, üç beş otelin mutfağından sorumlu olan aşçılar yetiştirmemiz lazım. Gençlere bunu söylüyoruz. Bu, hayal değil. İşin mutfağından yetişiyorlar. Dolayısıyla bir otelin genel müdürü olmaları hatta zincir otellerin üst yöneticisi (CEO) olabilmeleri hiç zor değil. Gençler bu konuda cesaretlerini kırmasınlar ama hiçbir başarı da tesadüf değil.
Onun için bu sayı çok daha artacak. Bundan sonra beyaz üniformayı giyen bir Türk'ü aşçı diye pazarlayabilecek durumlara gelecek bu ülke yani önümüz çok açık. Dinamik bir gençliğimiz var."
"Bu ülkenin bütün değerlerine sahip çıkmamız lazım"Açıkgöz, Türk mutfağının dünyada ilk 3'te olduğuna dikkati çekti.
"Aşçıyı ihraç ediyoruz ama aşçıyla beraber Türk mutfağını da ihraç edebilmemiz lazım." diyen Açıkgöz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türk aşçıları yurt dışına en iyi otellere gönderiyoruz ama onlar da kendi ülkesindeki yemek kültürünü oraya götürmeli. Burada yetiştirilen enginar, buğday, bulgur, fasulye, mercimek gibi sebze ve tahıllardan yapılan geleneksel yemekleri de mutfaklara koyabilmeli ki ülkeye döviz girdisi sağlansın. Bizim gençlerimiz, maalesef kuru fasulyeyi, kendi milli yemeklerini ve değerlerini öğrenmeden bir akıma kapılıyor, öncelikle yabancı mutfak hayranlıkları var.
Kendi mesleğimizle ilgili bu ülkenin bütün değerlerine sahip çıkmamız lazım."
Muhabir: Cem Şan
Kaynak: AA
dikGAZETE.com