MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim mitingi programı kapsamında seçmenlere Burdur’da seslendi.
Burdur mitinginde hükümeti ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu eleştiren Bahçeli, “Başbakan Davutoğlu, Denizli’de ‘Elif gibi durduk’ demiştir. Davutoğlu ya bilmiyor, ya da bile bile gerçekleri çarpıtıyor. Bizim bildiğimiz AKP bırakınız elif gibi dik durmayı önüne gelene neredeyse eğilmiş. Dahası namertlere, nankörlere, nimet bilmeyenlere diz çökmüştür. Davutoğlu, kafası karışık zihni melekleri yerinde değil, bir dediği diğerini tutmaktadır. Çünkü 7 Haziran’da kendisinin ve partisinin sandığa çakılacağını görmektedir” dedi.
“Davutoğlu helikopter yaptık diyor, uçak yaptık, yapıyoruz diye anlatıyor. TSK’nın kendi dönemlerinde onurlu olduğunu, kullanılan silahların milli olduğunu açıklıyor” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
“Bitlis’ten Muş’a giderken sağ ve sol tarafında yüzde yüz Türk yapımı Atak helikopterlerinin uçtuğunu söylüyor. Bunu da şerefli olmakla izah ediyor. Biz milli olan her şeye saygı duyar, yanında oluruz ama çünkü bunu varoluşumuzun gereği olarak görürüz. Fakat anlayamadığımız husus şudur. Davutoğlu yerli helikopter yapmakla övünürken samanı bile ithal etmesini, etten patatese kadar yabancı ülkelere el açmasını nasıl izah edecek. Türkiye iğneden ipliğe yabancının eline bakarken, Davutoğlu hangi alemde gezmektedir. Türk Ordusu’nun AKP ile beraber onurlu olduğunu söyleyen Serok Ahmet, 2002’den önce Mehmetçiğin onursuz olduğunu mu ima etmektedir. Yerli silah yapmakla şerefli, izzetli olunuyorsa, başta ABD, Rusya ve Avrupa ülkeleri olmak üzere kendi silah, uçak ve helikopterlerini imal eden ülkeler daha mı şerefli olmaktadır. Davutoğlu bize ne söylemeye çalışmaktadır. Davutoğlu, bu kabiliyetle, bu beceri ile Başbakanlıktan sonra komedi filmlerinde veya güldürü programlarında başrol oynamayı hak edecektir”.
“SİLAH YAPMAK DEĞİL MİLLİ ONURA SAHİP ÇIKMAK ŞEREFTİR”
“Silah yapmak değil, milli onura sahip çıkmak şereftir” diyen Bahçeli, “PKK ile pazarlık yapmak değil, cesurca mücadele etmek şereftir. Burdurlu işsizlikten kırılırken, yoksulluk Burdur’a çöreklenmişken saray yapılmasını izlemek değil, itiraz etmek şereftir. Diyarbakır’da bayrak indirilirken sessiz kalkmak değil, ayağa kalkmak şereftir. Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nun hayasızca, korkakça taşınmasını başarı değil, hüsran olarak görmek şereftir. Davutoğlu Uşak’ta gerçek Türk milliyetçisi olduklarını söylemiştir. Milliyetçilikle hesaplaşma vakti geldi diyen, Türklüğü söküp atmak için yapmadığını bırakmayan zihniyetin, milliyetçilikten bahsetmesi şerefli olmaları kadar yalan ve akıl dışıdır. Davutoğlu, milletin birliğini ve beraberliğini savunduklarını söylüyor. Türkiye’nin her santimetrekaresinin şerefleri olduğunu, bağıra çağıra anlatıyor. Al bayrağı dalgalandırmanın onurları olduğunu, yüzü kızarmadan burguluyor. Türk milletini yok sayan bu siyaset çürümüşlüğünün birlik ve beraberliği savunması nasıl mümkündür? Saymadıkları etnik yapı koymayan, darbelemedikleri tarih ve kültürel miras bırakmayan Davutoğlu ve çevresinin, vatan, millet, bayrak istismarına yönelmesi yapay ve yalandır. PKK Doğu ve Güneydoğu’da alan hakimiyeti kurup, kurtarılmış bölgelerde hendekler kazarken, teröristler sözde şehitlik açarken, militanlardan asayiş birlikleri kurulurken, bu Davutoğlu neredeydi? Ne yapıyordu? Uşak’ta atıp tutmak kolaydı, Aydın’a gidip yörüklükten bahsetmek zahmetsizdi. Sayın Davutoğlu, Diyarbakır’da Kobani’yi selamlarken aklın neredeydi? Kürtçe konuşurken seni kimler uyuşturmuştu? Barzani’ye methiyeler düzüp Kandil’e göz kırparken hangi maskeni takıyordun.”
Başbakan Davutoğlu’nun Merhum Başbakan Adnan menderes’in idam edildiğinde MHP’nin nerede olduğuna ilişkin sorusunu yanıtlayan Bahçeli, “Davutoğlu öyle bir dipsiz çukurdadır ki, merhum Başbakan Menderes asılırken MHP’nin nerede olduğunu sormaktadır. Böylesine çapsız ve yönsüz soruya verilecek ne bir cevap, ne de bir karşılık vardır. Sayın Davutoğlu sen neredeydin, hangi çamurlarda geziyor, oynuyordun?” dedi.
“ARTIK SİNSİ EMELLERE KARŞI YÜRÜMEK LAZIMDIR”
Başbakan Davutoğlu’nun 27 Mayıs’ta TBMM’yi Yassı Ada’da toplanmasını talep ettiğini söyleyen Bahçeli, “Milliyetçi Hareket’in tarihi bellidir. Nerede durduğu da nettir. Yassıada ve Sivriadayı demokrasi ve özgürlük adası olarak projelendirmek ne Davutoğlu’nu ne de Erdoğan’ı demokrat ve özgürlüklere saygı duyan kişiler yapmayacaktır. Demokrasi bir şuur meselesidir, bu da Davutoğlu’nda yoktur. Özgürlüklere hürmet insan olmanın onuruna riayettir, bu ise Erdoğan’da olmayan bir şeydir. Davutoğlu, proje tamamlandıktan sonra 27 Mayıs’ta Meclis’in Yassıada’da toplanmasını talep etmektedir. İmralı’da toplananların, ada konusunda tecrübesi hayli fazladır. Davutoğlu Yassıada’yı bıraksın da, İmralı’daki ihanet oturumlarını anlatsın. Merhum Başbakan’ı anmak için önce demokrasiye saygı duymak, darbe çığırtkanlarına prim vermemek her şeyden daha anlamlı ve değerlidir. Özel hayatı linç eden ahlaksızlar demokrasiden anlamazlar. İnsan haysiyetine saldıran kaset tezgâhtarları demokrasiyi hakkıyla benimseyemez. Namuslu insanlara çamur atan reziller ve bunlara kol kanat geren fırsatçılar insan olmanın erdemini hiç dikkate almazlar. Artık sinsi emellere karşı yürümek lazımdır. Artık istismar iğrençliğine karşı yürümek kaçınılmazdır. Biz yürüyoruz, hainler korkuyor. Biz yürüyoruz, müzakereciler ürküyor. Biz yürüyoruz, başkanlık rüyası gören 17-25 Aralık çetesi kaçacak delik arıyor. Bizim yürüyüşümüz faziletlidir. Bizim yürüyüşümüz adaletlidir. Bizim yürüyüşümüz şeref ve namus timsalidir. Bizim yürüyüşümüz Türkiye sevdasıyla temellenmiştir” dedi.
“ÖZEL HAYATI LİNÇ EDEN AHLAKSIZLAR DEMOKRASİDEN ANLAMAZLAR”
MHP Grup Başkanvekili Meral Akşener hakkındaki kaset iddialarıyla ilgili sert konuşan Devlet Bahçeli, “Özel hayatı linç eden ahlaksızlar demokrasiden anlamazlar. İnsan haysiyetine saldıran kaset tezgâhtarları demokrasiyi hakkıyla benimseyemez. Namuslu insanlara çamur atan reziller ve bunlara kol kanat geren fırsatçılar insan olmanın erdemini hiç dikkate almazlar” dedi.
7 Haziran genel seçimlerinde Burdurlulardan destek isteyen Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Soruyorum sizlere; Arsıza, hırsıza, uğursuza karşı bizimle yürümeye var mısınız? Rüşvetçiye, fitne ve çıkar odaklarına karşı bizimle yürüyecek misiniz? Vatan için, bayrak için, iş için, aş için, Burdur için bizimle yürümeye söz veriyor musunuz? İşte Burdur’un gerçek tercihi, işte Burdur’un sağlam duruşu budur. 13 yıldır kalkınan yandaşlar oldu, ortada kalan siz. Çalan AKP kadroları oldu, emeği çalınan siz. Harama göz diken hükümet oldu, helali kaptıran siz. Sınavlar sahte, memurlar mağdurdur. Sorular çalınmış, öğrenciler şaşkındır. Olaylar düzmece, basın sahtekârdır. İhaleler aldatma, rüşvetler bakanlaradır. Açılım bir tuzak, terörist memnundur. Mahkemeler fiyasko, mahkûmlar masumdur. Davalar külliyen yanlış, masumlar mahkûmdur. Kalkınma lafta kalmış, Burdur yoksuldur. Adalet boğazlanmış, hakim ve savcılar mesleklerinden atılmıştır. Emniyet kalmamış, polisler cezaevindedir. Milli güvenlik zedelenmiş, kırmızı kitap saraya tapuludur. Soruyorum sizlere; AKP’nin bu güne kadar yapılan öğrenci sınavlarındaki haksızlıklarını affedecek misiniz? Emeğinizi, alın terinizi, helal rızkınızı çalan ve çaldıran AKP’ye hakkınızı helal edecek misiniz? Sizleri fırsatçıyla, kapkaççıyla, hırsızla yüz yüze bırakarak cebinizdekini soyan AKP zihniyeti ile helalleşecek misiniz? Burdurlu vatandaşlarım, 7 Haziranda Milliyetçi Hareketten yana vereceğiniz kararla; Mührünüzü üç hilale vuracak mısınız? Onurlu bir hayatı seçecek misiniz? Adaletli bir düzeni tercih edecek misiniz? Huzura, emniyete, hakkaniyete oy verecek misiniz? Yokluğa, yoksulluğa, yolsuzluğa dur diyecek misiniz? Onursuzluğu, cepheleşmeyi, istismarı reddedecek misiniz? Davutoğlu, bu sese kulak ver. Bu haykırışı iyi dinle. Bu ses Burdur gerçeğinin sesidir. Erdoğan ve Davutoğlu’nun; zenginleşme yalanlarının arkasında açlık vardır, yoksulluk vardır, yolsuzluk vardır. Geliştik nutuklarının arkasında işsizlik vardır, kayırma vardır, yağma vardır. Büyüdük yalanlarının arkasında borç vardır, rantiye vardır, ipotek vardır. Huzur ve güvenlik safsatanın arkasında bölücülük vardır, kapkaç vardır, çeteleşme vardır. AKP’de korku dağları sarmıştır. Bu korku hesap verme korkusudur. Hırçınlıkları bundandır. Uykuları bunun için kaçmaktadır. Ancak korkunun ecele faydası yoktur. Milliyetçi Hareket milletimizden aldığı güçle iktidara koşmaktadır. Burdur iktidar müjdesini veriyor, Burdur Milliyetçi Hareketle yürüyor. AKP’ye oy veren kardeşim, ülkemiz kötüye gidiyor. Artık siyasi taassup ve tarafgirlikle hareket edecek vakit kalmamıştır. AKP, aldığı oyları kötüye kullanmış, Türkiye’yi harabeye çevirmiştir. AKP’ye destek veren kardeşim; ülken için, milletin için, vatanın için, geleceğin için bu defa birlikte yürüyelim. Bunlarda hayır yoktur, bunlarda ümit yoktur, bunlarla huzur yoktur. CHP’ye oy veren vatandaşlarım, çağrım sizleredir; gelin bu defa bizimle yürüyün. Kararsız duran, henüz tercihini yapmamış kardeşim; boşuna zaman kaybetme, MHP bil ki seninle, senin yanındadır. O halde bizimle yürümek, MHP’yi iktidara taşımak için oy verecek misiniz? 7 Haziran’da mührünüzü üç hilale heyecanla vuracak mısınız? Burdur’un talihi açık, geleceği aydınlıktır. Allah hepinizden razı olsun, umutlarınız umutlarımız, talepleriniz hedefimizdir.”
Burdurlulara seçim beyannamesini açıklayan Bahçeli konuşmasından sonra karanfil dağıtarak mitingini sonlandırdı.
(İHA)